30 Nisan Salı 2024
1 yıl önce

İçişler Bakanı Soylu: Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz

Kanal D Ana Haber'e konuk olan İçişleri Bakanı Soylu, 17 Ağustos 1999 depreminde Türkiye'nin büyük bir acı ve travma yaşadığını vurguladı. Soylu, ''Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz" ifadesini kullandı. Dünyada son 20 yılda en kritik 350 afet yaşandığını, bunun 27'sinin deprem olduğunu aktaran Soylu, depremin şu anda dünyada en öldürücü doğal afetler arasında yer aldığını kaydetti. Soylu, depremin unutulmaması ve de depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiğine işaret ederek, vatandaşların deprem anında şalteri indirmeleri, gazı kesmeleri ve acilen toplanma alanlarına gitmelerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Toplanma alanına giderken araba kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu: "Türkiye'deki toplanma merkezi sayısı 27 bin 800, bunun yüzde 75'inde kanalizasyon altyapısı, elektrik ve su var. İstanbul'da ise yüzde 56'sında var. İstanbul'da bir yıl içerisinde yüzde 100'ünü AFAD olarak tamamlamış olacağız. Vatandaşlar felaket anında toplanma merkezlerinden barınma merkezlerine geçmelidir. Bu hazırlıkların dışında bir de mobil AFAD sistemimiz var yani hücresel mesaj sistemi. Bir siren gibi çalar, bu sistemin amacı farkındalık yaratmaktır. Bir de HAY sistemimiz var. Mobil sistem ise depremden sonra bizi navigasyonla toplama alanına götürür. Deprem anında deprem ve afetlerle ilgili üç ayağımız var. Birincisi deprem öncesi, ikincisi deprem anı, üçüncüsü ise deprem sonrası yapabileceklerimizle ilgili kapasitelerimizi ortaya koyabilmek." "Türkiye, 1999 depreminden ders çıkardı" Soylu, 1980'den itibaren bütün dünyada doğal afetlerin dört kat arttığına dikkati çekerek, "Türkiye, 1999 depreminden bir ders çıkardı. Yasalar, kurumlar, tedbirler ortaya koydu. Son 2,5 yılda birçok doğal afetle karşı karşıya kaldık. 2,5 yıldır afetten afete koşuyoruz. Bütün devlet kapasitesi, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, il özel idareleri, belediyeler olarak bunu yapıyoruz. Bir kez bile 'Nerede bu devlet?' sözünü duymadım. Son 2 yılda 61 bin afet konutu yaptık. Bu afet konutları eskiden gri konutlardı, şimdi hepimizin oturduğu gibi lüks konutlar olarak yapıldı ve 41 bini şu anda teslim edildi." diye konuştu. Deprem ve afet öncesi 1 yatırım yapılırsa deprem ve afet sonrası 7 maliyetin bir vesileyle ortadan kaldırılabileceğini anlatan Soylu, "17 Ağustos depreminin Türkiye'ye maliyeti 15-17 milyar dolar arasıdır. O döneme göre bu rakam Türkiye Gayrisafi Milli Hasılası'nın yaklaşık yüzde 6'sı." dedi. Soylu, depremle ilgili yaptıkları hazırlıkları şöyle anlattı: "İstanbul'da yaptığımız hazırlıklar var. İstanbul'daki yaklaşık 2 bin 500 kamu binasını ki bunun içinde 33 hastane, 1300 okul var. İstanbul'da toplanma alanları 2 bin 864'ten 5 bin 633'e çıktı. İstanbul'da barınma alanı kapasitemiz 1 milyon 390 bin 172 kişiye ulaştı. Bu yıl afet tatbikat yılı, 54 bin 300 tatbikat yapıyoruz ve milyonlarca vatandaşımıza ulaşıyoruz. Yıl sonuna kadar tatbikatlar yapmaya devam edeceğiz. Ekimde ulusal ve uluslararası bir tatbikat yapacağız." "Yüz binlerce gönüllümüz var" Soylu, Türkiye'deki sivil toplum örgütleri ve kamu kuruluşlarıyla beraber, deprem anında iyi koordine olduklarını ve kurtarma işlemlerini başarıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, "Yüz binlerce gönüllümüz var. Türkiye'de 81 ilin risk azaltma planı var. İstanbul'da 1999'dan itibaren 459 bin bağımsız bölüm riski belirlendi ve bu bölümlerden 408 bin 298'i yıkıldı. Geri kalan da yıkılıyor. Risk olarak gördüğümüz her bina ilgili bakanlık tarafından riskten arındırılmaya çalışılıyor." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Soylu, devletin bütün kabiliyeti ve kapasitesiyle deprem konusunda Türkiye'nin her noktasında çalıştığını dile getirerek, "Vatandaş zor zamanında devletinden yardım, çare ve aman dilemektedir. Bugüne kadar da bunu gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanı'mız, yerel yönetim, hükümet tecrübesi ve karşı karşıya kaldığı depremler ve afetlerle ilgili tecrübeleriyle hepimizi koordine ediyor. AFAD da bütün kurumlarımızla eş güdüm içerisinde çalışmaları yürütüyor. İnşallah Allah bizi bir daha böyle büyük bir imtihanla sınamaz." açıklamasına yer verdi.

