29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Yunan medyası hedef gösterdi! Türkevi açılışına katılan Başpiskopos’u topa tuttular

New York’ta 20 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Türkevi Binası’nın açılışı gerçekleşti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duası ile açılan binaya Amerikan Ortodoks Kilisesi dini lideri Başpiskopos Elpidoforos da yer aldı. Açılışta Başpiskopos Elpidoforos da yer alması Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nde rahatsızlığa neden oldu. YUNAN MEDYASI HEDEF GÖSTERDİ Yunan medyasına göre, Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, New York’ta Elpidoforos ile olan programlı görüşmesini, ‘yoğun görüşme trafiği olduğu’ bahanesiyle, son anda iptal etti. Anastasiadis’in, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı Türkevi’nin açılışında, Elpidoforos’un da hazır bulunmasına çok kızdığı ve yakın çevresine “Bu eğlenceye katılan Elpidoforos ile görüşmem” dediği iddia edildi sürüldü. ÖZÜR DİLE BASKISI Öte yandan Yunan Dışişleri Bakanlığı’ndan ise bir süre önce Elpidoforos’a Türkevi’nin açılışına katılmaması tavsiyesinde bulunduğu iddia edildi. Yunan basını da Ortodoks din adamını topa tuttu. Başpiskoposa açıkça "özür dile" baskısı yapıldı. Elpidoforos'a yönelik baskılara ilk tepki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan geldi. Tatar yaptığı açıklamada, "Bu hareketler, Rum ve Yunan taraflarının bağnazlık ve tahammülsüzlüğünün ne düzeyde olduğunu gösteriyor" dedi.

2 yıl önce

AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı, “Nerede Kalmıştık?” projesiyle farklı nedenlerle lise eğitimini yarım bırakmış kadınların lise diploması almalarını hedefleniyor

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, dün partide düzenlediği basın toplantısı ile ortaokulu bitirdikten sonra liseye gitmeyen veya lise eğitimini yarım bırakmış kadınların eğitimi için başlatılan, “Nerede Kalmıştık?” projesini anlattı. ‘MAKAS KAPANIYOR’ Eğitimin en önemli fırsat eşitliği aracı olduğunu söyleyen Keşir, “Ben üniversiteye başladığımda kız çocuklarının üniversiteye erişimi yüzde yediydi, 2002’de bu oran 13’tü, bugün yüzde 46’yı aştı. Üniversite eğitimi almış kadınların yüzde 71’inin işgücü piyasasına katıldığını görüyorsunuz. 4+4+4 eğitim sistemine geçildikten sonra ortaokulu bitirip liseye kayıt olma oranı yüzde 12 oranında arttı. Bundan önce kadınların yüzde 24’ü ortaokulu bitirdikten sonra liseye kayıt olmuyordu. Bu makas kapanıyor ama geçmişten gelen, ortaokuldan sonra liseye gitmeyen ya da liseyi terk eden kadınlar var. Bu kadınlar liseyi bitirmediklerinde meslek sahibi olma hayalleri kayboluyor. Kadınların eğitimlerinde nerede kaldılarsa oradan devam etmelerini arzu ediyoruz. 20 yaş üstü kadınlarla bu projeyi yürüteceğiz” dedi. Projenin detaylarının, 29 Eylül’de Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşecek programla açıklanacağını ifade eden Keşir, “Müracaat süreçleri ve kurs açılması süreçlerini bizim arkadaşlarımız koordine edecek. İlk etepta 25 bin kadının liseyi bitirmesini hedefliyoruz. Eğitim projesinin yanı sıra istihdam projesi de yürütüyoruz” açıklaması yaptı.

