28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

200 bin dolar rüşvet alırken yakalanan Bilecik Belediye Başkanı Danışmanı Selçuk Erdağı tutuklandı

Bilecik Belediyesi Başkanı Semih Şahin'in danışmanı olan ve Belediye iştiraklarından Kayı A.Ş isimli firmanın Yönetim Kurulu başkanı olan Selçuk Erdağı, bina ruhsatı almak isteyen bir kişiden ruhsat bedeli için 400 bin lira, yapımı devam eden ve tahmini 42 milyon lira bedel belirlenecek olan Alışveriş Merkezinin işlemlerini takip etmek için başka bir kişiden ise 5 milyon lira istedi. 330 BİN DOLARA ANLAŞTI Erdağı'nın kendisinden AVM'nin işlemlerini takip etme maksatlı 200 bin dolar nakit, 130 bin dolarda senet olmak üzere anlaşmaya varıldığı belirten mağdur, polise ihbarda bulundu. Bilecik KOM Şubesi ekipleri para alışverişinin şüphelinin Bilecik Belediyesindeki ofisinde gerçekleşeceğini öğrenince operasyon için düğmeye bastı. BELEDİYEDE RÜŞVETE SUÇÜSTÜ Yapılan operasyonda Selçuk Erdağı, Belediyede bulunan odasında rüşveti alırken yakalandı. Erdağı gözaltına alınırken, daha önceden seri numarası alınmış 200 bin dolara da belediyedeki operasyonda el konuldu. KOM Şube Müdürlüğünde ifadesi alınan Selçuk Erdağı, sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından "rüşvet" suçundan tutuklandı.

2 yıl önce

PKK'lı terörist Volkan Bora'nın sözlüsü HDP’li Semra Güzel'in TBMM'deki danışmanı Kenan Canpolat'ın, terörist Bora'nın kuzeni olduğu ortaya çıktı

PKK’lı teröristle sevgili olduğu ortaya çıkan HDP Diyarbakır vekili Semra Güzel hakkındaki iki fezlekeyi görüşmek üzere Meclis Hazırlık Komisyonu, geçen gün ikinci kez toplandı. Hazırlık Komisyonu, Semra Güzel’e, yazılı savunma için 28 Ocak, sözlü savunma için de 31 Ocak’a kadar süre verdi. Ancak kendisine tanınan süre içerisinde yazılı savunmasını sunmayan HDP’li vekil, sözlü savunmaya da gelmedi. TERÖRİSTİN KUZENİ DANIŞMANIYMIŞ Olayın ortaya çıkmasının ardından ortalarda gözükmeyen Güzel ile ilgili yeni detaylar da ortaya çıktı. Güzel'in TBMM'de danışmanlığını yapan Kenan Canpolat'ın, terörist Volkan Bora'nın kuzeni olduğu öğrenildi. SuperHaber yazarı Ceyhun Bozkurt'un edindiği bilgilere göre Canpolat'ın, 2015 yılında Habur’dan çıkış yaparak Irak’ın kuzeyine gittiği, sonra da Türkiye’ye giriş yaptığı tespit edildi. ALMANYA'YA KAÇTI Bozkurt, HDP'li Güzel'in makam şoförlüğünü de yapan Canpolat'ın, bu olayların ardından Almanya'ya kaçtığını ifade etti.

