29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

İstihbarat servislerinin kullanışlı elemanı Ümit Özdağ haddini aştı! Yalanlarını ortaya çıkaran İçişleri Bakanı Soylu’yu tehdit etti

Vatandaşları sığınmacılara karşı kışkırtan Sessiz İstila filminin finansörü, İstihbarat servislerinin kullanışlı elemanı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu kez yalanlarını teker teker ortaya çıkaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef aldı. Twitter hesabından videolu bir paylaşım yapan Özdağ şu ifadeleri kullanarak Bakan Soylu'yu tehdit etti: "BENİ KAPININ ÖNÜNDE BEKLE" AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanlığı makamında böyle bir seviyenin oturmasını gerçekten ister mi bilmiyorum? Ben siyasi hayatım boyunca en sert eleştirileri yapmış olmama rağmen, hakkımda hakaret davası açılmış bir siyasetçi değilim. Bundan sonra da hakaretle cevap vermeyeceğim. Ben yarın, Zafer Partisi Genel Başkanı olmamın yanı sıra, Ümit Özdağ olarak tek başıma İçişleri Bakanlığı'nın önüne gideceğim. Tek başıma ve silahsız. Süleyman, zerre kadar erkeklik onurun varsa beni kapının önünde bekle! Seni yarın İçişleri Bakanlığı'nın önünde bulacağım oğlum! O zaman göreceğiz kim operasyon çocuğu, kim Soros'un çocuğu. Saat 11:00'de. Erkeksen orada bekle. HAYVANDAN DAHA AŞAĞI BİR ADAM İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT canlı yayınında Özdağ ile ilgili soruya "Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. İtibarımızı onun itibarıyla bir araya getirir miyiz? Haysiyetsiz adam. Bu adam hayvandan aşağı bir adamdır. Adam yerine koymam. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor. Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur. Bu kadar açık. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir” ifadelerini kullanmıştı..

1 yıl önce

Şehit MİT görevlilerini ifşa ettiğini unutan Ümit Özdağ’dan yine aynı palavra: “İstihbaratçıları ben eğitiyorum”

Bugün partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinin değişik kurumları için yurt içinde ve yurt dışında Türkiye’nin milli güvenliği konusunda kanunlar çerçevesinde ve yazılı görevlendirmeyle bazı operasyonlar yaptım doğrudur, bazı operasyonlar yönettiğim doğrudur.” diyerek kitaplarının MİT’te ders olarak okutulduğunu, pek çok MİT mensubunu kendisinin yetiştirdiğini iddia etti. ŞEHİT MİT GÖREVLİLERİNİ İFŞA ETMİŞTİ Çelişkileriyle gündemden düşmeyen Özdağ, MİT’çileri yetiştirdiğini iddia ederken Libya’da şehit olan MİT görevlilerinin kimliklerini kamuoyuna açıklayarak, Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye atan eylemlere giriştiğini unuttu. Ümit Özdağ, 26 Şubat 2020 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı basın açıklamasında Libya’da şehit olan iki Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisinin isim ve rütbelerini kamuoyuna ifşa etmişti. Özdağ, MİT mensuplarının görev ve faaliyetlerini icra ettiği yerlerini de açıklamıştı. Bu açıklamayla Türkiye’nin en mahrem ve hassas personelleri deşifre olma riskiyle karşı karşıya kaldı. KİME HİZMET EDİYOR? Özdağ hakkında 2937 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu” 27. Maddesine muhalefet ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonuçlandı. DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILACAK Başsavcılık Parlementerler Bürosu tarafından Özdağ hakkında atılı suç kapsamında fezleke hazırlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilen fezlekede, Ümit Özdağ hakkında fezleke tanzimini gerektirir, yeterli ve kanunu delilinin mevcut olduğu, bu nedenle Ümit Özdağ hakkında Anayasa’nın 83. Maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kaydedildi. TEHLİKELİ BAĞLANTILAR MİT mensubunun Libya’da şehit edilmesini deşifre eden Özdağ’ın kime hizmet ettiği merak ediliyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın “gerçek yüzünü gösterme zamanı” diyerekCÖzdağ’ın FETÖ’nün Yurtta Sulh Konseyi’nde yer alabileceğini iddia etti. MHP’li Yalçın, Twitter’dan dikkat çeken tespitlerde bulundu: 15 Temmuz ihanet teşebbüsü sırasında, tıpkı babasının geçmişteki darbelerde kader arkadaşı Türkeş’i terk ederek ortadan kaybolduğu gibi, Özdağ da o gece ortadan kaybolmuştur. Vaktiyle MHP’nin geleneksel çizgisinden saptığını, PKK’nın güçlenmesine yol açtığını ileri sürerek Bahçeli’ye karşı 2006’da bayrak açan Özdağ, CHP ve İP’in PKK’nın siyasi kanadı HDP ile gayri resmi seçim ittifakına sesini çıkarmamıştır. Özdağ, İsrail ve Yahudi lobileriyle ve ABD’deki Yahudi think-tank kuruluşu JINSO ile kurduğu gizli ilişkilerin, Rant Corporation ile görüşmelerinin sebebini açıklamalıdır. Türk milliyetçileri; Ümit Özdağ’ın ABD ile İsrail’de Türkiye’nin ve ülkücü Hareketin geleceğine dair ne tür kirli pazarlıklar yaptığını bilmek istemektedir. Özdağ, ASAM bütçesiyle gerçekleştirdiği İsrail gezilerinde Mescid-i Aksa’yı mı yoksa MOSSAD’ı mı ziyaret etmiştir? Ümit Özdağ’ın “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi olup olmadığı araştırılmalı; bu sözde milliyetçinin, aslında Türk milliyetçiliğinin kripto düşmanı ve Türkiye’de küresel aktörler adına görev yapan pis bir ajan olup olmadığı acilen aydınlatılmalıdır.