2 yıl önce

PKK/YPG Suriye'nin Cerablus kentinde düzenlediği terör saldırıda sivilleri hedef aldı

Suriye'nin kuzeyindeki Cerablus ilçesinde iki ayrı noktada eş zamanlı düzenlenen bombalı terör saldırılarında ilk belirlemelere aralarında çocukların da bulunduğu 19 sivil yaralandı, 2 sivil ise hayatını kaybetti. Fırat Kalkanı Harekatı ile terörden arındırılan Cerablus merkezinde bir motosiklete ve çöp konteynerine yerleştirilen bombalar eş zamanlı patlatıldı. Saldırılar sonucu ilk belirlemelere göre bir sivil yaşamını yitirdi, aralarında çocukların da bulunduğu 19 sivil yaralandı, 2 sivil ise hayatını kaybetti. Yaralılar, Cerabus'ta bulunan hastanelere nakledildi. Olay yerinde incelemeler yapan yerel güvenlik güçleri, saldırının terör örgütü YPG/PKK tarafından düzenlendiği ihtimali üzerinde duruyor.

2 yıl önce

Suç örgütü elebaşı Peker, PKK’lılarla program yapan sözcüsü Acarer’i eleştiren Medya Ombudsmanı Bildirici’yi hedef aldı

Türkiye Cumhuriyeti’ne türlü iftiralarda bulunan Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) firari olarak yaşayan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, hakkında yakalama kararı bulunan, yaşadığı memlekette terör örgütü PKK’lılarla aynı televizyon kanalında Türkiye Cumhuriyet’ini eleştiren sözcüsü Erk Acarer’i eleştiren Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’yi hedef aldı. Twitterlerinde, Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütü DEAŞ’a yardım etmekle suçlayan, terör örgütü PKK/PYD'nin 'diplomatik maske'si Salih Müslüm ile canlı yayına katılan sözcüsü Erk Acarer’den ‘namuslu bir gazeteci’ diye bahseden organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’yi “Erk Acarer’in bu namuslu tavrını Z kuşağı gelecekte saygıyla anarken Faruk Bildirici gibi kişileri ise nasıl anacaklarını hep beraber göreceğiz.” şeklinde hedef aldı. Öte yandan, her fırsatta kendisin akıllı olduğunun vurgulayan fakat giriştiği operasyonda satışa gelen Peker, Medya Ombudsmanlığı’nın atama ile belirlenen bir makam olmadığını meslekte tecrübeli kişilere bir yakıştırma olduğunu bilmediği görüldü. Medya Ombudsmanı nedir? “Gazetecilikte ombudsman, halk temsilcisi, halkın sözcüsü ve koruyucusu demektir. Yayın yoluyla haksızlığa uğrayanları temsil eder. Birçoğunun, gazetelerinde köşesi vardır. 1967'de ABD'de ilk defa uygulamaya başlamıştır.”

2 yıl önce

ROKETSAN'ın lazer güdümlü füzesi yolda: Hedefi 12'den vuracak

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Lazer Güdümlü Füze Sistemi'nin (METE) hedefi 12'den vuracağını belirtti.

2 yıl önce

Biden Türkiye’yi hedef aldı

ABD Başkanı Joe Biden, Suriye hakkında alınan yeni bir kararı duyururken Türkiye'ye de ithamlarda bulundu. Sınırdaki terör örgütlerine sık sık askeri teçhizat desteklerinde bulunarak, alenen teröristleri besleyen ABD, Suriye hakkındaki Ulusal Acil Durum halini bir yıl daha uzattı. TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI Biden, alınan kararla ilgili Kongre’ye gönderdiği bildirim mektubunda, Türkiye'nin Suriye'de terör örgütü YPG'ye yönelik operasyonlarının DEAŞ'la mücadeleye zarar verdiğini savundu.. Beyaz Saray’ın kararla ilgili açıklamasında, eski Başkan Donald Trump'ın 14 Ekim 2019'da 13894 sayılı kararnameyle, hem Suriye'deki hem de Suriye'yle ilişkili durumların, ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına getirdiği alışılmadık ve olağanüstü tehditle baş etmek için ”Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası” uyarınca ulusal acil durum ilan ettiği hatırlatıldı. "TÜRKİYE'NİN OPERASYONLARI, ULUSAL GÜVENLİĞİMİZİ TEHDİT EDİYOR" Biden, bu durumun 14 Ekim 2021'den sonra da devam etmesine karar verdiğini belirtti. Konuyla ilgili mektubunda, "Suriye'deki ve Suriye'yle ilişkili durumlar, özellikle de Türk hükümetinin, Suriye'nin kuzeydoğusuna askeri taarruz düzenleme yönündeki eylemleri, DEAŞ'ı yenilgiye uğratma çabasına zarar veriyor, sivilleri tehlikeye atıyor; bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor ve ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor" ifadelerini kullandı. Kararın devam etmesi gerektiğini vurgulayan Biden, "Dolayısıyla, Suriye'deki ve Suriye'yle ilişkili durum hakkında 13894 sayılı kararnamede ilan edilen ulusal acil durumun devamının gerekli olduğuna kanaat getirdim" dedi. Beyaz Saray açıklamasında da, acil durumun sürecinin bir yıl daha uzatıldığı ve kararın Resmi Gazete'de yayınlanacağı bilgisine yer verildi.

