04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı, Cumhuriyet gazetesinin “Soylu, SBK Uçağı İle Kaç Kez Uçtu?” İddialarını yalanladı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; “Cumhuriyet Gazetesi’nde bugün yer alan “SBK Uçağı Kimleri Uçurdu?” “Soylu, SBK Uçağı İle Kaç Kez Uçtu?” başlıklı herhangi bir belge veya somut olay bilgisi içermeyen ve yeni bir iftirayı barındıran iddialarla ilgili aşağıdaki açıklamanın yapılma zarureti doğmuştur: Söz konusu haberde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, halen kaçak olan SBK Holding’in sahibinin “kendi özel uçağını özellikle seçim döneminde neredeyse özel taksisi gibi kullandığı iddia ortaya atılmış”, bu suretle kamuoyu nezdinde olumsuz bir algı oluşturulması gayreti içine girilmiştir. Faturası ekte paylaşılan uçak kiralama hadisesi; 2017 yılında Ankara’daki bir sivil havacılık şirketinden ücreti mukabilinde yapılmış bir uçak kiralama işlemidir. Seçim yasakları sebebiyle 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu çalışmaları sırasında son bir haftada, esasen İçişleri Bakanlığı’na ait uçak ve helikopterler olmasına rağmen siyasi etik gereği bu araçlar kullanılmamış, seçim çalışmalarında daha önce de zaman zaman yapıldığı gibi, bedeli bizzat İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından karşılanmak suretiyle, en uygun fiyatı veren Söğüt Havacılık A.Ş. adlı ticari işletmeden uçak kiralama yoluna gidilmiştir. Uçak veya araç kiralama şirketlerinin o an müsait uçağı olmaması durumunda, başka bir şirketten ikincil kiralama yaparak müşterilerinin talebini karşıladığı, sivil havacılıkta sıklıkla rastlanılan ve bilinen bir durumdur. Anlaşıldığı kadarıyla Söğüt Havacılık firması, o an müsait uçağı olmadığı için, Borajet adlı firmadan da uçak temin ederek müşteri talebini karşılama yoluna gitmiştir. Toplam 12,5 saatlik yurt içi uçuş gerçekleşmiştir. Seçim çalışmaları tamamlandıktan sonra, Söğüt Havacılık A.Ş. tarafından söz konusu hizmete ait fatura düzenlenmiş, Sayın Süleyman Soylu’nun sahibi bulunduğu işyeri adına kesilen faturanın bedeli, yine kendi firmasından ödenerek, süreç tamamlanmıştır. 2017 yılındaki seçim çalışmaları sırasında gerçekleşen bu hadisede, gerek uçak talebi, gerekse hizmetin karşılığı olan ödemenin yapılması sırasında temas edilen *tek kurum, Söğüt Havacılık A.Ş.’dir.* Bu durumu teyit eden fatura da ekte olup, kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Daha önce Sözcü Gazetesi tarafından dile getirilen ve şimdi de benzer şekilde Cumhuriyet Gazetesi tarafından hangi amaca yönelik olduğu belli olan iftira kampanyasının bir bölümü olarak planlanan bu haberlere karşı, hukuki hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

2 yıl önce

Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu CHP'nin paralı tetikçisi çıktı! Valilik soruşturma başlattı