1 yıl önce

Bakan Soylu: Bütün hazırlıklarımızı İstanbul'da yaşanabilecek deprem üzerine yapıyoruz

Gölcük ilçesi Kavaklı sahilinde düzenlenen "17 Ağustos Depremi Anma Töreni"nde konuşan Soylu, Marmara Depremi'nde İstanbul'da olduğunu belirterek o süreçte vatandaşların yaşadığı sıkıntılara değindi. Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Soylu, her afet ve her zorluktan birçok ders aldıklarını, aldıkları dersin kendilerine birçok adım attırdığını söyledi. Geçen yıl yaşanan sellerin ardından alınan önlemlere ve AFAD'ın gönderdiği uyarı mesajlarına değinen Soylu, bu yıl uyarı mesajları sayesinde Batı Karadeniz'de kurumların ve vatandaşların tedbirlerini mümkün olduğu ölçüde aldığını kaydetti. Soylu, afetten etkilenen vatandaşların her zaman yanında olduklarını vurgulayarak "Devlet eski devlet değil. Türkiye de eski Türkiye değil, Allah'a hamdolsun." dedi. Sel, yangın gibi afetlerden etkilenen vatandaşların yaşadığı ümitsizliğin giderilmesi için yapılan çalışmaları hatırlatan Soylu, şunları söyledi: "O gün gördüğümüz ümitsiz yüzlerin, gözlerin yerini geleceği yine kucaklayabilecek umutlu insanlar almıştı. Bunu biz kendimiz yapmadık. Bunu tam da sizin desteklerinizle, katkılarınızla ve bu devletin azametiyle, bu devletin gayretiyle ve işini bilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradeyle beraber. Başımız yere eğik olabilirdi. 'Ne yapacağız, elimizden bir şey gelmiyor' diyebilirdik. Ama sadece burası için değil. Allah'ınızı severseniz, ben her zaman söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. Bir millet olarak, şu Ayasofya'nın minareleri kadar dik olun, başınız göğe değecek kadar dik olun, hiçbir zaman kimseye boynunuzu eğmeyecek kadar dik olun. Bu kardeşiniz, bu memleketin gücünü ve kuvvetini dünyanın birçok yerinde gören bir kardeşiniz." Terörle mücadele çalışmalarını anlatan Soylu, "Bugün sabah milletimize bir müjde daha verdik. Tendürek Dağı'nı temizledik. Kolay bir iş değil. Sadece Tendürek Dağı'nı temizlemedik. Tendürek Dağı'nın en tepesine ay yıldızlı bayrağı diktik. Ve Allah bize ömür boyu oradan etrafımızdaki coğrafyaya bakabilme fırsatı sağlayacak." diye konuştu. "ALLAH BİZİ MİLLETİMİZE MAHCUP ETMESİN" Soylu, doğal afetlerin yanında bir de yalan afetiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek siyasetin her yerde yapılabileceğini ancak yalan söylenmemesi gerektiğini söyledi. "Baraj patladı" şeklinde söylemlerde bulunulduğunu ifade eden Soylu, "Barajın patlamadığını anlatmakla mı uğraşalım yoksa evin 4. katından 5. katından, aşağıda şuramıza kadar su varken, 'ne olursunuz hamileyim' diye işaret yapan kadını kurtarmakla mı uğraşalım? Bunu bütün milletimize 17 Ağustos'un 23 yıl sonrası belki de afette yapabileceğimiz en hayırlı işlerden bir tanesi. Ben de muhalefet partilerinde siyaset yaptım. Orman yangınlarına gittim. Yapacağınız bir şey var; Allah kolaylık versin, Allah