01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Nevşehir İl Özel İdaresi, "Hacıbektaş ilçesinin ödeneğinde yüzde 60 kesinti yapıldığı" iddiasını yalanladı

Nevşehir İl Özel İdaresinden yapılan yazılı açıklamada, UNESCO ve Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin Hakk'a yürüyüşünün 750. yılı dolayısıyla 2021'in "Hacı Bektaş Veli Anma Yılı" ilan edildiği hatırlatıldı. Hacıbektaş'ın, Türkiye'de inanç ve kültür turizmi açısından önemli merkezlerinden biri olması nedeniyle ulaşım altyapısının iyileştirilmesi, turistik yolların standartlarının artırılması ve bölge turizminin gelişmesine katkı sağlanması amacı ile İl Özel İdaresince 25 Mart'ta 3230 sayılı yazı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığından ek ödenek talebinde bulunulduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ödeneğin Hacıbektaş hizmetlerinde kullanılması için İl Genel Meclisi, 2 Ağustos tarihli birleşiminde oy birliği ile karar almıştır. Bu kapsamda çalışmalar ivedilikle başlatılarak Hacıbektaş Belediyesi imar yollarında bitümlü sıcak asfalt, 1. ve 2. kat asfalt kaplama ve yol çizgi boyası uygulamaları başta olmak üzere çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmaların bedeli ise talep edilen 5 milyon liranın da üzerinde bir rakama ulaşmış ve çalışmalar devam etmektedir." Kültür ve Turizm Bakanlığınca uzun yıllardır bakımsız ve ziyarete uygun olmayan Kadıncık Ana Evi'nin restorasyonu ile çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlanarak vatandaşların ziyaretine açıldığı bilgisine yer verilen açıklamada, Bektaş Efendi Türbesi'ndeki restorasyon çalışmalarının devam ettiği bildirildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "İl Özel İdaremizce Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nde ışıklandırma çalışmaları, Dedebağ'da bulunan Arıcı Baba Türbesi'nde restorasyon çalışmaları sürdürülmekte olup Hacıbektaş Kadıncık Ana Kadın Girişim Üretim İşletme Kooperatifi'ne ise bina tahsisi, tadilatı ve mutfak yapımı gibi çeşitli konularda destek sağlanmıştır. 2021 Hacı Bektaş Veli Anma Yılı etkinlikleri kapsamında ekim ayı içinde Gençlik ve Spor Bakanlığımızca yapılacak olan gençlik kampı konularındaki çalışmalar da süratle devam etmektedir. Bu hususlardan da anlaşılacağı üzere Hacıbektaş ilçemize gönderilen ödeneğin kesintiye uğraması mümkün olmayıp iddialar gerçeği yansıtmamaktadır." Öte yandan Nevşehir İl Özel İdaresinin sosyal medya hesabından, Hacıbektaş ilçesinde son dönemde yapılan yol çalışmalarının drone görüntüsü de paylaşıldı.

