05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Paul Pogba İslam düşmanı Macron'a patladı: Milli Takım formasını artık giymeyecek

terörizm, fransa cumhurbaşkanı emmanuel macron, manchester united, paul pogba, futbol, milli takımı, islam, müslüman, dünya kupası

3 yıl önce

Financial Times'tan Türkiye - BAE ilişkisine dair analiz: Türkler güçleniyor düşmanlığın sebebi bu

financial times, Türkiye - bae, Türkiye güçleniyor, abu dabi, israil, hafter, birleşik arap emirlikleri, iran, kuzey afrika, mogadişu, somali, muhammed bin zayed, şeyh muhammed, suudi veliaht prens muhammed bin selman

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Avrupa’nın Kürt Düşmanlığı ve Demirtaş Kararı

Yunanistan’dan Belçika’ya, Berlin’den, Fransa’ya değin AB ülkeleri farklı örgütlerden bir çok teröriste ev sahipliği yapmaktadır

3 yıl önce

İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı müslüman ülkelerle ortak hareket edilecek

AB ülkelerinde Türk vatandaşlarının yaşadığı sorunların ayrıntılı bir şekilde ele alındığı raporda, ABD, Almanya, Fransa, Yunanistan ve İsviçre gibi ülkelerde son dönemlerde yaşanan olaylar anlatıldı. Raporda, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Göç İdaresi ile TİKA gibi kurumların yeni adımlar atması gerektiği ifade edildi. Ayrıca Avrupa’da çifte vatandaşlık hakkına sahip olan kişilere yönelik oluşan peşin fikrin kırılması için önümüzdeki dönemde hükûmetler düzeyinde temasların artırılması gerektiği kaydedildi. AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala, “Önümüzdeki süreçte görüşmeleri daha da sıkılaştırıp bu önyargıları kıracağız. Çok yakında yurt dışı temaslarımız başlayacak. Bugüne kadar yaptığımız bu görüşmeler sayesinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak adımlar atabildik” dedi. Önümüzdeki dönemde diğer Müslüman ülkelerle beraber iş birliği yaparak, ortak çözüm aranması gerektiğini aktaran Ala, şunları kaydetti: Sadece Türkler için çözüm üretmemiz yetmiyor. Cezayirlilerin olumsuz bir hareketi Türkleri de etkiliyor. O ülkelerle birlikte, ev sahibi ülkeyi de dikkate almalıyız.

3 yıl önce

Neuer Osnabrücker Zeitung: Geçen yıl ülke genelinde en az 901 İslam düşmanı suç kaydedildi

Almanya genelinde 2020 yılında Müslümanlara ve Müslüman kuruluşlara yönelik 900’den fazla saldırının kayıt altına alındığı açıklandı. Alman gazetesi Neuer Osnabrücker Zeitung’da yer alan habere göre geçen yıl ülke genelinde en az 901 İslam düşmanı suç kaydedildi. Alman İçişleri Bakanlığının Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıta dayandırılan haberde, 2020 yılında Müslümanlara ve Müslümanlara ait kuruluşlara yönelik saldırıların 2019 yılına kıyasla yüzde 2 artış kaydettiği belirtildi. Bakanlığın verdiği bilgiye göre 2019 yılında Müslümanlara karşı 884 suç işlenmişti. Sol Parti yetkilileri, 2020 yılına ilişkin verilerin henüz nihaî rakamlar olmadığını, önümüzdeki haftalarda kayıtlara geçmesi beklenen başka suçlar da olabileceği bilgisini verdi. Saldırıların faillerinin ise çoğunlukla aşırı sağcılar olduğuna işaret edilen haberde, düzenlenen saldırılarda 48 kişinin yaralandığı belirtildi. Saldırılardan fiziksel zarar gören kişi sayısının da 2019 yılındakinden fazla olduğu, ayrıca iki kişinin de hayatını kaybettiği ifade edildi. Bakanlığın verdiği yanıtta, 2020 yılında kayıtlara geçen 77 vakada camilerin hedef alınarak duvarlarına yazı yazıldığı ya da camiye zarar verildiği vurgulandı. Ayrıca Müslüman kuruluşlara tehdit mektupları gönderildiği, başörtülü kadınlara ya da dış görüntüsünden Müslüman olduğu anlaşılan erkeklere sokakta saldırılar düzenlendiği de belirtildi. Sol Parti’nin içişleri uzmanı Ulla Jelpke ise “Kayıtlara geçen bu eylemler sadece buzdağının görünen yüzü” dedi.

