26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Alparslan Kuytul’un kurucusu olduğu Furkan Vakfı gönüllüleri bu kez de Adana’da provokasyon peşinde

Gaziantep'teki cami provokasyonundan bir gün sonra bu kez Adana'da, 3 Mayıs gecesi Alparslan Kuytul ve yanındaki kalabalık grup da sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip dışarı çıkarak 22 camide toplanmaya çalıştı. Polis ekipleri Kuytul ve yanındakileri evlerine dönmesi konusunda uyardı. Ancak uyarıları dikkate almayan Kuytul ile yaklaşık 400 kişi, polis tarafından gözaltına alındı. Veryansın TV'nin haberine göre, Gaziantep’teki cami provokasyonuyla ile gündeme gelen Furkancıların bu kez hedefinde Adana var. Furkancılar, Adana’daki gözaltıların ardından sosyal medyada “AdanaEmn Müdürüİstifa” etiketiyle paylaşımlar yapıyor. Gözaltılar ve nezarethane videolarıyla propaganda yapan Furkancılar koronavirüs kısıtlamalarını da hiçe saymaya devam ediyor. Adana Emniyet Müdürlüğü önünde Alparslan Kuytul’u bekleyen kalabalık kameralara yansıdı.

2 yıl önce

Turkovac'ın Faz 3 aşaması gönüllülere uygulanmaya başlandı

TURKOVAC aşısının Faz 3 aşaması gönüllülere uygulanmaya başlandı. Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi'nden yerli aşı Turkovac gönüllülere vuruldu. İnaktif Kovid-19 aşısı "TURKOVAC"ın Faz 3 çalışması için belirlenen şartları taşıyan 43 bin 74 gönüllü aşılanacaktı ama kısa sürede 883 bin 384 gönüllü rekor başvuru yaptı. Rekor başvuru gelmişti Gönüllülere ilk dozlar Ankara Şehir Hastanesi'nde uygulandı. Faz-3 çalışması İstanbul'da Başakşehir Çam ve Sakura, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener ve Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Ankara'da ise Gazi Üniversitesi ve Hacettepe Tıp Fakültesi'nde başlatılacak. Hafta başında yerli ve milli aşımızla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın görüşmesinde ismine ilişkin Erdoğan'ın Turkovac önerisi üzerine harekete geçildi ve Faz-3 çalışması ile birlikte ismi de belirlenmiş oldu.

2 yıl önce

Suriyeliler yangınla mücadele için gönüllü olarak Türkiye’ye geldi: Türk halkına borcumuzu ödüyoruz

Suriye'deki iç savaşın ardından Türkiye'ye sığınan; ardından da ülkelerine geri dönen Suriyeliler, orman yangınlarıyla mücadele için Antalya'ya gönüllü olarak geldi. 40 Suriyeli, Antalya'nın Manavgat ilçesinde orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü olarak görev aldı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan afet bölgesindeki gönüllü gençlere helikopter gezisi jesti

İncelemelerde bulunmak üzere ilçeye gelen Bakan Soylu, afet koordinasyon merkezinde kendisini karşılayan Ayancık Gençlik Merkezi gönüllüleri ile bir süre sohbet etti. Gençlerle fotoğraf çektiren Soylu, yetkililere talimat vererek, "Yarım saat iş paydos, bunlara helikopterle bir Ayancık turu attırılsın." ifadesini kullandı. Bakan Soylu'nun talimatı üzerine gönüllü gençler, helikoptere bindirilerek gezdirildi.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: “HDP ile ortaklık analarımızın gözyaşlarının dökülmesine ortaklıktır. CHP ile İP böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir”

