15 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

TÜGVA'yı manşetten hedef alan Cumhuriyet Gazetesi, haberinin yalan olduğunu da manşetten verdi!

İstanbul 9. Sulh Ceza Mahkemesi; Cumhuriyet Gazetesi'nin 23 Ekim 2021 tarihinde yayınlanan "Ensar, TÜRGEV, TÜGVA paralel terör örgütü gibi" başlıklı manşet haberinden dolayı tekzip yayınlanmasına karar verdi. Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi: "Haber verme hakkının hukuka uygun bir biçimde kullanılabilmesi için gereken ölçütler dört başlık altında toplanmaktadır. Bunlar; 1- Haber gerçek olmalı, 2- Haber güncel olmalı, 3- Haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı, 4- Haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ bulunmalıdır. Bu unsurlar eleştiri hakkı yönünden de geçerlidir. Yani eleştirinin olabilmesi için, yazının gerçek olgulara dayanması, güncel bulunması ve bu haberin verilmesinde kamu yararı bulunması koşullarına bağlıdır" "GEREKLİ OLMAYAN YAKIŞTIRMA YAPILMIŞTIR" "Somut olayda, ifade edilen yorumlar haberin başlığı veriliş tarzı ve kullanılan ifadeler dolayısıyla, öz ve biçim dengesi bozulmuştur. Gerekli olmayan yakıştırma yapılmış ve amaç aşılmıştır. Bu yakıştırmalar, AHİS ve hukuk düzenimizin koruduğu düşünce özgürlüğü kapsamında kalmayan, talep eden saygınlığına yönelik saldırı teşkil eden içerikler olmakla, bu haberin, talep edenlerin toplum içindeki itibarı ile diğer bireyler nezdindeki saygınlığını sarstığı ve manevi kişiliğini de zedelediği, ayrıca haberi okuyan ortalama bir okurun zihninde talepte bulunanlar hakkında şüpheye düşürecek nitelikte ifadeler olduğu kanaatine varılmıştır.." CUMHURİYET GAZETESİ'NİN YAYINLADIĞI TEKZİP METNİ İstanbul 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, Cumhuriyet Gazetesi'nin yayınlanması için karar verdiği tekzip metni şöyle: "Cumhuriyet Gazetesi'nin 23 Ekim 2021 tarihli 35077 sayılı yayımında 'Ensar, Türgev, Tügva Paralel Terör Örgütü Gibi' manşeti atılmış ve haberin devamında 'Devleti Sömürüyorlar', 'Sonunuz Böyle Olacak' alt başlıkları kullanılarak dönemin Bitlis Vali Yardımcısı Sayın Salih Altun'un Türkiye Gençlik Vakfı hakkında birtakım demeçler verdiği iddiası ile müvekkil hakkında gerçeğe aykırı ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde beyanda bulunulmuştur.." "Haber içeriğinde Bitlis Vali Yardımcısı Sayın Salih Altun tarafından söylendiği iddia edilen ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan tüm ifadeler bizzat Sayın Salih Altun tarafından yalanlanmıştır. Sayın Salih Altun tarafından resmi twitler hesabından yapılan açıklamada '2014, 2015, 2016 yıllarında Bitlis Vali Yardımcılığı görevini ifa ettiğini, görevde bulunduğu süre boyunca devlerimize ihanet eden FETÖ ve PKK başta olmak üzere tüm şer odakları ile mücadele ettiğini, bu süre zarfında birçok kripto unsurun husumeti ile karşılaştığını, işbu husumetten kaynaklı olarak bazı haber sitelerinde talihsiz ve kasıtlı bir biçimde TÜGVA ile zorlama bağlantılarla ilişkilendirilmeye çalışılarak habermiş gibi servis edilmeye çalışıldığını, TÜGVA, TÜRGEV, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıf ve sosyal toplam Kuruluşlarının kamu yararına çalışan ve ülkemiz için faydalı nesiller yetiştirme gayreti olan kurumlar olduğunu ve böylesine güzide vakıf ve STK'lar hakkında paralel yapı ve terör örgütü gibi mesnetsiz nitelendirmeler yapılması ile konuya isminin alet edilmeye çalışılmasından büyük rahatsızlık duyduğunu' ifade etmiştir.". "Müvekkil Türkiye Gençlik Vakfı, dünya üzerinde iyi ve güzele dair ne varsa savunan, her daim hakkın ve adaletin tarafında olacak bir nesil yetiştirme amacıyla kurulmuş yeni nesil bir gençlik vakfıdır. Türkiye Gençlik Vakfı'nın kuruluşundan bu yana tek gayesi devletine bağlı ve liyakatli gençler yetiştirilmesine yardımcı olmaktır. Cumhuriyet Gazetesi'nin 23 Ekim 2021 tarihli 35077 sayılı yayımında yer alan haberdeki tüm iddialar gerçek dışı olmakla söz konusu ifadelerin tamamı birincil muhatabı tarafından da yalanlanmıştır." "Bu ve benzeri gerçek dışı haberlere ilişkin olarak müvekkil, hukuken sahip olduğu hakları en etkin kullanmaya devam edecektir. Asılsız suçlamalara karşı cevabımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz… Türkiye Gençlik Vakfı Vekili". CUMHURİYET GAZETESİ, MANŞETİNDE TÜGVA'YI HEDEF ALMIŞTI Cumhuriyet Gazetesi; 23 Ekim 2021 tarihinde yer alan "Ensar, TÜRGEV, TÜGVA paralel terör örgütü gibi" başlıklı manşet haberinde, Türkiye Gençlik Vakfı'nı hedef almış, Eskişehir Vali Yardımcısı Salih Altun'un "Ensar, TÜRGEV, TÜGVA paralel terör örgütü gibi" dediğini iddia etmişti. Altun, Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan ifadelerin ardından twitter hesabından bir açıklama yapmış haberde yer alan açıklamaların şahsına ait olmadığını belirtmişti..