yardım etsin deyip yapabileceğimiz bir şey var mı? Üzerimize düşen bir şey var mı? deyip afette elini taşın altına gerekiyorsa sokmandır." diye konuştu. Soylu, helikopterle köylere jeneratör götürerek 24 saatte elektrik bağladıklarını, şeker hastası varsa doktoru vatandaşın ayağına getirdiklerini dile getirerek hiç kimseyi yalnız bırakmadıklarını kaydetti. "Allah başımıza bir afet vermesin" diyen Soylu, "Bütün hazırlıklarımızı yine İstanbul'da yaşanabilecek 7,5'luk bir deprem üzerinden yapıyoruz. Zamanını bilmiyoruz. Yerküreyi tutabilecek bir halimiz ve gücümüz söz konusu değil ama tedbir almak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Bu tedbirleri almak için bir taraftan öncesinde yapmamız gerekli olduklarını, zamanında yapmamız gerekli olduklarını ve sonrasında yapmamız gerekli olduklarını gücümüz yettiğince yapmaya çalışıyoruz. Allah bizi milletimize mahcup etmesin." ifadesini kullandı. Soylu, 23 yıl önce yaşanan deprem gerçeğini unutmamaları gerektiğini belirterek bunu gelecek nesillere aktarmaları gerektiğini vurguladı. Çok çalışmaları gerektiğine işaret eden Soylu, "Sadece bizim bize ihtiyacımız yok. Filistin'in bize ihtiyacı var. Bu ülkenin öyle bir Cumhurbaşkanı var ki Lübnan'da ekonomik kriz yüzünden 0-2 yaş arasındaki çocukların süt içemediklerinden dolayı onların süt ihtiyacını nasıl karşılayacağım diye dert edinen ve bunu karşılamak için çaba üreten ve Müslüman ve bütün dünyada kimseyi mağdur ve mazlum bırakmamak için gayret sarf eden bir taraftan Libya'da kendi gücümüzü ortaya koyan, diğer tarafta Yemen'de insanlara elini uzatan, Suriye'de kimseyi yalnız bırakmamak için gayret gösteren bir Cumhurbaşkanımız var. Bu milletimizin özüdür ve milletimizin tecrübesidir." şeklinde konuştu. Soylu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve diğer afetlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, gelecek nesillere güçlü ve büyük Türkiye bırakmanın kendilerinin en büyük sorumlulukları olduğunu bildirdi. Konuşmanın ardından Soylu, Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın depremde hayatını kaybedenler anısına denize karanfil bıraktı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Cemil Meriç Engelsiz Yaşam Merkezi'nde eğitim gören engelliler bireyler, çakıl taşları kullanarak yaptıkları "Türk Bayrağı" tablosunu Bakan Soylu'ya takdim etti. Anma programına Soylu, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Vali Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın, AK Parti Kocaeli milletvekilleri Cemil Yaman, Radiye Sezer Katırcıoğlu, Mehmet Akif Yılmaz, Emine Zeybek, Sami Çakır, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ellibeş, MHP İl Başkanı Yunus Emre Kurt, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

1 yıl önce

17 Ağustos depreminde Bülent Ecevit’in yaptığı açıklama hafızalarda: ‘İletişim yok, bilgi yok, hasarın boyutlarını bilmiyoruz’