1 yıl önce

EGM’den Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Uzun’un paylaşımına tepki: Kabul edilemez

Emniyet Genel Müdürlüğü, Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Sabri Uzun’un sosyal medya hesabından Yargıtay 3. Ceza Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili hapis cezasının 4 yıl 11 ay 20 gün olan bölümünün onanmasına ilişkin "Kaftancıoğlu, Halide Edip, 23 Mayıs 1919 günü İngiliz işgali altındaki İstanbul Sultanahmet meydanında özgürlük nutku atmıştı. İşgalciler bile Ona, senin gibi ceza vermemişlerdi. Türk kadınlarını sizin şahsınızda kutluyorum" paylaşımına tepki gösterdi. EGM'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış birisinin böyle bir ahlaksızlığı kabul edilemez. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı” ifadelerine yer verildi. https://twitter.com/emniyetgm/status/1524874930080428033?s=21&t=TJrIZSf0Z04_ZPaEyXJenA

1 yıl önce

Ümit Özdağ MOSSAD ajanı mı? Eski istihbaratçı kaynaklarıyla açıkladı…

İşte Orakoğlu’nun “Başbuğ Türkeş yıllar önce Ümit Özdağ’ın Mossad ajanı olduğunu kime söylemişti?” başlıklı yazısı şöyle; 09 Mayıs 2022 tarihli yazımda; ‘Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ MOSSAD Ajanı mı?’ diye sormuş bu konudaki iddiaları, Ümit Özdağ’ın bu konudaki savunmalarını köşe yazıma taşımıştım. Bu köşe yazım kamuoyunda büyük ilgi gördü. Birkaç menfi değerlendirme dışında kamuoyundan büyük destek aldığımı söyleyebilirim. Köşe yazımın Yeni Şafak’ta yayınlanması sonrasında gazetenin iletişim sorumlusu görevli bayan kardeşimiz şahsımı arayarak ‘Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ MOSSAD Ajanı mı?’ başlıklı yazım ile ilgili olarak teşekkür etmek için X şahsın görüşme talebini iletti. Görevli arkadaşıma telefon numaramı vermesini bildirdikten sonra bu X şahıs beni aradı. Aradığı telefonun kendisi ile ilgili bir telefon olmadığını belirterek kendi telefonunu ve ismini bildirerek aramamı istedi. Ben ‘Neden arıyorsunuz’ dediğimde, ‘Mossad ile ilişkili sahte milliyetçileri’ deşifre ettiğim için bana teşekkür ederek yıllar önce bu konuda çok önemli bir liderin kendisini uyardığını, bu konuda bilgi vermek istediğini ifade etti. X şahsın vereceği bilgi çok önemliydi ancak doğru mu söylüyordu? FETÖ veya MOSSAD’ın bir provokasyonu ile mi karşı karşıyaydım? Zira X şahsın konuşmaları ve telefonunun tespit edilmemesi açısından aldığı tedbirlerin profesyonelce olması beni etkilemiş, bu şahsın bir devlet görevlisi olma ihtimalini de göz ardı etmemem gerektiğini de değerlendirmeye başlamıştım. Zira Ümit Özdağ, Haber Global’de Julide Ateş’in konuğu olduğu programda Mossad ile görüşüp görüşmediği konusunda net bir cevap vermemesine rağmen yaptığı her şeyden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bilgisi olduğu yönündeki ifadesi ile Mossad ile görüştüyse bile devletin bilgisi dahilinde görüştüğünü zımnen itiraf mı ediyordu? İşte tüm düşüncelerime açıklık getirmek amacıyla X şahsı aradığımda bana yaptığı açıklama