07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Araştırma: Frontex, Ege'de göçmenlerin geri itilmesinde rol aldı

"Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yürütülen ortak araştırmaya göre, Frontex'in veri tabanında, yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtlar yer aldı. Ajansın, Mart 2020 ile Eylül 2021 arasında kadın ve çocukların da aralarında olduğu 957 sığınmacının denizde geri itilmesinde rol aldığı belirtilirken, bu vakaların Frontex'in "Jora" adlı veri tabanında çıkış noktalarından "ayrılmanın önlenmesi" şeklinde etiketlendiği kaydedildi. Bu bağlamda, Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının yaptığı geri itmelerin AB yetkililerince "düzensiz göçmenlerin AB dışı ülke makamları tarafından denizde durdurularak çıkış noktalarına geri gönderilmesi" olarak tanımlandığı dile getirildi. Söz konusu veri tabanındaki kayıtlara göre, 22 farklı vakada sığınmacılar, Yunan sahil güvenlik güçlerince durdurulmasının ardından botlara bindirilerek denizde terk edildi. Yunanistan'ın denizde terk ettiği göçmenler 28 Mayıs 2021'de yaşanan bir olayda, Midilli Adasına gelen yaklaşık 50 düzensiz göçmenin, Norveçli sivil toplum kuruluşu "Egean Boat Report"a konumlarını bildirdiği ve bazı Whatsapp mesajları attığına işaret edilirken, bu bildirimi yapan gruptan bazılarının daha sonra Türk Sahil Güvenlik güçlerince denizde bir botta bulunduğuna dikkat çekildi. Bu vakanın da Frontex kayıtlarına "ayrılmanın önlenmesi" şeklinde geçirildiğinin altı çizildi. Avrupa Parlamentosunun Hollanda milletvekili Tineke Strik, Frontex'e Yunanistan'daki operasyonlarını durdurma çağrısında bulunurken, Frontex ve Yunan makamları, söz konusu iddiaları reddediyor. Alman "Der Spiegel" dergisinin Ekim 2020'de yayımladığı haberde, Frontex'in Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri açık denize geri itmesine destek verdiği, uluslararası hukuka aykırı davrandığı, kurtarması gereken mülteci botlarını Türkiye sınırına püskürttüğü ileri sürülmüştü. Frontex'in Direktörü Fabrice Leggeri’nin, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde düzensiz göçmenleri geri ittiğine ilişkin bir olayda delilleri sildirdiği savunulmuştu. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında Ege'de göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatmıştı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan Frontex açıklaması: “Bütçenin bir kısmı göçmenlerin geri itilmesinde kullanıldı”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ankara’da Liberya Dışişleri Bakanı Dee-Maxwell Saah Kemayah ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu AP'nin Frontex'in bütçesine onay vermemesiyle ilgili gündemi yorumladı. Bakan Çavuşoğlu kayıp Türk kaptanla ilgili: İnsanlık dışı uygulamalara Frontex katıldı. Bütçenin onaylanmaması Frontex'i aklamaz. Bu geri itmeler sonrasında ölümler meydana geldi. Haberler çıkınca Cakarta Büyükelçiliği'ne haber verdik. Kayıp Türk kaptan bu sabah bir balıkçı tarafından Bali açıklarında bulundu. Durumu iyi. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra geri dönecek. Gerekli tedavileri gördü, şimdi göç idaresinde. 66 saat suda kaldı. Ama sağlık durumu şu an gayet iyi. Ayrıntılar geliyor…

1 yıl önce

Toplumsal güvenliği tehdit eden göçmenlerin vatandaşlığı iptal edilecek

Başta Suriyeliler olmak üzere istisnai vatandaşlık işlemleri devam eden binlerce kişiye sabah saatlerinden itibaren ‘işleminiz iptal edildi’ mesajı gönderildi. Yalnızca Gaziantep’ten 1.400 mülteciye bu uyarı gönderilirken İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay, Kilis, Şanlıurfa, Adana ve Mersin ile birlikte bu sayının 15 bini aştığı öğrenildi. MÜLTECİ BAŞVURULARI YENİDEN DEĞERLENDİRİLECEK Türkiye gazetesine konuşan Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdür Vekili Dr. Gökçe Ok, tüm başvuruları yeniden değerlendirmeye tabi tutmak üzere böyle bir uygulamaya gittiklerini söyledi. Gökçe Ok, daha önce vatandaşlık alan ve sonrasında bir takım tahrik olayları ile toplumsal güvenliği tehdit eden ya da terör örgütlerine destek verdiği tespit edilen şahısların da aynı kapsam dâhilinde tetkike tabi tutulacağı bilgisini paylaştı. Kimsenin paniğe kapılmaması gerektiğini söyleyen Gökçe Ok “Bu uygulamayı insanlarımızın huzuru adına yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Sahillerde ve mesire alanlarında yoğun denetim! Taşkınlık yapan göçmenlere göz açtırılmayacak…