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: TÜRK GENÇLİĞİ BÜYÜK KURULTAYI VE ANALAR BACILAR KURULTAYI Ankara geçtiğimiz hafta sonu göz kamaştırıcı iki toplantıya ev sahipliği yaptı. Birisi Türk Gençliği Büyük Kurultayı diğeri ise Analar Bacılar Kurultayı'dır. Muazzam bir katılıma sahne olmuştur. Türk gençliği yeni bir tarih yazmış, almasını bilenlere mesajların en görkemlisini vermiştir. Dava irfanımızı yeniden fetheden, bugünümüzü düne bağlayan bir gençlikle önümüze çekilen kalın perdeler birer birer yırtılacak, Türkiye birer Turan olacaktır. Gençliğimiz Türk milletinin gururudur. Kim ki Türk gençliğini yok sayıyor, adını anmıyor, siyasi ve ideolojik istismarın konusunu yapıyorsa biliniz ki karanlık, kalabalık, kuraklık ve küstahlık içindedir. Onlar soysuz bir çağdaşlığın fevkinde çağlar üstüdür. Gençliğimiz yeri geldi mi sağ duyu ve sorumlulukla uçurumların önüne göğsünü geren, yeri geldi mi milli geleceği kötürüm hale sokmak için fırsat kollayanlara hak ettikleri şamarı indiren unsurdur. Gençlerimiz ile birlikte yurdumun dört bir yanında teşrif ederek kurultayımıza can ve kan veren analarımıza ve bacılarımıza müteşekkirim. Bu kapsamda Türk gençliği varsa analarımızın ve bacılarımızın sayesinde vardır. 'ZİLLET İTTİFAKI' Milliyetçilik yabancı akımlara karşı güvence, milli birlik ve dayanışma ruhunun güvenlik duvarıdır. Bizim Milliyetçiliğimiz hayatın içinde, milletimizin vicdanındadır. Arzumuz, amacımız ve arayışımız öteden beri budur. MHP'ye atılan iftiraların, saldırıların, yaygınlaşan tahammülsüzlüklerin tesadüf olmadığı görülecektir. Milletsiz devlet, devletsiz millet projelerinin önündeki en büyük engel milli devletlerdir. Küresel aktörler açısından ülkelerde yükselen milliyetçiliği kırılması, din, etnik ya da mezhep farklılıkların kaşınması ve bunların üzerinden ilk etapta özerk, sonrada federal devletler oluşturulması hedefi her zaman güncelliğini korumuştur. Bu nedenle öncelikle taşeronlar eliyle ulaşılması esas alınmıştır. CHP, HDP, İP, DEVA, Gelecek Partisi ve irili ufaklı diğer zillet partileri tembihli görevli ve taşeron siyasetin temsilcileridir. 'KÜRESEL SÖMÜRÜNÜN ÖNÜNDEKİ ENGEL MHP VE CUMHUR İTTİFAKI'DIR' Zillet İttifakı çözülme ve yıkım siparişini bedeli mukabilince almıştır. Her şey gün gibi ortadır. Maksatı ne olursa olsun küresel sömürünün önündeki en önemli engel MHP ve Cumhur İttifakı'dır. Bir milletin yükselişinin dayanağı milliyetçiliktir. Bugün bütün insanlık çevre sorunundan enerji sorununa, ekonomik eşitsizlikten terör sorununa, bulaşıcı hastalıklardan adalet sorunlarına kadar ortak bir kaderi paylaşmaktadır. Bu ortaklık insanlık değerlerinin, insan olmanın, onur ve şerefinin ortak paydasıdır. Gelişmelerin seyrine baktığımızda, devlet ve milletimizin bekası için dünden daha önemli kutsal bir görevle karşı karşıyadır. İlhamını ve sevgisini büyük Türk milletinden alan Milliyetçi Hareket, devlet ve milletimizin bekası için dünden daha önemli ve kutsal bir göreve karşı karşıyadır. Partimiz Cumhur İttifakı çatısı altında bu görevi yerine getirecektir. İnancımız ve kararlılığımız bu yöndedir. MUHALEFETİN ZİYARETLERİ Türkiye'nin önünü kesmek, ilerleyişini engellemek için tetikte bekleyen iç ve dış işgal cephesi, milli devletimizi, bekamızı, kimliğimizi, direncimizi sekteye uğratmanın hesabındadır. İşin özünde oynanan oyunun gizlenecek yanı kalmamıştır. Zillet İttifakı'nın kurduğu kumar masasında kartlar açık oynanmaktadır. Bu masada hile, densizlik, dümencilik, dalavere, ihanetin daniskası vardır. Zillet İttifakı'nı oluşturan partiler gün aşırı birbirlerini ziyaret ediyorlar. Yoklama yapıyorlar, hava kokluyorlar. Ancak arka kapıda birbirlerine kazık atıyorlar. Bir yapmadıkları kısırlı, pastalı altın günleriydi. Bu gidişle onu da gerçekleştirecekler. Bunlar ayrıca güçlendirilmiş parlamenter sistemi için 3.defa bir araya gelmiştir. HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Bunların neresi dürüst, düzgün, temizdir? Uzlaşmak için irade lazımdır. CHP'nin kolonisi, siyasi kordonu İP'nin iradesi mi vardır? PKK'nın tutsağı, FETÖ'nün kuklası CHP'nin iradesi mi kalmıştır? Terörist başı Duran Kalkan CHP'yi ikaz ederek diyor ki; HDP'ye muhtaçlar. Terörist başı Aziz Atatürk'ün kurduğu partiye aba altından sopa gösteriyor. Bir