3 yıl önce

İslam düşmanı Marine Le Pen

Le Pen daha önce de başörtüsünün yasaklanması için çağrıda bulunmuş ve Kur'an-ı Kerim hakkında saldırgan ifadeler kullanmıştı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız."

Erdoğan, Ankara ATO Congresium'da düzenlenen "1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu"ndaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nun insanlık, İslam alemi, Türkiye ve kurumları için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, görüşleri, değerlendirmeleri ve tartışmaları ile sempozyuma katkı verecek olan herkese teşekkürlerini sundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı'nın desteğiyle RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA tarafından düzenlenen bu toplantının icrasında emeği geçen herkesi tebrik eden Erdoğan, "Sözlerime, karşımızdaki meselenin İslamofobi yani 'İslam korkusu' değil, düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Evet, Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır." dedi. Tarih boyunca farklı dinlere mensup insanlar arasında rekabet, gerginlik, hatta çok kanlı çatışmaların olduğunu belirten Erdoğan, Anadolu'yu ve Kudüs'ü ele geçirme hülyası ile gerçekleştirilen ve uzunca bir süre devam eden Haçlı Seferleri'nin yol açtığı yıkımların dünya tarihinin seyrini değiştirdiğini hatırlattı. "Osmanlı'nın Viyana kapılarına kadar dayanan fetihleri sırasında bu çerçevede ne ecdadı ne bizi ne de torunlarımızı zan altında bırakacak hiçbir müessif hadiseye rastlanamaz." diyen Erdoğan, buna mukabil Batı'nın, Türklerin şahsında somutlaştırdığı doğulu toplumlara karşı kibrini ve kinini "oryantalizm" kavramı adı altında daima koruduğunu söyledi. Bunun son örneklerinden birinin de Avusturya Başbakanlık binasına terörist İsrail'in bayrağının çekilmesi olduğunu belirten Erdoğan, bunun nerelere vardığını çok rahat anlamanın mümkün olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Esasen Osmanlı bakiyesi coğrafyalarda girişilen geniş siyasi ve kültürel değişim hareketleri, Batı'nın bu bölgedeki farklılıkları kendi formatı içinde eriterek yeniden kurgulama gayretinden ibarettir. Çevremize baktığımızda yer yer kısmi başarılarına rastlayabileceğimiz bu yaklaşım, içerdiği dini ve etnik ırkçılık sebebiyle geniş bir taban tutmakta muvaffak olamamıştır. Bu başarısızlık, İslam dünyasında bitip tükenmek bilmeyen dış müdahaleler, iç çatışmalar, derin ve kanlı hadiseler şeklinde kendini göstermiştir. Yakın tarihte İslam düşmanlığının yol açtığı acıların, Bosna'daki katliamların, Arakan'daki kıyımlara halen Türkistan'dan Filistin'e pek çok yerde yaşanan trajedilere kadar sayısız örneği vardır." "OYALAYARAK GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR" Günümüzdeki İslam düşmanlığı dalgasının çok daha sinsi ve örtülü yöntemlerle yürütüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırıları ardından başlattığı Müslümanları şeytanlaştırma stratejisi pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür." dedi. Erdoğan, bugün Avrupa'da Fransa'nın başını çektiği bazı ülkelerin, İslam'ı kendi meşreplerine göre şekillendirmek için yoğun çaba içinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Sanayi Devrimi'nin ardından kendi halkları ile birlikte sömürgeleştirdikleri pek çok coğrafyanın doğal kaynağı, alın teri ve kanı üzerinde güçlü bir güvenlik ve refah düzeni kuranlar, 21. yüzyıla ciddi endişelerle girdiler. Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle de karşı karşıya olan Batı ülkeleri, değişen küresel güç dengelerinin yol açtığı belirsizlikleri, kendi kamuoylarını faşist söylemlerle oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor. Marjinal kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine, derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. Uzunca bir süre dini özgürlüklerin kalesi olarak kendilerini dünyada seçkin bir konuma oturtanlar, bugün Müslümanlara ait her türlü sembolü yasaklama yarışına girmiştir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselama, Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta olmak üzere dini tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir." "İSTATİSTİKLER VAHİM BOYUTLARI GÖSTERİYOR" İstatistiklerin sorunun ulaştığı vahim boyutları açıkça gösterdiğini belirten Erdoğan, Batı'da ırkçı ve İslam düşmanı saldırıların son 5 yıl içinde yüzde 250, bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin oranının ise yüzde 700 arttığına dikkati çekti. Erdoğan, son 5 yıl içinde en büyük 5 Avrupa Birliği ülkesinde sivil toplum kuruluşlarına 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesinin bildirildiğini aktardı. Avrupa'da mukim Türk vatandaşlarını hedef alan saldırıların oranında da geçen yıla göre yüzde 54 artış olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir süre öncesine kadar sadece göz yumulan, sessiz kalınan, polisiye hadiseler seviyesinde tutularak dikkatlerden kaçırılan İslam düşmanlığı, bütün bu faaliyetleri, artık anayasalara ve kanunlara derç edilmeye başlanmıştır. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenen siyasi partilerle polis teşkilatları başta olmak üzere tüm vatandaşların güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir. Siyasetin ve kamu kurumlarının bu yönelimleri, Batı ülkelerinde yaşayan demokrat insanlar arasında da İslam'a ve Müslümanlara karşı temelsiz bir ön yargının gelişmesine yol açmaktadır. Halbuki özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde, refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler, aslında İslam'a değil, kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir." "ZİHNİYET AYNI OLUNCA..." "Şu gerçeğin akıl ve vicdan sahibi herkes tarafından kabul edileceğine inanıyorum." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarih boyunca, İspanya'dan Almanya'ya kadar Yahudi düşmanlığı ayıbının mahcubiyetiyle dini ve etnik özgürlük pergelini olabildiğince açan Batı ülkeleri, şimdi aksi istikamette hızla yol almaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında bütün bu yaşanan Yahudi soykırımını kendilerince özel bir paranteze alanlar, bu defa hedef tahtasına Müslümanları yerleştirmişlerdir. Zihniyet aynı olunca sonuçların farklı çıkması mümkün değildir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: İSLAM DÜŞMANLIĞININ DEVAM EDECEĞİ ANLAMINA GELİYOR Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır. Modern dönemde bu yaklaşımın kısmen devam etmesi, derin hafızadaki iç kavgaların sürdüğüne işaret etmektedir. Dünyadaki gelişmeler, Avrupa'nın sahip olduğu ekonomik zenginliği koruma daha da arttıracak yönde ilerlemektedir. Bu da İslam düşmanlığının devam edeceği anlamına gelmektedir. Bizlerin siyasi alandaki karşılığı da sürekli güçlenen islamofobi akımına karşı yeni ve daha etkili yaklaşımlar geliştirmemiz gerekiyor. 7.5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil İslam düşmanlığının küresel tehdit olduğunu anlatmalıyız. Bunun kolay bir yol olmadığını elbette biliyoruz. KENDİ ÜLKEMİZDE BİLE BU HASTALIĞIN TEZAHÜRLERİ İLE KARŞILAŞIYORUZ Kendi ülkemizde bile bu hastalığın çeşitli tezahürleri ile karşılaştığımız gerçeğini unutmamalıyız. Ezana, camiye, başörtüsüne tahammül edemeyenlere rastlayabiliyoruz. yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır. Bu çarpık zihniyet darbelerin en büyük bahanelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.  İsrail'in Filistin şehirlerinde yol açtığı yıkımın ve katliamın üstünü örterken kendi hayat hakkını koruyan insanların direnişlerine terör yaftası yapıştıran medya düzeninde işimizin zor olduğu ortadadır. 28 yıl önce PKK tarafından Bingöl - Elazığ yolunda alçakça şehit edilen 33 sivil ve silahsız askerimizi rahmetle yad ediyorum. Bize düşe görev gerçekleri dünyaya anlatmak için çalışmaktır. Dünyadaki mültecilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyorsa ortadaki öncelikle çözülmesi gereken birlik, dayanışma sorunu var demektir. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tescilli Türkiye düşmanlarının peşine düşerek ülkenin geleceğine talip olmaya kalkanların sonu hüsrandır."