Türkiye’de sığınmacı olarak bulunan milyonlarca insanı zor durumda bırakan görüntülere sebep olan, huzur ve asayişi bozan düzensiz göçmenlere yönelik tavizsiz bir tutum sergileyen Emniyet Genel Müdürlüğü, havaların ısınmasıyla birlikte denetimlerini sıkılaştırdı. Özellikle sahil kesimlerinde ve mesire alanlarında kalabalık gruplar halinde gezen, yüksek sesle konuşarak ya da şarkı söyleyerek etrafı rahatsız eden, taşkınlık yapan gruplara müsaade edilmeyecek. SAHİLLERDE SIKI DENETİM Başta Florya, Yeşilköy, Moda ve Fenerbahçe sahili olmak üzere sığınmacıların yoğun ilgi gösterdiği alanlarda polis ekiplerinin sayıları artırılacak. Şüpheli görülen şahıslara denetim yapılacak. Taşkınlık yapan, kalabalık gruplar halinde dolaşan, yüksek sesle konuşup çevreyi rahatsız eden, parklarda ve çocuklara açık alanlarda nargile içen şahıslara göz açtırılmayacak. MİLYONLARCA İNSANIN ADINI LEKELİYORLAR Savaştan ve ölümden kaçarak Türkiye’ye sığınan milyonlarca mazlumun da adını lekeleyen gruplardan Türkiye’de yaşayan ve tek derdi “canı ve ekmeği” olan Suriyeliler de rahatsız. Sahilde atletle oturup nargile içen, halay çeken, yüksek sesle konuşan ve taşkınlık yapan grupların kendilerini temsil etmediğini sosyal medya gruplarında dile getiren Suriyeliler, onları gördükleri zaman utandıklarını dile getiriyorlar.

1 yıl önce

CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi göçmenleri ölüme göndermek istiyor…