2 yıl önce

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan: Kurumlarımızın hedef alınmasının bir sebebi var

Ensar Vakfının Kocaeli'deki yeni binasının açılışına katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, dünyanın her tarafında Türkiye'de de mevzuat uyarınca hukukun, kanun koyduğu kurallara uygun şekilde vakıf, dernekler, sivil toplum kuruluşlarının kamu hizmetini tamamlayan, güçlendiren, çoğaltan kurumlar olduğunu söyledi. Kamu kurumlarının vergiyle vatandaşlara hizmet götürdüğünü ifade eden Erdoğan, "Öyle alanlar vardır ki öyle konular vardır ki belki bölgeler olabilir ki bu devletin hizmetleri ulaşmayabilir. Devlet gözden kaçırabilir. Bazı hizmetler vardır ki gönüllülük ister. İşte bunları da bu sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, gerek kurucularının vakfettiği malları ve bu malların gelirlerini, gerek hayırseverlerin bağışlarını ve şartlı, maksatlı bağışları kullanarak kamu hizmetlerini güçlendirici ve tamamlayıcı hizmetleri görürler. Dünyanın her tarafında da kamu erkiyle bu sivil toplum kuruluşları dayanışma içerisinde çalışırlar." diye konuştu. Erdoğan, örneğin bağımlılıkla mücadele gibi bir alanda muhakkak gönüllü insanların desteğinin bu alanı daha güçlü kıldığını dile getirerek, bu anlamda katılımcılara örnekler verdi. Hayatını bu işe vakfeden kişilerin o alandaki mücadelesinin zor bulunabileceğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Ama o insanın o hastalıkla mücadele enerjisini kanalize edebilirseniz hayırseverler eliyle desteklerseniz o insanlar ne yapar hiçbir kamu erkinin yapamayacağı neticeleri elde edebilir. Sağlıkta, eğitimde, sosyal birçok alanda meselelerin gönüllüleri işte hayvanseverler, kim hayvanların hukukunu hayvanseverler kadar iyi koruyabilir ama onların en iyisini kamu erki kendi yanına alırsa o zaman hayvan haklarının korunmasında daha iyi neticeler alınabilir. İşte çevrenin korunması da aynı şekilde. Dünyanın her tarafında kamu gönülleri sivil toplum kuruluşları marifetiyle yanına alıp destekler böylelikle de vatandaşa yönelik hizmetlerini güçlendirir." Erdoğan, burada da Büyükşehir Belediyesinin bir imkanını Ensar Vakfına tahsis ettiğini belirterek, şöyle konuştu: "Ensar Vakfımız ne yapıyor? Gönüllülerini veya maaşlı personellerini getiriyor burada çalıştırıyor imkanı olmayan çocuklarımıza eğitim desteği sağlıyor. Burs ihtiyacı olan çocuklarımıza burs veriyor. Burs verdiği çocukları burada çeşitli projeler etrafında bir araya getiriyor. Türkiye'nin dört bir yanında Ensar Vakfımızın olsun, İlim Yayma Cemiyetimizin olsun, Türkiye Gençlik Vakfımızın olsun bu tür merkezlerinde kimi zaman işte dene yap atölyeleri kimi zaman robotik atölyelerimiz kimi zaman kitap okuma grupları şiir söyleşileri gibi çalışmalar yapılarak bu çocuklarımızın eğitim yönüyle daha iyi desteklenmesi sağlanıyor. Bundan daha güzel ne olabilir Allah aşkına. Bizim bu kurumlarımızın hedef alınması benden önce de büyüklerimiz çok güzel ifade ettiler bir sebebi var; Ya bu memleket geleceğe değerleriyle mi yürüyecek, değersizleştirerek mi yürüyecek? Yani Türkiye Avrupa'nın herhangi bir ülkesine benzeyip kendi kimliğini kaybetmeli mi? Kaybetmemeli mi? Bu meselelerin önemi var mı? Yok mu? Bunun bir mücadelesi var ülkede." Anadolu'nun dört büyük direğinden bahsedildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Mevlana hazretleri, Şeyh Şaban-ı Veli hazretleri, Hacı Bektaş Veli hazretleri, Hacı Bayram Veli hazretleri ve bu silsileden gelen nice büyük insanlar Yunus Emreler, işte İmam Maturidiler, İmam Buhariler hem ilmi hem de tasavvufi büyük bir gelenek. Yani sanıyoruz ki Selçuklu büyüklerimiz, Osmanlı büyüklerimiz