2 yıl önce

Taliban'ın üst düzey yöneticileri arasında görüş ayrılığı iddiaları artıyor

BBC'nin üst düzey bir Taliban yetkilisine dayandırdığı haberine göre, cumhurbaşkanlığı sarayında yeni hükümetin oluşturulması ele alındı. Taliban'ın önde gelen liderlerinden olan ve geçici hükümette, başbakan yardımcılığına getirilen Birader, geçici hükümetin yapısından memnun değil. Birader, diplomasiye ağırlık verilmesini isterken geçici hükümette, Mülteciler Bakanlığı vekilliğine getirtilen Hakkani ve destekçileri ise Taliban'ın zaferi savaşla kazandığını savundu. Birader ve Hakkani, bu anlaşmazlık nedeniyle sert sözlerle tartıştı. BBC'ye göre, ikilinin destekçileri, tartışma sırasında kavga ederken olayın ardından Birader Kabil'den ayrılarak Kandahar'a gitti. BBC'ye açıklama yapan kaynaklar, Kabil'e dönmesi beklenen Birader'in, kamera karşısına çıkıp bir tartışma yaşandığını yalanlayabileceğine dikkati çekti. Bu gelişmenin ardından, Afgan sosyal medya hesaplarında bir süre kamuoyu karşısına çıkmayan Birader'in, hayatını kaybettiği yönünde iddialar yayıldı. Ancak Birader'in öldürüldüğü iddialarının hemen ardından Kabil'de 5 Eylül'de Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ile toplantıdan fotoğraf yayımlanmıştı. Abdulgani Birader Birader, ABD ve diğer ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkiler nedeniyle öne çıkmıştı. Bu nedenle geçici hükümete Birader'in öncülük etmesi bekleniyordu. Ancak Birader, Taliban geçici hükümetinin Başbakanı Molla Muhammed Hasan'ın yardımcılığına getirildi. Birader, eski hükümet döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütüyordu. ABD işgaliyle Taliban hükümetinin düşmesinden sonra grubun başlattığı saldırılarda Birader, önemli bir figür oldu. Taliban'ın 4 kurucusundan biri olan Birader, Taliban'ın kurucusu Molla Ömer'in en çok güvendiği kişilerden biri olarak kabul ediliyor. Birader'in Molla Ömer'in kız kardeşiyle evli olduğu ve Ömer'in kendisine "kardeş" anlamına gelen "Birader" unvanını verdiği belirtiliyor. Pakistan'ın güneyindeki Karaçi kentinde 2010'da güvenlik güçlerince yakalanan Birader, ABD ile sürdürülen barış görüşmelerine katkısı olacağı düşüncesiyle eski ABD Başkanı Donald Trump'ın talebi doğrultusunda, 2018'de serbest bırakıldı. ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Birader imza atarken müzakerelerde birçok devlet adamıyla üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi. Ocak 2019'dan bu yana Taliban'ın Doha'daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Birader, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020'de Trump ile telefonda görüşerek bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi oldu. Birader, Kabil'in Taliban'ın kontrolüne girmesinden kısa süre sonra diğer üst düzey grup üyeleriyle kameralar karşısına geçmiş, Afganistan'ı yönetirken izleyecekleri politikalara dair ilk basın açıklamasını yapmıştı. Birader, burada yaptığı açıklamada, Afganistan'ı kontrol altına alma hedefine bu kadar çabuk ulaşacaklarını beklemediklerini söylemişti. Halil El-Rahman Hakkani Hakkani, Taliban'ın önemli kanatlarından olan Hakkani Grubu'na mensup. Pakistan-Afganistan sınırı boyunca Taliban'ın ekonomik ve askeri varlıklarını yöneten Hakkani Grubu, ülkedeki birçok bombalı eylemden sorumlu tutuluyor. Hakkani'nin yeğeni ve Hakkani grubunun lideri olan Siraceddin Hakkani de geçici hükümette "içişleri bakanı vekili" olmuştu.

2 yıl önce

TRT'den yorumcuların aldığı ücretlere ilişkin iddialara yalanlama

TRT Spor yorumcularına dönük, sistematik bir şekilde devam ettirilen karalama kampanyalarına karşı TRT'den basın açıklaması geldi. Algı operasyonların belli bir süre dikkate alınmadığının belirtildiği açıklamada "Bazı art niyetli kesimlerin kendi menfaatleri adına giriştikleri bu ilgi çekme çabasına katkı sağlamamak için şu ana kadar bir açıklama yapılmamıştır. Bununla birlikte söz konusu yalan ve iftiraların TRT’nin kurumsal itibarına zarar verme aşamasına gelmesi ve son süreçte siyasete malzeme edilmesi nedeniyle kamuoyuna açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur." ifadelerine yer verildi. 'Gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan rakamlar' "Yalan ve iftiraya dayalı haberlerin hedefinde olan Rıdvan Dilmen ve diğer spor yorumcularımızın aldığı ücretlere ilişkin gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan rakamlar bilinçli olarak gündemde tutularak, TRT’nin kurumsal itibarına zarar verilmek istenmektedir." denilen açıklamada şunlar kaydedildi: "Zira, Rıdvan Dilmen ve TRT bünyesinde yer alan diğer spor yorumcularının ücretlerine dair ortaya atılan rakamlar asla doğru değildir, akıl ve mantık dışıdır, haksız bir şekilde ithamda bulunan kişilerin hayal ürünüdür. Gerek sosyal medyada gerekse kamuoyunda ismi zikredilen spor yorumcularımız, devlet televizyonunda yer almanın gururunu ve itibarını her türlü maddi kazanımın üstünde tutmaktadır. Söz konusu iftiraların hedefinde olan yorumcularımız çok büyük fedakârlıkta bulunarak ve gönül bağını önceleyerek TRT ekranlarında program yapmaktadırlar. 'Başarı, yalan ve iftiraların artırmasına neden oldu' Milletimiz de yorumcularımızın bu gayret ve emeğinin karşılığını yayına başladıkları ilk günden itibaren vermiş ve spor programlarımızı ilk sıraya yerleştirmiştir. Dolayısıyla, bu haksız saldırıların asıl sebebi, hiç kuşkusuz “%100 Futbol” programı başta olmak üzere TRT’nin spor programlarının kamuoyunda gördüğü büyük ilgidir. Anlaşılmaktadır ki, söz konusu başarı, organize odakların yalan ve iftiralarını daha da artırmasına neden olmuştur. Ayrıca, bu süreçte sosyal medyada dolaşıma sokulan bu yalanın peşinen doğru kabul edilerek, haberleştirildiğine ve köşe yazılarına taşındığına şahit olunmuştur. Söz konusu yalan ve iftiraları sorgulamadan doğru kabul eden, gazeteciliğin en temel ilkelerini dahi çiğneyen, araştırmadan, doğrusunu öğrenme zahmetine katlanmadan yapılan bu “sözde gazetecilik” anlayışını kınıyoruz. Türkiye’nin en köklü ve güzide kurumlarından biri olarak TRT, spor da dâhil olmak üzere her türlü alanda kamu yayıncılığının gerekliliklerine göre hareket etmekte ve tüm harcamalarını kamu yararı doğrultusunda yapmaktadır. TRT, söz konusu yalan ve iftiraları sistematik şekilde üreten, yayan ve işin doğrusunu araştırmaksızın haber yapanlara karşı hukuk yoluna başvurmaktan çekinmeyecek ve tüm hukuksal gelişmeleri kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyururuz."