Türkiye’de ırkçı söyleme öncülük eden CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi çözüm için Beşşar Esed rejimi ile uzlaşmayı adres gösterse de Suriyeliler bu öneriden endişeli. Esed rejiminin birçok ilan ettiği genel affa güvenmeyen Suriyeliler, 2011’den bu yana hukuksuza tutuklananların sayısının 1 milyonu aştığını belirtiyor. Yeni Şafak’a konuşan aktivist ve daha önce zindanlarda kalan Suriyeliler, Esed rejimine güvenilmeyeceğini büyük acılar yaşayarak tecrübe ettiklerini vurguluyor. Esed rejiminin zindanlarındaki 154 bin tutukluyu isimleri ile belgelediklerini dile getiren Suriye Tutuklular Komitesi Sözcüsü Mervan Elhosh, “Devrimin başlangıcından bu yana Suriye’deki tutuklu sayısı bir milyonu aştı. 7 bin 122 kadın ve 10 yaş altı 437 çocuk dahil olmak üzere 300 binden fazla kişi kayıp” ifadelerini kullandı. ABİMDEN YILLARDIR HABER YOK Cezaevlerinde ağır işkencelere maruz kalan isimler ve yakınları Esed rejimine güvenmiyor. Suriyeli Selva Aksoy 2012 senesinde evinden alınıp götürülen abisi İbrahim Çetav’dan 2015 senesinden beri haber alamadıklarını söylüyor. Aksoy şunları kaydediyor: “2012 yılının başlarında evimize bir askeri araç geldi ve içinde en az 15 asker vardı. Hiçbir şey söylemeden abimi götürdüler. Bir yıl boyunca nerede olduğunu tüm çabalarımıza rağmen öğrenemedik. Sonra bir gün abim aradı. Eşi, çocukları, annem ve babam onu ziyaret ettiler. Sonra tekrar ortadan kayboldu. En son 2015 yılında yaşadığına dair bir bilgi geldi. Büyük bir çaresizlik içindeyiz. Tademun katliamının görüntülerini izledikten sonra ailecek çok sarsıldık. Onun başına böyle bir şey gelmediğini nasıl bilebiliriz. Hiç haber alamamak kahredici. Kayıp olanların büyük çoğunluğunun öldürüldüğünü bilsek de ümit etmekten vazgeçemiyoruz. Abimin başına gelenlerden sonra siyasetle ilgilenmeye başladım. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesiyim ve siyasi heyetin içinde çalışıyorum. Bunu halkıma karşı bir görev olarak görüyorum ve onların hakkını savunmak istiyorum.” 140 KİLO GİRDİM 40 KİLO ÇIKTIM Eski bir tutuklu olan insan hakları aktivisti Münir Elfakır da, Esad rejiminin 11 yıl boyunca bir kez bile gerçek bir af kararı çıkartmadığını belirtiyor. Elfakır şu ifadeleri kullanıyor: “Uluslararası arenaya ve medyaya kendini temize çıkartmak istediği için rejim her zaman af çıkarmadan önce hiçbir şeyle alakası olmayan yüzlerce insanı tutukluyor. Karar çıktıktan sonra onları serbest bırakıyor. Ben 2012 yılında İstanbul’da bir toplantıya katılmak için geldim ve Suriye’ye döndüm. Hemen tutuklandım ve iki yıl hapishanede kaldım. Şişman biriydim 140 kilo girdim ve 40 kiloya düştüm, neredeyse aklımı kaybedecektim. Şimdi asla dönmem, güvenmiyorum. Ürdün, Lübnan, Türkiye ve birçok ülkeden vatanlarına geri dönen insanları sınırından girer girmez tutukladılar. Af kararına inanıp gelenlerin çoğu hapishanede öldü ve toplu mezarlara gömüldü. Aileleri halen bekliyor ama asla dönmeyecekler.” İki çocuğumun başına ne geldi bilmiyorum Melek Ouda’nın iki çocuğu hapiste ve onlardan yıllardır haber alamıyor. Şam’dan 2017 senesinde ayrılmak zorunda kalan Ouda, yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: “Büyük oğlum Muhammed henüz 19 yaşında iken 2011 yılında, kardeşi Mahir 15 yaşında lise öğrencisiyken 2012 yılında tutuklandı. Muhammed’e ateş açıldığını duydum ama haber alamadım. Mahir’i 2014 senesinde son kez gördüm ve nerede bilmiyorum. Beni de tutukladılar ve 15 ay kaldım. Mübadele ile çıkarıldım. Kardeşimi öldürdüler, bir kardeşim halen hapiste ve onunla ilgili de bir şey bilmiyorum. Ülkeme ancak Esed rejimi gittiğinde dönebilir. Dönersem yine tutuklanacağım. Benim gibi Türkiye’de binlerce Suriyeli aile var. Çaresizce bekliyoruz.” Hücrede 5 aylık bebek İstanbul’da yaşamını sürdüren Meysa Gazziz, Hapishanede yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Şam’da enerji bakanlığında çalışıyordum. Devrimin başlangıcında birçok insan gibi yürüyüş ve eylemlere katıldım. Beni iş yerimden aldılar. Mezze’de istihbarat birimi tarafından sorguya alındım. İşkence çeşitlerini tarif etmeye kelimeler yetmez. Hücrede beş aylık bir bebek vardı. Hayatımızı çalan bu rejime asla inanmıyorum.”

1 yıl önce

İsmail Çataklı göçmenler konusundaki provokatif paylaşımları değerlendirdi: Amaç güven zedelemek

