30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

e-imza kimlik kartına nasıl yüklenir?

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 21 Eylül 2020'de hayata geçirilen Hayat Kimliğinle Kolay Projesi'nin ikinci adımını oluşturan "T.C. kimlik kartına e-İmza yüklenmesi" işlemi başladı. İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil, Keçiören İlçe Nüfus Müdürlüğü'nde basın mensuplarına yeni uygulamayı tanıttı. Kimlik kartlarının işlevini artırmak için bir süredir çalışmaların devam ettiğini belirten Erdil, ilk aşamada sürücü belgelerinin kimlik kartlarına yüklenmesinin tamamlandığını, yüklemeyi yapanların artık sürücü belgesi taşımasına gerek kalmadığını anlattı. Erdil, projenin ikinci aşamanın ise e-İmzaların kimlik kartlarına yüklenmesi olduğunu ifade etti. Uygulama için en üst düzeyde güvenlik önlemlerinin alındığını ve gerekli testlerin tamamlandığını vurgulayan Erdil, "Elektronik kimlik doğrulama sistemi kullanılıyor. Parmak izi ile eşleştirme yapılarak kimlik kartlarına e-İmza yükleme işlemini tamamladık." dedi. e-İmza'nın 2004'te "ıslak imza" yerine kullanılmaya başlandığını hatırlatan Erdil, geliştirilen altyapı ve e-İmzanın kimlik kartlarına yüklenmesinin ardından, kullanımın sivil alanda ve özel sektörde yaygınlaşacağını dile getirdi. Erdil, e-İmza'yı kimlik kartlarına yükleyen vatandaşların, e-Devlet üzerinden başvuru yapılan işlemlerin yanı sıra bankacılık, sigorta, noter, vergi ödemeleri ve tapu hizmetleri ile sosyal güvenlik kurumları, eczane ve hastaneler arasındaki ağ üzerinden de belgelerini imzalayabileceğini ifade etti. e-İmza abonelik bedelini, ilgili firma ile görüşerek yıllık 250-400 lira seviyesinden 50 liraya düşürdüklerini de ifade eden Erdil, 50 ilde başlatılan yükleme uygulamasının ocak sonu itibariyla 81 ile yaygınlaştırılacağını söyledi. E-İMZANIN KİMLİK KARTINA YÜKLENMESİ VE KULLANILACAĞI YERLER Bakan Yardımcısı Erdil'in konuşmasının ardından Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanı Emre Önyurt, e-İmza'nın kimlik kartına nasıl yüklendiğini basın mensuplarına uygulamalı olarak gösterdi. Buna göre, nüfus müdürlüklerine gelen vatandaşlar ilk olarak "Nüfusmatik" adı verilen cihazlara kimlik kartlarını yerleştirecek. Ekranda beliren kişisel mesajın onaylanmasının ardından açılan ekrandaki işlem seçenekleri arasından "e-İmza" tıklanacak ve ardından parmak izi doğrulaması yapılacak. Bunun için vatandaşların, önceden kart içerisine yerleştirilen parmak izlerinden birini seçerek o parmağı cihazın üzerindeki sensöre yerleştirmesi gerekiyor. Parmak izinin onaylanmasından sonra açılan ekrandaki form doldurulacak. Burada yer alan telefon ve e-posta bilgileri girilerek servis sağlayıcı firmanın isminin yer aldığı kutu seçilecek. Ardından e-posta adresine gönderilecek doğrulama kodu ekrana girilip 6 haneli pin kodu belirlenecek. Servis sağlayıcı firmanın taahhütnamesinin imzalanmasında, bu 6 haneli pin kodu kullanılacak ve işlem tamamlanacak. Kimlik kartına e-İmza yükleyenler, bu uygulamaya özel kart okuyucu cihazların bulunduğu tüm özel ve/veya kamu kurum ve kuruluşlarında kimlik kartlarını okutarak, belgelerini elektronik ortamda imzalama imkanına kavuşacak. İlk etapta e-İmza'nın kimlik kartlarına yüklenmeye başladığı nüfus müdürlüklerinin bulunduğu 50 il şöyle sıralanıyor: Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak.