CHP yöneticisi sen ne diyorsun diyemiyor, buna cesaret edemiyorlar. Ağızlarını bıçak açmıyor, korkuyorlar. İradelerini terör örgütlerine bağlamış durumlar. Biz bunlara boşuna mı zillet diyoruz. HDP'ye söylediğimiz sözlerin cevabını Kandil'in CHP'si veriyor. CHP'nin 2-3 Ekim 2021 tarihindeki Abant toplantısı zilletin kavşak noktalarını açığa vurmuştur. Abant toplantısının tavsiyesi kimden geldi? Özerklik ve federasyon gayesi CHP'ye nüfuz etmiştir. Şimdi de güçlendirilmiş parlamenter sistem adında ne olduğu belli olmayan bir sistem içindeler. İP Başkanı bu aralar il, ilçe gezer, İBB Başkanı'nı Fatih'e benzetmiş, CHP Genel Başkanı'na çalım atmıştı. HDP tembihli Kılıçdaroğlu da, İP Başkanı'nı boşa düşürmüştür. İP Başkanı yeni yönetim sisteminde yer almayan bir Başbakanlık makamına adaylığa mahkum edilmiş bir zavallıdır. KILIÇDAROĞLU'NA 5 SORU CHP'nin gizli gündeminde anayasanın ilk dört maddesini kaldırmak esastır. Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlenmesi gereken yol haritası Kılıçdaroğlu'nun ön sözü ile kaleme alınmıştır. Bunun gerisinde PKK'nın hain dokunuşu bulunmaktadır. Kılıçdaroğlu'na soruyorum. Soru 1. Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Soru 2. Anayasaya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz? Soru 3. Türk vatandaşlığı kavramı yerine anayasal yurtseverlik, Türkiye yerine ülke, Türkiye Devleti yerine Cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine insanı kelimelerinin getirilmesini amaçlıyor musunuz? Soru 4. Demokratik muhalefet diyerek TİP'i, HDP'yi yanınızda görüyor ve bunlara kucak açıyor musunuz? Soru 5. Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler gönderiyor musunuz? Soruların cevabı basittir, Kılıçdaroğlu ya evet diyeceksin ya hayır diyeceksin. Boş kağıt verirsen hepsine evet demiş kabul edileceksin. Sorularıma cevap ver. FIRAT KALKANI BÖLGESİ'NDE İKİ ŞEHİT Elbette acımız büyüktür, ama sorulacak hesabımız da büyüktür. Şehadetleri kabul olsun. Kılıçdaroğlu, taziye mesajı yayınlamıştır, ne yazık ki saldırıyı kimin yaptığına dair bir şey yer almamıştır. Korkma itiraf et, PKK'ya tek bir laf et. Kaygılanma bu seni sadece insan yapar. Milletimizin derdi ile dertlenen biri yapar. İki gündür takip ediyorum YPG ve PKK'yı kınayan tek bir mesajlarını duymadım. Aranızda duyan oldu mu? Kitabın ortasından konuşuyorum, HDP ile ortaklık analarımızın gözyaşlarının dökülmesine ortaklıktır. CHP ile İP böylesi bir tezgahın gönüllü müdavimleridir. HDP'YE YANIT Benim ağzımı kapatabilecek bir babayiğit anasının karnından duymadı. Bölücü ve terör faaliyetlerini görmezden gelirsek onurumuz ve şerefimizi kaybetmiş oluruz. Herkes şerefi, ederi, haysiyet ve namusu kadarıyla konuşursa karşımızda siyasi bölücülerden ağzını açıp da bir şey söylemeye kimsenin hakkı olamaz. ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ PKK'ya silahları kimler vermektedir? Müttefik ülke PKK kamplarında ne arıyor? PKK'ya silah veren bellidir. DEAŞ'ı, PKK/YPG'yi kiralık tetikçi olarak kullanmaları gün gibi ortadadır. Dost dediğin dürüst olacaktır. Mızrağın çuvala sığması mümkün değildir. ABD yönetimi Türkiye'nin Suriye'deki varlığını çıkarlarına tehdit görüyormuş. Tehdit ABD'nin cinayet planları, terör örgütleri ile eylem birliğine girmesidir. Böyle dostluk düşman başınadır. 'CUMHUR İTTİFAKI OLARAK TEK NEFES, TEK BİLEK OLACAĞIZ' Zillet ittifakının planlarını tarumar edeceğiz. Türkiye'yi kamplara ayırarak çatışmaya geçit vermeyecek yegane siyasi güç Türk Milliyetçiliğidir. Cumhur İttifakı olarak tek nefes, tek bilek olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak aşağıların aşağısına düşenlere de itibar etmeyeceğiz. Türkiye'nin karşısına çıkarılan güvenlik ve bölücülük sorunu özü itibariyle bir demokratik hak talebi, bireysel özgürlük, siyasal katılım sorunu değildir. Bu sorun etnik bölünmeyi amaçlayan silahlı terör sorunudur. 'BİZİM GÖNLÜMÜZDE HERKESE YER VARDIR' Hiç kimse boşuna heveslenmesin. Bu millet biziz, bu devlet biziz, bu vatan biziz, istikbalin mimarı da inşallah bizler olacağız. Türkiye'nin geleceğinin en büyük teminatı cepheleşme, kamplaşma ve kutuplaşmalara son vermek, terörün kökünü kazımak, ortak değerler altında birleşmek, kenetlenmek ve kucaklaşmaktır. Bizim gönlümüzde herkese yer vardır.