2 yıl önce

Yalan makinesi Sedat Peker’in “Şirinoğlu” iddiaları da çürütüldü

İddialarla ilgili içişleri Bakanlığının Mülkiye ve bir Polis Başmüfettişi görevlendirdiği, bahsi geçen polislerle ilgili idari işlemlerin yapıldığı ve savcılığa sevk edildikleri öğrenildi.

2 yıl önce

İstanbul'u kana bulayacaklardı: Otogarda bombayla yakalanan PKK'lı teröristlerin iddianamesi tamamlandı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "İstanbul polisi çok önemli bir katliamı önledi" şeklinde kamuoyuna duyurduğu olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığını yürüttüğü soruşturma tamamlandı. 28 Nisan tarihinde meydana gelen olayda, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü 15 Temmuz Demokrasi Otogarında tavırlarından şüphelendiği 2 kişiyi durdurmak istemiş şüphelilerden Ramazan A. elindeki çantayı yol kenarındaki araç altına atıp kaçmaya başlamıştı. Polislerin şüphelileri kovalaması sonucu çanta içerisinde 5 kilogram civarında patlamaya hazır 4 adet uzaktan komutalı 2 adet zaman ayarlı toplam 6 adet plastik patlayıcı madde ele geçirilmişti. Emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan İbrahim Z., Ramazan A., ve Yaşar S.'nin alınan ifadelerinin ardından çıkarıldıkları nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savcılık tarafından şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. KAÇAK SİGARA İÇERİSİNDE 5 KG BOMBA Hazırlanan iddianamede sigara paketleri içerisine gizlenmiş halde bulunan el yapımı 5 kilogramlık bomba bulunduğu, söz konusu bombanın Esenler otogarında durumundan şüphelenilen kişiler tarafından taşındığı ve ele geçirildiği anlatıldı. İddianamenin devamında, şüphelilerin para kazanmak amacıyla silah taşımacılığı yapmak için şüphelilerin Esat K., isimli kişinin kendilerini aramaları sonucu harekete geçtikleri ancak patlayıcı madde taşıdıklarını bilmedikleri anlatıldı. 100 DOLAR'A BOMBA TAŞIDILAR İddianamede Esat K, isimli kişinin Yaşar S'yi arayarak Harem'de kendisine ait olan bir paket olduğunu, paket içerisinde silah bulunduğunu Yaşar S'nin paketi alması durumunda 100 dolar kazanacağı teklifinde bulunduğu ifade edildi. Yaşar S'nin teklifi kabul etmesi üzerine olay yerine İbrahim Z. ve Ramazan A. isimli kişileri gönderdi. İki şüpheli Yaşar S, tarafından kendisine gönderilen fotoğraftaki şahsa teslim aldıkları poşeti teslim etmek için harekete geçti. POLİS ÇEVİRİNCE ÇANTAYI ATIP KAÇTILAR Poşetle birlikte Esenler otogarına korsan taksi ile gelen İbrahim Z., ve Ramazan A., otogar polislerinin dikkatini çekince yanlarında bulunan bomba yüklü çantayı atarak kaçamaya başladı. Polisler kovalaması sonucu yakalanan 3 şüpheli, para karşılığında silah taşıyacaklarını düşündüğünü bu nedenle çantayı teslim aldıklarını söz konusu çantada silah olduğunu bomba olduğunu bilmediklerini polislerden çantada silah olduğunu düşündüklerini için kaçtıklarını ifade ettiler. Haklarında 'Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme' ve 'Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşleme' suçları kapsamında 18 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlenen 3 şüphelinin olay günü bomba yüklü çantayı aldıktan sonra harekete geçtiği görüntüler dosyaya delil olarak sunuldu. Görüntülerde şüphelilerin taksiye bomba yüklü çantayla bindikleri ardından Esenler otogarında inerek polisin takibi sonrası açmaya başladıkları görülüyor.