2 yıl önce

Bahçeli'nin danışmanı Çiçek’ten Yılmaz Özdil'e: Alkolik, berduş!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin basın danışmanı, Türkgün gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek'in hedefinde bugün Sözcü yazarı Yılmaz Özdil vardı... CHP'de "Kemalciler - Ekremciler" kamplaşmasında safların belirlenmeye başlandığına dikkat çeken Çiçek, Özdil'in Ekrem İmamoğlu cephesinde yer aldığını belirtti. Yılmaz Özdil'in İmamoğlu'na verdiği desteği sorgulayan Çiçek, "Geçmişte biz de Yılmaz Özdil’i Atatürkçü, vatansever, PKK ve terörist düşmanı sanıyorduk. Oysa çok yanıldığımızı kendisi özellikle son 6 yılda defalarca gösterdi." ifadelerini kullandı. Yıldıray Çiçek'in "Kemalciler Atatürk düşmanı da Ekremciler sevdalısı mı?" başlıklı yazısında Sözcü yazarını hedef alan çok sert ifadeler de yer aldı. İşte o yazının ilgili bölümü; "Yılmaz Özdil’in Kemal Kılıçdaroğlu’na özel bir takıntısı olduğu muhakkak. Ama bu takıntı hali Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi ihanet çukuruna düşürdüğü gerçeğini değiştirmiyor. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’ün emanetlerine ihanet eden adam şeklinde etiketleyen Yılmaz Özdil, Ekrem İmamoğlu gibi HD(P)KK ilişkisi alenen ortada olan bir adama nasıl güzellemeler yapıp, cilalar çekebilir ki? Kemal Kılıçdaroğlu “Atatürkçü” değil de Ekrem İmamoğlu mu Atatürkçü? Kaldı ki Yılmaz Özdil’in Atatürk ile ne alakası var ki? Geçmişte biz de Yılmaz Özdil’i Atatürkçü, vatansever, PKK ve terörist düşmanı sanıyorduk. Oysa çok yanıldığımızı kendisi özellikle son 6 yılda defalarca gösterdi. 2015 yılında “Atatürk düşmanı” dediği Kemal Kılıçdaroğlu’na “Tıpış tıpış değil… Defolup gideceksiniz kardeşim.” yazısı yazan Yılmaz Özdil, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” gibi bir sloganı doğru bulmuyorum.” diyen Atatürk düşmanı Canan Kaftancıoğlu için 2019 yerel seçimleri sonrası niçin “Canan Kaftancıoğlu gibilerin sayısını artırmalıyız, çoğaltmalıyız” diyerek ona her manada destek olmaya başlamıştır? Oysa 2018 yılında Canan Kaftancıoğlu’nu kastederek “CHP seçmenleri meydanlarda caddelerde televizyon programlarında bangır bangır “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırırken, bu slogandan onur duyarken, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyemeyen il başkanları mı… Ümit Kocasakal mı?” yazısını yazan da Yılmaz Özdil idi. Yılmaz Özdil’i Ekremci, Canancı, Demirtaşcı yapan nasıl bir süreç olmuştur? İşin içinde para mı, şantaj mı var? Yoksa Yılmaz Özdil de “kendimi artık HD(P)KK ve terörist Demirtaş’ı savunmaya adadım” noktasına gelmiştir? Bunun için Ekremci olmana gerek var mı, zaten Kemalciler de çok iyi yapmıyor mu? HDP’ye oy isteyen Yılmaz Özdil… Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP’li belediyelere “Kayyum” atanmasına karşı çıkan Yılmaz Özdil… Terörist Demirtaş’ın kitabının tanıtımını yapmayan basına “puşt tarlası” diyen Yılmaz Özdil… PKK karargâhına dönmüş TTB’ye sahip çıkan Yılmaz Özdil… Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinin ardından, yapılan operasyonda DHKP-C’nin Türkiye sorumlularından Kamile Kayır’la aynı bölmede yakalanarak gözaltına alınan ve tutuklanan ve daha sonra cezaevinde eylemde ölen avukat Ebru Timtik’e “Yazıklar olsun bu ülkeye, yazıklar olsun, bu zulme esir olduğumuz için, sesimizi yükseltme cesareti göstermediğimiz için milletçe utancımızdan yerin dibine girmemiz gerekiyor” sözleriyle de sahip çıkan Yılmaz Özdil… “Kemal Kılıçdaroğlu Atatürkçülerin düşmanı” diye yazan-konuşan Yılmaz Özdil’in Atatürkçü olduğuna dair bu özetten bir kanıt gören oldu mu? İBB’yi PKK kampına dönüştüren, terörist Demirtaş aşkıyla yanan HDP’ye toz kondurmayan, şehit Ömer Halisdemir ismine alerji duyan Ekrem İmamoğlu’na çekilen cilanın bedeli nedir? Aynı proje sahipleri ikinizi de aynı çuvala mı attı? Yılmaz Özdil neyin karşılığında Ekremci olmuştur? Proje sahipleri kendine ne vaatlerde bulunmuştur? Yoksa Ekrem seni “her rakı-balık keyfinde seni yanımda götüreceğim” diye kandırarak mı Ekremci yapmıştır? Çünkü Yılmaz Özdil “Rumlar öyle bir meze yapar ki Kıbrıs’ı veresin gelir” diyecek kadar alkolik, “Samimiyetle söylüyorum, bu sözlerimde en ufak bir kinaye yoktur, Tayyip Erdoğan bir tane bira içmiş olsaydı bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu.” diyecek kadar berduştur. Onun Ekremci olması bu kadar basittir. Ama Kemal Kılıçdaroğlu da kendisine çilingir sofrası kuracak kadar kabiliyetli biridir. Yılmaz Özdil iyi düşünsün Kemalciler-Ekremciler arasında bir fark yoktur. Her iki tarafın yaptığı da Atatürk düşmanlığıdır. Yılmaz Özdil sen de artık her iki tarafa yakışan bir hale geldin… O yüzden ayrımcılık yapma…"