2 yıl önce

TURKOVAC aşısı 2 doz Sinovac aşısı olmuş gönüllülere uygulanmaya başlandı

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) iş birliğiyle geliştirilen ve faz-3 çalışmaları devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı "TURKOVAC", 2 doz Sinovac aşısı olmuş ve Kovid-19'a yakalanmamış gönüllülere 3. doz olarak uygulanmaya başlandı. ERÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, faz-3 çalışmalarına devam edilen yerli inaktif Kovid-19 aşısı TURKOVAC, ERÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde gönüllülere uygulanıyor. Faz-3 çalışmaları kapsamında, daha önce 2 doz Sinovac aşısı olmuş ve Kovid-19'a yakalanmamış 18-59 yaş arası gönüllülere, 3. doz hatırlatma uygulaması olarak TURKOVAC yapılıyor. TURCOVAC ilk gönüllüye 3. doz olarak uygulandı İlk gönüllüye 3. doz olarak uygulanan TURKOVAC'ın faz-3 çalışmaları hakkında bilgiler veren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Yıldız, faz-3 kapsamında daha önce aşı olmayan gönüllülere TURKOVAC'ın uygulandığını ama artık 2 doz Sinovac aşısı olan gönüllülere de hatırlatma dozu olarak yerli aşının uygulanmaya başlandığını belirtti. Faz-3 çalışmaları kapsamında gönüllülerde ciddi hiçbir yan etkinin görülmediğini vurgulayan ve tüm vatandaşları TURKOVAC aşısı için gönüllü olmaya davet eden Yıldız, "2 doz Sinovac aşısı olmuş ve Kovid-19'a yakalanmamış 18-59 yaş arası gönüllülerimiz, TURKOVAC'a 3. doz uygulaması olarak e-nabız üzerinden veya 0352 438 00 67 telefon numarasından bizlere ulaşabilir" ifadelerini kullandı. Gönüllü Erdoğan Özkan ise 2 doz Sinovac aşısının ardından 3. dozda TURKOVAC gönüllüsü olduğunu anlattı. Yerli aşı çalışmasına destek olduğu için mutlu olduğunu aktaran Özkan, vatandaşların gönül rahatlığıyla TURKOVAC yaptırabileceklerini kaydetti.