aynen şöyleydi. “Başbuğ Türkeş ile zaman zaman makamında görüşürdüm. Bu görüşmelerden birinde yanında İskeçe Müftüsü olduğu halde bana Ümit Özdağ ile görüşüp görüşmediğimi sordu. Babası ile görüştüğümü ancak Özdağ ile fazla bir temasımın olmadığını belirtince Başbuğ Türkeş ‘İsabetli olmuş, bu şahıstan uzak dur’ şeklinde ikaz etti. ‘Neden’ diye sordum, ‘Ümit Özdağ Mossad ile ilişkili bir ajan’ dedi.” X şahsı araştırdığımda X şahsın milliyetçi muhafazakar bir ideolojiyi benimsediği, bu çevrelerce tanındığı, vatansever bir kimliğe sahip olduğu, bu anlamda devlet tarafından kendisine verilebilecek her görevi ilerlemiş yaşına rağmen seve seve kabul edeceği kanaatine sahip oldum. İşi nedeniyle her dönemde devletin üst katları ile görüşme yapabileceğini de düşünüyorum. Yaptığı iş (Açıklama yapmam X şahsın kimliğini deşifre edebilir) anlamıyla Ümit Özdağ hakkındaki iddialarının doğru olduğu kanaatindeyim. ÜMİT ÖZDAĞ’IN TWİTTER ÜZERİNDEN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR. NEDEN YARGIDA HAKKINI ARAMIYOR Ümit Özdağ; ‘Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ MOSSAD Ajanı mı?’ başlıklı köşe yazıma bildiğim kadarıyla yalnızca Twitter üzerinden yaptığı paylaşımla cevap vermiş. Şöyle diyor: “AK Parti bu ve benzeri unsurlarla, Türkiye’nin örtülü işgaline itiraz eden Zafer Partisi’ne karşı psikolojik operasyon deniyor. Ahlaksız iftiraların sonu yok. Zafer Partisi gelecek, sığınmacılar gidecek.’’ Öncelikle Ümit Özdağ’ın, Mossad ajanı olduğu iddiası karşısında yapacağı ilk hamle yargıya başvurmak olmalıydı sanırım. Ancak Özdağ bu şekilde davranmak yerine Twitter üzerinden ilk yazıma verdiği cevapta bilinçli bir şekilde olayı siyasete indirgeyerek AK Parti şemsiyesi altında bazı yazarlarla birlikte organize olarak ahlaksız iftiralarda bulunduğumuzu yazmakla iktifa etmiş görünüyor. Böylece Mossad ajanı iddiasını cevap vermeden örtmeyi amaçlıyor. Ancak Bülent Orakoğlu olarak ben AK Parti’den ve diğer bütün siyasi partilerden bağımsız olarak bu yazımı ve diğer bütün köşe yazılarımı devlet-millet işbirliği ve kamu yararını gözeterek tespit eder ve yazarım. Bu nedenle Özdağ’ın şahsımı da içine katarak AK Parti şemsiyesi altında organize olarak ahlaksız iftira suçlamasını aynen misliyle kendisine iade ederim. Ümit Özdağ, MHP Milletvekili Semih Yalçın’ın Twitter üzerinden kendisi hakkında Mossad ajanı iddiasını etik olmayacak bir şekilde ‘fazla alkol aldığını’ iddia ederek boşa çıkarmaya çalışmıştı. Ancak bu kez yıllar önce MHP’nin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’in Ümit Özdağ için söylediği belirtilen Mossad ajanı iddiasıyla ilgili olarak Zafer Partisi şemsiyesi altına giremeyeceğine göre Mossad ajanı iddialarına sübjektif kaçamak cevaplar yerine gerçeklere işaret ederek cevap vermesi kendisi için en hayırlısı ve doğrusu olacak sanırım.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın mide bulandıran ilişki ağı deşifre oldu! ‘2023 bir seçim değil, istihbarat savaşı olacak’

