24 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

HDP'li Semra Güzel'in skandal fotoğrafları HDP'nin kapatma davası dosyasına girdi

PKK'lı terörist ile fotoğrafı çıkan HDP Milletvekili Semra Güzel'e ait fotoğraf, bilgi ve belgeler Anayasa Mahkemesi'nde görülen HDP'nin kapatma davasına ek delil olarak gönderildi. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasıyla ilgili dosyaya eklenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 2 klasör dolusu ek delil gönderdi. Klasörlerde, Adıyaman kırsalında öldürülen terörist Volkan Bora ile birlikte fotoğrafı ortaya çıkan Semra Güzel ile ilgili fotoğraflar, belgeler ve ifadeler yer alıyor. Ayrıca eski HDP Milletvekili Behçet Yıldırım ile ilgili ifadeler ve belgelerde klasörde bulunuyor. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'nın PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 26. Dönem Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım ile 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak sucundan soruşturma başlatıldı. Yürütülen soruşturma dosyalarının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Anayasa'nın 69. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesine açılan HDP'nin kapatılmasına delil olabileceği değerlendirildi. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 2 klasör dolusu belge ve ifadeler Anayasa Mahkemesine sunması için gönderdi. Dosyada, Semra Güzel ve Behçet Yıldırım ile ilgili, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezlik bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen ve bu şekilde, Anayasa'nın 68. Maddesinin 4. Fıkrasına, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78, 80, 81, 82 ve 90. Maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu HDP'nin kapatılma davasına ek delil olarak değerlendirin bilgi ve belge bulunuyor.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu yine 'bedava elektrik' sözü verdi! CHP'li belediyeler, 'Yasal ve mümkün değil' demişti...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, bir kez daha Şanlıurfa'daki çiftçilere bedava elektrik vereceğini söyledi. Kılıçdaroğlu'nun bedava elektrik vaadinin mümkün olmadığını CHP Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da adile getirmiş, "Bu yasal değil ki, belediyelerimizin böyle bir harcama kalemi yok, yetkisi de yok. Biz bunu karşılayamayız." demişti. Başkan Erdoğan da, Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştirmiş, "Çiftçilerimizin yoğun elektrik kullandığı Adana, Hatay gibi şehirler sizin belediyelerinizin yönetiminde. Yapın oralarda elektriği bedava. Elinizi tutan mı var" ifadelerini kullanmıştı. KILIÇDAROĞLU, ŞANLIURFA'DA 'BEDAVA ELEKTRİK' SÖZÜ VERDİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa ziyaretinde, kentin belediyesinin kendilerine verilmesini istedi. Kılıçdaroğlu, çiftçilere seçimi kazanmaları halinde 'bedava elektrik' sözü verdi. Kılıçdaroğlu, "Bize Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını verin, elektriği bütün çiftçilere bedava vereceğiz" dedi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SERT TEPKİ GÖSTERDİ: HATAY'DA, ADANA'DA BEDAVA VER, ELİNİ TUTAN MI VAR? Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 'bedava elektrik' vaadinin mümkün olmadığını, mümkün ise CHP belediyelerinde bu uygulamanın başlamasını istedi. Erdoğan şu ifadeleri kullandı: CHP Genel Başkanı'nın belediyecilik anlayışını ortaya koymak bakımından şu örnekle tek başına yeterlidir. CHP Genel başkanı, geçtiğimiz haftalarda malum Şanlıurfa'ya gitmiş meydanı boş bulunca da kendince esip gürlemiş sonra sözü tarıma getirip belediyeyi bize verin çiftçiye elektriği bedava yapalım. Hadi Şanlıurfalı palavrayı tutmadığı için belediyeyi bunlara vermedi. Peki çiftçilerimizin yoğun elektrik kullandığı Hatay gibi, Adana gibi, Antalya gibi pek çok şehir sizin belediyelerinizin yönetiminde bakınız. Daha İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir'i saymıyorum. Yapın oralarda elektriği bedava, elinizi tutan mı var? Tabii burada önce çözülmesi gereken birkaç sorun var. Elektrik üretimi, dağıtımı Enerji Bakanlığımızın gözetiminde ilgili kamu kuruluşları ve özel sektör tarafından yapılıyor. İkinci sorun belediyelerin böyle bir görevinin bulunmaması. Velev ki böyle olsa bile daha kendi şehirlerinin yolunu yapmaktan, çöpünü toplamaktan, suyunu akıtmaktan, kanalizasyon ve su giderlerinin altyapısını inşa etmekten aciz CHP'li belediyelerde bu işe sıra bile gelmez. CHP'Lİ BAŞKAN: BU YASAL DEĞİL! NASIL ÖDEYECEĞİZ, MÜMKÜN DEĞİL... Kılıçdaroğlu'nun Şanlıurfa'daki vaadi sonrası Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile AK Partili Meclis üyeleri CHP'li belediyelerde 'Bedava elektrik' teklifi sundu. CHP'li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, teklif karşısında şoke olurken, oldukça öfkelendi. Ülgür Gökhan, Genel Başkanı'nın vaadinin mümkün olmadığını belirterek, "Bu yasal değil ki, belediyelerimizin böyle bir harcama kalemi yok, yetkisi de yok. Biz bunu karşılayamayız. Onu Kılıçdaroğlu'na sorarsınız. Burası Kılıçdaroğlu'nun yönettiği bir Meclis değil. Bu önerge yasalara aykırı. Bunu kabul ettiğimizi var sayalım. Yarın sabah çiftçilerin elektrik faturalarını ödemeye kalktık. Nasıl ödeyeceğiz? Bu mümkün değil." dedi. Yine Mersin Belediye Başkanı Vahap Seçer de, bedava elektriği belediyenin veremeyeceğini, elektrik yönetiminin bakanlıkta olduğunu söyledi. KILIÇDAROĞLU YİNE BEDAVA ELEKTRİK VAADİNDE BULUNDU Yaşananların ardından uzun süre sessizliğe bürünen Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanları tarafından bile pek olası görülmeyen vaadini bugün de yineledi. Kılıçdaroğlu, "Şanlıurfalı çiftçilere sözümüzdür bir yere yazsınlar, güneş enerjisini kuracağız, güneş tarlalarını kuracağız. Bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz. Bedava, bedava, bedava vereceğiz." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Almanya merkezli Deutsche Welle (DW)’nin “Avusturya SBK davasında ABD'nin iade talebini kabul etti” haberi savcılık tarafından yalanladı