2 yıl önce

20 bin sözleşmeli sağlık personeli alım ilanı Resmi Gazete'de

Buna göre, Sağlık Bakanlığının taşra teşkilatı hizmet birimlerinde istihdam edilmek üzere Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacak merkezi yerleştirme ile 20 bin sözleşmeli sağlık personeli alınacak. Ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeylerinde tercih yapılabilecek sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarının bulunduğu KPSS-2021/10 Tercih Kılavuzu, ÖSYM'nin internet sitesi üzerinden yayımlanacak. TERCİH İŞLEMLERİ BUGÜN BAŞLAYACAK Adaylar, tercihlerini 16-22 Aralık tarihlerinde tercih kılavuzunda belirtilen kurallara göre ÖSYM'nin internet sitesi üzerinden T.C. kimlik numarası ve şifresini girerek yapabilecek. ÖSYM'ye veya Sağlık Bakanlığına posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacak. 20 BİN KADRODAN 10 BİN 348'İ HEMŞİRE Atama yapılacak 20 bin kadrodan 10 bin 348'i hemşire, bin 600'ü ebe ve 6 bin 604'ü çeşitli branşlardaki sağlık teknisyeni-sağlık teknikeri olacak. Atama yapılacak sözleşmeli pozisyonların unvan, branş, sayı ve öğrenim düzeylerine göre dağılımları şöyle: "Biyolog 6 (lisans), çocuk gelişimcisi 96 (lisans), dil ve konuşma terapisti 50 (lisans), diyetisyen 338 (lisans), ebe 1600 (lisans), fizyoterapist 390 (lisans), hemşire 8794 (lisans), hemşire 1554 (ortaöğretim), iş ve uğraşı terapisti (ergoterapist) 46 (lisans), odyolog 50 (lisans), perfüzyonist 14 (lisans), psikolog 287 (lisans), sağlık fizikçisi 27 (lisans), sağlık teknikeri - adli tıp 23 (ön lisans), sağlık teknikeri - ağız ve diş sağlığı 220 (ön lisans), sağlık teknikeri - ameliyat 66 (ön lisans), sağlık teknikeri - anestezi 1107 (ön lisans), sağlık teknikeri - çevre sağlığı 66 (ön lisans), sağlık teknikeri - diş protez 66 (ön lisans), sağlık teknikeri - diyaliz 172 (ön lisans), sağlık teknikeri - eczane 122 (ön lisans), sağlık teknikeri - elektronörofizyoloji 39 (ön lisans), sağlık teknikeri - evde bakım 98 (ön lisans), sağlık teknikeri - fizik tedavi 137 (ön lisans), sağlık teknikeri - ilk ve acil yardım 1194 (ön lisans), sağlık teknikeri - iş ve uğraşı terapisi 22 (ön lisans), sağlık teknikeri - laboratuvar 513 (ön lisans), sağlık teknikeri - odyometri 112 (ön lisans), sağlık teknikeri - ortopedi 130 (ön lisans), sağlık teknikeri - patolojik anatomi 27 (ön lisans), sağlık teknikeri - podolog 20 (ön lisans), sağlık teknikeri - radyoterapi 40 (ön lisans), sağlık teknikeri - röntgen 706 (ön lisans), sağlık teknikeri - tıbbi sekreter 1466 (ön lisans), sağlık teknikeri - yaşlı bakım teknikeri 10 (ön lisans), sağlık teknisyeni - anestezi 43 (ortaöğretim), sağlık teknisyeni - çevre sağlığı 10 (ortaöğretim), sağlık teknisyeni - ilk ve acil yardım 66 (ortaöğretim), sağlık teknisyeni - laboratuvar 43 (ortaöğretim), sağlık teknisyeni - röntgen 43 (ortaöğretim), sağlık teknisyeni - tıbbi sekreter 43 (ortaöğretim), sosyal çalışmacı 144 (lisans), toplam 11842 (lisans), 6356 (ön lisans), 1802 (ortaöğretim), genel toplam (20000)."