Marmara Bölgesinde ülke tarihinin en büyük yıkımlarından birine neden olan 17 Ağustos 1999‘da meydana gelen depremin üzerinden 22 yıl geçti. Hükümet deprem bölgesinde ancak 3 gün sonra gelebilmişti. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit deprem esnasında uyuyordu. Depremle ilgili hazırlanan 32. Gün belgeselinde de o dönem, Bülent Ecevit’in deprem sonrası uyandırılmadığı, yetkililerin başbakanı “uyandırmaya kıyamadıkları” anlatılıyor. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve yerel saatle 03.02’de gerçekleşen Marmara depremi, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Yaklaşık 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki depremde resmi raporlara göre 17 bin 840 insan hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı ve 505 kişi de sakat kaldı. Büyük can ve mal kaybına neden olan depremde 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 iş yeri de büyük hasar gördü. Çoğu vatandaş akşam geç saatlerde gerçekleşen depreme uykularında yakalanırken, özellikle Kocaeli Gölcük’te binaların depreme dayanıklı yapılmaması, yanlış ve eksik malzeme kullanımı can ve mal kaybının fazla olmasına neden oldu. 3 GÜN SONRA MÜDAHALE Depremin gerçekleştiği 17 Ağustos 1999 tarihinde iktidarda ANAP-DSP-MHP koalisyon hükümeti vardı. Hükümet deprem bölgesinde ancak 3 gün sonra gelebilmişti. “UYANDIRMAYA KIYAMADIK” Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit deprem esnasında uyuyordu. Depremle ilgili hazırlanan 32. Gün belgeselinde de o dönem, Bülent Ecevit’in deprem sonrası uyandırılmadığı, yetkililerin başbakanı “uyandırmaya kıyamadıkları” anlatılıyor. Enkazların altında kalan vatandaşlar devletten bir yardım eli uzatılması için günlerce beklemek zorunda kalmıştı. Hükümetin çaresiz kalması, can sayısının daha da artmasına neden oldu. Deprem felaketi için toplanan yardım paralarından, memur ve işçi maaşlarının ödenmesi de dönemin skandalları arasında yer almıştı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1559826541818830849?s=21&t=GIhroq2u2s5_FMzQ5Uio8A

1 yıl önce

Zafer Partisi’nde taciz depremi! Genel Başkan Danışmanı istifa etti

Öz kızını taciz ettiği iddialarıyla gündeme gelen Zafer Partisi genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya ile ilgili büyük bir skandal daha patlak verdi. Adem Taşkaya tarafından tehdit edilen taciz mağduru Zafer Partili Ar-Ge Birim Başkanı Kübra Kayhan, büyük bir skandalı ortaya çıkardı. ‘’OLAYIN TAMAMINI ANLAT G*TÜN YİYORSA’’ Twitter’dan açıklama bir açıklama yapan Kayhan, ‘’Adem Taşkaya aradı az önce. ”Olayın tamamını anlat g*tün yiyorsa” dedi. Akşam anlatayım ne dersiniz? Bana bunun için platform hazırlayacak herkese açığım. Ha bir de ”Aşağılık kadın” diye de ekledi. Kim aşağılık göreceğiz.” ifadelerini kullandı. Kayhan, ‘’İnşallah benim başıma gelen şeyler sizin başınıza gelmez. Zaten başkasının başına gelmesin diyeydi bütün bunlar. Dalga geçtiğiniz bu durum umarım bir gün sizin canınızı yakmaz.’’ dedi. ZAFER PARTİSİ’NDEN İSTİFA EDEN ONUR ŞENARSLAN’DAN DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIM Öte yandan Zafer Partisi’nden istifa eden Onur Şenaraslan’ın, ‘’İnsanları intihar noktasına getiren, onların haklı şikayetlerini hasır altı eden, büyük idealleri kullanıp popülizm yapan siyasetçiler küçük çıkarlar için cezalandırılmadıkları tacizciler kadar sorumludur. Bu insanlara devlet yönetme sorumluğu vermek çok büyük sorumsuzluk olur.’’ paylaşımı dikkat çekti.

