Son Dakika:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ağaç katliamına doymuyor. Çırağan Caddesi üzerindeki asırlık çınarları çürüyüp kuruduğu gerekçesiyle katleden İBB, bu kez Emirgan Korusu'ndaki dişbudak ağaçlarına kıydı. Mülkiyeti İBB'ye ait olan Emirgan Korusu'nda bulunan 54 dişbudak ağacı testere ile birer birer kesildi. Ağaç katliamı vatandaşların ihbarı üzerine durduruldu. KORUYA ŞOK BASKIN İBB'ye bağlı Ağaç A.Ş. bünyesinde Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Emirgan Korusu'nda bulunan devasa dişbudak ağaçlarından 200'ünün kesilmesi için iki hafta önce çalışma başlattı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü görevlileri ellerinde testere ile daha önceden belirledikleri ağaçları tek tek kesmeye başladı. Ekipler her gün birkaç tane ağacı çürüyüp kuruduğu iddiasıyla kesti. Koruya gezmeye giden vatandaşlar, ağaçların kesildiğini görünce dehşete düştü. Yapılan ihbar üzerine Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri önceki gün koruya şok baskın düzenledi. Baskın sırasında İBB ekipleri ağaç kesim işini durdurup korudan uzaklaştı. Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri içler acısı bir manzara ile karşılaştı. Onlarca ağacın kökünden kesildiğini gören ekipler, iki hafta boyunca yaklaşık 54 ağacın kesildiğini belirledi. SABAH da ağaç katliamını yerinde görüntüledi. Ağaçların kesilmesi işlemiyle ilgili İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü'ne herhangi bir başvuru yapılmadığı ve Orman İdaresi'nden izin alınmadığı tespit edildi. PARA CEZASI VERİLDİ Korudaki dişbudak ağaçlarının izinsiz kesilmesi nedeniyle İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne 9 bin 256 lira 10 kuruş idari para cezası kesildi. Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri, daha önce de Çırağan Caddesi'nde bulunan 112 çınar ağacından 12'sinin izinsiz olarak kesilmesi nedeniyle İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne 4 bin 274 lira 46 kuruş para cezası uygulamıştı.
https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=lFO9g3EkYRZr_nPHurRNJg Ankara Kızılay’da demetleme görevini yapan polise hakaretler yağdıran DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, FOX TV ekranlarında Çalar Saat programına konuk oldu. Yeneroğlu, konuşmasında polise iftira atmaya devam etti. Konuşmasının bir bölümünden polis düşmanı olduğunu vurgulayan ve iftiralarına devam eden Yeneroğlu, geçmişte gözaltına alınan DHPK-C’lileri teröristleri sosyalist olarak nitelendirerek haklarını savunduğunu vurguladı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538758515615055872?s=21&t=DY41hVfR2I2AzH0xGoG1IA
https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=xxOvJFEe11Hf8wnbJW5n0g Geçmişte yazdığı yazılarda ve yaptığı yorumlarda geçekleri perdeleyerek KHK ile ihraç edilen kişilerin kamu görevlerine dönmesini vurgulayan, terör örgütü PKK ile ilişkisini saklamayan, açık açık beyan eden HDP’yi demokratik sitemeye çekmeyi savunan Karar Yazarı Akyol, Ankara Kızılay’da demetleme görevini yapan polise hakaretler yağdıran DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nu insan hakları adı altına savundu. Ankara Kızılay’da yaşanan olayı aslının tam tersi olarak yansıtan Akyol yazısında, “Açılışta tartışma çıkıyor… Bir emniyet amiri, Milletvekili Yeneroğlu’na çirkin sözlerle “Ahlaksız sensin lan, sus lan, adam gibi konuş, haddini bileceksin, senin gibi tiplere ne olacağı belli”” diyerek çirkin bir harekette bulundu, göz dağı verdi! Emniyet Genel Müdürlüğü ise makul ve gerilimi yumuşatacak bir açıklama yerine, bir milletvekiline söylemiş bu çirkin sözleri “nahoş” ve “istemediğimiz karşılık” diye hafifletmeye çalışıyor, milletvekilini ise polis düşmanı ilan ediyor. Tam Soylu üslubu…” diyerek skandal ifadelere yer verdi. Oysa ki; olayın basına yansıyan görüntülerinde de görüldüğü üzere önce Deva Partli Mustafa Yeneroğlu, görevini yapan polis amirini engellemeye çalışıyor ve ağza alınmayacak hakaretler saf ediyor. Daha sonra polis ile Yeneroğlu arasında tartışma başlıyor. TAM TAHA AKYOL TARZI Karar yazarı Aykol, insan hakları adı altından gerçekleri gizleyerek yaptığı yorumlar ve yazılarla biliniyor.
