29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

İsrail Gazze Şeridi'ne hava saldırıları düzenledi

İsrail uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinin doğusunda yer alan Muin bölgesinde Filistin direniş güçlerine ait bir mevziyi füzelerle hedef aldı. Uçaklar ayrıca Gazze'nin güneyindeki Zeytun Mahallesi'nde Filistin direniş güçlerine ait bir mevziyi de bombaladı. Filistin Sağlık Bakanlığı, henüz saldırıda yaralanan olup olmadığına ilişkin açıklama yapmadı. Ateşkesin ardından ilk saldırı İsrail ordusundan yapılan açıklamada, hava saldırısının Gazze'den İsrail tarafına gönderilen yanan balonlara karşılık düzenlendiği ifade edildi. İsrail ordusu 21 Mayıs'taki ateşkesten bu yana Gazze'ye ilk kez saldırı düzenledi. İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs'ta başlattığı saldırılar, Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs'ta sona ermişti. İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetmişti.

2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi, Şentop-Soylu görüşmesini yazdı: “Sıcak havada geçen ve “Sık sık görüşelim” diye bitirilen bir görüşme…”

Selvi’nin yazısı şöyle; “Meclis Başkanı Soylu’nun istifasını istemiş mi? Ne olursunuz yazının başlığına bakıp, bu kadar cehalet ancak tahsille olur, demeyin. Bunca yıl siyaset kulisi yazıyorsun, Meclis başkanının bir bakanın istifasını istemek gibi bir yetkisinin olmadığından haberin yok mu, diye eleştirmeyin. Anayasaya göre bakanların istifasını ancak cumhurbaşkanı ister diye beni suçlamayın. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görüşmesi hakkında yazılıp konuşulanları bir haftadır ağzım açık bir şekilde izliyorum. Yazılanları okuyunca kendime “Bir de siyaset kulisi yazıyorum diyorsun ama dünyadan haberin yok” diye kızdığım da olmuyor değil. Sadece ben değil tüm Ankara temsilcilerinin, siyaset yazarlarının hiçbirinin de bu işten haberi olmamış. Nasıl atlamışız... Öyle böyle değil. Uzun atlama... Maksat algı operasyonu olunca bilgiye gerek yok. Anayasa şöyle yazıyormuş, perde arkasında şunlar konuşulmuş, siyasi gelenek böyleymiş demenin de anlamı yok. ÖRNEĞİ YOK Parlamenter sistemle yönetildiğimizde hükümeti başbakan kurar, kabineyi cumhurbaşkanı onaylardı. Bakanların azli ise başbakanın talebi üzerine Cumhurbaşkanı’nın onayıyla gerçekleşirdi. AK Parti hükümetlerini geçtim, darbe dönemleri dahil Türk devlet geleneğinde Meclis başkanlarının bakanların istifasını talep etmesi gibi bir uygulama yok. Meclis Başkanı Şentop, Türkiye’nin en önemli hukukçularından biri. Şentop hangi yetkiye göre Soylu’nun istifasını isteyecekti? Zaten görüşmenin hiçbir yerinde de böyle bir talep yok. Tam aksine sıcak havada geçen ve “Sık sık görüşelim” diye bitirilen bir görüşme. ANAYASAYA GÖRE Başkanlık sisteminde ise bu yetki yine Cumhurbaşkanı’nda. Zaten Cumhurbaşkanlığı Kabinesi kuruluyor. Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinin sıralandığı Anayasa’nın 104. maddesinde, “Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir” deniyor. HİÇBİR DÖNEMDE YAŞANMAMIŞ Ne şimdiye kadarki 66 hükümet zamanında ne de AK Parti iktidarında kurulan 9 hükümette böyle bir örnek yaşanmamış. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkilerine hâkim, yetkilerini sonuna kadar kullanan güçlü bir lider. Bir bakanının istifasını kendi isteyemiyor da Meclis başkanının mı istemesini bekliyor? Bunu başta hukuk adamı olan Mustafa Şentop kabul etmez ayrıca Erdoğan gibi güçlü bir lider yetkisini kimseyle paylaşmaz. GÖRÜŞME SICAK BİR HAVADA GEÇMİŞ Görüşmenin içeriğine ilişkin olarak kulislerin nabzını tutmaya çalıştım. 1)Her iki taraf görüşmenin sıcak bir havada gerçekleştiğini teyit ediyor. 2) Meclis Başkanı Şentop, İçişleri Bakanı Soylu’yu makam katında karşılamış. 3) Bir buçuk saat süren sıcak bir görüşmenin ardından Şentop konuğunu dış kapıya kadar uğurlamış. 4) Bir buçuk saat süren görüşmede ülke gündemindeki konular konuşulmuş. Soylu yanıtını yazılı olarak sunmuş. 5) Soylu’nun mektubunda 10 bin dolar alan siyasetçi iddiasının yargıya taşındığına yer verilmiş. Görüşmenin sonunda ise Şentop ile Soylu daha sık görüşme kararı almışlar.”