2 yıl önce

Tapuda elektronik kimlik doğrulama sistemiyle büyük vurgun önlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mehmet Zeki Adlı, Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi'nin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce koordine edilen ve Türkiye'de yeni kullanılmaya başlanan bir sistem olduğunu belirtti. Türkiye'de tapuda "sahte kimlik", "sahte vekalet" ve "sahte veraset intikal belgeleri" ile üç başlıkta sahtecilik yapıldığını belirten Adlı, teknolojiyi en iyi kullanan kurumlardan biri olarak, bu üç sahtecilik yöntemini yeni sistem üzerinden takip ettiklerini ve elden evrak almadıklarını vurguladı. Adlı, şu bilgileri verdi: "Biz artık tapu müdürlüklerinde fotoğraf istemiyoruz. Kimlik numaralarını kişi sistemden giriyor o yeterli bizim için. Biz TC Kimlik Belgesi ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün (MERNİS) sisteminden bilgileri teyit ediyoruz. Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi de bunun bir parçası. Kişinin bilgilerini teyit ediyoruz ama getirdiği kimlikteki bilgilerin doğru olup olmadığını tespit etmek için Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi'ni kullanıyoruz. Kimlik doğrulama sistemi ile parmak izi aldığınız an, nüfustaki parmak izi ile bizdeki karşılaştırılıyor, kimlikte oynama var mı, tespit edilmiş oluyor. Kimlikte oynama yapmak suretiyle sahteciliğin önüne geçmiş oluyoruz." 25-30 sahtecilik olayı yakalandı Bu sistem için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile ortak çalıştıklarını belirten Adlı, geçen sene Yenimahalle Tapu Müdürlüğü, Çankaya Tapu Müdürlüğü ve Keçiören Tapu Müdürlüğünde başlatılan pilot uygulamaların başarıyla devam ettiğini anlattı. Genel Müdür Adlı, şunları kaydetti: "Keçiören, Yenimahalle ve Çankaya Tapu müdürlüklerinde başarılı sonuçlar elde ettiğimizi görünce devamı için çalışıyoruz. Bu sistemi Türkiye geneline tapu müdürlüklerinde yaygınlaştırmaya başlayacağız. İlk aşamada 2 bin civarında POS cihazı alacağız. Özellikle işlem yükü fazla olan müdürlüklerimize bunu kuracağız. Bu yöntemin uygulanmasıyla sahtekarlar da gelemiyor. Biliyor ki parmak izini bastığı zaman, o parmak izi ona ait değil mi teyit edilip ortaya çıkacak. Buna rağmen 25-30 sahtecilik olayı gerçekleşti ama biz bunların hepsini bu sistem ile yakaladık." Adlı, yakın zamanda noterlerin de Elektronik Doğrulama Sistemi'ne geçeceğini belirterek, böylece noterdeki sahteciliğin de önüne geçileceğini ve vekalet üzerinden yapılan sahteciliklerin büyük ölçüde azalacağını söyledi. Tapuda veraset intikal belgelerini de elden almayıp, mahkemeden ya da noterlerden çektiklerini, Elektronik Doğrulama Sistemi'nin yaygınlaşmasıyla sahteciliğin alanını daraltacaklarını ifade eden Adlı, "Bu sistem ile 35 milyonluk vurgunun önüne geçtik. Tapu müdürlüklerinde manuel hiçbir işlem almıyoruz. Gerekli bilgileri ilgili kurumlarla teyit ediyoruz. Ticaret şirketleriyle ilgili imza sirküsünü bile istemiyoruz. Pek çok şeyi sistem üzerinden yürütüyoruz. Bir devletin görevi vatandaşının işini kolaylaştırmaktır. Bunu yerine getiriyoruz." diye konuştu.