Spor Toto Süper Lig ekibi Atakaş Hatayspor'un iç saha maçlarını oynayacağı 25 bin seyirci kapasiteli yeni stadyumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun katıldığı törenle açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay'da toplu açılış töreninde açıklama yaptı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE: Sizlerle uzun bir aradan sonra buluştuğumuz bu anlamlı günde en kalbi duygularımla selamlıyorum. Akdeniz'in incisi, tarihin, kültürün şehri Hatay'ın her bir ilçesindeki, mahallesindeki kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Kardeşlerim, bugün gördüğünüz gibi birçok açılışları yapacağız. Başta Hatay Şehir Stadı'mız olmak üzere barajlarla, birçok spor tesisleriyle inşallah Hatayımızı çok farklı bir hale getirmenin adımlarını atıyoruz. Ben bu arada Türkmeni, Kürdü, Arabıyla Hatayımızın hoşgörü atmosferi içerisinde bulunduğu için sizleri bu anlamda da selamlıyorum. Hep şunu söyledik. Bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, dedik. Bu kardeşliğimiz hamdolsun bizi bugünlere getirdi. Önümüzde daha iyi günler var. Bunu sizlerle gerçekleştireceğiz. Ben sizlere inanıyorum. 2023'e hazır mıyız? 2023 inşallah Hatay'da bir değişim, bir dönüşüm yılı olacak mı? Sizin bu haykırışlarınız bunu gösteriyor. Gelirken yine gördüm, çakılı bir çivi yok. Bıraktığımız gibi kalmış Hatay. İşte arkamda 26 bin 600 kişi kapasiteli Hatay Şehir Stadı. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Onlar ise laf ederler. Unutmayın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Burada da Hatay Kapalı Spor Salonu var. Kısa zamanda inşallah onu da bitireceğiz. Hatay'ın gençliğine ne layıksa onu yapacağız. Bir şey sorayım; şu havalimanını kim yaptı? Havalimanından buraya kadar bütün yolları kim yaptı? Diğerlerinin burada yaptığı yolları var mı? Bizim işimiz gücümüz bu. Amik Ovası sürekli taşkınlar altındaydı. Elhamdulillah bunu da kurtardık. İnşallah yeni barajlarla, kapalı su dağıtım sistemleriyle beraber su sıkıntısını da tamamıyla çözme noktasına geliyoruz. Unutmayın! Bu ülkede Hatay nasıl ki işgalin acısını, özgürlüğün tadını, vatan hasretinin ne demek olduğunu çok iyi bilir. Biz de bunu çok iyi bilen Hatay'a hizmet etmenin ne demek olduğunu çok iyi biliriz. Yapacağımız çok şey var. Her bir yatırımın şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Belediyelerimizi, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum. Değerli kardeşlerim, ülkemizi eser ve hizmet siyasetiyle cumhuriyet döneminde yapılanların tamamını 5'e 10'a katlayacak yatırımlara biz kavuşturduk. Her alanda en gelişmiş alt yapıyla en ileri hizmetlerle biz donattık. 19 yılda Hatay'a toplam 35 milyar lira yatırım yaptık. Eğitimde 8 bin 836 adet yeni derslik kazandırdık. Hatay'a ikinci devlet üniversitesini biz kurduk. Antakya, Kırıkhan ve İskenderun'da 2350 kişili yeni yurt binaları daha açacağız. Hatay'a dünyanın en büyük mozaik müzesini biz kazandırdık. Şehrimize 44 adet spor tesisi ve gençlik merkezleriyle birlikte Hatay Stadyumu'nu da biz kazandırdık.  Hatay'a aktarılan sosyal yardım miktarını yıllık 1.3 milyar liraya ulaştırdık. Sağlıkta 14'ü hastane olmak üzere 45 adet sağlık tesisi inşa ettik. 23 sağlık tesisimizin yapımı devam ediyor. 