2 yıl önce

Bayraktar AKINCI TİHA, Türk havacılık tarihine damga vurdu! İrtifa rekorunu kırdı

BAYKAR tarafından yerli ve milli imkânlarla geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA, Türk havacılık tarihinin irtifa rekorunu kırdı. İRTİFA REKORU Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) liderliğinde yürütülen proje kapsamında, BAYKAR tarafından yerli ve milli imkânlarla geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA (Taarruzi İnsansız Hava Aracı) Türk havacılık tarihinin irtifa rekorunu kırdı. 38.039 FEET YÜKSEKLİĞE ÇIKTI Tasarım doğrulama faaliyetleri kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve kullanıcı kuvvetlere ait resmi heyetlerin huzurunda gerçekleşen Uzun Uçuş ve Yüksek İrtifa Performans Testi’nde havalanan AKINCI, 38.039 feet’e (11.594 metre) çıktı. Böylece ilk kez milli olarak geliştirilmiş bir hava aracı ile gökyüzünde bu yüksekliğe ulaşılmış oldu. 25 SAAT 46 DAKİKA HAVADA KALDI Bayraktar AKINCI TİHA’nın 38.039 feet’e çıktığı bu uçuşta 25 saat 46 dakika havada kaldı. Çorlu’da bulunan AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nden yönetilen uzun uçuş faaliyeti kapsamında AKINCI havada 7.507 km yol kat etti. Bugüne kadar test ve eğitim uçuşlarında 870 sorti yapan AKINCI, toplamda 347 saat 28 dakika uçuş gerçekleştirdi. HARP BAŞLIKLI MAM-T İLE BAŞARILI ATIŞ Bayraktar AKINCI TİHA 22 Nisan 2021 tarihinde yapılan ilk atış testinde Roketsan tarafından milli olarak geliştirilen akıllı mühimmatlar MAM-C, MAM-L ve ilk kez kullanılan MAM-T ile hedefleri başarıyla vurmuştu. 5 Temmuz 2021’de gerçekleştirilen atış testinde ise ilk defa harp başlıklı mühimmatlar kullanıldı. Canlı mühimmatlar ile yapılan atış testinde de AKINCI’dan atılan mühimmatlar hedefleri tam isabetle vurdu. İLK UÇUŞ 6 ARALIK 2019’DA YAPILDI Bayraktar AKINCI TİHA, ilk uçuşunu 6 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirdi. Çorlu Hava Meydan Komutanlığı’nda bulunan Bayraktar AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde yürütülen test faaliyetleri 3 adet Bayraktar AKINCI TİHA prototipi ile sürdürülüyor. SERİ ÜRETİM SÜRÜYOR 2021 yılı içinde ilk teslimatların gerçekleştirilmesinin planlandığı Bayraktar AKINCI TİHA projesinde seri üretim süreci devam ediyor. Seri üretimin ilk uçakları olan ve Çorlu’ya intikal eden Bayraktar AKINCI S-1 ve S-2 ile test faaliyetleri sürdürülüyor. Diğer seri üretim modellerinin entegrasyon çalışmaları ise Baykar Milli S/İHA Ar-Ge ve Üretim Merkezi’nde yürütülüyor. BAYRAKTAR TB2’DE REKOR KIRMIŞTI BAYKAR tarafından taktik sınıfta milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA, daha önce 27 bin 30 feet yüksekliğe çıkarak yine bir rekora imza atmıştı. Milli SİHA, 17 Temmuz 2019 tarihinde Kuveyt’te katıldığı demo uçuşunda yüksek sıcaklık ve kum fırtınası gibi zorlu coğrafi ve iklim şartlarında tam 27 saat 3 dakika havada kalarak uçuş süresi rekoru da kırmıştı.