1 yıl önce

Halk TV'de ayrılık depremi! Kanalın ekran yüzlerinden Gökmen Karadağ istifa ettiğini duyurdu

Halk TV'de yayınlanan 'Açıkça' programının sunucusu Gökmen Karadağ istifa ettiğini duyurdu. Twitter hesabından açıklama yapan Karadağ, "Hoşça kal Halk TV ve teşekkürler. 5 yıllık bir ekran ayrılığından sonra müthiş bir dönüş yaşadım. Ancak buraya kadar sürdü. Bu ayrılık kanalın değil benim inisiyatifimdir. Tüm izleyenlere, yoldaşlık edenlere sonsuz teşekkürlerimle… Pazar Açıkça’da son kez buluşmak dileğiyle…" dedi.  İŞTE O PAYLAŞIM:  https://twitter.com/haberaktif/status/1568715210516746241?s=46&t=0s3jRUQEImTV4vNDVHjJGQ

1 yıl önce

Zafer Partisi’nde yasak aşk depremi! Evli genel başkan yardımcısı ile güzelliği dillere destan ilçe başkanı aşk mı yaşıyor?

Irkçı provokatör Ümit Özdağ tarafından kurulan Zafer Partisi’nde yasak aşk skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz günlerde istifa eden Genel Başkan Yardımcısı Sevda Gül Tunçer ile Ümit Özdağ arasındaki aşk ilişkisi iddiası henüz soğumadan bu defa da Genel Başkan Yardımcısı Ali Çolak ile Esenler İlçe Başkanı Ayşegül Erdoğan arasındaki gönül ilişkisi haberi gündeme bomba gibi düştü. SKANDALI ADEM TAŞKAYA ORTAYA ÇIKARDI Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Çolak ile Esenler İlçe Başkanı Ayşegül Erdoğan arasında olduğu iddia edilen gönül ilişkisini ilk dillendiren isim ise Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya oldu. Geçtiğimiz günlerde İranlı bir işadamına şantaj yaptığı görüntüler medyaya düşen Taşkaya’nın açtığı iddia edilen “Özdağ Gerçekleri” adındaki hesap tarafından dillendirilen yasak aşk haberi Zafer Partisi’ni karıştırdı. GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YAPILACAKTI Güzelliği ile dillere destan olan Zafer Partisi Esenler İlçe Başkanı Ayşegül Erdoğan’ın genel başkan yardımcısı yapılarak İstanbul’dan Ankara’ya alınacağı konuşuluyordu. Ali Çolak tarafından da sık sık Genel Başkan Ümit Özdağ’a genel başkan yardımcısı yapılarak Ankara’ya alınması için baskı yapılan Ayşegül Erdoğan’ın, ortaya çıkan iddialar sonrasında istifaya zorlandığı belirtildi. ALİ ÇOLAK İLE ADEM TAŞKAYA ARASINDA KAVGA Fake hesap açarak Ali Çolak ile Ayşegül Erdoğan arasındaki yasak aşkı deşifre ettiği iddia edilen Adem Taşkaya ile Ali Çolak arasında yumruklu kavga yaşandığı da Zafer Partisi koridorlarında konuşuluyor. FETÖ SİCİLİ KABARIK Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Dinçer Çolak, MHP Genel Merkezi’nin kararıyla 20 Şubat 2016’da Fatih İlçe Başkanlığı görevinden alınmıştı. MHP’nin Fatih teşkilatından uzaklaştırdığı Çolak’ın adı, FETÖ soruşturmasına karıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, “FETÖ/ PDY örgütünün mevcut siyasi yapıya sızma girişiminde bulunduğu” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında örgütle bağlantısı tespit edilen 36 kişi arasında yer alan Ali Dinçer Çolak hakkında 3 kez adli işlem yapıldı. FETÖ adına MHP’ye sızmak isteyen kripto ekibin içerisinde yer aldığı belirtilen Çolak’ın yargılamasının devam ettiği öğrenildi.