hatta Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar bu zaferleri, başarıları yani bu insanlardan ilham almadan başarmış olabilirler mi? Bu topraklar bu fetihlerden önce bu insanlar bu fikir ve mana büyüklerince mayalanmadan bu fetihler mümkün olabilir miydi? Kalıcı olabilir miydi? Biz Anadolu'ya kolay kolay bin yıldır vatan diyebilir miydik? Elbette ki diyemezdik. Kimse şaşırmasın." "Bu toprakların bir kimliği var" Bu toprakların bir kimliği olduğunu aktaran Bilal Erdoğan, bu milleti, millet yapan bazı değerler olduğunu söyledi. Erdoğan, "Niye bunlarla kavgalı olsun kimse." diyerek, şöyle devam etti: "Niye bunları silip atmaya çalışsın kimse. Bütün çocuklarımız, bütün gençlerimiz tarihimizi uzak ve yakın tarihimizi çok iyi bilseler, bu toprakları bize vatan yapan kişileri, meseleleri, değerleri, kavramları süreçleri hakkıyla bilseler geçmişini bilmeyen geleceğini nasıl kursun? Geçmişini sahiplenmeyen kendi geleceğini değil başkalarının ancak geleceğini inşa edebilir. Başkalarının ancak geleceğine hizmet edebilir. Mesele aslında basit bu topraklar üzerinde kardeşçe, bu toprakları bu topraklar yapan değerler etrafında asgari müştereklerimiz etrafında pekala yaşarız ama bunu bizim düşmanlarımız istemiyor. Sanki oradan başlıyor iş. Eskiden de bugün de maalesef bu topraklarda bu huzurun, bu dik duruşun, bu güçlenmenin olmasını istemeyen odaklar elbette içeride kendi maşalarını bulup bunları seferber ediyorlar. Biz buna karşı uyanık olmak zorundayız. Haberdar olmak zorundayız. Kurumlarımızın itibarsızlaştırılmasına müsaade etmemeliyiz. Ensar Vakfı bir kurum, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı bir kurum, imam hatipler bir kurum. Ülkemizin bir sürü böyle kurumları var. Yani emekle imkanla seferberlikle gönüllükle inşa edilmiş kurumlar. Bunların hepsinin sevenleri var. Bunların hepsinin arkasında insanlar var. Siz bu kurumları tahkir ettiğiniz zaman yüzbinlerce insanı aynı zamanda üzüyorsunuz. On binlerce insana hakaret etmiş oluyorsunuz, iftira etmiş oluyorsunuz. Onun için bunun bu kadar kolay bu kadar ucuz olması lazım. Onun için belediye başkanımızı tebrik ediyorum. Hakikaten bu algı çalışmalarına bakmadan doğru bildiğini yapmış ve Ensar Vakfının bu çalışmalarını desteklemiş." İlim Yayma Vakfı olarak yüksek lisans ve doktora bursları için yaptıkları mülakatları katılımcılara aktaran Erdoğan, 4 binin üzerinde başvuru aldıklarını söyledi. Erdoğan, 400'ün üzerinde burs vermeyi planladıklarını anlatarak, şunları kaydetti: "Geçen gün bir kız kardeşimiz bize mülakatta bunu söyledi, 'Arkadaşlarım İlim Yaymadan burs aldığımı duyunca şaşırdılar.' Niye şaşırdılar? Çünkü birincisi internetten başvurulan burslardan hiçbir şey çıkmaz. Allah'ın izniyle bizim bahsettiğim az önce kurumlarımız böyle değil. Biz gerçekten ihtiyacı olan bu ülkenin değerlerine saygı gösteren, her gencimize bu bursları vermeye çalışıyoruz. Allah'ın izniyle bunlar bu işin bilinmeyen, konuşulmayan tarafı. Bir sürü iftiranın, hakaretin, dumanın, sisin altında gerçekler maalesef örtülmeye çalışılıyor. İnşallah anlayanlar, anlamaya çalışanlar çoğalır. İnşallah bir ithamla bir duyumla bir kişiyi, bir kurumu tahkir etmenin, karalamanın zamanı geçer. Böyle bir ahir zamanda yaşıyoruz, böyle bir fitne zamanını yaşıyoruz. İnşallah bu zamanlar geçer yeniden insanlar birbirine daha fazla itimat edebilmeye başlar. Yeniden insanlar birbirini daha çok sevebilmeye başlar. Huzur toplumunu ancak böyle inşa edebiliriz." "Umudunu bizlere bağlamış mağdurların, mazlumların yanında durmak için çok çalışmak ve güçlü olmak zorundayız" Kocaeli Valisi Seddar Yavuz da 1071'de başlayan diriliş ve