CHP'nin finanse ettiği bilinen medya organlarından bir tanesi olan Cumhuriyet Gazetesi'nin köşe yazarı Tuncay Mollaveisoğlu, önce organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in sözcülüğüne soyunmuş, daha sonra da kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın Artı1 kanalını finanse ettiği haberiyle gündeme gelmişti. CHP'nin tetikçisi Cumhuriyet'te bugün de "Bakan Soylu, iddiaya göre Korkmaz'ın uçan sarayını seçim döneminde özel taksisi gibi kullanmış" başlıklı köşe yazısıyla piyasaya çıktı. CHP'Lİ BELEDİYELERE YIKAMA YAĞLAMA Mollaveisoğlu'nun Yeniçağ gazetesinde yazar olduğu dönemde de köşesinde sürekli CHP güzellemesi yaptığı, 6 Mart tarihli köşe yazısında Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Muğla Büyükşehir adayı Osman Gürün'e övgü dolu kelimeler sarf ettiği görüldü. MOLLAVEİSOĞLU'NU CHP'NİN FONLADIĞI ORTAYA ÇIKTI Bağımsız Büyükşehir Adayı Behçet Saatcı ile Demokrat Parti Büyükşehir Adayı Mehmet Kocadon'u hedef alarak, bu ikisine verilecek oyun AK Parti'ye yarayacağını ifade eden Tuncay Mollavesioğlu'nun Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, "Danışman" olarak işe alındığı ortaya çıktı. BÜYÜKŞEHİR'İN BELGESİ DOĞRULADI Mollavesioğlu'nun işe alındığı ile ilgili Büyükşehirce yayınlanan bir yazı tartışmalara da beraberinde getirdi. 02 Mart 2018 tarihli Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı'na ait Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumhur Çoban imzası ile yayınlanan yazıya göre, Tuncay Mollavesioğlu 15 Şubat 2018 tarihi itibariyle Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde "Danışman" olarak işe alındı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI Cumhuriyet Gazetesi'nde bir takım manipülatif haberlere imza atan ve aynı zamanda Muğla Büyükşehir Belediyesinde danışman kadrosunda görev yapan ve belediyeye uğramadan maaş aldığı bilinen Tuncay Mollaveisoğlu hakkında Muğla Valiliğince soruşturma başlatıldı. KİŞİYE ÖZEL KÖŞE YAZISI Bu olayla birlikte Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün büyük bir seçim skandalına imza attığı ortaya çıkmış ve "Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi ile maaşı ödenen Tuncay Mollavesioğlu, seçim sürecinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı'na özel köşe yazısı yazsın diye mi işe alındı?" sorusunu gündeme getirmişti. Osman Gürün ise bu hamlesiyle siyasi rakipleri tarafından da etik olmamakla eleştirilmişti. ORGANİZE SUÇ LİDERİ SEDAT PEKER, DOLANDIRICI SBK, SOYLU OPERASYONU... Tuncay Mollaveisoğlu şimdi de organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker'le ilgili algı operasyonlarına Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde devam ediyor. Mollaveisoğlu'nun "Peker'in sırları ve tek partide 5 ton kokain", "Peker, iktidarın Susutluk Kamyonu mu?" gibi köşe yazılarıyla suç örgütü lideri Sedat Peker'in tetikçiliğini yaptığı görülüyor. CHP'nin medya yapılanması içinde yer alan Mollaveisoğlu, daha sonra kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın tetikçilik yapmak üzere kurdurduğu ve finanse ettiği Artı1 kanalıyla gündeme geldi. Sözcü Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil, sosyal medya hesabından kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın kanalı finanse ettiğini iddia etmiş, Özdil'in bu iddiasına gazeteci Uğur Dündar sert tepki göstermişti. Mollaveisoğlu, yine aynı yazıda "Sonra Gezi olayları oldu... Artı 1'de, Gezi'yi baştan sona yayımlama kararı aldık..." ifadeleriyle Türkiye'ye diz çöktürme operasyonu olan Gezi teröründe kendisinin ve satılık medyanın nasıl bir rol aldığını adeta itiraf ediyor. KARA PARAYLA SATI ALINAN GAZETECİLERDEN! Tuncay Mollaveisoğlu, Artı 1 kanalının kara parayla kurdurulması operasyonunun da merkezindeki isimlerden bir tanesi. Yılmaz Özdil'in hakkında kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamalarıyla kırmızı bülten olan ve Avusturya'da tutuklanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın Uğur Dündar'ın da kuruluş döneminde yorumculuk yaptığı Artı 1 TV'yi kurdurduğu iddiası ortalığı karıştırmıştı. Bu iddiaların ardından Uğur Dündar, "Sen nasıl olur da benim namusuma şerefime ima yollu laf söylersin ayıp be utan utan yazıklar olsun sana yerin dibine gir! Karşıma çıkarsan çok fena yaparım..." ifadeleriyle Yılmaz Özdil'e çok sert tepki göstermişti. "SORMAYAYIM O HALDE..." Özdil, "SBK iddianamesinde yazılanları sordum, Tele1'de değerli ağabeyim Uğur Dündar'la Tuncay Mollaveisoğlu beni eleştiriyor, sormayayım o halde..." ifadeleriyle bir paylaşımda daha bulundu. 40 MİLYONLUK SKANDAL! "PARAYI ERDOĞAN TOPRAK TOPLADI" CHP yandaşı yazarların ifşaları CHP'deki milyonluk vurgunu da gün yüzüne çıkardı. Can Ataklı'nın kanalın kurulması için toplanan 40 milyon liranın CHP'li bir yönetici tarafından buharlaştırıldığını açıklamasının ardından CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin de iddiaları doğruladı. Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ise o paraların CHP Milletvekili Erdoğan Toprak tarafından toplandığını açıkladı. BELEDİYELER HARACA BAĞLANDI CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, sürecin Gezi'den sonra başladığını anlattı. Buna göre Halk TV'nin yanında yeni kanal için düğmeye basıldı. "Kanalın başına da Uğur Dündar gelecek" denildi. Bir otelde toplantı yapıldı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan Toprak'a düşüncesini sorduğunda Toprak, "10 belediye 300 bin dolar verirse yeterli destek sağlanmış olur" yanıtını verdi. Böylece para toplamaya başladılar. CHP'nin kurmak isteği kanal için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, küçük belediyelerden 300'er bin, Maltepe ve Sarıyer'den 2'şer milyon dolar istedi. TOPRAK'A PARAYI ELDEN VERDİM Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de Toprak'ın kendisinden televizyon kanalı kurulmak için para istediğini söyledi. Toprak'ın Levent'teki ofisine gittiğini belirten Erzen, "Param yoktu, oğlumun düğünündeki altınlarını kuruş kuruş hesap ederek, bir kâğıda yazarak Erdoğan Toprak'a bürosunda verdim ve para yetmedi. Üzerine 48 milyar verdim" dedi. KANAL BATTI, PARA BUHAR OLDU CHP'li başkanların çoğu, genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak'ın Levent'teki ofisinde paraları ödedi. İddiaya göre kanal, ABD'de kara para aklamasıyla tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz'ın parasıyla kuruldu. Toplanan 40 milyon lira ise hiçbir zaman kanala gitmedi. Kanal battı, 40 milyon lira ise sırra kadem bastı. Partililer kayıp paranın peşine düşerken Toprak, olayı yalanladı. "Tüm iddialar, aday olamayan bazı kişilerin intikam çabalarının sonucu" diyerek eski belediye başkanlarını suçladı. BUGÜN DE SOYLU OPERASYONUYLA GÜNDEMDE CHP'nin tetikçisi bugün de yine Cumhuriyet'te "Bakan Soylu, iddiaya göre Korkmaz'ın uçan sarayını seçim döneminde özel taksisi gibi kullanmış" şeklinde algı kokan bir habere imza attı. Cumhuriyet'in iddiasına jet hızıyla yanıt veren Bakanlık, "Faturası ekte paylaşılan uçak kiralama hadisesi; 2017 yılında Ankara'daki bir sivil havacılık şirketinden ücreti mukabilinde yapılmış bir uçak kiralama işlemidir. Seçim yasakları sebebiyle 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu çalışmaları sırasında son bir haftada, esasen İçişleri Bakanlığı'na ait uçak ve helikopterler olmasına rağmen siyasi etik gereği bu araçlar kullanılmamış, seçim çalışmalarında daha önce de zaman zaman yapıldığı gibi, bedeli bizzat İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından karşılanmak suretiyle, en uygun fiyatı veren Söğüt Havacılık A.Ş. adlı ticari işletmeden uçak kiralama yoluna gidilmiştir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Cumhuriyet Gazetesi'ne 1 milyon liralık tazminat davası