2 yıl önce

Asırlardır yapılan ‘sade gözleme’yi yeni çıktı sandı! Kılıçdaroğlu’nun danışmanının ‘boş gözleme’ çuvallaması…

Ekonomik sıkıntıları bahane ederek halkı sokağa çekmek isteyen muhalefetin ve muhalefet partileri belediyelerince fonlanan trollerin halkı galeyana getirmek için kullandığı görsel ve videoların tamamına yakını uydurma çıkıyor. BOŞ GÖZLEME ÇUVALLAMASI Halktan kopuk olan ve Anadolu’nun adet ve kültüründen uzak olan CHP’li isimlerin de bugün sıkça paylaştığı ‘boş gözleme’ görseli çok ses getirdi. Anadolu’nun pek çok şehrinde asırlardır yapılan ve lezzetle yenen ‘sade gözleme‘den habersiz olan pek çok muhalif hesap “İnsanlar artık gözlemenin içine peynir koyamıyor” algısını oluşturmaya çalıştı. KILIÇDAROĞLU’NUN DANIŞMANI PAYLAŞTI CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir tarafından paylaşılan görsel kısa sürede sosyal medyada yayıldı. Pek çok muhalif haber sitesi de ‘boş gözleme’ haberi yaptı. VATANDAŞLAR TEPKİ GÖSTERDİ Yıllardır yedikleri bir yemeğin sosyal medyada bir yalana alet edilmesine pek çok sosyal medya kullanıcısı tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun danışmanına “Bu kafayla ülkeyi yönetmeye adaylar, milletten bu kadar kopuk olunmaz” gibi pek çok cevap verildi.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı Fatih Gürsul yeniden hakim karşısında

FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi’ndeki akademik yapılanmasına ilişkin davada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanlarından Fatih Gürsul 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülmeye başlanan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya sanık Fatih Gürsul avukatıyla birlikte katıldı. “DAVİD KENYES İLE DOSTLUKLARI VARDI” Tanık dinlenen duruşmada ilk olarak gizli tanık Karadeniz ifade verdi. Fatih Gürsul’un 2000’li yıllarda cemaat evinde kaldığını söyleyen gizli tanık Karadeniz, “Bu evlerde askeri öğrencilere ders anlatırdı. Bir kez evlerine gitmiştim. Sonra sanığı darbe girişimine kadar kendisinden hiç haberim olmadı. Bylock programının patentini alan David Kenyes ile bu kişinin dostlukları vardı” dedi. “TELEFONUMUN İNCELENMESİNİ İSTİYORUM” Tanık ifadesinin ardından söz verilen sanık Fatih Gürsul, gizli tanığın söylediği gibi öğrenci evlerinde kalmadığını ve askeri öğrencilerle hiç tanışmadığını söyledi. Akademisyen olduğunu ve birçok projede yer aldığını söyleyen Gürsul, “Ben danışman olunca basında da çıktım. Beni o zamanlar lise arkadaşım, üniversite arkadaşım olduğunu söyleyen çok kişi aradı. Gizli tanık beni 20 yıldır görmediğini söylüyor. Kendisinin bana ulaşamaması mümkün değildir. Ben insanların göz önünde olan bir kişiyim” dedi. Telefonunu 2015 yılında satın aldığını söyleyen Gürsul, “Bylock tespit tutanağında 2014 yılında kullanıldığını söylüyor. Bunun incelenmesini talep ediyorum. Gözaltına alındığımda dijitaller alındı ve incelemeye gönderildi. 300 tane FETÖ’ye ilişkin anahtar kelime arandı 1 tane bile anahtar kelimeye rastlanılmadı. Bunu da takdirinize bırakıyorum” dedi. 15 YILA KADAR HAPİS TALEBİ Tanık ve sanık beyanlarının ardından duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını dosyaya sundu. Hazırlanan mütalaada sanık Fatih Gürsul’un, telefonunda Bylock programı tespit edildiği belirtilerek, “Örgüt yapılanmasına dahil olduğu anlaşıldığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğu ve gizlilik sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığı, bu nedenle örgütle bağlantısını gösteren delil olduğu belirtildiği..” ifadeleri kullanıldı. Mütalaada sanık Fatih Gürsul’un örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak örgüte ait süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerde bulunduğu belirtilen mütalaada, “terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Mütalaanın ardından sanık ve avukatına savunma için süre veren mahkeme duruşmayı erteledi.

2 yıl önce

CHP Gençlik Kolları İletişim Danışmanı Alican Ayvataş’ın övmediği terör örgütü ve terörist kalmamış

HDP’ye ve DHKP-C’ye verdiği destekle sürekli eleştirilen CHP’de skandalların ardı arkası kesilmiyor. Hemen her gün ya bir taciz ya bir rüşvet ya da terör skandalının patlak verdiği CHP’de bugün de Gençlik Kolları Genel Başkan İletişim Danışmanı Alican Ayvataş deşifre oldu.   Ayvataş’ın PKK’ya “Kürt Hareketi”, DHKPC’ye “cephe”, CHP’ye “katliamcı”, Seyit Rıza’ya “general” dediği tweet’ler gündem oldu. https://twitter.com/genelgundem/status/1507367699365642244?s=21&t=W11tjA19Uiwossp8IEnSuQ Ayvataş, Türkiye’nin terör operasyonları için de “katliam” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Meral Akşener'in eski danışmanından sert tepki: Farklı bir amaçla değişiklik yapıldı

İYİ Parti'deki Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu depreminin yankıları devam ederken Genel Başkan Akşener’in eski danışmanı Vedat Yenerer'den çarpıcı açıklamalar geldi. İYİ Parti Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, kararların partinin iç meselesi olduğunu, değişikliklerde performans ölçümünü de nazara aldıklarını söyledi. Dervişoğlu, Koray Aydın’ın teşkilat başkanlığından alınmasının dışarıda olduğu kadar parti içinde tartışılmadığını ifade etti. Akşener’in eski danışmanı Vedat Yenerer ise İYİ Parti’de Türk milliyetçilerine darbe vurmaya devam edildiğini söyledi. "FARKLI BİR AMAÇLA DEĞİŞİKLİK YAPTI" Türkiye gazetesinde açıklamalar yapan Yenerer “Partide son kongreden başlayarak sistematik bir değişim var. Bu süreçte Amerikancılar yerinde kaldı, görevini sürdürüyor. Parti, ideolojisinden tamamen saptı. Kimin neyi savunduğu belli değil. Genel Başkan Yardımcılarına baktım; birkaç Türk milliyetçisi var o kadar. Bir partinin merkezindeki genel başkan yardımcıları aynı ideolojide değilse o parti serseri mayına dönmüş demektir. Genel Başkan, partiyi liyakatsizlerden temizlemek yerine farklı bir amaçla değişiklik yaptı. Koray Aydın’ın teşkilat başkanlığından alınması çok manidar. HDP’ye tavır gösterenlerin başında Yavuz Ağıralioğlu geliyordu. Partideki Türk milliyetçilerinin son derece rahatsız olduğunu biliyorum” diye konuştu. Yenerer, İYİ Parti’yi iş birliği yaptığı Millet İttifakı’nın yanında, Millet İttifakını da HDP ile yan yana konumlandırdığını kaydetti.