kıyamın; bir Selçuklu, bir Osmanlı, bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti bahşettiğini söyledi. Bu topraklardan İslam'ı söküp atmak ve İslam medeniyetinin dünyadaki temsilcisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne diz çöktürmek, bu yolla yeniden şahlanan, uyanan İslami anlayışı baltalamak amacıyla sinsi bir faaliyet yürütüldüğünü dile getiren Yavuz, "Açıkça İslam düşmanlığı yapamayanlar 'ama', 'fakat', 'lakin' gibi kelimelerin arkasına saklanıyor. Hepimize düşen görev; bu ülkede hür ve bağımsız yaşamak, dahası umudunu bizlere bağlamış mağdurların, mazlumların yanında durmak için de çok çalışmak ve güçlü olmak zorundayız." diye konuştu. Vali Yavuz, Ensar Vakfı Kocaeli Şubesi'nin açılışını yaptıkları yeni hizmet binasının hayırlı olmasını diledi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Ensar Vakfı için belediye meclisinden geçen kararla "Pembe Köşk" olarak bilinen yapıyı onlara tahsis kararı alındığını anımsatarak, o dönem de kamuoyunu yanıltma maksatlı çalışmalar yapıldığını söyledi. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde bu tür hizmete tahsis edilmiş çalışmalarla ilgili kirli bir kampanya yürütüldüğünü ifade eden Büyükakın, "Bu algı çalışmasıyla milli manevi değerler üzerine hizmet üretilen bütün camia kirletilmeye çalışılmaktadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunun için yapamayacakları bir şey yok. Bu bizim duruşumuzun ve bakışımızın ifadesidir. Ne Ensar Vakfının diğer benzeri hizmet yoluna adanmış vakıfların Allah rızası dışında bir maksadı olmadığını, bu millete, memlekete hizmet dışında gaye taşımadıklarını ama kınayanların gerçek manada ne yapmak istediklerini bildiklerimizi söylemiştik. Biz bu algı kampanyasına teslim olmayacağız, yılmayacağız, geri adım atmayacağız. Bunu böyle bilecekler." ifadelerini kullandı. Büyükakın, TÜGVA yurtları konusunda da bazı algı kampanyaları yürütüldüğünü aktararak, "İstanbul'da bu operasyonu başlattılar, şehrimizde de aynı şeyi yapmaya çalışacaklar. Biz bunlara da teslim olmayacağız. Eğer bir yer alırlarsa buradan söylüyorum iki yer vermeyen namerttir. Burası Ensar Vakfına anasının ak sütü gibi helal olsun. Bu arada şu da vebaliniz olsun; Burada bu gençliği yetiştirecek hizmetleri vermezseniz, eğer uykunuzdan fedakarlık etmez, hafta sonu, hafta içi gündüz gece demeden çalışmazsanız da bu milletin vebali boynunuzadır. Bizim maksadımız ortada bu milletin milli değerlerine, manevi değerlerine sahip çıkan tüm vakıflara, derneklere biz de sonuna kadar destek olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Şener Ağaç ise vakfın 42 yıldır Türkiye'nin gençleri başta olmak üzere hizmet verdiğini belirterek, gönüllere girmeye çalışan köklü kuruluş olduklarını kaydetti. Yurt sayıları, verdikleri burslar ve bastıkları kitaplar konusunda katılımcılara bilgi veren Ağaç, "Bu vakfın ana gayesi, vatanına, milletine bağlı, toplumundan korkmayan, yerli, milli genç neslin sayısını arttırmak ve dini değerleriyle de teçhiz olmuş hem dini ilimleri hem de fenni ilimleri tamamen özümsemiş, donanımlı ve ülkesini daha müreffeh seviyeye çıkaracak olan bir neslin yetişmesi için gayret gösteren bir vakıftır." diye konuştu. Ensar Vakfı Kocaeli Şube Başkanı Musa Taşçı da yeni hizmet binasının hayırlı olmasını dileyerek, emeği geçenlere teşekkür etti. Duanın ardından Erdoğan, Yavuz, Büyükakın, Ağaç, Taşçı ile Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş, Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü ve beraberindekiler, şubenin yeni hizmet binasının açılış kurdelesini kesti. Bilal Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra hizmet binasını gezdi.