2 yıl önce

Cumhuriyet Gazetesi’nin “Resmen ilan edildi: Savunma sanayisinin göz bebeği ASELSAN 'QATAR'lı oldu!” yalanı!

Görgün, CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın Aselsan ile ilgili iddialarını “Resmen ilan edildi: Savunma sanayisinin göz bebeği ASELSAN 'QATAR'lı oldu!” başlığı ile haberleştirerek karalama ve yalan haber yapan Cumhuriyet Gazetesi hakkında hukuki süreç başlattıklarını duyurdu. Güngör resmi Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, “Bu haber başlığı aldatıcı ve gerçeği yansıtmayan bir başlıktır. Türk milletinin göz bebeği ASELSAN, küresel bir Türk şirketi olarak, 12 farklı ülkede aktif faaliyet göstermekte, 73 ülkeye ihracat yapmaktadı. Global pazarlarda faaliyet yürüten şirketimiz, yurt dışında da açtığı ofislere verdiği ismini ve markasını tescil faaliyetleri ile korumakta ve bunu rutin bir uygulama olarak gerçekleştirmektedir. Sözü geçen ASELSAN QSTP-B adlı Katar’daki şubemiz %100 ASELSAN’a ait olup 19 Ocak 2021 tarihinde KAP’ta ilan edilmiştir. Millî değerlerimizi yıpratmak yanlıştır, milletimize haksızlıktır. ASELSAN hakkındaki gerçek dışı iddialara ve bu iddiaları kaynak göstererek yapılan haber ve paylaşımlara karşı tüm hukuki süreçlerimiz başlatılmıştır.” dedi.

2 yıl önce

HDP-Saadet Partisi görüşmesi sonrası gazetecilerden soru alınmadı

HDP'nin Eş Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan, Saadet Partisi Genel Merkezi'nde, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. "SORU ALMAYACAĞIZ" Görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi. İlk söz alan HDP'liler oldu. Genel bir değerlendirme yapmalarının ardından Karamollaoğlu da benzer şekilde kısa bir açıklama yaptı. Bir süre sonra "Hepinize teşekkür ediyorum. Hoşunuza gitmeyecek bir konu var. Soru almayacağız" diyerek konuşmasını tamamlayan Saadet Partisi lideri, basın toplantısını sona erdirdi.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun bütün ayak oyunlarını ifşa etti… Gazeteci Nedim Şener, İBB sözcüsü Murat Ongun’un karizmasını fena çizdi

Dün akşam saatlerinde TVNET'te canlı yayınlanan Net Bakış programında, İBB'nin iş verdiği terör iltisaklı kişilere ilişkin hazırlanan iddianameden detayları veren Nedim Şener, çarpıcı iddialarda bulundu. CHP ve İYİ Parti'nin HDP'yi yanında tutarak, İstanbul seçimlerini kazanmanın diyetini ödediğini vurgulayan Şener, "HDP'nin desteğini almak için bu tür tavizler vermek zorunda kalıyorlar. İmamoğlu her şeyin farkında. Ortaya konan iddialar çok somut. PKK'ya bağlı dernek referansıyla İBB'de işe başlayanlar var ve maaşlarından her ay para kesilerek örgüte gönderiliyor. O yüzden panik halinde Anıtkabir'e gidip açıklama yapıyorlar" diye konuştu. İBB SÖZCÜSÜ ONGUN İDDİALARDAN YALNIZCA BİR TANESİNE KARŞI ÇIKTI Açıklamalar, İBB Sözcüsü Murat Ongun'u rahatsız etti. Şener'in söz konusu açıklamalara yer verdiği video paylaşımının altına yorum yapan İBB Sözcüsü Murat Ongun, onlarca iddiadan sadece 'yardım kartı' kısmını ispat etmesini istedi. ŞENER BELGELERİ PAYLAŞTI: 300 YETERLİ BİR RAKAM MI? Ongun'un, "335 sayfalık iddianamede böyle bir ifade yok. 'Yüzlerce yardım kartı' ifadeni ispat etmeni bekleyeceğiz" sözlerine iddianamelerden görsellerle yanıt veren Şener, "İddianamedeki bilgilere ve sizin İSPER personeli olanların telefon konuşmalarına göre; İBB’nin yardım kartlarının 300 tanesinin PKK'lı teröristlerin ailelerine dağıtılması yeterli bir rakam mı?" dedi.