2 yıl önce

EUROCONTROL: İstanbul Havalimanı günlük 979 uçuşla Avrupa'da zirvede

Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL), koronavirüsün (Kovid-19) Avrupa'nın en iyi havalimanları üzerindeki etkisine ilişkin yayınladığı raporda İstanbul Havalimanı'nı değerlendirdi. Değerlendirmede, son verilere göre 7 günlük ortalamada İstanbul Havalimanı'nın uçuş sayısının günlük 979'a ulaşarak Avrupa'da zirveyi yakaladığı kaydedildi. İstanbul Havalimanı'ndaki trafiğin 2020'ye kıyasla yüzde 130 arttığı, 2019 yılına oranla ise yüzde 23 düşük olduğu belirtildi. Raporda, İstanbul Havalimanı'ndan en çok uçuş gerçekleştiren şirketin günlük 808 uçuşla Türk Hava Yolları (THY) olduğu ve en çok uçuş gerçekleştirilen yerin ise günlük ortalama 15 uçuşla Antalya olduğu kayıtlara geçti.

2 yıl önce

OGM'nin "hava gücü" filosunun su taşıma kapasitesi 148 bin ton

Türkiye'de 2009'dan itibaren deniz, göl ve barajlardan su alabilen amfibik uçaklar kullanılmaya başlandı. Sadece havaalanlarında su alımı yapabilen (havaalanı dolum) uçaklar 1,5 ton su alabilirken, 2009 yılındaki amfibik uçaklarla bu kapasite 4,5 tona çıktı. 2020-2021'de ilk kez kullanılan amfibik uçaklarla 10 ton su kapasitesine ulaşıldı. Yangınlarla mücadelede 2,5 ton su alabilen helikopterler kullanılırken, helikopter gücünün de kapasitesi artırıldı. 2020-2021'de ilk kez 3,5 ton, 7,5 ton ve 10 ton su alabilen helikopterler hizmete alındı. Bu yıl 3 amfibik uçak ve 39 su atar helikopter kullanılmaya başlandı. Hava araçlarının toplam su kapasitesi 2018'e kadar 80 bin ton iken, 2021 itibarıyla 148 bin tona yükseltildi. UÇAK VE HELİKOPTERLERİN AVANTAJLARI Yangınla mücadelede uçak ve helikopterin ayrı ayrı avantajları bulunuyor. Helikopterler birçok su kaynağından, uçaklar ise sadece deniz, göl ve büyük barajlardan su alabiliyor. Uçaklar hız yaparak özellikle dış yangınlara helikopterlere göre daha erken intikal edebiliyor. Helikopterler ise manevra kabiliyeti yüksek olduğundan her bölgeye rahatça müdahale imkanı sağlıyor. Uçaklar yüksek kapasitede, helikopterler daha düşük kapasitede su alabiliyor. Uçaklar kaynaktan su alamadığı için su atma süresi uzarken, helikopterler birçok kaynaktan su aldığı için seri şekilde su atabiliyor. İHA'LARLA TAKİP OGM bünyesindeki 4 İHA, yangınlarla mücadelede görüntü almak için kullanılıyor. Bu İHA'ların yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki İHA'lardan da destek alınıyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin farklı noktalarında son 3 günde çıkan 71 orman yangınıyla mücadelede bakanlık bünyesindeki 5 İHA da kullanılmaya başlandı. Böylece kullanılan İHA sayısı 4'ten 9'a yükseldi. 4 BİN YANGIN HAVUZU Su kaynaklarının olmadığı ve yangın riskinin yüksek olduğu bölgelerde OGM tarafından tesis edilmiş 4 bin 6 yangın havuzu/göleti bulunuyor. Helikopterler en yakın yangın havuzu koordinatına yönlendiriliyor ve birçok yangın bu sayede büyümeden kontrol altına alınıyor. İLK MÜDAHALE "KARA GÜCÜ"NDEN Birçok orman yangınına 12 dakika gibi bir sürede kara araçlarıyla ilk müdahale yapılıyor. 2021'de orman yangınlarına daha erken ve etkili şekilde müdahale etmek için yer ekiplerinde 1078 arazöz, 281 su tankeri, 2 bin 270 ilk müdahale aracı, 176 dozer, 501 diğer araç-iş makinaları ile toplam 4 bin 306 araç ve bu araçlarda görevli 10 bin 550 yangın işçisi, 4 bin 110 teknik eleman, 6 bin 440 memur olmak üzere 21 bin 90 personel görev yapıyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakan Yardımcısı Ersoy’dan CHP’li Murat Bakan’a: Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki hava unsurları da yangın söndürme çalışmalarında aktif görev almaktadır