2 yıl önce

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, İBB'den para alındığı iddialarına ilişkin davayı kazandıklarını duyurdu

Türkiye Teknoloji Takımı (T3 Vakfı), İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) yardım aldığı ile ilgili yapılan haberlere ve açıklamalara karşı açtığı iftira davasını kazandığını açıkladı. 'BİR İFTİRA DAHA HUKUKTAN DÖNDÜ' Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Vakfımıza yönelik İBB’den yardım aldığımıza dair iftiralar hakkında açtığımız tazminat davalarından biri daha sonuçlandı. 'ÖĞRENCİLERE BURS VERECEĞİZ' Bölge Adliye Mahkemesinin kesinleşmiş mahkeme kararına göre vakfımıza ödenecek 30 bin TL tazminatı -daha önce açıkladığımız gibi- mesleğini ahlakla icra eden, kimseye iftira atmayan gazeteciler yetişmesi ümidiyle iletişim fakültesi öğrencilerine burs olarak vereceğiz” ifadeleri yer aldı.

2 yıl önce

İngiltere'den aşı iddiası: Rus ajanlar formülü çaldı

Rusya, Oxford/AstraZeneca aşısının tasarımını çalmak için İngiltere'de casus kullanmakla suçlandı. İddiaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çaldığı tasarım sayesinde, şüpheli şekilde İngiliz aşısına benzeyen Sputnik V aşısını yaratabilecek ve dünyanın ilk etkili koronavirüs aşısını üretme yarışını kazanabilecekti. Güvenlik kaynakları, İngiltere'deki bir Moskova köstebeğinin çok gizli planı ele geçirebildiğine dair kanıtlara sahip ancak bunun ilaç devinin laboratuvarından veya fabrikasından alınan bir belge mi, yoksa bitmiş ilacın bir şişesinden daha sonra kaçak olarak mı kaçırıldığı açık değil. İngiltere İçişleri Bakanı Damian Hinds, bu durum hakkında yorum yapamayacağını söyledi ancak iddiayı da inkar etmeyerek şöyle devam etti: "Yabancı devletlerin sürekli olarak hassas bilgiler ve bilimsel sırları çalmaya çalıştığı bir gerçek." AŞI AÇIKLAMASININ ARDINDAN GELEN SİBER SALDIRILAR MI5 casusları, Rus bilgisayar korsanlarının, İngiliz bilim insanlarının bir aşı geliştirmeye başladıklarını açıklamasından yaklaşık bir ay sonra, Mart 2020'den başlayarak Oxford Üniversitesi'ne tekrar tekrar siber saldırılar gerçekleştirme girişimleri başlattığını söyledi. Geçen yıl Nisan ayında Oxford/AZ ilk insan denemelerine başladıklarını duyurdu ancak ertesi ay, Moskova kendi aşısını icat ettiğini söyledi ve Ağustos ayına kadar Vladimir Putin, Rus halkına bir ülkenin küresel Kovid-19 aşısı üretme yarışını kazandığını duyurdu. Daha sonra Sputnik V'in, İngiliz muadili ile tamamen aynı şekilde çalıştığı ortaya çıktı. Olayların zaman çizelgesi, Moskova'nın İngiltere'deki ilk insan denemeleri sırasında tasarımı çalmış olabileceğini gösteriyor. KAYNAKLAR: ELDE KANITLAR VAR Bu durum, köstebeğin ne kadar kıdemli olabileceği ve yakalanıp yakalanmadığı hakkındaki soruları gündeme getiriyor. İngiliz The Sun gazetesine konuşan kaynaklar, İngiliz bakanlara, Kremlin için çalışan casusların kendi aşılarını tasarlamak için çok uluslu ilaç şirketinden Covid aşısı planını çaldığına dair kanıtları olduğunu söylediklerini aktardı. Rusya uzmanı olan Muhafazakar Milletvekili Bob Seely, "Rus ve Çin casusluğu konusunda ciddi olmamız gerektiğini düşünüyorum. İster Astra-Zeneca'nın