Yılmaz yazısında, Ankara Kızılay’da TSE standartlarına uymayan işletmenin tabelasının güvenlik güçlerince beyaza boyanmasını saptırarak, “Rejimin polis devleti karakterini bir kez daha somut olarak ortaya koyan son olay, Somali kökenli bir TC vatandaşının lokantasının tabelasının beyaza boyanmasıyla başladı. Polis tabelanın kaldırılmasını istedi, kaldırılmayınca da gidip beyaza boyadı. Polisin bu isteğinin nedeni Afrika renklerinin, Kürtlerin ulusal renkleri olarak kabul ettikleri renklerle aynı olması: Sarı, kırmızı, yeşil!” diye skandal ifadeler kullandı. Oysaki TSE’nin tabela yönetmeliği sabit. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=zu6yx8o8pu-5ZxU8MbA2Lg Yılmaz yazısından polisin iktidar yanlısını bir tutum izlediğini iddia ederek görevini yapan polis amiri engelleyen ve hakaretler eden Deva Partli’li Yeneroğlu’nu savundu. Ayrıca Yılmaz, İçişleri Bakanlığı’nın sapık LGBT’lilerle olan mücadelesinden duyduğu rahatsızlığı şu satırlarla ifade etti: “Geçen gün "ABD ve AB'nin Türkleri LGBT yapma planından" da söz etmişti. Bu konuşmasında da seksle ilgili bir palavra daha sallıyor.”
Terör örgütü PKK destekçisi, yerli ve milli SİHA’lara düşmanlığıyla tanınan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, PKK’nın sembolü olan renkleri savunarak “Bu renklere olan alerjinizden artık kurtulun.” dedi. CHP’li vekil Tanrıkulu, haftalık değerlendirme başlığı altında Twitter hesabından videolar paylaştı. “BU RENKLERE OLAN ALERJİNİZDEN KURTULUN” Kürtlerin, AK Parti iktidarında yaşadığı mağduriyetlerin ve zulümlerin son 40 yılın tamamından daha fazla olduğunu iddia eden Tanrıkulu, PKK’nın kullandığı sarı, kırmızı ve yeşil renklerin de yüz yıllardan beri Kürtlerin kullandığı renkler olduğunu öne sürdü. https://twitter.com/mstanrikulu/status/1543899925020172289?s=21&t=bp4bKF6Ym-1sEvAkSTwkdg İddialarına devam eden Tanrıkulu, “Bu renklere olan alerjinizden artık kurtulun. Gözaltılara, yargılamalara son verin!” ifadelerini kullandı. CHP’li vekilin Kürtleri perde olarak kullanıp PKK’nın renklerini savunması sosyal medyada büyük tepki çekti.
Konya Şehir Hastanesi’nde alçakça bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Uzman Doktor Ekrem Karakaya’nın ardından tüm Türkiye adeta yas tuttu. Başarılı doktorun katili lanetlenirken, herkes topyekûn katledilen doktor Karakaya ve tüm doktorlarımıza destek mesajları gönderdi. Bu mesajlarda doktorların başta özlük hakları ve güvenlikleri olmak üzere sorunlarını da gündeme getirdi. Cinayete tepki olarak da Türk Tabipleri Birliği’ne bağlı doktorlar iki gün iş bırakma eylemi yaptı. Ancak küçük bir kesim, Doktor Ekrem Karakaya’nın canice katledilmesinden kendi siyasi çıkarları çerçevesinde faaliyet yürüttü. Bunların başında da Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi geliyor. TERÖR VE KAOS DESTEKÇİLİĞİ Şebnem Korur Fincancı’nın başında olduğu TTB Merkez Konseyi, doktorların sorunlarından çok terör örgütlerine desteği ve kaos planlayıcılığıyla öne çıktı. Karakaya’nın katledilmesinden sonra da doktorların haklı tepkilerini isyana dönüştürmeye çalıştı. TTB, Türk doktorlarının sorunlarının çözmek ve sağlık sistemiyle ilgili uzman çözüm önerilerini kurmak amacıyla 1953 yılında kuruldu. Birlik o tarihten sonra, doktorların ve Türk sağlık sisteminin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğine, Cumhuriyet’e kasteden olaylarda ortaya koyduğu tavırla öne çıktı. Ancak 1990’lı yıllardan itibaren TTB’de dönüşüm başladı. Özellikle PKK terör örgütüne yakınlığıyla bilinen