660 yataklı İskenderun Devlet Hastanesi'nin projesi devam ediyor. 8 bin konut projesini hayata geçirdik. 6 millet bahçesi projesini başlattık. Hatay'a 7 baraj ve 3 gölet inşa ettik. Bu baraj aynı zamanda Hatay şehrimizi ve Amik Ovası'nı taşkın afetine karşı da koruyacaktır. Karasu Kanalı'nın da bir an önce tamamlanmasını sağlayacağız. Hatay'ın yarım asırlık hayali olan Tahtaköprü'yü yükselteceğiz. Hataylı çiftçilerimize bugüne kadar 3 milyar liralık tarımsal destek verdik. PKK tarafından yakılan ormanlarımızı çok daha fazlasıyla yeniden yeşillendirmek için kolları sıvadık. 4 yeni Organize Sanayi Merkezi, 2 Teknopark kurduk.  Sadece özetinin özeti şeklinde anlatsak bile hizmetler saymakla bitmiyor. Biz hizmet siyaseti yapıyoruz. Biz boş teneke gibi gürültü çıkarmıyor, eser inşa ediyoruz. Biz demokratlık görüntüsü altında faşistlik yapmıyor, herkesin özgürlüğünü teminat altına alıyoruz. Çünkü biz bu ülkeyi aşkla seviyoruz. Bu mücadelemizde yanımızda olan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Dünya ile birlikte ülkemiz de 1,5 yıldır koronavirüs salgınının etkisi altındadır. Her alanda ülkemiz bu sıkıntılı süreci başarıyla yürütmüştür. Biz meselelerimizi çözerek yolumuza devam ettik. Şehir hastanelerini yaparken birileri çıkıp bu kadar hastaneye ne ihtiyaç var dediler ama biz yolumuza devam ettik. Eğer böylesine hastanelerimiz olmasaydı salgının zirve yaptığı dönemleri nasıl atlatacaktık? Her projeyi engellemenin, çamur atmanın peşinde olmuştur. Bunların ülke için yapılan hiçbir hizmete destek olduğunu görmedik. Türkiye'yi küresel sistemin en üst seviyelerine çıkarmak için girdiğimiz her mücadelede bunlar bizim karşımızda yer aldı. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Hatay bunun en yakın ve acı şahididir. "YENİ ADIMLARIN HAZIRLIĞI İÇİNDEYİZ" Sınırlarımızı güvenlik altına alarak tuzağı yerle yeksan ettik. Senaryoları hamdolsun boşa çıkardık. Aynı çarpık durumu Libya'dan Karabağ'a her konuda yaşadık. İşte geçtiğimiz günlerde Şuşa'ya giderek kardeşlerimizin kurtuluş sevincine ortak olduk. Başka yerlerde yeni adımların hazırlığı içindeyiz. "SONU HÜSRANDIR" Bu basit gerçeği göremeyenlerin bir de büyük büyük laflarla milletimizden ülkeyi yönetmek için yetki istediğinde kendimizi acı acı gülmekten alamıyoruz. Karşımızdakilerin gerçek niyetlerini gördük, ona göre kendi yolumuzu çizdik. Tescilli Türkiye düşmanlarının peşine düşerek ülkenin geleceğine talip olmaya kalkanların sonu hüsrandır. Milletin gönlüne girmeye çalışmak yerine gözünü dışarıya diken bu zihniyete rağmen ülkemizi güçlendirmeye biz devam edeceğiz. Bu mücadelede bize sizlerden daha güçlü destek istiyoruz. Ülkemizin tüm şehirleri gibi Hatay'ı da daha büyük hizmetlerle tanıştırmakta kararlıyız. Yeter ki birliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. STADYUMUN KAPASİTESİ KAÇ KİŞİ? Atakaş Hatayspor'un iç saha maçlarına ev sahipliği yapacak 25 bin kapasiteye sahip. 24 adet loca da bulunuyor. Zemini doğal çim olacak yeni stat bin 500 araçlık otopark alanına da sahip olacak. STADYUMUN MALİYETİ NE KADAR? 25 bin kişilik stadyum, 142 milyon 900 bin liraya mal oldu. Sadece futbol değil basketbol, voleybol ve tenis başta olmak üzere her branşa hizmet etmesi planlanıyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 12 13