2 yıl önce

Her yıl aynı yalan! Sözcü gazetesinin “Kardak’ta gerginlik” yalanı

Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; Sözcü Gazetesi internet sitesinde, 27 Aralık 2021 tarihinde “Türkiye ile Yunanistan Arasında Kardak Gerginliği” ve 31 Aralık 2021 tarihinde “Yılın Son Günü Kardak’ta Gerginlik Yarattılar” şeklinde başlıklar taşıyan Yaşar Anter imzalı bazı haberler yayınlanmıştır.  Bahse konu haberlerde özetle; “Muğla İli Bodrum İlçesi açıklarındaki Kardak Kayalıkları’na gelen Yunan balıkçı tekneleri ve Yunan Sahil Güvenlik Botları’nın, bölgede görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Kayalıklara yaklaştırılmadan bölgeden uzaklaştırıldığı” şeklinde bazı ifadelere yer verilmiş, ayrıca yaşanan gerginliğe ilişkin olduğu iddia edilen bazı görüntüler yayınlanmıştır. Bahse konu yayın organı tarafından, her yıl aynı dönemlerde benzer haberler yayınlanarak, iki ülke Sahil Güvenlik Botları arasında olumsuzluk yaşandığı yönünde algı oluşturulmaya çalışılmakta, iki ülke kamuoyu nezdinde sansasyon ve gerginlik yaratmaya yönelik olduğu değerlendirilen maksadını aşan bir çaba sarf edilmektedir.  Yayınlanan bahse konu haberde yer alan görüntülerden de anlaşılacağı gibi, iki ülke Sahil Güvenlik Botları arasında yaşandığı iddia edilen gerginliğe yönelik haber, gerçeklerden tamamen uzak ve uydurmadır. Sahil Güvenlik Komutanlığı denizlerimizin emniyetini ve güvenliğini sağlamak üzere 7 gün 24 saat görevinin başındadır. 

2 yıl önce

Konya'da canlı yayın programını iptal eden Ali Babacan'a gazetecilerden resimli protesto

Kanal 42 televizyonuna konuk olarak katılması beklenen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hava muhalefetini gerekçe göstererek katılamaycağını duyurdu. BABACAN'IN RESMİNİ KOYARAK PROTESTO ETTİLER Ancak programın katılmcısı gazeteciler Mücahit Enes Turbil ve Emre Özgül, Ali Babacan ile yapacakları programın, başlangıcına 5 saat kala DEVA Partisi tarafından iptal edilmesin ilginç bir yöntem ile protesto etti. Boş kalan konuk koltuğuna Ali Babacan’ın resmi bırakılırken, Babacan’a ayrılan koltuğa da "rezerve" yazısı konuldu. "DAHA ÖNCE DE SÖZÜNDE DURMADI" Canlı yayın sırasında açıklamalarda bulunan Gazeteci Mücahit Enes Turbil, Babacan'ın daha önce de söz vermelerine rağmen yayın yapmaktan çeşitli nedenler öne sürerek uzak durduğunu belirterek şunları söyledi: "KONYA'DA PARTİ PROGRAMINA GELDİ, BİZİ SAATLER KALA REDDETTİ" “Konya gibi zorlu bir şehirde gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Her kesimin kendini ifade edebilmesi için bütün baskılara rağmen yayın yapmanın gayretini veriyoruz. Bu kapsamda çeşitli programlar icra etmek için Konya’ya gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Bey'e de bir program talebinde bulunduk. Kabul edildi ama daha sonra hava muhalefeti gerekçe gösterilerek, özenle hazırladığımız program iptal edildi." "YEREL MEDYAYIZ DİYE Mİ GÖRMEZDEN GELİYORSUNUZ" "Başlamasına 5 saat kala programın iptal edilme kararının alınması doğru olmadı. Bu, DEVA Partisi’nin ilk iptal ettiği program da değil. Daha önce de söz vermelerine rağmen çeşitli gerekçelerle organize ettiğimiz programı iptal ettiler. Bizim amacımız körü körüne bazı şeyleri eleştirmek değil. Bizim tepkimiz iktidar olmadan iktidar havasına girenlere. Bizim tepkimiz Ali Bey ile vatandaşın arasına bilerek ya da bilmeyerek duvar örenlere. Ünlü bir yazar; ‘Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir zorluk yoksa o yol sizi hiçbir yere götürmez’ demiş. Doğru söylemiş. Yoksa yerel bir medya kuruluşu olduğumuz için mi sürekli bizleri görmezden geliyorsunuz?”