1 yıl önce

'Altılı Masa'da deprem: Kimse masaya aday dayatmasın

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" çıkışından sonra kendi içinde 'HDP' tartışması yaşayan Altılı Masa, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun yeni açıklamalarıyla adeta deprem yaşadı. TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel 'Altılı Masa'da yaşanan son gelişmeleri yazdı: Yiğitel'in Akşam Gazetesi'nde yayımlanan analizi şöyle: CHP'li Kuşoğlu, "Altılı Masa Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkarsa masa dağılır" dedi ama diğer ortaklar aynı fikirde değil. 'Masaya aday dayatılmasın' diyorlar. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" çıkışından sonra kendi içinde 'HDP' tartışması yaşayan Altılı Masa, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun yeni açıklamalarıyla adeta deprem yaşadı. Kuşoğlu, Hürriyet Gazetesi'ne "Aday altılı masanın en büyük partisinden olmalı, bu normal. Karşı çıkan yok. Kılıçdaroğlu'nun adaylığının masada reddedilmesi Türkiye için ne anlama gelir, bunun iyi değerlendirilmesi lazım. Çalışkan, dürüst, birikimli bir devlet adamı. Buna rağmen olmazsa, 'Alevi olduğu için reddedildi' algısı yerleşecek. Bu durumda karşı çıkarlarsa masa dağılır" dedi. SAADET PARTİSİ: AĞIR KONU Konuyu Altılı Masa'nın diğer ortaklarının yetkililerine sordum. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Tedirginlik hakim. Saadet Partisi'nden konuştuğum bir yetkili, "Ağır bir konu bu. Ancak liderler arasında çözülebilir" demekle yetindi. İYİ PARTİ: 'ARTIK SUSUN' İyi Partili bir yetkili ise, "CHP adına bazı açıklamalarda bir acelecilik, fazlaca particilik ve istişaresizlik algılanıyor. Bence bu algı kaygısı olan seçmenin kaygılarını gidermek yerine artırır. Özenli ve dikkatli olmak lazım" dedi. İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, çıktığı bir televizyon programında özetle şunları söyledi: "İyi Parti olarak polemiklerin dışında kalmaya çalışıyoruz. İyi Parti'ye yönelik olumsuz hamleler var. İyi Parti olmasaydı Türkiye'deki tablo ne olurdu? İyi Parti sayesinde Ankara, İstanbul gibi Büyükşehir belediyeleri alındı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İyi Parti ve CHP'nin oyları yeterli olabilir, HDP olmadan seçilemez kanaatinde değilim. Sayın Akşener aday olsa, sokakta seçimi rahat alırdı deniyor. Anketlerde aday olmadığı halde Akşener ismi çıkıyor. Çok büyük feragatta bulundu. Millet İttifakı'nın önünü açtı. İyi Parti'nin yükselişi kimseyi rahatsız etmemeli. Tüm partilere sesleniyorum, biraz sussun. Bu kadar büyük sorunlar varken, karşılıklı polemikler içinde bulunmayalım." ADAY DAYATMASI YANLIŞ DEVA Partisi milletvekili Mustafa Yeneroğlu, "Öncelikle her şeyin doğru zamanda ve doğru zeminde konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Kamuoyu üzerinden aday dayatmalarını yanlış buluyorum; kim olursa olsun adı zikredilen adaylara da fayda sağlamadığını, aksine zarar verdiği kanaatindeyim" dedi. ŞANSLI OLAN DOĞRU ADAYDIR Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ da sosyal medya hesabı üzerinden şu paylaşımı yaptı: "Senin adayın benim adayım rekabeti derinleşirse korkarım ki giderek ortak bir uzlaşı noktası bulmak daha da zorlaşır. Parti-lider taassuplarının bir kenara bırakılması gerektiği bir dönemeçten geçiyoruz. Cumhurbaşkanı adayının hangi partiden olduğundan önemli olan hangi adayın kazanacağıdır. Doğru aday Kılıçdaroğlu, Yavaş, A.Şener, E.İmamoğlu değil, bu isimler veya başkaları için de Erdoğan'a karşı en şanslı olan kimse odur. Böyle gidilmezse, yıllardır verilen mücadelenin, dökülen terlerin, ödenen bedellerin boşa gitmesi mümkündür." CHP'DEN GERİ ADIM Tüm bu tartışmalar sürerken, CHP'ye yakın bazı yayın organlarında, Kılıçdaroğlu'nun partilileri uyardığı haberleri verildi. Kılıçdaroğlu'nun, parti yöneticilerine, "6 genel başkanın görüşeceği kararlar ile ilgili değerlendirmede bulunulmaması talimatı verdiği" ifade edildi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak da sosyal medya hesabı üzerinden "Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda, altılı masa ve onu meydana getiren partilerin Sayın Genel Başkanları dışında hiç kimsenin açıklama yapma yetkisi yoktur" açıklaması yaptı. MASAYA AYAR VERİLİYOR Gürsel Tekin ile başlayan ve Bülent Kuşoğlu ile devam eden açıklamaların, deyim yerindeyse masaya "ayar verme" olduğu konuşuluyor. Bu açıklamaların Kılıçdaroğlu'nun bilgisi olmadan yapılamayacağı da ifade ediliyor. Özellikle CHP'li Büyükşehir Belediye başkanlarının onların muhatap alınmasına tepki olduğuna işaret ediliyor. MANSUR YAVAŞ, KILIÇDAROĞLU'NU TARİF ETMİŞ! Sakarya Meydan Muharebesi'nin Sakarya'da gerçekleştiğini zannederek büyük bir gafa imza atan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sözleri, bu defa Mansur Yavaş'ın 4 gün önce yaptığı açıklamalar nedeniyle tekrar gündeme geldi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Sakarya Zaferi'nin 101. Yılında Polatlı'daki şehitlikte düzenlenen programda "Sakarya Meydan Muharebesi dendiği zaman maalesef bu savaşın Adapazarı'nda olduğunu sanıyorlar" demişti. Yavaş'ın bu sözlerini tekrar gündeme getiren Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Sinan Burhan, sosyal medyadan "Sayın Yavaş, Kılıçdaroğlu ile bu konuyu konuştunuz mu?" diye sordu.