Almanya merkezli Deutsche Welle (DW) haber sitesinde dün yayınlanan haberde, Türkiye'nin, Sezgin Baran Korkmaz'ın iadesine ilişkin talebini kabul eden mahkemenin ABD'nin talebine de aynı yanıtı verdiği, Korkmaz'ın hangi ülkeye iade edileceği konusunda kararı Avusturya Adalet Bakanlığı’nın vereceği iddiası yer aldı. Haberde, Avusturya Wels Mahkemesinin, ABD'nin iade talebini de Avusturya Suçluların İadesi Kanunu'na uygun olduğu görüşüyle kabul ettiği yazıldı. Ancak DW'nin iddiası savcılık tarafından yalanlandı. Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun: Karar henüz açıklanmadı Konuyla ilgili açıklama yapan Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, " Sezgin Baran Korkmaz'ın şuan sürmekte olan davasında Deutsche Welle'nin içeriğine dair söyleyeceğim şey çok açık ve net. Gerçeği yansıtmıyor. Halihazırda Amerika'dan gelen belgelerle ilgili olarak, mahkemenin hakimi kararını henüz vermemiş durumda. Bu kararın verilmesi süreci devam ediyor. Ocak ayı sonunda ya da şubat ayında bir karar verilebilir. Karar verildikten sonra son kararın Avustralya Adalet Bakanlığında olduğu doğru. Bu tarz durumlarda, iade kararları gündeme geldiğinde son karar Adalet Bakanlığı'nda oluyor." dedi. Türkiye ayağında karar verildiğini hatırlatan Ceyhun, ABD'den gelen belgelerin geciktiği için davanın bu kadar uzun sürdüğünü, hakimlerin dosyalarını incelediğini kararın şubat ayına kadar gelmesini beklediklerini söyledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Sezgin Baran Korkmaz'ın da bulunduğu sanıklar hakkında "suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu sanıkların süreli hapis cezasına mahkumiyetleri halinde elde ettikleri maddi menfaat-ekonomik kazançlarının zorla alımına (müsadere) karar verilmesi de istenen iddianamede, "malen sorumlu olarak" belirtilen SBK Holding'in de yer aldığı 6 şirket ile ilgili de özel hukuk tüzel kişileri olarak faaliyet izinlerinin iptaline yönelik karar alınması isteniyor. İddianamede ayrıca MASAK tarafından tanzim edilen "aklama incelemesi" raporuna göre, suça özgülenen şirketlerden olan Komak Isı Yalıtım Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Mega Varlık Yönetim AŞ'nin suçta kullanıldıklarına dair yoğun tespitlerin elde edilmesi sebebiyle zorla alımına, yine Mega Varlık Yönetim AŞ'de yapılan aramada el konulan, şirkete ait 42 bin 500 Kazakistan tengesi, 3 bin 320 euro, 11 bin 340 lira, 400 sterlin ve 9 bin 415 doların da zorla alımına hükmedilmesi talep ediliyor.