2 yıl önce

Fransız gazeteci Pascal-Moussellard'a göre Fransa'da demokrasi acı içinde kıvranıyor

Haftalık Fransız dergisi Telerama'nın editörü Pascal-Moussellard, dergi için kaleme aldığı makalede, Fransız halkının demokrasiye bağlı olduğunu dile getirdiğini ancak seçilmiş yetkililer ve kurumların getirdiği hayal kırıklıklarıyla bir kısmının daha otoriter bir rejimi kabul edebileceklerini belirttiğini yazdı. Cumhurbaşkanı seçimine 8 hafta kala, ülkede demokrasinin "nefes almakta zorlandığına" işaret eden Pascal-Moussellard, aralık sonunda yapılan bir ankette Fransızların yüzde 83'ünün demokrasiye bağlılıklarını dile getirdiğini ancak yüzde 46'sının da "iyi çalışan bir rejim olmadığı" görüşünü paylaştığını aktardı. Pascal-Moussellard, diğer yandan her 4 Fransız'dan 1'inin sağlık kriziyle mücadelede daha otoriter bir rejimin daha etkili olacağı" görüşünde olduğunu hatırlatarak, ülkedeki demokrasinin halkı ikna etme konusunda yeterli olmadığını vurguladı. ARZULANAN İLE YAŞANILAN DEMOKRASİ ARASINDA UÇURUM VAR Arzulanan demokrasi ile yaşanılan demokrasi arasında uzun bir mesafe olduğunun altını çizen Pascal-Moussellard, ülkede her geçen günün bu uçurumu açtığını kaydetti. Fransız gazeteci, "Her gün Cumhuriyet beşiğinde yaşadığı zannına kapılanlar ile seçtikleri insanlar ve kurumlar arasındaki mesafe büyüyor." değerlendirmesinde bulundu. Pascal-Moussellard, "Fransa, demokrasisiyle savaşıyor." diyerek, halkın politik olarak bir depresyonda olduğunu ve bunun yeni bir durum olmadığını ifade etti. SİYASİLERİN SÖYLEMLERİ TOPLUMDAKİ KOPUŞU TETİKLİYOR Olivier Pascal-Moussellard, politikacılar ve yöneticilerin Fransa'da demokrasi sistemini gerçek bağlamından evirerek başka bir noktaya sürüklediklerine, Orta Çağ'daki piskoposlar gibi tepeden inme bir anlayışla demokrasi naraları atmalarından yakınarak siyasetçilerin kampanyalarında özellikle banliyöleri hedef alan ayrımcı vaatlerinin halkı birbirinden kopardığına dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un aşı karşıtlarının canına okuyacağı açıklamaları ile Nicolas Sarkozy'nin "Banliyöleri karcher ile yıkayacağız" sözünden ilhamla banliyöleri sorunların merkezi gösteren sağcı cumhurbaşkanı adayı Valerie Pecresse'in söylemlerini örnek gösteren Pascal-Moussellard, bunların Fransa'da var olan asıl toplumsal sorunlar ile siyasi tükenişin temel nedenlerini gizleme çabasının bir yansıması olduğu görüşünü paylaştı. Pascal-Moussellard, Berkeley Üniversitesinden siyaset bilimi profesörü Wendy Brown'un, "Demokrasi bugün tarihte eşi görülmemiş bir popülerliğe sahip ancak kavramsal olarak da hiçbir zaman bu kadar belirsiz ve önemli ölçüde içi boşalmamıştı." sözüne atıfta bulunarak asıl sorulması gerekenin herkesin dem vurduğu demokrasiden geriye neyin kaldığı sorusu olması gerektiğinin altını çizdi. Fransa Ulusal Araştırma Merkezinden (CNRS) araştırmacı Camillle Bedock'un "iktidara gelen cumhurbaşkanlarının sisteme dair reformun önemi vurgulandığında hemen anarşi naraları atarak, 4. Cumhuriyetin koruyuculuğunu üstlenmeye çalıştığı" değerlendirmesini paylaşan Pascal-Moussellard, "Demokrasiler bu şekilde mi batağa saplanıyor?" sorusunu sordu.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 33 34