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun avukatı Uğur Kızılca, yazılı açıklama yaptı. Kızılca, Süleyman Soylu hakkında; Cumhuriyet Gazetesi tarafından 52 gündür 254’ü doğrudan müvekkiline yönelik olmak üzere, toplam 313 haber ve köşe yazısı yayımlandığını belirtti. Kızılca, müvekkilinin kişilik haklarını hedef aldığını ileri sürdüğü bu haberlerin tamamen kurgu ve gerçeğe aykırı olduğunu, haberlerin veriliş biçimleri dikkate alındığında haber verme hakkının kötüye kullanıldığını savundu. Kızılca, şöyle dedi: "Gelinen aşamada müvekkilimin 52 gündür sistematik bir şekilde maruz kaldığı saldırının ağırlığı ve kabul edilemez oluşu, saldırının ülke genelinde geniş bir kitleye ulaşacak şekilde alenen yapılmış olması, gerçeğe aykırı haberlerin içeriğinde yer alan hususlar, bu hususlara bilerek ve istenerek yer verildiğinin çok açık olması, bu süreçte odak olarak karşımıza çıkan gazete tarafından sistematik olarak ısrarla saldırıda bulunulması üzerine 1 milyon Türk Lirası manevi tazminata hükmedilmesi talebiyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmıştır."