2 yıl önce

BM: "Mültecilerin kimliklerinin ne olduğu, nereden geldikleri önemli değil. Biraz daha insancıl ve merhametli olalım"

Bazı Batı ülkelerin siyasetçileri ve gazetecilerinin mülteciler arasında açıkça ayrımcılık yaptığını ortaya koyan açıklamaları tepki çekti. Bu açıklamalarda özellikle Ukraynalı mülteciler için "Beyazlar, Avrupalılar" yorumu yapılması, Suriyeliler ile Afgan mülteciler için aşağılayıcı ifadeler kullanılması dikkati çekti. ABD'nin önde gelen bir haber kanalında bir gazetecinin yayın sırasında, "Dürüst olmak gerekirse bunlar Suriye'den gelen mülteciler değil. Bunlar Ukrayna'dan gelen mülteciler. Hristiyanlar, beyazlar, birbirlerine çok benziyorlar" demesi sosyal medyada gündeme oturdu. BMMYK Sözcüsü Mantoo, "Kimse mülteci olmak istemez. Hiç kimse evinden zorla ayrılmak ve güvenlik arayışı içinde kaçmak zorunda kalmak istemez. Bu gerçekten yıkıcı bir durum" dedi. Mantoo, tüm mültecilerin karşılaştığı benzer zorluklara dikkati çekerek mültecilere arasında ayrım yapan "insanlık dışı" haberlerin kimseye yararı olmayacağını vurguladı. "İnsancıl ve merhametli olalım" Sözcü Mantoo, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tür söylemlere gerçekten ihtiyacımız yok. Bu, Ukrayna'dan gelen mülteciler, Afganistan'dan gelen, Suriye'den gelen ve diğer ülkelerden gelen mülteciler için de gerçekten trajik bir durum. Yani asıl mesele, günün sonunda hatırlamamız gereken, hepsinin insan olduğudur." Aynı soruyu cevaplayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell de "Bence bu tür yorumların olmaması gerektiğini söylemeye gerek bile yok" dedi. Throssell, farklı ülkelerden mültecilere yönelik ayrım yapan açıklamaların kimseye faydası olmadığını işaret etti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı duyurdu: Kimlik kartı ile ödeme sistemi geliyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Van Emniyet Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Nüfus Personeli Eğitim Programı'nda konuştu. Nüfusta önemli bir mesafe aldıklarını belirten Bakan Soylu, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tensipleri oldu ve Türkiye hakikaten MERNİS dediğimiz, şu anda gelişmiş ülkelerin bile birçoğunun altyapısı olmayan bir büyük projeyi faaliyete geçirdi. Aynı zamanda yönetti, eksikliklerini giderdi ve bütün kurumlarla entegrasyonunu sağladı. Bu olağanüstü bir şeydir. Esas itibariyle bugün e- devlet sistemimizin en önemli alt yapısını oluşturdu" dedi. Pasaport, ehliyet ve kimlik kartlarının nüfus idareleri tarafından tek elden verilmesi sürecine de değinen Bakan Soylu, şöyle konuştu: "Geldiğimizde, kimlik kartı sadece Düzce ve bir kısmı da Kırıkkale'de veriliyordu. Biraz benim acemiliğime denk geldi. Üçünü nüfus idaresinde vermeye başladık. Bir de 81 vilayette kimliklerinde aynı anda verilmesinin onayını başlattık. Günde belli bir miktarda yaptığımız işlem, öyle bir noktaya geldi ki hem bir yenileme ve değişim ortaya koyuyorsunuz hem de hacmi artırıyorsunuz. Pasaport ortalama günde 10 bin, yaklaşık 6-7 bindi şimdi 14-15 civarında ehliyette, yaklaşık gününe göre 50 ile 60 ve zaman zaman 120 bine çıktığı da var kimlik veriliyor. Bugünkü aklım olsaydı yapmazdım. Dedik ki pazartesi günü üçünü bir arada vermeye başlayacağız. Ya mübarek seni birisi mi kovalıyor. De ki pazartesi günü 81 vilayete çıkartıyorum. 