tasarımının çalınması olsun, isterse bu otoriter ve totaliter rejimler tarafından bize enerji konusunda yaptıkları şantaj yapıyor olsun, onlara karşı akıllı olmamız gerekiyor" diyerek tehlikenin altını çizdi. Muhafazakar kanattan Andrew Bridgen, "İngiltere'nin en iyi bilim insanlarına ve araştırma tesislerine sahip olduğunu biliyoruz ancak Rusya da muhtemelen en iyi casuslara sahip" dedi. PUTİN:'ORDUYU DA AŞILIYORUZ, BAŞKOMUTAN BENİM' Kremlin daha önce Putin'in Mart ve Nisan aylarında iki doz aşı aldığını belirtmişti ancak daha fazla ayrıntı vermemesinin yanı sıra, Rus liderin aşı olduğuna aldığına dair görüntüleri de yayınlamamıştı. Ancak Haziran ayında Putin yıllık televizyon yayınında, Rusya'nın dört aşısının son derece etkili ve güvenli olduğunu açıkladı ve şöyle devam etti: "Mümkün olduğunca uzun süre korunmam gerektiğini düşündüm. Bu yüzden Sputnik V ile aşı olmayı seçtim. Ordu, Sputnik V ile aşılanıyor ve sonuçta ben başkomutanım." RUS TROLLERİ İNTERNETTE KAMPANYA BAŞLATTI Temmuz ayında, Network Contagion Research Institute tarafından hazırlanan bir rapor, Rus internet trollerini Pfizer karşıtı yürütülen bir Kovid aşısı karalama kampanyasından sorumlu tuttu. Gazete, yanlış bilgilendirmenin amacının ülkenin kendi Sputnik V aşısını tanıtmak olduğunu iddia etti. Karalama kampanyasının kullandığı taktikler, Pfizer'in olumsuz haberlerinin yayınlanmasını ve bunun teşvik edilmesini içeriyordu. İddiaya göre, Rus pazarlama firmaları, Fransa'daki sosyal medya fenomenleriyle doğrudan iletişime geçti ve Pfizer aşısı komplikasyonlarıyla ilgili sahte ve 'sızdırılmış' olduğu iddia edilen hikayeleri teşvik etmek için para teklif edildi. Haberde, Rusların Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Kanada'da da mesajları yaymaya odaklandığı öne sürüldü. Bunun nedeni, bu ülkelerin Sputnik için potansiyel ihracat pazarları olarak görüldüğüne inanmalarıydı. Analitik şirketi Novetta ayrıca Rus aşısının 'Afrika medyasında ikinci en yüksek olumlu alıntı oranına (yüzde 66)" ve 'en düşük ikinci olumsuz algıya (yüzde 11)" sahip olduğunu tespit etti. İNGİLİZ DERGİ RUS AŞISINI ÖVDÜ Eylül ayında Moskova'da yapılan ve prestijli İngiliz dergisi The Lancet'te yayınlanan iki erken klinik araştırmanın sonuçları, Rusya'nın Oxford aşısına benzer teknolojiyi kullanan Kovid-19 aşısının güvenli ve etkili olduğunu gösterdi. Çalışmaların arkasındaki Rus bilim insanları, aşının tüm katılımcılarda bir bağışıklık tepkisini uyardığını ve ciddi bir sağlık sorununa neden olmadığını söyledi. Bağımsız Batılı bilim insanları, sonuçların 'biraz güven verici' olduğunu belirtti ancak denemelerin milyonlarca Rus'u aşılamak için çok kısıtlı olduğu konusunda uyardı. Çalışmaya dahil olmayan ABD ve İngiltere'deki bilim insanları, sonuçların 'cesaret verici' olduğunu ve aşının 'umut verdiğini' söyledi, öte yandan yine de araştırmanın kalitesi nedeniyle, hemen uygulanması konusunda endişeliydiler. Denemeler Moskova'daki iki hastanede, Burdenko Hastanesi ve Sechenov Üniversite Hastanesinde gerçekleştirildi ve hafif yan etkilerle başarılı kabul edildi.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 65 66