Gazeteci Emre Erciş, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kirli bağlantılarını deşifre etti. 1997-2001 sözde Kürdistan projesinde aktif olarak faaliyet yürüten Özdağ’ın hamilerinden George Soros’un Open Socitety örgütünde yönetici olan Mike Amitay’la ilgili bir detay paylaşan Erciş, ‘’Mike Amitay’ın babası Morris Amitay’ın dünyanın en ünlü Siyonist lobilerinden AIPAC ve JINSA dışında Ümit Özdağ’ın angaje olduğu ‘The Washington Kurdish Intitute’ ile de ilişkisi var. Baba Amitay, WKI’nin de yöneticilerinden ve MOSSAD uzantılı.’’ ifadelerini kullandı. 17/25 VE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ARKASINDAKİ KURULUŞLA İLİŞKİLİ Baba ve oğul Amitay’ların 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin WINEP ile beraber arkasında olan ‘Bipartisan Policy’ ile de ilişkili olduğunu vurgulayan Erciş, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden haftalar önce ‘Türkiye’de Darbe olmalı’ raporları hazırlayan ‘Bipartisan Policy Centre’ın hem FETÖ hem de WINEP’in yöneticilerinin yer aldığı bir kuruluş olduğunu anımsattı. ‘’2023 BİR SEÇİM DEĞİL, İSTİHBARAT SAVAŞI OLACAK’’ Ümit Özdağ’ın hamileri Abramowitz, Edelman ve Makovsky’nin de burada olduğuna işaret eden Erciş, ‘’Size öyle komplo teorisi falan yazmıyorum. Belgeleriyle, görselleriyle ortada olan bir istihbarat networkünden bahsediyorum ve 2023 bir seçim değil, bir istihbarat savaşı olacak diyorum.’’ dedi. İşte gazeteci Emre Erciş’in Twitter’dan paylaştığı Özdağ’ın kirli ilişkileri… ‘’Ümit Özdağ’ın çok ilginç bir networkü var. Neocon’cuların 1997-2001 sözde ”KÜRDİSTAN” projesinde aktif olarak faaliyet yürüten Özdağ’ın hamilerinden birisi de ”Washington Kurdish Institute”nün direktörlerinden Mike Amitay. Özdağ’ın hamilerinden birisi olan ve George Soros’un ‘Open Socitety’ örgütünde yönetici olan Mike Amitay’ı asıl öne çıkaran ise babası Morris Amitay. Baba Amitay, AIPAC’ın alt kuruluşu JINSA’nın da yöneticilerinden. Oğul Amitay da Soros ve Kissinger yetiştirmesi. Mike Amitay’ın babası Morris Amitay’ın dünyanın en ünlü Siyonist lobilerinden AIPAC ve JINSA dışında Ümit Özdağ’ın angaje olduğu ‘The Washington Kurdish Intitute’ ile de ilişkisi var. Baba Amitay, WKI’nin de yöneticilerinden ve MOSSAD uzantılı. Baba Amitay’ın AIPAC, JINSA ve WKI ilişkisinden doğan oğul Mike Amitay, WKI MOSSAD’ın İsrail PKK’sı. Baba ve oğul Amitayların sadece bu kuruluşlar değil 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin WINEP ile birlikte arkasında olan ‘Bipartisan Policy’ ile de ilişkili. 17/25 Aralık ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden haftalar önce ‘Türkiye’de Darbe olmalı’ raporları hazırlayan ‘Bipartisan Policy Centre’ hem FETÖ hem de WINEP’in yöneticilerinin yer aldığı bir kuruluş. Ümit Özdağ’ın hamileri Abramowitz, Edelman ve Makovsky de burada. Size öyle KOMPLO TEORİSİ falan yazmıyorum. Belgeleriyle, görselleriyle ortada olan bir istihbarat networkünden bahsediyorum ve 2023 bir seçim değil bir İSTİHBARAT SAVAŞI olacak diyorum. Bu yüzden bu bilgileri lütfen ulaştırabildiğiniz herkese ulaştırın.’’ https://twitter.com/e_ercis/status/1529009137446699008?s=21&t=hvACTGiMQAhpmgRgkEV63w

1 yıl önce

Eski Emniyet İstihbarat Başkanı Sabri Uzun hakkında flaş karar! Rütbeleri sökülüyor…