15 gün sonra ehliyete başlıyorum. Diğer 15 gün sonra pasaporta başlıyorum. Heyecanla birlikte arkadaşlarımızda yüklendiler. O günkü genel müdürümüz, hep beraber bu işe girdik. Bir hafta boyunca uyumadık. Ufak tefek arızalar oldu, ama belki dünyada olmayacak bir değişimi bir sistemi bir taraftan aldık bir tarafa geçirmiş olduk. Onu sağlayınca dedik ki bu nüfus idarelerine yılda ortalama 25 milyon insan girer. Bu az bir rakam değil. Bir devletin eğer vatandaş memnuniyetine ait bir sorumluğu söz konusu ise en önemli şekilde düzeltilmesi gereken yerlerden bir tanesi nüfus idareleridir." 'RANDEVU SİSTEMİNİ ÇOK İYİ BİR NOKTAYA TAŞIDIK' Nüfus idarelerinin konseptlerini değiştirdiklerini ardından da yazılımlarını çok iyi bir noktaya getirdiklerini belirten Bakan Soylu, "Bir randevu sistemi vardı, çok sıkıntılıydı. O randevu sistemini çok iyi bir noktaya taşıdık. Türkiye'de ilk kez hem bilgisayarı hem telefon üzerinden randevu alınabilecek devlet kurumu haline getirdik. Böylece Alo 199 dediğimiz randevu sistemindeki yoğunluk azalttık. Netice itibarıyla burada nüfus konseptlerimizle beraber vatandaşlarımızın aynen modern bankalar gibi hizmet alabileceği bir mekan haline getirdik. Turuncu bir renk koyduk. Hakikaten insanımızın içine girdiği zaman içinin ferahlayabileceği bir renk" dedi. '3 MİLYONUN ÜZERİNDE EHLİYET KİMLİĞE YÜKLENDİ' Kimlik kartı ile ehliyetin birleştirilmesine de değinen Bakan Soylu, “Bizim arkadaşlarımız yazılım konusunda çok üstünler. İnanıyoruz ve güveniyoruz. Şunu ifade edeyim, burada yüklemeye geçtik ve 3 milyonun üzerinde ehliyet kimliğe yüklendi. Yetmedi, e-imza ile ilgili bir adım atalım. Çünkü bu çok önemli. Elektronik sistemin, hayatın içerisine tamamen girmesini temin ederek, buna da olmaz dediler. Orda da işi oldu bittiye getirdik. Netice itibarıyla bir tarih verdik, Allah'a hamdolsun e-imzayı şu anda kimliğimize yükleyebilme kabiliyetini ortaya koyduk" diye konuştu. "YÜZDE 80'İNİ BİTİRDİK" Bakan Soylu 3 söz verdiklerini de hatırlatarak, "Üçüncüsü de acaba kimliklerimize bir ödeme sistemi yükleyebilir miyiz? İşin yüzde 80'ini bitirdik. Bu da yeni bir şey. Yani kimlik kartlarımız var. Kredi kartı kullanılabilecek bir işlemi şu anda yürütüyoruz. Maliye Bakanımız da ‘ben bu işe varım' dedi. Dünyada bunu kullanan ülkeler var. Çünkü bizim elimizde bir imkan var. Elimizdeki imkan şu, MERNİS ve nüfus verilerimiz doğruluğunu teyit edebilecek anlayışla beraber eşleştirme yapabilecek kabiliyet sahip. Bunu da sağlayabilir ve inanıyorum ki bu da bir vesile ile oluşabilecek" dedi. Nüfus idaresinin 200 yıllık olduğunu ve çok eski bilgiler bulunduğunu söyleyen Soylu, "Bu eski bilgilerin dijital arşive geçirilmesi lazımdı. Nüfus Genel Müdürlüğümüz bütün arkadaşlarla beraber