"YALANI MESLEK EDİNENLER DEVLETE GÜVENİ ZEDELEMEYE ÇALIŞIYOR" Çataklı, göçmen konusuyla alakalı son zamanlarda internet ortamında sıkça yapılan provokasyonlarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Görüyoruz ki yalanı meslek edinmiş, profesyonel alanı haline dönüştürmüş, her seferinde siz doğrusunu ortaya koysanız da daha büyük bir yalan ortaya koyup üstelik bunda ısrar ederek, kamunun, devletin ve ilgili kurumların güvenirliğini zedelemek suretiyle amacına ulaşmak isteyenler var" dedi. "GÜVEN ZEDELENİRSE BAŞKA ŞEYLER DE KOLAYLIKLA YAPILABİLİR" Çataklı'nın açıklamasından öne çıkanlar şöyle: "Artık öyle bir aşamaya geldi ki, kendi söyledikleri yalana kendileri de inanıyor olacaklar ki can hıraş onu savunmaya da kalkabiliyorlar. Bir tanesi çıkıp "8 milyon 800 bin kişiyi vatandaş yaptılar" diyebiliyor ya da bunun "3 milyon 800 bini oy kullanacak" diyebiliyor. Halbuki bu ülkede nüfus idaresi diye bir birim var, oradaki veriler açık, yıl yıl Türkiye'deki nüfusun nereye geldiği belli. Onu geçtik, seçmen sayıları açık, bunu siyasi partiler biliyor, Yüksek Seçim Kurulu biliyor, orada anormal bir hareket olmadığı açık ama buna devam edebiliyorlar. Burada asıl amaç kamunun güvenilirliğini zedelemek. Çünkü kamuya, devlete güven sarsıldığı zaman, başka şeyleri de kolaylıkla yapabilirsiniz. Bunu önemsemek lazım. Aynı şeyi göçle alakalı da yaşadık maalesef. "GÖÇMEN KONUSUNDA İNANILMAZ ŞEFFAFIZ" Bizim göçle alakalı, https://www.goc.gov.tr/ diye 2015'te faaliyete geçirdiğimiz bir sistemimiz var ve haftalık oradaki verileri ayrıca alıp internet sitemizde de paylaşıyoruz. Yani bu, https://www.nvi.gov.tr/mernis gibi nüfus kayıt sistemimizin bir benzeri, yabancıların bilgilerinin olduğu bir sistem. İçeriğinde düzensiz göç veri tabanı da var yani kaçak göçmenlerin de bütün bilgilerinin işlendiği bir sistem altyapısı var. Bu konuda inanılmaz şeffafız."

1 yıl önce

Yunanistan, sınırı geçmeye çalışan düzensiz göçmenlere karşı plastik mermi kullandı

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre Yunanistan polisi, Avrupa'ya geçmeye çalışan düzensiz göçmenleri engellemek için plastik mermi kullanıyor. Yunanistan üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan 2 Afganistan uyruklu göçmen, Yunan polisi tarafından kullanılan plastik mermiyle yaralandı. Vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanan göçmenler, tedavi altına alındı. Yunanistan daha önce de göçmenleri Ege Denizi'nde geri itmiş ve çok sayıda göçmene şiddet uygulamıştı. Ayrıca kış mevsiminde de Yunanistan'ın insanlık dışı uygulamaları nedeniyle çok sayıda göçmen donarak yaşamını yitirmişti.

1 yıl önce

Göçmenler ve sığınmacılara karşı düşmanlığı körükleyen Sessiz İstila kısa filminin ikincisi yayınlandı!

https://www.youtube.com/watch?v=kbcPsG2hlFQ&feature=youtu.be Göçmenler ve sığınmacılara karşı düşmanlığı körükleyen Sessiz İstila kısa filminin ikincisi servis edildi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın finanse ettiği gösterilse de dil yöntem açısından FETÖ algı operasyonlarına benzeyen filmin yönetmenliğini bu kez Gökalp Yemen üstlendi. 12 dakikalık kısa filmi, yapımcısı Hande Karacasu, Youtube kanalından yayınladı. Türkiye'deki sığınmacıları hedef alan Sessiz İstila'nın ikincisinde; Kam’ın verdiği özel iksiri içen Göktürk savaşcısı Aybars, gözlerini 2022 İstanbul’unda açıyor. İktidarı ve hükümet karşıtlığını sığınmacılar üzerinden provoke eden filmde, sığınmacıları dışarı atılacak çöp gibi gösterildi. İktidara göndermeler bulunan kısa filmde suç örgütü lideri Sedat Peker'in, 'Lan bırakkk' sözleri de yer aldı. Sessiz İstila 2'nin sonunda İzmir Marşı çalındı. NE OLMUŞTU? Masrafları Ümit Özdağ tarafından karşılandığı belirtilen Sessiz İstila kısa filmi yayınlandıktan sonra büyük tepki çekmişti. Kısa filmin yapımcısı ve yönetmeni Hande Karacasu gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8