İçişleri Bakanı Yardımcısı Mehmet Ersoy’un açıklaması şöyle; CHP Milletvekili Murat Bakan’ın kendi sosyal medya hesabında paylaşmış olduğu tweet ile ilgili açıklamamızdır: Öncelikle Murat Bakan, şunu bilmelidir ki Tarım ve Orman Bakanlığımızın koordinasyonunda tüm kurum kuruluşlarımız ülkemizin faklı bölgelerinde çıkan yangınları söndürmek için cansiparene çalışmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki hava unsurları da yangın söndürme çalışmalarında aktif görev almaktadır. Jandarma Genel Komutanlığımızın bünyesinde toplam 18 tane Mi-17 Helikopteri bulunmaktadır. Bu helikopterler yangın söndürme amacıyla temin edilmiş ve tertibatlandırılmış helikopterler değildir. Terörle mücadele, asayiş, önleyici kolluk ve lojistik hizmetleri için temin edilmiştir. 2019 yılında 18 helikopterin tamamı, 7 yıllık uçuş sürecini doldurdukları gerekçesiyle fabrika seviyesi bakımına alınmış olup, bunlardan 6’sının bakımı halen devam etmektedir. 5 tanesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yürütülen terörle mücadele operasyonlarında görev yapmaktadır. Halihazırda Antalya’da 2, Aydın’da 2, Bursa’ da 1 olmak üzere toplam 5 helikopter, önleyici kolluk kapsamında görevlerine devam etmektedir. Ankara’da 2 helikopter göreve hazır durumda beklemektedir. Jandarma Genel Komutanlığımızın elinde bulunan 5 adet yangın söndürme kiti (Bambi bucket) ise, THK’nın talebi üzerine yangın sezonu öncesinde kullanılmaları için teslim edilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur

2 yıl önce

Bozkurt’taki kurtarma çalışmaları havadan ve karadan yapılıyor

Açıklamada, "11 Ağustos 2021 tarihinde Batı Karadeniz bölgesinde başlayan aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop şehirlerinde sel ve su baskınları meydana gelmiştir. Bartın ili Ulus ilçesi, Kastamonu ili Azdavay, İnebolu, Bozkurt, Küre ve Pınarbaşı ilçeleri ve Sinop ili Ayancık ilçeleri selden etkilenmiştir. Afetin hemen ardından tüm ilgili kurumların personel ve araç desteğiyle tahliye, arama-kurtarma ve müdahale çalışmalarına başlanmıştır" sözlerine yer verildi. Açıklamanın devamında "Yaşanan sel nedeniyle Kastamonu’da 4 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bartın’da kaybolan 1 vatandaşımızı arama çalışmaları devam etmektedir. Afetten etkilenen il ve ilçelerde kurulan afet koordinasyon merkezleri ile bölgedeki müdahale çalışmalarının eşgüdüm halinde yürütülmesi sağlanmaktadır. Türkiye Afet Müdahale Planı'na göre, afetten etkilenen bölgelerdeki çalışmaların kesintisiz olarak yürütülmesi amacıyla, AFAD Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezi İçişleri Bakan Yardımcımız Sayın Muhterem İnce'nin başkanlığında faaliyete geçirilmiş; tüm çalışma grupları, üst düzey yönetici ve temsilcilerinin katılımıyla 7 gün 24 saat çalışma esasına göre çalışmaya başlamıştır" denildi. Arama kurtarma çalışmaları Bartın Ulus Akörensöküler Köyü'nde kaybolan kişiyi arama çalışmalarının AFAD, İtfaiye, UMKE ve Jandarma ekipleri ile sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, "Samsun, Amasya, Çorum, Çankırı, Karabük, Giresun, Ordu, Tokat, Bolu, Düzce ve Zonguldak valiliklerinin teyakkuz haline geçirilmiştir. Bölgede yürütülen çalışmalarda AFAD, Genelkurmay Başkanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma, 112, UMKE, Karayolları Genel Müdürlüğü, DSİ, il özel idaresi, İHH ve YEDAŞ personel ve araçları görev yapmaktadır" denildi. Açıklamada, Bartın'da; 202 personel ile 13 araç, 7 ambulans, 1 mobil koordinasyon TIR'ı, 84 iş makinası, 1 bot ve 1 motopomp'un; Kastamonu'da; 475 personel ile 39 araç, 32 ambulans, 2 helikopter, 1 mobil koordinasyon TIR'ı, 159 iş makinesi ve 4 motopomp'un; Sinop'ta; 455 personel ile 3 helikopter, 70 araç, 27 ambulans, 163 iş makinası, 3 bot ve 2 motopomp'un görevlendirildiği aktarılırken, bölgedeki mevcut ekiplere destek amacıyla AFAD'a bağlı 141 personel ile 1 arama köpeği, 23 araç, 7 bot ve 7 motopomp'un; Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı 17 personel ve 14 botun; Jandarma Genel Komutanlığına bağlı toplam 56 personelden oluşan 8 TİM, 3 helikopter, 900 personel, 1 mobil mutfak tırı ve mobil komuta aracının; Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı 163 PAK personeli, 23 balık adam, 13 bot ve 2 kadavra köpeği, 24 kurbağa adam, 3 helikopter, 1 İHA, 5 personelden oluşan ekip ile 5000 kişilik yemek kapasiteli Mobil Afet TIR'ının ve DSİ, Karayolları Genel Müdürlüğü ile Belediyeler tarafından çok sayıda iş makinesinin sevk edildiği belirtildi. Açıklamada, Türk Kızılay’ı tarafından toplam 77 personel ve gönüllü, 7 ikram aracı ve 22 araç görev yapmakta olduğu; 500 sıcak yemek, 1050 kumanya, 1768 ikramlık malzeme, 1229 içecek ve 2 bin 434 su dağıtımının yapıldığı ifade edildi. Tahliye çalışmalarına ilişkin şu bilgiler verildi: "Bartın; Ulus İlçesi Zaferköy Ağdacı Mahallesinde sel afeti sonrası 300 afetzede güvenli bölgelere tahliye edilmiştir. Kastamonu; Cide İlçesi Çayüstü köyü Güzel ve Merkez mahallelerinden 210 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Bozkurt ilçesinden 2 helikopter ile Abana ilçesinde afetzedelerin tahliye faaliyeti devam etmektedir. Sinop; Ayancık ilçesi Babaçay, Zaviye, Söküçayırı ve Yenikonak köylerinden 106 afetzede 2 helikopter aracılığıyla tahliye edilmiştir. Ayancık ilçesinden 2 Sahil Güvenlik, 2 Kara Kuvvetleri helikopteri ile tahliye çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca Ayancık Devlet Hastanesi'nde tedavi gören hastaların tamamı tahliye edilmiş olup, hastanede tedavi gören hasta bulunmamaktadır."

2 yıl önce

Pentagon: Kabil Havalimanında güvenliğin sağlanması noktasında Türk askerleriyle birlikte çalışıyoruz

Pentagon Sözcüsü Kirby, bakanlıkta basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada, Kabil Havalimanında güvenliğin yeniden sağlanmasına ilişkin bir değerlendirme yaptı. Kirby, ABD'nin tahliye süreci devam ederken Kabil'deki Hamid Karzai Havalimanına yüzlerce kişinin girmesiyle yaşanan kaosun ardından havalimanı ve çevresinin temizlenmesi ve güvenliğin yeniden sağlanması noktasında Türk askerleri ve diğer uluslararası ortaklarla birlikte çalıştıklarını belirtti. Taliban’ın ülkeye hakim olma süreci ABD ile Taliban arasında Şubat 2020'de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan'dan geri çekilme süreci başladı. Anlaşma yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban'ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemlerine dair hüküm getirmedi. Afgan hükümetiyle Doha'daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş zamanlı şekilde, hazirandan bu yana şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeye, son bir ayda da vilayet merkezlerine hızla hakim oldu. Başkent Kabil çevresini kuşatan Taliban, dün Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesinin ardından kenti çatışmasız şekilde kontrolüne aldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19