1 yıl önce

Halk TV'de bir İsmail Küçükkaya depremi daha! Küçükkaya'yı topa tutmuştu! İstifa ettiğini duyurdu

Yeni yayın dönemi öncesi İsmail Küçükkaya'nın transfer olduğu Halk TV'de istifaların ardı arkası kesilmiyor. Halk TV'de Açıkça programını sunan Gökmen Karadağ, kısa bir süre önce kanalla yollarını ayırmıştı. Karadağ'ın ayrılığından hemen sonra da genel yayın yönetmeni Suat Toktaş istifa etmişti.   BİR İSTİFA DAHA!  Şimdi de, Gökmen Karadağ'ın sunduğu Açıkça programının daimi konuğu olan Hukukçu Salim Şen, twitter hesabından yaptığı paylaşım ile Halk TV'den ayrıldığını duyurdu. Salim Şen paylaşımında şu ifadelere yer verdi; 
“Bazen ayrılık kaçınılmazdır. İçinizden gelen ses artık gitmeniz gerektiğini söyler ki o vicdanınızın sesidir. Öz saygınızı korumak adına ilkelerinize daha bir sarılırsınız. Tüm izleyenlere, kanal emekçilerine, herkese çok çok teşekkürler. Hoşçakal Halk TV” İSİM VERMEDEN İSMAİL KÜÇÜKKAYA’YI ELEŞTİRMİŞTİ Salim Şen, geçtiğimiz günlerde Halk TV’de İpek Özbey’in sunduğu Sansürsüz programında isim vermeden İsmail Küçükkaya’yı eleştirmişti. İsmail Küçükkaya’nın Korkmaz Karaca için çektiği doğum günü videosunu hatırlatan Şen, “Saray’ın iki tane başdanışmanı sıfatı taşıyıp benim vergilerimle maaş alanlar bu rüşvet ağlarının içinde yer alsın. Ama o Korkmaz Karaca’ya yaş günü videoları yayınlayanlar, zekasına hayranlıklarını belirtenler, Efendim sen ne kadar yüce bir insansın seninle tanıştığıma da ne kadar mutluyum, doğum günün kutlu olsun diye yarışa girenler, uzun yıllardır iç içe olduklarını ifşa edenler, makbul birer kişi gibi hala ortalıkta dolanmaya devam etsinler. Bir hesap soran çıkmasın. Biz biliyoruz, savcılar sormuyor, sormayacaklar da” ifadelerini kullanmıştı.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 56 57