siyasi yapılar ve yine benzer düşünen sözde “sol” örgütlenmelerin karargahı haline dönüştü. Sağlık alanındaki sorunlarla beraber Türkiye, Atatürk, vatan, Cumhuriyet konularındaki duruşundan vazgeçerek “ana dilde eğitim” gibi terör örgütünün taleplerini içeren eylemlerde boy göstermeye başladı. PKK İLE DİRSEK TEMASI: ŞEBNEM KORUR FİNCANCI PKK terör örgütünün yayın organına verdiği destekle bilinen Şebnem Korur Fincancı’nın başkanlığından sonra da bu destek alenileşti. Fincancı, PKK’nın siyasi ayağı ve FETÖ ile dirsek temaslarını alenileştirdi. TTB ve bağlı Tabip odalarını oluşturan kadrolar da benzer şekilde hareket etti. SEMRA GÜZEL ÖRNEĞİ KCK/PKK terör örgütüyle iltisak nedeniyle milletvekilliği düşürülen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan HDP’li Semra Güzel ve yine hakkında KCK soruşturması bulunan eski HDP milletvekili Behçet Yıldırım da Diyarbakır ve Adıyaman Tabip odalarında yöneticilik ve başkanlık yapmıştı. KABARIK SUÇ DOSYASI İşte TTB’nin son dönemlerde Türk milletinden büyük tepki çeken eylemlerinden bazıları: - Batman Tabip Odası, 2014 yılında 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, PKK terör örgütünün talebi olan Ana Dilde sağlık hizmeti verilmesi istendi. - İstanbul Tabip Odası, bazı PKK’ya yakın yapılanmaların ve sol örgütlerin çağrısıyla, 8 Şubat 2015 tarihinde Kadıköy’de gerçekleştirilen PKK’nın talebinin de bulunduğu “Anadilde Eğitim Mitingi”ne geniş katılım gösterdi. HENDEK TERÖRÜNE DESTEK - Terör örgütü PKK’nın hendek-barikat terörü sırasında ambulanslara yönelik saldırıları üzerine Türkiye Cumhuriyeti, zırhlı ambulans uygulamasını başlatmak zorunda kaldı. Savaşlarda bile saldırılmayan ambulanslara saldırıya TTB’den tek bir kınama gelmedi. - Yine teröristlerin hiçbir saldırısına tepki göstermeyen TTB yönetimi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin'e yönelik "Zeytin Dalı Operasyonu" başlayınca, TTB "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı bildiri yayınlayarak PYD/YPG terör örgütünün yanında saf tuttu. - Barış Pınarı Harekatı’nda etkisiz hale getirilen terörist Özge Aydın’ın, TTB bünyesinde kurulan Türk Tabipleri Birliği Tıp Öğrencileri Kolu (TTB-TÖK) üyesi olduğu ortaya çıktı. - TTB bir önceki dönemdeki Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, yazdığı bir makalede Kürt kökenli vatandaşlarımızın olduğu bölgelerde kanser tanısının bilinçli olarak geç yapıldığı yalanını yazdı. - Yine Halis Yerlikaya, PKK terör örgütünün Avrupa uzantılarının düzenlediği bir panele sözde ‘Kuzey Kürdistan Temsilcisi’ olarak katıldı. - TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, PKK terör örgütünün yayın organı Yeni Yaşam’a yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti hükümetini uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmakla tehdit etti. Fincancı, yaptığı açıklamada, “koronavirüs salgınının kontrolden çıkması ve bu kadar çok can almasının sorumlusunun devleti yönetenler olduğunu” söylemekle kalmadı, aynı zamanda konuyu sözde “bölgedeki çatışma sürecine bağlayarak” PKK ile mücadeleyle de ilişkilendirmeyi başardı. FETÖ İLE TEMAS - TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, FETÖ'cü Erkam Tufan Aytav'ın yayınına konuk oldu. Aytav'ın sorularını yanıtlayan Fincancı Sağlık Bakanlığı'nın güvensizlik yarattığını öne sürdü. - Aralarında İnsan Hakları Derneği, TTB, DİSK, KESK, TİP ve HDP’nin olduğu kurum ve kuruluşlar terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP hakkında açılan kapatma davasına karşı çıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığında gerçekleştirilen Helalleşme Buluşması’na katıldı. Ancak helalleşme buluşmasında kürsüye çıkan başörtülü isim ortalığı karıştırdı. ATATÜRK’E ‘KATİL’ DİYEN FATMA YAVUZ KÜRSÜDE İBB İnanç Masası’nda çalıştığı dönemde LGBT ve Ateizm derneklerini ziyaretinin yanı sıra Ekrem İmamoğlu ile cuma namazlarına gitmesi ile meşhur olan Fatma Yavuz’un sosyal medya hesabından Atatürk’e ve Türk milletine ağır hakaretler ettiği ortaya çıkmıştı. İBB’DEN KOVULMUŞTU Yapmış olduğu çıkışlar nedeniyle Diyanet’ten ihraç edilen Fatma Yavuz ve sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde İnanç Masası biriminde göreve başlamıştı, İBB Başkanı İmamoğlu’nun talimatıyla buradaki görevinden alındı. SOSYAL MEDYADAN İBB YÖNETİMİNE SUÇLAMA İBB’deki görevinden alınması sonrası sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Yavuz, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın mobingine maruz kaldığını öne sürdü. Yaptığı paylaşımda İmamoğlu’na da seslenen Yavuz, “İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın mobingi sonucunda işten çıkarıldım. Sn. Başkanım Ekrem İmamoğlu size ulaşmama engel oldular. Lütfen benimle irtibata geçiniz. Bu bir infazdır” ifadelerine yer verdi. CANAN KAFTANCIOĞLU KÜRSÜYE ÇIKARDI Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını ve Atatürk’ün katil olduğunu iddia eden Fatma Yavuz’un Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla İBB’deki işine son verilmişti. Ancak Canan Kaftancıoğlu’nun sahip çıktığı Yavuz, bugün CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen helalleşme programında sahneye çıktı. İmamoğlu’nun kovduğu ismin CHP İstanbul il Başkanlığı’ndaki törende sahneye çıkması, Kaftancıoğlu ile İmamoğlu arasındaki gizli savaşı da gün yüzüne çıkardı. https://twitter.com/genelgundem/status/1478250508477419522?s=21&t=sExXsKpAgSGrEWgtBUiicg https://twitter.com/genelgundem/status/1506224228202389513?s=21&t=sExXsKpAgSGrEWgtBUiicg https://twitter.com/genelgundem/status/1478656473521704961?s=21&t=sExXsKpAgSGrEWgtBUiicg https://twitter.com/genelgundem/status/1502990965715390465?s=21&t=sExXsKpAgSGrEWgtBUiicg
Türkiye’de milliyetçi duyguları provoke ederek sığınmacıları hedef tahtasına oturtan ve bir iç savaş çıkarma gayesinde olan Ümit Özdağ ile ilgili skandalların ardı arkası kesilmiyor. Partisindeki taciz ve kaset olaylarından, oğlunu ABD Ankara Büyükelçiliği’nin anaokulunda okutmasına; günde 5 yalanının ortaya çıkmasından, PKK toplantılarına katılmasına kadar her türlü rezilliği meydana dökülen ancak utanma duygusundan yoksun olduğu için aldırış etmeyen Özdağ’ın son rezilliği ise kendi fanlarını bile kızdıracak cinsten… PARTİSİNE ARAPÇA İSİM VERMİŞ Arap ve Arapça düşmanı olan Özdağ’ın partisine Arapça isim vermesi, kendisini takip eden ırkçıları kızdırdı. Türkiye’ye tatile gelen Arap turistleri bile hedef göstermekten çekinmeyen Özdağ’ın partisine verdiği “Zafer” kelimesinin kökeni Arapça. ZAFER KELİMESİNİN KÖKENİ Arapça ẓfr kökünden gelen ẓafar ظَفَر “düşmanı veya avı alt etme” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ẓafira ظَفِرَ “pençeledi, alt etti” fiilinin faˁal veznidir. Bu fiil Arapça ẓufr veya ẓifr ظُفْر “tırnak, pençe, özellikle yırtıcı kuşların pençesi” sözcüğünden türetilmiştir. (NOT: Bu sözcük Aramice/Süryanice ṭpr kökünden gelen ṭephərā טפרא “tırnak” sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Akatça ṣpr kökünden gelen aynı anlama gelen ṣupru veya ṣuppāru sözcüğü ile eş kökenlidir.)