2 yıl önce

Çocuklara işkence yapan ve ailelerinden fidye isteyen Esed’in Türkiye’deki gönüllü avukatından yeni skandal…

Esed rejimi, tüm uluslararası çağrılara rağmen, Rusya ve İran’ın desteğiyle 10 yıldır iç savaşın devam ettiği Suriye’de insan hakları ihlallerine devam ediyor. Dera’da küçük yaştaki bir çocuğu kaçırıp işkence eden Esed rejimine bağlı güçlerin, çocuğu serbest bırakmak için ailesinden 200 bin dolar fidye istediği ortaya çıkmıştı. Yerel kaynakalrdan alınan bilgiye göre, talep edilen paranın 140 bin dolarını toplayan Fawaz Ailesi, çocuklarını fidyecilerin elinden kurtardı. Fawaz Ailesi, çağrılarına sözle veya eylemle destek veren herkese teşekkür ederken, çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İŞKENCE GÖRÜNTÜLERİ SOSYAL MEDYADA YAYILDI Rejime bağlı silahlı güçlerin, ülkenin güneybatısında bulunan Dera’da küçük yaştaki çocukları kaçırıp işkence yaptığı görüntüler ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/haberortadogu/status/1492754942012051457?s=21 Esed güçleri tarafından soyularak kemerle dövülen çocuğun yaşadığı çaresizlik, sosyal medyada yayınlanan görüntülere yansımıştı. Türlü eziyetlere maruz kalan çocuğu serbest bırakmak için 200 bin dolar fidye istenirken, ailenin bu rakamın ancak yarısını karşılayabildiği öğrenilmişti. ESED GÖNÜLLÜSÜ İLAY AKSOY’A GÖRE ÇOCUĞU ESED KURTARMIŞ Esed hayranlığı yüzünden Türkiye’yi de karalayan skandal paylaşımlara imza atan İYİ Partili İlay Aksoy, bu defa da Esed’in askerleri tarafından fidye amacıyla kaçırılan çocuğu Esed’in kurtardığını iddia etti. https://twitter.com/ilay_aksoy/status/1492907141337915394?s=21 Aksoy’un daha önce de defalarca yapmaya çalıştığı Esed güzellemelerine Türkiye’de yaşayan Suriyeli gazeteci Ahmed Hamo tepki gösterdi. https://twitter.com/ahmethamou/status/1492908588796461064?s=21