1 yıl önce

İnceleme bitti, tablo vahim! İBB Basın Danışmanı Murat Ongun tatilinin hesabını veremedi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Murat Ongun, İstanbul'da kar esareti yaşanırken yaptığı İsviçre ve Milano tatilinin hesabını veremedi. Lüks tatili inceleyen İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Kontrolörleri, Murat Ongun ve eşi Gözdem Ongun'un harcama trafiğini ortaya çıktı. Son 5 yılda 1 milyon 227 bin 428 lira gelir elde eden çift, bu gelirden daha fazla harcama yapmış. Beylikdüzü Belediyesi'nde çalıştığı dönemde zorunlu olması rağmen mal bildiriminde bulunmayan Ongun, 2022'de verdiği beyanda taksitini ödediği evi bildirmemiş. Ongun ailesinin hesabına yollanan bazı paraların kaynağı ise meçhul!. İNCELEME BİTTİ TABLO VAHİM İstanbul'da ocak ayında yaşanan kar esareti sırasında şikayetlerini dile getiren vatandaşları sıcak evlerinde oturup trollük yapmakla suçlayan Ongun'un aynı günlerde İsviçre'de olduğu ortaya çıkmıştı. Courchevel'de kayak tatili yapan Ongun'un masrafları nasıl karşıladığı merak konusu olmuştu. Bu tartışmalar üzerine İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Kontrolörleri inceleme başlatmıştı. Yeni Şafak'ın haberine göre, Söz konusu incelemede çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. 7 GÜN DEDİ TATİL UZADI! İncelemeye göre, Ongun kayak otellerinin en pahalı olduğu sömestr tatili dönemi için (23-30 Ocak) 4 kişi 7 gecelik rezervasyon yaptırdı. Bunun için Ongun'un eşine ait hesap üzerinden 107 bin 547 lira ödeme yapıldı. Ancak tatil planlandığı gibi 7 gecede bitmedi. Ongun ve ailesi tatile rezervasyonun başlangıç tarihinden bir gün önce 22 Ocak'ta Milano'da başladı. Türkiye'ye geri dönüş tarihi ise rezervasyonun bittiği 30 Ocak değil 2 Mart oldu. Yani Ongun ve ailesinin tatilini nerede geçirdiği ve bedelinin nasıl karşılandığı tam olarak tespit edilemedi. Kontrolörler, fazladan geçirilen süreyi Ongun'a sordu ancak net cevap alamadı. GERÇEK FİYAT DAHA PAHALI Ongun skandalın patlak verdiği günlerde kendini, "Uludağ tatilinden daha ucuz" diyerek savunmuştu. Ancak bu iddia da asılsız çıktı. Kontrolörler tarafından yapılan incelemede Ongun ailesinin tatilini geçirdiği Les Arcs Panorama tesisinde kayak turizminin en ucuz olduğu Nisan ayında bile 4 kişinin 7 gecelik rezervasyon ücretinin 148 bin lira olduğunu belirledi. Tesisin kayak sezonundaki fiyatının yaklaşık 400 bin lirayı bulduğu belirtiliyor. 