2 yıl önce

İsviçre'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankarta ilişkin dava başladı

25 Mart 2017'de düzenlenen mitingde, siyah fon üzerine hazırlanmış pankartta, başına silah doğrultulmuş Erdoğan'ın fotoğrafı ve "Erdoğan'ı öldürün" yazısı, altında da "Kendi silahlarıyla" ifadesi yer almıştı. İsviçre basınındaki bilgilere göre, Bern Savcılığı, olayda sorumluluğunu tespit ettiği 4 sanık hakkında Mart 2021'de bir ceza kararnamesiyle suç işlemeye ve şiddete alenen tahrik suçundan ceza tayin etmişti. Suç konusu posteri hazırlayan ve İsviçre basınında "sol kanattan aktivistler" olarak takdim edilen zanlıların itirazı üzerine duruşma açılmasına karar verilmişti. Bern Bölge Mahkemesinde görülen davada, 4 zanlının yargılanmasına bugün başlandı. Edinilen bilgiye göre, mahkememin kararını bu hafta sonuna kadar veya gelecek pazartesi açıklaması bekleniyor. Savcılık makamı, 4 zanlı hakkında hazırladığı iddianameyi, "özel hayatın gizliğinin korunması" gerekçesiyle basınla paylaşmadı. İsviçre basınının ilgi gösterdiği davada, mahkeme girişinde basın mensuplarına zanlılara ilişkin hiçbir bilgi yayımlamayacaklarına dair belge imzalattırıldı. Mahkeme içinde ve dışında, İsviçre polisinin yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Zanlıları desteklemeye gelen küçük bir grup ise mahkeme salonu önünde gösteri yaptı. DIŞİŞLERİ, İSVİÇRE'DE ERDOĞAN'I HEDEF ALAN GÖSTERİYİ PROTESTO ETMİŞTİ Bern'de terör örgütü PKK yandaşlarınca miting düzenlenmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedef gösterilerek "Kill Erdogan (Erdoğan'ı öldürün)" pankartı açılması Ankara'da tepkiyle karşılanmıştı. Dışişleri Bakanlığı, İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi'nin Yardımcısı'nı çağırarak, terör örgütü yandaşlarının Bern'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan gösteri düzenlemesini protesto etmişti. Bakanlık, 26 Mart 2017'de İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Walter Haffner'in şehir dışında olması nedeniyle yardımcısını çağırarak Türkiye'nin konuyla ilgili tepkisini iletmişti. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da 27 Mart 2017'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankartı açan şüpheli ya da şüpheliler hakkında soruşturma başlatmıştı. Söz konusu pankartı açan şüpheli veya şüpheliler hakkında "terör örgütüne üye olmak", "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından işlem yapılacağı kaydedilmişti. Savcılığın, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderdiği yazılı talimatta başlatılan soruşturma kapsamında, suça konu olayla ilgili pankartı açan şüphelilerin kimlik ve kişisel bilgilerinin tespit edilerek Başsavcılığa gönderilmesi istenmişti.