Türkiye'nin en büyük dijital arşiv projesini gerçekleştirdi ve bütün bilgileri dijital arşivine aktardı. Hakikaten takdir edilecek ve bütün dünya tarafından da örnek olabilecek bir projeyi Nüfus Genel Müdürlüğümüz sağladı. Bütün bunlarla birlikte hakikaten bir kişi kendi geçmişi ile ilgili bir soyağacı çıkarmak isterse, bunu rahat alabileceği bir soyağacı da dahil olmak üzere birçok adım attık. Sadece bunlar değil. Nüfus müdürlüğünün çok geçmişten başlayan, 'öldü' denilen bir projeyi, buradan da Aselsan'a minnettarım ve müteşekkirim. Burada belediye başkanlarımız var. Bütün devlet kurumlarına, Türkiye'deki tüm mekansal birimlerin fotoğraflarını çekerek tüm evleri ve haneleri o mekansal birimlere yerleştirerek, belediyeden tutun sağlığa kadar, ne kadar kamu kurum ve kuruluşu varsa, güvenliğe kadar, afata kadar. Allah korusun bir deprem olduğunda hangi katta kim kaç kişiyle beraber kalabiliyor diye anında ortaya çıkarabilecek mekansal adrese dayalı kayıt sistemini ortaya koyan muhteşem bir sistemi tamamladık ve bitirdik. Bunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın Coğrafi Bilgi Sistemleri ile beraber eşleştirdiğimiz andan itibaren, şimdi onlar buradan yürüyorlar biz de buradan yürüyoruz bir yerde buluşacağız, bu arada mekansal adrese dayalı kayıt sistemini de bitirdik. Devlete birçok faydası olan bir MR'ı, bir tomografiyi çekebilme kabiliyetine sahip" dedi. Bakan Soylu, “Şu an hastanede çocuk doğduğu zaman oradan doğum kaydını girdiği andan itibaren annesinin babasının nüfusa gelmesine gerek yok. Biz nüfus kağıdını annesi babası gelmeden evine gönderebilme kabiliyetine sahibiz. Sistemi kurmuşuz. Sistemi devlet hastanelerine entegre kurmuşuz. Yani vatandaşımızın en önemli meselesini çözmüş olacağız. Bu konuda atacağımız çok adımlar var" dedi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TELEKONFERANSLA GENÇLERE HİTAP ETTİ Bakan Soylu, buradaki toplantının ardından “Gençlik Buluşması' için Hacıbekir Kültür Merkezi'ne geçti. Burada Vanlı gençlerle bir araya gelen Bakan Soylu, telefonla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı. Telekonferansla Vanlı gençlere hitap eden Erdoğan, toplu açılışların yanı sıra Van'da gençlerle danışma meclisi yapmayı planladığını söyledi. Erdoğan, "Biz de Van'a geldiğimizde inanıyorum ki sizlerle bunu çok daha farklı bir şekilde yaşayacağız. Gençlerimizin gözlerinden öpüyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. İnşallah en kısa zamanda Van'da sizlerle beraber olmak üzere sizleri Allah'a emanet ediyorum" dedi. Bakanı Soylu ise, "Cumhurbaşkanım hakikaten çok heyecanlı ve sizi sabırsızlıkla bekleyen bir gençlik var burada. Ben inanıyorum ki talimatlarınız çerçevesinde bu gençlerle, Van farklı olacak inşallah" diye konuştu. Telefon konuşmasından sonra gençlerle sohbet eden Bakan Soylu, seslendirilen Van türkülerine de eşlik etti. Soylu'nun buluşmaya katılan gençlerden birinin doğum gününü kutlayarak pasta kesmesi ve kendisine yöneltilen soruları cevaplamasının ardından program sona erdi.

