27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

FETÖ davasında Fuat Avni'ye müebbet

FETÖ'nün hain darbe girişimi sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı'nı ele geçirmeye çalıştıkları iddiasıyla yargılanan 17 sanığın cezası belli oldu. Sosyal medyada FETÖ'nün kalemşörlüğünü yapan Fuat Avni isimli hesabın da kullanıcılarından Mustafa Koçyiğit'in de aralarında olduğu iki kişiye "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan müebbet hapis cezası verildi. "Silahlı terör örgütüne üyelik" suçundan sanık Eyüp Liste 10 yıl 6 ay, Gazi Topal, Murat Ahmetoğlu, Reşat Arıkan, Abdullah Öner 8 yıl 1 ay 15'er gün, Mahmut Orak, Nazmi Mert ve Yusuf Ziya Sarı 7 yıl 6'şar ay hapse mahkum edildi.

2 yıl önce

“17-25 Aralık’ta da tape'lerin ve Fuat Avni’nin peşinden gidiyordunuz”

Küçük’ün Türkiye Gazetesi’ndeki yazısı şöyle; “Muhalefet hükûmeti eleştirecek, hiç şüphe yok. En doğal hakları. Sonuna kadar hem de. Ama savunduğunuz argümanlar sizin olacak, başkasının değil.  Ne yazık ki öyle olmuyor. Muhalefet ipe sapa gelmez iddialarla gündeme geliyor. Gerçekleri de asla görmüyorlar. Neden mi? Anlatayım.  17-25 Aralık darbe girişimi zamanını hatırlayın. Erdoğan artık bitti diyorlardı. Günleri sayılı diye zil takıp oynuyorlardı. Bunu diyen muhalefetin tek bir argümanı yoktu. Sarıldıkları ve bel bağladıkları tek şey FETÖ’ydü.  Her akşam kimi gerçek kimi montajlı tapeler yayınlıyorlardı. Muhalefet nasıl sevindirik oluyordu. Akşam 21.00 olunca YouTube ve diğer sosyal medya mecralarının başına geçiyorlar ve FETÖ’nün yayınlayacağı tape'leri bekliyorlardı.  O tapeler de milyonlarca kez dinleniyordu. Muhalefet Erdoğan’ın gideceğinden emindi. Kendi başlarına bir argüman ortaya koyamayan muhalefetin tek umudu FETÖ ve yasa dışı tape'lerdi.  31 Mart 2014 yerel seçimleri oldu. AK Parti yerel seçimlerde tarihî rekor oy aldı. 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve sonraki seçimlerin hepsini AK Parti kazandı.  O süreçte FETÖ bu ülkeye hizmeti olan ve büyük projeleri gerçekleştiren herkesi hedef almıştı. Şimdi de öyle. Ve ne yazık ki muhalefet hâlâ FETÖ argümanlarıyla konuşuyor. “15 Temmuz kontrollü darbe”, “Saray rejimi çökecek”, “5’li çete” gibi argümanların hepsini kullandılar.  Ben bugünlerde olan biteni görünce sanki 17-25 Aralık sürecini yaşar gibi oluyorum. O günlerde yasa dışı tape'lerden medet umanlar şimdi de bir suç örgütü liderinin videolarından medet umuyorlar. 2014’teki tape'ler de milyonlarca kez dinlendi, şimdikiler de öyle. Sadece aktörler değişiyor ama hedefleri aynı. Yerli ve millî insanları hedef almak.  Geçen yazımda aynen şöyle yazmıştım: “Terörle mücadele eden baştaki kadrolara saldıranların bu ülke için tek iyi planı yoktur. AK Parti’nin gitmesi için vallahi, billahi DEAŞ’tan bile medet umarlar!.. O noktaya kadar geldiler. Çünkü muhalefet pandemi şartlarında bile oylarını artıramadığı gibi geri gidiyorlar. Gerçekten merak ediyorum: Siz niye böylesiniz? Niye Türkiye düşmanlarından, yurt dışına kaçıp başka ülkelerin istihbaratına saklanan ayak takımından medet umuyorsunuz? Niye FETÖ argümanlarına sarılıyorsunuz? Niye böylesiniz?” Şimdi de terörle mücadele eden siyasileri hedef alıyorlar. 17/25 Aralık’ta Erdoğan’ın etrafını hedef almışlardı. Ama esas nokta atışları Erdoğan’dı. Şimdi de aynı yöntemi uyguluyorlar.  Ha, bir de Fuat Avni vardı. Her akşam yayınlanan tape'lerle beraber o da gündemdeydi. Sıralı onlarca tweet atıyor, muhalefet de o tweetlerle hükûmeti yıkacağını sanıyordu. Hükûmet gidici diyorlardı. Yalanlardan başka elinde hiçbir şey olmayan FETÖ, Fuat Avni üzerinden topluma korku salıyordu. Şimdi de suç örgütlerinin videolarına umut bağlamış durumdalar.  Ya muhalefetin kendi argümanı niye yok? Önceden FETÖ, tape'ler ve Fuat Avni’nin tape'lerine kadar düşmüştünüz. Gene aynı yoldasınız. Yazık, geçmişten hiç ders almamışsınız.  İnsan merak ediyor, muhalefetin akıl hocası kim diye!.. Baksanıza Meral Akşener, Başkan Erdoğan’ı çocuk katili Netanyahu ile kıyaslayacak kadar aklını tatile göndermiş. Yazık ki yazık!..”