1 yıl önce

Bayram izni kaldırılan Suriyeliler, gönüllü geri dönüşe teşvik edilecek

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı Uluslararası Koruma Genel Müdürü Muhammet Selami Yazıcı, yaptığı açıklamada, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereğince "uluslararası koruma" ve "geçici koruma" kapsamına alınan yabancıların "sığınmacı" olarak nitelendirildiğini söyledi. Sığınmacıların, vatandaşı oldukları ülkelerde hayatlarına yönelik tehdit, insanlık dışı muamele veya zulüm görme korkusu duydukları için ülkelerinden zorunlu sebeplerle göç edebildiğini aktaran Yazıcı, Türkiye'nin, Suriye krizinde büyük oranda Beşşar Esed zulmünden kaçanlara kapılarını açtığı gibi DEAŞ ve PKK-PYD terör örgütlerinin zulmünden kaçan Suriyelilere de kucak açıldığını ifade etti. Yazıcı, "Bu bağlamda ulusal ve uluslararası hukuk, yabancıların işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşlerinden ötürü hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilmesini yasaklıyor." diye konuştu. Buna uluslararası hukukta "geri gönderme yasağı" denildiğini hatırlatan Yazıcı, hayatına ve temel insan haklarına yönelik tehdit nedeniyle ülkesini terk ederek başka bir ülkeye sığınan yabancıların ziyaret amaçlı da olsa ülkelerine gidip dönmesinin ise sığınma olgusunun doğasına aykırı olduğunu ifade etti. Böyle bir durumda başka ülkeye sığınarak korunma elde eden bir yabancının ülkesine dönmesi halinde artık bu statüsünün sonlandırılması gerektiğine işaret eden Yazıcı, bunun dışında şimdiye kadar bayram izni uygulamasının sürdürüldüğünü anımsattı. "Güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla gönüllü geri dönüş sağlandı" Türkiye'nin 2016'nın özellikle ikinci yarısından itibaren sırasıyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarını gerçekleştirdiğini vurgulayan Yazıcı, Suriye'de oluşturulan güvenli bölgelerde adeta bir yaşam alanı oluşturulduğunu, güvenliği sağlanan bölgelerde önemli bir yapısal dönüşümün yaşandığını dile getirdi. Yazıcı, kamu hizmetlerinin tesisinden ticaretin artırılmasına ve yargı organlarının kurulmasına kadar büyük bir dönüşümün Türkiye'nin danışmanlığında yerel unsurlarca gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Bunun neticesinde ülkemizdeki Suriyelilerin bu bölgelere bayramlarda gidip gelmelerine müsaade edilmiş oldu. Tabii bunun yapılmasının bir stratejisi ve mantığı vardı. Şöyle ki özellikle bayram izni verilmesiyle bu bölgelerdeki hayatın normalleşmesine ilişkin adımların yerinde görülmesi, geri dönüş isteğinin artırılması ve mümkün olduğu sayıda fazla yabancıya gönüllü geri dönüş kolaylığı sağlanmasıydı." "150 bine yakın Suriyeli gittikleri bayram izinlerinden geri dönmedi" Bu uygulamanın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin metinlerinde yer aldığını ve Bosna Savaşı sırasında Avrupa ülkelerine sığınan Bosnalılara da dönüş öncesinde ülkelerini ziyaret etme imkanı sağlandığını hatırlatan Yazıcı, şöyle devam etti: "Git-gör-gel anlat şeklindeki politikayı Ramazan ve Kurban bayramlarında 'bayram izinleri' şeklinde 2017-2021 yıllarında uyguladık ve buradan bir sonuç elde ettik. Bu sayede 150 bine yakın Suriyeli gittikleri bayram izinlerinden geri dönmedi. Bununla birlikte Suriye'ye gidenlerin geri geldikten sonra diğer sığınmacılara yaptıkları bilgilendirmelerin de katkısıyla güvenli bölgelere 495 bin 625 kişinin gönüllü geri dönüşü gerçekleştirildi. Bu uygulama gönüllü geri dönüş sayısının artmasına vesile oldu. Gidenlerin büyük oranda geri döndüğünü ve orada kalma eğiliminin azaldığını gördük. Dolayısıyla artık bu politikamızın misyonunu tamamladığını değerlendirdik. 2022'de Sayın Bakanımız ve Başkanlığımız yapmış olduğu değerlendirme neticesinde artık bayram izni uygulamasına müsaade edilmedi. Tabii burada cenaze ve benzeri insani mülahazalar kapsamındaki kısa süreli gidiş gelişler istisna olacaktır. Ama tabii ki bu artık Suriye'ye dönüş tamamen yasaklanmıştır anlamına gelmeyecektir." "Gidenler geri dönemeyecekler" Muhammet Selami Yazıcı, bu uygulamanın sadece bayram dönemindeki gidiş gelişlerle ilgili olduğunu ancak gönüllü geri dönüş uygulamasını öncelediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Gönüllü geri dönüşlerle ilgili olarak çok önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bundan sonraki süreçte gidenler geri dönemeyecek fakat gönüllü geri dönüş her zaman olduğu gibi önceliğimiz olacak. Bundan sonra da bu gönüllü geri dönüşler devam edecek. Onun dışındaki gidiş dönüşlere müsaade edilmeyecek."

1 2 3