1 yıl önce

Ağır kayıplar veren terör örgütü PKK/YPG'nin ''sahte kimlik'' oyunu! Çocukları reşit gösteriyorlar…

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütlerine nokta operasyonlarla ağır darbe indiriyor. Köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG Suriye'de sivillere uyguladığı baskı ve zulmü artarak devam ediyor. Ağır kayıplar veren ve elaman bulma sıkıntısı çeken terör örgütü gözünü çocuklara çevirdi. Bu sebeple örgüt yaşları 12 ila 17 arasındaki çocuk ve gençleri ailesinden ayırdı. 156 çocuğun kaçırıldığı belgelendi. Son iki ayda 14 çocuk ailesinden koparıldı. YPG çocuklara sahte kimlik çıkararak, reşit göstermeye de çalışıyor. TRT Haber'in haberine göre; bölücü terör örgütü, özellikle Ayn El Arap, Münbiç ve Haseke'nin Kamışlı bölgesinden kaçırdığı çocukları silah eğitiminin ardından çatışma bölgelerine götürüyor. 6 YILDIR EVLADINDAN AYRI O çocuklardan biri de 13 yaşında ailesinden koparılan Emel Bekir'di. Emel'in annesi durumu şöyle anlattı: "Annem hastaydı Afrin'e ziyarete gitmiştik. Sabah kalktığımızda evde yoktu, evden kaçırmışlar. PKK yandaşlarının yanına gittim siz mi kaçırdınız dedim. Evet biz kaçırdık dediler. İnsanların üzerindeki bu zulüm kalksın artık. Bunlar çocuktur silahtan anlamazlar. Ben 6 yıldır kızımdan haber alamıyorum. Çok mücadele ettim. Bir gece evimizi bastılar kocamı öldürmek için. Kocam sonra çocukları alıp Türkiye'ye gitti. Tekrar PKK'ya gittim bana 'Bir şey olmaz sen de gel bize katıl. Bizim için silah tut biz sana bakarız' dediler." BM VE ABD RAPORU İHLALLERİ BELGELEDİ Birleşmiş Milletler (BM) Temmuz 2018-Haziran 2020'de terör örgütü YPG/PKK'nın Suriye'de çocuklara yönelik ihlalleri belgeledi. Oluşturulan rapora göre, örgütün son iki yılda 400'den fazla çocuğu savaşçı olarak kullandığı ifade edildi. Suriye'de SDG ismini kullanan terör örgütü YPG/PKK, "bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması" için BM ile anlaşma imzalamasına rağmen çocukları savaşçı olarak kullanmaya devam etti. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 26 Haziran 2020'de yayımladığı raporda, "YPG, sığınma kamplarından 12 yaşındaki çocukları bile zorla silah altına almaya ve kullanmaya devam etti" ifadesine yer verilmişti.

1 yıl önce

İşte ırkçı nefretin sonu: Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın kimlik sorduğu kuyumcuyu vurdular