2 yıl önce

Fuat Avni, Sedat Peker, Barış Terkoğlu ilişkisi

İki ayı aşkın süredir çektiği videolarla ve attığı tweetlerle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında mesnetsiz iddialarda bulunan ve her seferinde resmi kurumlarca yalanlanan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in 2015’de FETÖ’nun hükümeti itibarsızlaştırmak için kullandığı ‘Fuat Avni’ adlı twitter hesabı aynı argümanları kullandığı ortaya çıktı. Sedat Peker’in mesnetsiz iddialarıyla paralel iddialar oraya atarak suç örgütü elebaşının iddialarını güçlendirmeye çalışan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Tekeroğlu’nun da bugünkü yazısında FETÖ’nun ‘Fuat Avni’ isimli hesabına referans ile bir yazı kaleme aldığı ortaya çıktı. Öte yandan, Barış Terkoğlu’nun da bir çok iddiası ilgili kurum ve kişilerce bir çok kez yalanlanmıştı.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün Fuat Avni’sine özendi: “Gitti gidiyor tiran…”

Acil seçim çağrısıyla miting kararı alan CHP, ilk mitingini Mersin’de gerçekleştirdi. Mitingde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye “Gitti gidiyor tiran, geliyor gelmekte olan” sözleriyle davet edildi. TİRAN KELİMESİNİ FETÖ’CÜ FUAT AVNİ DE ÇOK KULLANIYORDU Bugün Kemal Kılıçdaroğlu için kullanılan “Tiran” ifadesini FETÖ’nün sosyal medya ayağının başını çeken Fuat Avni isimli hesap da kullanıyordu.