Canan Kaftancıoğlu ile ilgili yaptığı "destek" paylaşımı ile tepki çeken eski Emniyet Müdürü Sabri Uzun hakkında soruşturma yürütülüyor. Uzun, İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde "Emniyet teşkilatı içinde Fetullahçı bir yapılanma bulunmadığı" yönünde rapor hazırlamıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü, adı sık sık silahlı terör örgütü FETÖ ile anılan eski emniyet müdürü Sabri Uzun'un rütbelerinin geri alınması için harekete geçti. Halen hakkında 'silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin propagandasını yapmak ve bilerek ve isteyerek yardımda bulunmak' isnadıyla devam eden adli süreç bulunan Uzun ile ilgili bir yandan da idari soruşturma yürütülüyor. EMNİYETTE FETULLAHÇI YOK DEMİŞTİ 2002 yılında İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde Ankara DGM'ye gönderilen cevabi yazıda, "Emniyet teşkilatı içinde Fetullahçı bir yapılanmanın olduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı" yönünde görüş bildiren Sabri Uzun, 15 Temmuz darbe öncesi ve sonrasında attığı tweetlerle de FETÖ'nün adeta savunuculuğunu soyunmuştu. CUMHURBAŞKANINA HAKARATTEN HAPİS CEZASI ALMIŞTI Sabri Uzun, 12 Mayıs'ta CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı ile tepki çekmişti. Uzun paylaşımında, "Sn Kaftancıoğlu, Halide Edip, 23 Mayıs 1919 günü İngiliz işgali altındaki İstanbul Sultanahmet meydanında özgürlük nutku atmıştı. İşgalciler bile Ona, senin gibi ceza vermemişlerdi. Türk kadınlarını sizin şahsınızda kutluyorum." ifadelerini kullanarak, milli mücadelemizin en önemli kahramanlarından birisi olan Halide Edip Adıvar'ı, Türkiye Cumhuriyeti Devletine 'katil' diyebilmiş ve 'devleti alenen aşağılamak' suçundan mahkum olmuş bir şahıs ile eşdeğer tutma gafletinde bulunmuştu. Uzun, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan ise 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

1 yıl önce

Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı adına Türkiye'de casusluk yaptığı belirlenen Yunanistan vatandaşı Mohammed Amar Ampara tutuklandı

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Gaziantep Bölge Başkanlığı ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Yunanistan vatandaşı olan ve Türkiye'de casusluk faaliyeti yaptığı belirlenen Mohammed Amar Ampara'yı takibe aldı. Ekipler, Ampara'nın Türkiye'nin sınır güvenliğini ilgilendiren bilgileri derleyerek, Yunanistan istihbarat teşkilatına aktardığını belirledi. Bu bilgiler ışığında harekete geçen ekipler, Ampara'yı düzenlediği operasyon ile gözaltına aldı. Emniyetteki sorgusunun ardından zırhlı araçla adliyeye sevk edilen Mohammed Amar Ampara, tutuklanarak cezaevine konuldu.