Suriye’de 11 yıl önce başlayan savaş ve şiddetten kaçarak Türkiye’ye sığınan göçmenler Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın başındaki çetenin yürüttüğü sistematik propaganda ile hedef gösteriliyor. Son dönem artan mültecilere dönük saldırılarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaralanma ve ölümler yaşandı.  https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1566488876755058688?s=21&t=tvGd3JChTyJAgqodcyudjQ ÖZDAĞ’IN KİMLİK SORDUĞU KUYUMCU VURULDU Hatay’da nefret, bir cana mal olurken, geçtiğimiz aylarda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın İzmir’de ruhsat ve kimlik sorduğu Suriyeli kuyumcu Mustafa el-Habu da silahlı saldırıya uğradı. Türk vatandaşlığı alan Habu’nun olay günü iş yerinden çıkıp aracına binmek üzere iken iki ayağından vurulduğu öğrenildi. Mustafa el-Habu’nun kardeşi Ahmet, abisinin vurulduğu günün ertesinde dükkânı açmak üzere iken bir kez daha saldırıya uğradıklarını ve 5-6 kişilik bir grubun kendilerini demir ve sopalarla darbederek dükkânı açmalarına izin vermediklerini anlattı. İZMİR’İ TERK ETTİLER İzmir emniyeti olayla ilgili bağlantıları araştırırken aile devam eden tehditler sebebiyle İzmir’i terk etti. Emniyet, iki ayağından vurulan Mustafa el-Habu’ya koruma tahsis edilebileceğini, dükkânlarını açabileceklerini tebliğ etmesine rağmen saldırının gerçekleştiği 4 Temmuz’dan bu yana kuyumcu dükkânı kapalı tutuluyor. Ahmet el-Habu kendilerinin o bölgede 21 ayar altın satan iki dükkândan biri olduğunu, Mardin kökenli bir diğer kuyumcu ile rekabet içerisinde olduklarını ve o kuyumcu tarafından birçok defa tehdit edildiklerini belirtti.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimlik kartı ile Bosna Hersek'e giriş yapılabilecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyeleri ile ortak basın toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satırbaşları: Balkan turumuzun ilk durağı olan Bosna Hersek'te bulunmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz. Dışişleri Bakanlıklarımız tarafından yapılan ortak açıklamalar üzerine, siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerin ötesinde sahip olduğumuz bağlar ilişkilerimizin sağlam temelini oluşturuyor. Görüşmelerde ilişkilerimizi daha da ileri seviyelere taşımak için atabileceğimiz adımları ele aldık. Bosna Hersek 2 Ekim'de yapılacak bir seçime hazırlanıyor. Seçim arefesinde böyle bir seyahati gerçekleştirmek bizler için de ayrı bir mutluluk vesilesi. Seçim sonuçlarının tüm Bosna Hersek için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bosna Hersek'teki mevcut sıkıntıların aşılması amacıyla Türkiye olarak elimizden geleni yapmakta hazır olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum. 876 milyon dolara ulaşan ikili ticaretimizi geliştirmek amacıyla neler yapabileceğimizi ele aldık. Saraybosna-Belgrad otoyolu projesine büyük önem veriyoruz. BOSNA HERSEK VE SIRBİSTAN'A KİMLİK KARTIYLA SEYAHAT DÖNEMİ Bu projeyi yalnızca bölge ülkeleri değil bölge halklarını da birbirine bağlayacak bir proje olarak değerlendiriyorum. Türkiye olarak Bosna Hersek'e yönelik kalkınma yardımlarımızı hız kesmeden sürdürürken bir yeni adımı kimlik kartlarıyla Bosna Hersek-Tükiye arasındaki gidiş gelişleri yapabilme kararını da verdik. Bundan böyle Bosna Hersek'ten Türkiye'ye, Türkiye'den Bosna Hersek'e kimlik kartıyla seyahat yapılabilecek. Yarın aynı şekilde Sırbistan ile de anlaşmayı imzalayacağız.

1 yıl önce

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin PKK'lı şefi Karayılan'ın adamı çıktı! Teröristlere kimlik ayarlamış...