1 yıl önce

Yargıtay'dan "Fuat Avni"nin istihbarat elemanına verilen ömür boyu hapse onama

Daire, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince 17 sanık yönünden 18 Ocak 2021'de karara bağlanan davaya ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Buna göre, Fuat Avni Twitter hesabına bilgi aktardığı tespit edilen eski Başbakanlık uzmanı Mustafa Koçyiğit ile İstihbarat Daire Başkanlığı eski çalışanı Bülent Günay'a "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan verilen müebbet hapis cezaları onandı. "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım" suçundan 13 yıl 4'er ay hapse mahkum edilen sanıklar Ahmet Özkan Özalp, Hamdi Özdere, Muhammet Serhat Al, Nushet Şehmus Mungan ve Hasan Demir'e verilen cezaların da onanması kararlaştırıldı. Aynı suçtan sanık Haşim Türker'in 16 yıl 6 ay, sanık eski emniyet müdürü Akif Güngör'ün ise 13 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmalarına ilişkin kararlar ise bozuldu. Kararda bu sanıkların, 15 Temmuz'da Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının ele geçirilmesi için örgütsel haberleşme programı üzerinden diğer örgüt mensuplarına talimat verdikleri, Daire Başkanlığında bulunan istihbarat verilerini depolayan sistemin geri dönülemeyecek şekilde kapatılması suretiyle Türkiye'nin istihbarat bilgileri açısından zafiyete uğratılması konusunda yönlendirmede bulundukları bildirildi. Bu şekilde darbe girişimine aktif olarak katıldıkları belirlenen sanıkların darbe girişimi eyleminde "asli fail" oldukları, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan cezalandırılmaları gerektiği kaydedildi. Sanıklar Koçyiğit, Günay, Türker ve Güngör'ün Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 330'uncu maddesinde belirtilen "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla açıklama" suçundan cezalandırılması kararları da bozuldu. TCK'nin 328'inci maddesinde "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla temin etme" suçunun düzenlendiği, 330'uncu maddede ise bu bilgilerin açıklanmasına ilişkin cezanın hüküm altına alındığı belirtilen kararda, bu iki suçun da ayrı ayrı eylemler olarak değerlendirilmesi ve sanıkların her iki suçtan da cezalandırılmaları gerektiğine işaret edildi. TCK 328'de belirtilen suçu işleyenlere 20 yıla kadar hapis, TCK 330'da belirtilen suçu işleyenlere ise müebbet hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Daire ayrıca, yerel mahkemece FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay ile 10 yıl 6 ay arasında değişen süreli hapse mahkum edilen sanıklar Gazi Topal, Mahmut Orak, Nazmi Mert, Murat Ahmetoğlu, Eyüp Liste, Reşat Arıkan, Yusuf Ziya Sarı ve Abdullah Öner hakkındaki hükümlerin de bozulmasını kararlaştırdı. FUAT AVNİ'YE BİLGİ AKTARDIRLAR Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında, sanıkların eylemlerine ilişkin bilgilere de yer verildi. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında bulunan tüm Türkiye'ye ait istihbarat verilerinin sisteme log kaydı düşmeden alınması için Akif kod adlı Mustafa Koçyiğit'in diğer sanıklara talimat verdiği, bu talimatı Akif Güngör ve Haşim Türker'in sanık Bülent Günay'a ilettiği, sanık Bülent Günay'ın da aldığı örgütsel talimat çerçevesinde İstihbarat Daire Başkanlığı sistem odasına izi sürülemeyen bir sistem kurduğu anlatıldı. Bu yolla elde edilen bilgilerin örgütsel faaliyet kapsamında FETÖ'nün amaçları doğrultusunda kullanıldığı, Fuat Avni adli Twitter kullanıcısına da aktarıldığı kaydedildi. Kararda, şu tespite yer verildi: "Bu şekilde İstihbarat Daire Başkanlığındaki istihbari verilerin 2 yıl boyunca sanıklar Haşim Türker ve Mustafa Koçyiğit'in belirttiği usullerle sanık Mustafa Koçyiğit'e iletildiği, Mustafa Koçyiğit'in de bu bilgileri örgütsel organizasyon/paralel devlet yapılanması niteliğinde olan FETÖ içerisinde kendisinin üstünde bulunan kişilere örgütsel faaliyet kapsamında ilettiği, bu istihbari bilgilerin bir kısmının ağırlıklı olarak yurt dışında faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından Fuat Avni isimli Twitter adresinden Türkiye'yi iç karışıklığa sürüklemek ve uluslararası ilişkilerde zor durumda bırakmak amacıyla paylaşıldığı hususları tespit edilmiştir." - 15 TEMMUZ'DA EMNİYET İSTİHBARATI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR Sanıkların yargılandığı davaya ilişkin hazırlanan iddianamede de 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki eylemleri yer almıştı. İddianamede, sanıkların darbe girişimi olduğu sırada örgütlü şekilde silahlanma arayışına girdikleri, darbe girişiminin yönetici kadrosu olan "yurtta sulh konseyi" üyesi olarak gösterilen eski tuğgeneral Mehmet Partigöç ile irtibatlı oldukları anlatılmıştı. Darbe girişimi sırasında sanıkların örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmeye ve darbe girişimi süresince bütün Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirmeye çabaladıkları belirtilmişti. Sanıkların FETÖ'nün hedefleri, örgüt elebaşı Gülen'in talimatları doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına sızdırıldığı, örgütün siyasal hedefleri doğrultusunda gizli bilgilere eriştikleri, bunları örgüt içindeki "mahrem abi" ve "imamları"na aktardıkları ifade edilen iddianamede, 400 terabayt bilginin log kayıtlarına düşmeyecek sanal sunucu oluşturularak temin edilip örgüte aktarıldığının belirlendiği kaydedilmişti.