2 yıl önce

Peker’in yeni hedefi Mavi Vatan

FETÖ'nün papağanı Sedat Peker, Mavi Vatan için hayati önem taşıyan KKTC seçimlerini sabote ederek, Rum kesiminin ve Rum'cuların elini rahatlatacak operasyon peşinde. Peker’in sözcüsü Erk Acarer, geçtiğimiz günlerde KKTC’de tutuklanan Halil Falyalı’nın, ‘siyasilere şantaj yapmak için’ kullandığı öne sürülen kasetlerin, Peker’in yakınlarının eline geçtiğine ilişkin iddiayı paylaşmış; KKTC Başbakanı Ersan Saner’in ‘videosunu’ izlediğini aktarmıştı. Videoyu dün gece Peker’e bağlı “Deli Çavuş” isimli bir hesap paylaştı. Saner ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Konu sadece ben değilim. Saldırıya uğrayan ben, ailem, partim ve siyaset kurumumuzdur. Teknolojik olanaklardan alabildiğince yararlanılarak kurgulanan bu video ile çok çirkin bir itibar suikastının hedefi oldum.” FETÖ’nün maşası Peker, dün akşam ki Twitter paylaşımında “Kıbrıslı siyasiler; uyuşturucu baronlarıyla, yasadışı bahisçilerle birlik olup Türkiye’de bana karşı kurulan komploya destek verirsiniz he. Hepiniz yandınız. Arşiv bana geçti. Siz kaşındınız. Sizi de rezil edeceğim. Utanma duygusu olan, istifa edip gitsin.” diyerek Mavi Vatan için hayati önemdeki KKTC seçimlerini sabote etmek istediğini ve Rum kesimine hizmet ettiğini vurgulamıştı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 40 41