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Türkiye Cumhuriyeti sicili en temiz ülkedir

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle: Diyarbakır annelerine MKYK üyelerimiz adına selamlarını iletiyoruz. Terörle mücadele konusunu yakın bir şekilde takip ediyoruz. Her geçen gün daha ve net açık şekilde görüyoruz. Bu bölgenin çocuklarını kendileri için umutlu bir gelecek inşa etmeye çalışan çocukları kendileri için terörist yapmaya çalışanlar, kendilerini yakın olanları köleleştirmeye çalışan bir düzen kurmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu operasyonlar olmasaydı teröristler ve onlara destek verenler çok büyük bir mesafe alacaklardı. Ülkemizde operasyon yapmaya çalışanlara vereceğimiz cevap nettir. Teröre kimin destek verdiğini görüyoruz. Müttefiklerimizin teröre verdiği destek bizi üzüyor. Bunların arkasına kimlerin saklandığını, kimlerin destek verdiğini görecek kadar da Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü bir devlet tecrübesi vardır. Bunlarla mücadelenin en kararlı şekilde sürdürülmesi konusunda her türlü imkana da sahibiz. Türkiye, çocuk asker kullanmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda sicili en temiz devlettir. Çocuk terörist meselesinde Türkiye Cumhuriyeti devleti en temiz devlettir. İftira bile atılamayacak bir devlettir. Türkiye, insan ticaretinin önlenmesi konusunda en güçlü mücadeleyi veren ülkelerden birisidir. Çocukları savaşçı olarak kullananların başında PKK ve DEAŞ terör örgütü gelmektedir. ABD'nin İnsan Ticareti raporunda Türkiye'nin suçlanması asla kabul edeceğimiz bir durum değildir. Buradan bir kere daha İskeçe Türk Birliği’nin bu haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Yedi ilde 8 bin 739 denetim yapıldı. Mevzuata uymayan 140 tesise 18 milyon ceza kesildi. Kazanımları korumanın yolu aşılamaya destek vermektir. Pandemi destekleri yıl sonun da 196 milyar TL'ye ulaşacak Çocukları dağa kaçırılmış. Bu dağa kaçırmalar da belli siyasiler aracılığıyla yapılmış. İlk defa bu kadar sivil, anne vicdanının bir araya gelerek talep ettiği tek bir şey var, evladını istiyor. Dünyada bundan daha meşru ve haklı bir talep olabilir mi? Olamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kıbrıs ziyareti Bundan rahatsız olanlara 'kendi işinize bakın' diyoruz.

2 yıl önce

Cumhuriyet ve Sputnik'ten yeni algı çalışması: TCMB rezerv artışını 'gerileme' olarak duyurdular

TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 2 Temmuz'da Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 379 milyon dolar artışla 59 milyar 619 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 25 Haziran'da 59 milyar 240 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 323 milyon dolar azalarak 40 milyar 918 milyon dolardan 40 milyar 595 milyon dolara indi. Böylece Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 2 Temmuz haftasında bir önceki haftaya kıyasla 56 milyon dolar artarak 100 milyar 158 milyon dolardan 100 milyar 214 milyon dolara yükseldi. Cumhuriyet gazetesi ve Sputnik karalamaya çalıştı Bir önceki aya oranla artış gösteren TCMB rezervlerini okuyucularıyla paylaşan Cumhuriyet gazetesi ve Sputnik, yeni bir algı çalışmasına imza attı. Cumhuriyet gazetesi, gelişmeyi "Net rezervler geriledi" ifadeleriyle gündeme taşıdı. Rus Hükümetine bağlı medya kuruluşu Sputnik ise artışı görmezden gelerek "Rezervler 100 milyar 214 milyon dolar oldu" başlığını attı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı Bakan Müşaviri Gültekin’den Cumhuriyet yazarı Terkoğlu’na: Gazetecilik mesleğini, birilerinin posta güvercini olmak uğruna kirletiyorsun

Gültekin’in açıklaması şöyle; “Cumhuriyet'in 'acar araştırmacı' yazarı Barış; İddialarını belgeleriyle ortaya koyabilmen için verdiğim 24 saat doldu. Bu süre içerisinde iddialarını ispat edemediğin için laf-ü güzaftan ibaret olduğu ve bir kez daha, operasyonel gazeteci olduğun ortaya çıktı. Sayın Bakanımız TRT Haber’de, Cumhuriyet Gazetesi’nin terörü destekleyen haberlerini gösterdiğinde, şimdiki yönetim “o haberleri biz değil, Can Dündar yaptı” itirafında bulunmuş ve Dündar’ın operasyonel gazetecilik yaptığını ve "birilerinin elemanı" olduğunu itiraf etmişti. Aynı itiraf, yıllar sonra Barış’ın haberleri için de; “Biz değil”, “o yaptı" mı olacak? Gazetecilik mesleğini, birilerinin posta güvercini olmak uğruna kirletiyorsun. Peki, gazeteyi savunan, gazetecilik dersleri veren Alev Coşkun, bu haberciliğe suskun mu kalacak? Dün sadece, 24 saat içinde somut delillerle iddianı kanıtlamanı söyledim. Görüyorum ki, iddia ve iftira zengini, somut delil fakirisiniz. Bu yalanını da, açtığımız manevi tazminat davasına ekliyoruz. Yalanların, mesnetsiz, belgesiz iddialarınla yeni haberlerinde görüşmek üzere”

2 yıl önce

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya istifa etti

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun’un kendisine ‘sendika üyesi gazetecileri istifa etmeye zorlaması’ yönünde istekte bulunduğunu söyledi. Küçükkaya, "Gelinen noktada ‘ya çalışma arkadaşların istifa edecekler ya da sen genel yayın yönetmenliğini  bırakacaksın’ çizgisine geldi" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhuriyet ve Birgün’den Bozkurt’ta provokasyon girişimi

Birgün ve Cumhuriyet gazetelerinin yalan haberleri son hızıyla devam ediyor. Antalya ve Muğla’da çıkan orman yangınlarında yaptığı pek çok provokasyon haberi resmi belgelerle yalanlanan Birgün gazetesi, sel felaketinin vurduğu Bozkurt’ta da yalan haberlerini devam ettiriyor. Birgün’de bugün çıkan “Halkı kaderine terk etmişler” ve Cumhuriyet’te yayımlanan “Bozkurt’ta 1,5 gün kaderlerine terkedildiler: Hamile kadınlar vardı, helikopter gelmedi” haberlerini okuyan Bozkurtlu vatandaşlar şaşkınlıklarını gizleyemediler. BOZKURT HALKINDAN TEPKİ Bozkurtlu pek çok vatandaş “Canımız ve kayıplarımızla uğraşırken bizden devletimizi kötülememizi istiyorlar. Devlet ilk andan itibaren burada. Her şeyi tam ve eksiksiz yapıyor. ‘Yardım gelmedi, HES kapağı patladı, açız, susuz kaldık’ dememizi istiyorlar. Milletvekilleri gelip bizi tahrik etmeye çalışıyor. Bazı kanallar bize bazı şeyleri söyletmek istiyor. Biz buna kanmayız. Kastamonu’ya gelen herkes önce Kastamonu tarihini bir okusun!” diyerek muhalif basına ve CHP heyetine tepki gösterdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18