25 MİLYONLUK EVİ GİZLEDİ Ongun'un skandalı sadece şaibeli tatille bitmedi. İncelemede, yasal zorunluluk olduğu halde Ongun'un hem Beylikdüzü Belediyesi'ndeki hem de İBB'deki görevi süresince (1 Ocak 2017-22 Şubat 2022) mal bildiriminde bulunmadığı ortaya çıktı. Ongun inceleme sırasında kontrolörlerin talebi üzerine verdiği bildiriminde Beylikdüzü'nde 3 milyon TL değerindeki bir adet konutu, eşi tarafından alınan 300 bin lira değerinde otomobili olduğunu beyan etti. Ancak Ongun ve eşinin banka hesaplarında yapılan incelemede 1,5 yıl içerisinde "Ulus Lotus Evleri Sitesi A8 D2 taksiti ve aidat" adı altında 415 bin lira EFT yapıldığı belirlendi. Ongun'un bildiriminde bu evle ilgili bilgi verilmedi. Ayrıca yapılan piyasa araştırmasında Ongun ailesinin taksitini ödeyip beyanda bulunmadığı evin piyasa değerinin 25 milyon TL civarında olduğu görüldü. FAZLADAN HUZUR HAKKI ALMIŞ İncelemelerde Murat Ongun'a, yönetim kurulu başkanı olduğu İBB'ye bağlı İstanbul Dijital Medya Ticaret Anonim Şirketi'nce fazladan huzur hakkı ödendiği de ortaya çıktı. 2020 yılının ilk altı ayında 8 bin 972, ikinci altı ayında 9 bin 630 lira, 2021 yılının ilk altı ayında 10 bin 443, ikinci altı ayında 11 bin 326 lira aylık huzur hakkı ödenmesi gerekirken bu sınırlar aşıldı. Şirket genel kurulunca alınan kararlara istinaden 2020 yılında aylık 16 bin 500 lira, 2021 yılında aylık 18 bin 650 lira huzur hakkı ödendi. Böylece Ongun'a fazladan 146 bin 461 lira huzur hakkı ödendi. Bu duruma göz yuman şirketin yönetim kurulu üyesi İpek Elif Atayman ve Muhammet Oruç hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. HARCADIĞI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI! Kontrolörler eşi ve kendisi maaşlı çalışan olduğu halde İsviçre'ye tatile giden Ongun'un gelir gider tablosunu da masaya yatırdı. İncelemeye Ongun ile eşi Gözdem Ongun 2017 ve 2022 arasında toplam 1 milyon 227 bin 428 lira kazandı. Ancak Ongun ailesinin aynı dönemde sadece 3 kalemdeki giderleri (ev taksiti, kredi kartı ödemeleri ve okul ücreti) bile 1 milyon 372 bin 759 lira oldu. Yani Ongun ailesinin sadece 3 kalemdeki harcamaları bile gelirlerinden 150 bin lira fazla olduğu belirlendi. Kontrolörler gelir gider tablosu ortada iken Ongun ailesinin dünyanın en pahalı kayak merkezlerinden biri olan Courchevel'de tatil yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı tespitinde bulunarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. ŞÜPHELİ PARA AKIŞI Ongun ailesinin banka hesaplarındaki meçhul para hareketliliği de kontrolörlerin dikkatinden kaçmadı. 1 Mart 2021 ila 28 Aralık 2021 tarihleri arasında eşinin hesabına 403 bin 200 lira havale eden Murat Ongun, 7 Mart 2017 ile 1 Eylül 2020 tarihleri arasında da kendi hesabına 198 bin lira yatırdı. Hem Ongun'un hesabına hem de eşinin hesaplarına özel şahıslar tarafından yapılan 143 bin 840 lira EFT'nin hangi gelir veya alacaklar karşılığı yapıldığı anlaşılamadı. Her iki konuda da Kontrolörlerce Savcılığa gerekli bildirimler yapıldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9