1 yıl önce

Yargıtay'dan "Fuat Avni"nin istihbarat elemanına verilen ömür boyu hapse onama

Daire, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince 17 sanık yönünden 18 Ocak 2021'de karara bağlanan davaya ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Buna göre, Fuat Avni Twitter hesabına bilgi aktardığı tespit edilen eski Başbakanlık uzmanı Mustafa Koçyiğit ile İstihbarat Daire Başkanlığı eski çalışanı Bülent Günay'a "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan verilen müebbet hapis cezaları onandı. "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım" suçundan 13 yıl 4'er ay hapse mahkum edilen sanıklar Ahmet Özkan Özalp, Hamdi Özdere, Muhammet Serhat Al, Nushet Şehmus Mungan ve Hasan Demir'e verilen cezaların da onanması kararlaştırıldı. Aynı suçtan sanık Haşim Türker'in 16 yıl 6 ay, sanık eski emniyet müdürü Akif Güngör'ün ise 13 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmalarına ilişkin kararlar ise bozuldu. Kararda bu sanıkların, 15 Temmuz'da Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının ele geçirilmesi için örgütsel haberleşme programı üzerinden diğer örgüt mensuplarına talimat verdikleri, Daire Başkanlığında bulunan istihbarat verilerini depolayan sistemin geri dönülemeyecek şekilde kapatılması suretiyle Türkiye'nin istihbarat bilgileri açısından zafiyete uğratılması konusunda yönlendirmede bulundukları bildirildi. Bu şekilde darbe girişimine aktif olarak katıldıkları belirlenen sanıkların darbe girişimi eyleminde "asli fail" oldukları, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan cezalandırılmaları gerektiği kaydedildi. Sanıklar Koçyiğit, Günay, Türker ve Güngör'ün Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 330'uncu maddesinde belirtilen "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla açıklama" suçundan cezalandırılması kararları da bozuldu. TCK'nin 328'inci maddesinde "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacıyla temin etme" suçunun düzenlendiği, 330'uncu maddede ise bu bilgilerin açıklanmasına ilişkin cezanın hüküm altına alındığı belirtilen kararda, bu iki suçun da ayrı ayrı eylemler olarak değerlendirilmesi ve sanıkların her iki suçtan da cezalandırılmaları gerektiğine işaret edildi. TCK 328'de belirtilen suçu işleyenlere 20 yıla kadar hapis, TCK 330'da belirtilen suçu işleyenlere ise müebbet hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Daire ayrıca, yerel mahkemece FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay ile 10 yıl 6 ay arasında değişen süreli hapse mahkum edilen sanıklar Gazi Topal, Mahmut Orak, Nazmi Mert, Murat Ahmetoğlu, Eyüp Liste, Reşat Arıkan, Yusuf Ziya Sarı ve Abdullah Öner hakkındaki hükümlerin de bozulmasını kararlaştırdı. FUAT AVNİ'YE BİLGİ AKTARDIRLAR Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararında, sanıkların eylemlerine ilişkin bilgilere de yer verildi. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında bulunan tüm Türkiye'ye ait istihbarat verilerinin sisteme log kaydı düşmeden alınması için Akif kod adlı Mustafa Koçyiğit'in diğer sanıklara talimat verdiği, bu talimatı Akif Güngör ve Haşim Türker'in sanık Bülent Günay'a ilettiği, sanık Bülent Günay'ın da aldığı örgütsel talimat çerçevesinde İstihbarat Daire Başkanlığı sistem odasına izi sürülemeyen bir sistem kurduğu anlatıldı. Bu yolla elde edilen bilgilerin örgütsel faaliyet kapsamında FETÖ'nün amaçları doğrultusunda kullanıldığı, Fuat Avni adli Twitter kullanıcısına da aktarıldığı kaydedildi. Kararda, şu tespite yer verildi: "Bu şekilde İstihbarat Daire Başkanlığındaki istihbari verilerin 2 yıl boyunca sanıklar Haşim Türker ve Mustafa Koçyiğit'in belirttiği usullerle sanık Mustafa Koçyiğit'e iletildiği, Mustafa Koçyiğit'in de bu bilgileri örgütsel organizasyon/paralel devlet yapılanması niteliğinde olan FETÖ içerisinde kendisinin üstünde bulunan kişilere örgütsel faaliyet kapsamında ilettiği, bu istihbari bilgilerin bir kısmının ağırlıklı olarak yurt dışında faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından Fuat Avni isimli Twitter adresinden Türkiye'yi iç karışıklığa sürüklemek ve uluslararası ilişkilerde zor durumda bırakmak amacıyla paylaşıldığı hususları tespit edilmiştir." - 15 TEMMUZ'DA EMNİYET İSTİHBARATI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR Sanıkların yargılandığı davaya ilişkin hazırlanan iddianamede de 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki eylemleri yer almıştı. İddianamede, sanıkların darbe girişimi olduğu sırada örgütlü şekilde silahlanma arayışına girdikleri, darbe girişiminin yönetici kadrosu olan "yurtta sulh konseyi" üyesi olarak gösterilen eski tuğgeneral Mehmet Partigöç ile irtibatlı oldukları anlatılmıştı. Darbe girişimi sırasında sanıkların örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmeye ve darbe girişimi süresince bütün Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirmeye çabaladıkları belirtilmişti. Sanıkların FETÖ'nün hedefleri, örgüt elebaşı Gülen'in talimatları doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına sızdırıldığı, örgütün siyasal hedefleri doğrultusunda gizli bilgilere eriştikleri, bunları örgüt içindeki "mahrem abi" ve "imamları"na aktardıkları ifade edilen iddianamede, 400 terabayt bilginin log kayıtlarına düşmeyecek sanal sunucu oluşturularak temin edilip örgüte aktarıldığının belirlendiği kaydedilmişti.

1 2 3 4