2 yıl önce

İsmail Saymaz yine algı peşinde: 'TÜGVA davayı kaybetti' yalanı anında çürütüldü

Yeni Şafak’ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz yıl ekim ayında Türkiye Gençlik Vakfı'nın Büyükada'da bulunan ofisinin kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesh etti. İBB ekipleri, zabıtalarla ofise girerek vakfın eşyalarını hiçbir kayıt tutmadan hukuka aykırı bir şekilde götürdü. Büyük tepki toplayan olayın ardından taraflar arasındaki mahkeme süreci hala devam ediyor. Algı operasyonuna destek verdiler Olayın yankıları hala sürerken, muhalif medya yine algı operasyonu yaparak kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Halk TV yazarı İsmail Saymaz bugün kaleme aldığı köşe yazısında TÜGVA'nın davayı kaybettiğini, önümüzdeki günlerde Büyükada'daki binayı boşaltacağını iddia etti. Muhalif yayın organları ise Saymaz'ın iddialarını haberleştirerek algı operasyonuna destek verdi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na suç duyurusu ve tazminat davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret"ten suç duyurusunda bulundu ve 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun 26 Ocak'ta Twitter'dan paylaştığı videodaki açıklamalarında mesnetsiz isnatlarda bulunarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarını ağır şekilde ihlal ettiğini belirtti. Açıklamalar nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına "Cumhurbaşkanına hakaret"ten suç duyurusunda bulunulduğunu ifade eden Aydın, ayrıca Kılıçdaroğlu hakkında Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine 250 bin liralık manevi tazminat davası açıldığını ve mahkeme kararının yüksek tirajlı bir gazetede yayımlanmasının talep edildiğini kaydetti. Dilekçelerde "Davalının konuşması sırasında göstermiş olduğu Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasını havi evrak ile peşkeş çekildiğini iddia ettiği ihale arasında hiçbir bağlantı bulunmamaktadır. Davalının göstermiş olduğu evrak 20 Mayıs 2019 tarihli olup Kuzey Marmara Otoyolu'na ilişkin 1 Temmuz 2016 tarihinde imzalanmış bulunan Uygulama Sözleşmesi'nin 27.2 maddesi uyarınca yapılması gereken bir işleme dair Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Karayolları Genel Müdürlüğüne yetki verilmesinden ibarettir. İş bu belge, herhangi bir ihalenin yapılmasına veya herhangi bir ödemenin yapılmasına ilişkin değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir ihalenin herhangi bir şirkete verilmesine veya herhangi bir ödemenin yapılmasına dair bir imzası da söz konusu değildir." ifadelerine yer verildi. "Yalanlarla dolu bir mizansen yazmıştır" Davalı Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği 3 Nisan 2018 tarihli ihalenin Bursa Hızlı Tren ihalesi olduğu, davalının buna ilişkin beyanlarının da gerçek dışı olduğuna işaret edilen dilekçelerde, davalının dile getirdiği aynı ihalenin iki yıl sonra daha yüksek fiyata verildiği hususunun da gerçeği yansıtmadığı, her iki ihale kapsamında yapılacak işlerin birbirinden farkının bulunduğu vurgulandı. Dilekçelerde, şunlar kaydedildi: "2018 yılında yapılmış olan ihale, Bursa-Yenişehir-Osmaneli güzergahında hızlı tren işine ilişkindir. Bu iş Yenişehir Bursa arasındaki yaklaşık 56 kilometrelik kısımda yalnızca üstyapı işleri ve kalan yaklaşık 50 kilometrelik kısımda hem altyapı hem üstyapı işlerinden oluşmaktadır. Yani toplamda 106 kilometrelik bir işe tekabül etmekte ve yaklaşık maliyeti 3 milyar 200 milyon Türk lirasına baliğ olmaktadır. Söz konusu ihale yasal gerekçelerle iptal edilmiştir. Davalının konuşmasında geçen ve 2020 yılında yapıldığı ifade edilen ihalenin kapsamı ise 2018 tarihli ihalenin kapsamından daha geniştir. 2020'de yapılan ihale konusu hızlı tren hattına Bandırma da dahil edilmiştir. Ayrıca Bandırma ile Osmaneli arasındaki altyapı ve üstyapı işleri ile birlikte ihale kapsamı 7 istasyondan oluşan ve hat uzunluğu 201 kilometreye ulaşan bir işe dönüşmüştür. Bu şekilde toplam metraj uzunluğu 2 katına çıkarılmıştır. Bu çerçevede altyapı işleri 50 kilometreden 145 kilometreye, sinyalizasyon işleri iki katına, güzergahtaki kazı miktarı da 22 milyon metreküpe çıkmıştır. 2018 yılında yapılan ihale ile 2020 yılında yapılan ihale arasındaki farkın, ihale konusu işlerin kapsamındaki farklılıktan ve birim fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmış olmasına rağmen davalı, sanki aynı kapsamdaki iş fahiş farklı bir fiyatla başkasına verilmiş gibi açıkça gerçek dışı bir iddiada bulunmuştur. İddiasına inandırıcılık kazandırmak için de sözünü ettiği olayla hiçbir şekilde ilgisi olmayan ve muhtevası itibarıyla hukuka aykırı herhangi bir unsur içermeyen Cumhurbaşkanımızın imzasına havi bir evrakı da göstererek yalanını sürdürmüştür." Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iftira atmak için yalanlarla dolu bir mizansen yazdığına, bu mizansen gerçekmiş gibi Erdoğan'ın kişilik haklarını ağır şekilde zedeleyen ağır ithamlarda bulunduğuna işaret edilen dilekçelerde, dava konusu sözlerin düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında himaye edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Dilekçelerde, bu hürriyetlerin sağladığı yetkilerin açıkça kötüye kullanıldığı, Erdoğan'ın kişilik haklarının ihlal edildiği, ifade hürriyetinin sınırlarının aşıldığı kaydedildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Sedef Kabaş'a 250 bin liralık tazminat davası

Bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylediği sözleri nedeniyle Sedef Kabaş hakkında soruşturma başlatılmıştı. Sedef Kabaş hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Başkan Erdoğan, avukatları aracılığıyla mahkemeye başvurarak Kabaş ve televizyon kanalının bağlı olduğu şirket adına Yönetim Kurulu Başkanı Fırat Sakar hakkında tazminat davası açtı. "TELEVİZYON PROGRAMINDAKİ İFADELER ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI AŞMAKTADIR" İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, "Davalı çıkmış olduğu televizyon programında kullanmış olduğu ifadelerle, Recep Tayyip Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı kastıyla şeref, haysiyet ve onuruna yönelik fevkalade ağır hakaret, saldırı ve iftirada bulunmuştur. Fırat Sakar'da Basın Kanunu'nun 13'üncü maddesi gereğince hukuki olarak sorumludur" denildi. Mahkemeye sunulan dilekçede, "Her ne kadar demokratik toplumun bir gereksinimi olan ifade özgürlüğü kanunlarla teminat altına alınmış olsa da Müvekkilimin kişilik hakkını zedeleyen bahse konu televizyon programındaki ifadeler özgürlüğünün sınırları aşmaktadır" ifadelerine yer verildi. Davanın kabulünün talep edildiği dilekçede, 250 bin TL'lik manevi tazminatın programın yayınlandığı tarih olan 14 Ocak'tan itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmedilmesi istendi. Dava dilekçesinin gönderildiği İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı tarafa cevap dilekçesi hazırlamaları için iki hafta süre verilmesi ile davalıların sosyoekonomik durumunun tespiti için kolluk birimlerine yazı yazılmasına karar verdi.

2 yıl önce

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan Sıla Şentürk açıklaması: “Caninin mümkün olan en ağır cezayı alması için davaya müdahil olunacaktır”

Bakanlık, dün Giresun'da ailesi tarafından zorla nişanlandırıldığı belirtilen Hüseyin Can Gökçek tarafından öldürülen 16 yaşındaki Sıla Şentürk ile ilgili açıklama yayınladı. Açıklamada, "20 Ocak 2022 tarihinde danışmanlık tedbiri kapsamında yapılan en son görüşmede, çocuk veya ailesi tarafından herhangi bir risk ve tehdit durumundan bahsedilmemiş ve bu yönde bir başvuruda bulunulmamıştır. 21 yaşındaki failin tutuklu yargılandığı hukuki süreç Bakanlığımız tarafından takip edilmektedir. Caninin mümkün olan en ağır cezayı alması için davaya müdahil olunacaktır" denildi. Açıklamanın tamamı şu şekilde: Giresun’da 21 yaşındaki H.C.G. tarafından öldürülen 16 yaşındaki S.Ş’ye ilişkin olarak basında yer alan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur. 2020 yılında staj için kurulmuş whatsapp grubunda tanışan S.Ş. ve H.C.G.’nin aralarında duygusal yakınlık gelişmiştir. 22.03.2021 tarihinde bu ilişkinin S.Ş.’nin ailesi tarafından onaylanmaması sebebiyle S.Ş. ailesi tarafından şiddete maruz kalmıştır. Gelişen olaylar neticesinde kız çocuğu ve zanlı birlikte kaçmıştır. Ailenin şikayeti üzerine emniyet kontrol noktasında S.Ş. ve H.C.G. polis memurları tarafından yakalanmıştır. 25.03.2021 tarihinde kız çocuğu S.Ş. hakkında acil koruma kararı alınmış ve Bakanlığımıza bağlı bir kuruluşa yerleştirilmiştir. Bu süreçte H.C.G. de hakkında yapılan şikayete istinaden tutuklanmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda ve aile ile çocuğun ortak istekleri doğrultusunda 12.04.2021 tarihinde kız çocuğu, hakkında danışmanlık tedbiri kararı alınarak ailesi yanına dönmüştür. 11.11.2021 tarihinde, S.Ş. hakkında devam eden istismar davasında aile H.C.G.'den şikayetçi olmuş, kız çocuğu ise şikayetinden vazgeçmiştir. Sanığın mahkemeye %50 oranında engelli olduğuna dair rapor ibraz etmesi ve S.Ş.'nin şikayetini geri çekmesi üzerine H.C.G. mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmiştir. Bunun üzerine baba, S.Ş.'nin kurum bakımına alınmasını talep etmiştir. 16.11.2021 tarihinde savcılık kararı ile kız çocuğu S.Ş. hakkında ikinci kez acil korunma kararı alınarak yeniden Bakanlığımıza bağlı bir kuruluşta korumaya alınmıştır. İlerleyen süreçte S.Ş. yeniden H.C.G.'den şikayetçi olmuş ve ailesi yanına dönmek istemiştir. Aile de çocukları S.Ş.'yi teslim alma talebinde bulunmuştur. 07.12.2021 tarihinde danışmanlık tedbiri kararının devam etmesi kaydıyla kız çocuğu ailesi yanına dönmüştür. 20.01.2022 tarihinde danışmanlık tedbiri kapsamında yapılan en son görüşmede, çocuk veya ailesi tarafından herhangi bir risk ve tehdit durumundan bahsedilmemiş ve bu yönde bir başvuruda bulunulmamıştır. 16.02.2022 tarihinde yaşanan cinayetin ardından Bakanlığımız uzmanları, aile ile rehberlik ve psikososyal destek çalışmalarına başlamıştır. 21 yaşındaki failin tutuklu yargılandığı hukuki süreç Bakanlığımız tarafından takip edilmektedir. Caninin mümkün olan en ağır cezayı alması için davaya müdahil olunacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 22 23