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde PKK ile iltisaklı olduğu anlaşılan Mustafa Demir'in teröristlere sahte kimlik ve pasaport çıkartan kişi olduğu öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PKK/KCK silahlı terör örgütünün 'Ekonomik alan Merkezi' içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen Mustafa Demir, ifade işlemlerinin ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliği tarafından serbest bırakılmasının ardından 14 Mayıs'ta Yunanistan'a kaçmaya çalışırken yakalanarak tutuklandı. PKK elebaşlarından Murat Karayılan'ın talimatı ile 6-8 Ekim Kobani olaylarını finanse eden şüpheliler arasında yer alan Demir'in Diyarbakır Kayapınar Belediyesi'nde özel kalem müdür olarak görev yaptığı tespit edildi. Demir'in Diyarbakır'ın ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Gençlik Çalışmalar ve Sosyal Projeler Şube Müdürlüğünde tekniker şef olarak görev yaptığı ortaya çıktı. Demir 2019'da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'le fotoğraf paylaşarak "Güleryüz ve samimiyetinden dolayı başkanımıza teşekkürler" ifadelerini kullandı. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamede Demir'in 'Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme' ve 'Terör Örgütü Propagandası Yapmak' suçlarından 27,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. DİJİTAL MATERYALLERDE TERÖRİST GÖRÜNTÜLERİ Demir'in dijital incelemelerinde PKK elebaşı Abdullah Öcalan ve üst yönetiminde bulunan örgüt mensuplarının görüntülerinin olduğu tespit edilirken, aynı zamanda HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya suikast talimatı aldığını itiraf eden ve müebbet hapis cezasına çarptırılan PKK'lı Sonay Bakar'ın da görüntüleri olduğu ortaya çıktı. İHALE VE RUHSAT KARŞILIĞINI ÖRGÜTE AKTARDI Gizli tanık Ulaş'ın Demir hakkında verdiği ifadesinde, KCK Türkiye Mali Yapılanması sorumlusuna bağlı olarak Mersin Akdeniz Belediyesi'nde örgütsel faaliyetlerde yer aldığını, bu kapsamda belediye tarafından imar, ihale ve ruhsatlar işlemleri karşılığında ilgili kişilerden örgüt adına vergilendirme adı altında aldığı paraları KCK Türkiye Maliyesine aktardığını anlattı. Ulaş gizli tanık, "2012 sonlarında hırsızlık, yolsuzluk suçlaması ile örgüt tarafından görevden alındı ve sonrasında örgütten ihraç edildi. Örgütsel çalışmalar yürüttüğü süreç içerisinde çok defalar legal ve illegal yollardan Kandil ve Gare alanına giderek maliye sorumluları ile görüşmeler yaptı. KCK Türkiye Maliye yapılanmasından ihraç edildikten sonraki süreçte yine legal ve illegal yollardan Gare alanına giderek bizzat Murat Karayılan ile görüşmeler yaptı. Murat Karayılan tarafından kendisine bizzat bağlı olarak çalışmalar yürüttüğünü, bu kapsamda büyük iş adamlarının vergilendirilmesi için görevlendirildiğini biliyorum. Halen KCK Türkiye Maliye yapılanması ve HPG Maliye yapılanmasından bağımsız olarak Karayılan'ın bizzat yönlendirmesi ile Türkiye'de vergilendirme faaliyetlerinde yer almaktadır. Örgüt adına tahsil ettiği paraların bir kısmını zimmetine geçirdiğini ve yakın akrabaları adına mal mülk satın aldığını duydum" dedi. PKK'LILARA SAHTE KİMLİK VE PASAPORT DÜZENLEMİŞ Demir'in PKK mali alan yapılanması içerisinde kurye olarak uzan yıllar faaliyet yürüttüğünü söyleyen Ümit G., PKK'nın kadrolarının Demir'i iyi tanıdığını dile getirerek, "PKK Mali Alan yapılanması içerisinde faaliyet yürüten tüm kadro örgüt mensuplarını ve belediyeler içerisinde siyasi kimlikleri altında örgüt adına faaliyet yürüten tüm örgüt mensuplarını tanır. PKK Mali Alan yapılanması içerisinde faaliyet yürüten ve diğer tüm örgüt mensuplarıyla Diyarbakır'da bulunan il ve ilçe belediye başkanlıklarında ve 75 metre yol üzerinde bulunan kafelerde geçmiş dönemlerde düzenlenen örgütsel içerikli toplantılara katılırdı. Mustafa Demir kuryelere araç, sahte kimlik, sahte pasaport ayarlayan şahıslardandır" ifadelerini kullandı. İDDİANAME'DE DİKKAT ÇEKEN FETÖ YARDIMI DETAYI İddianamede yer alan MASAK raporunda ortaya çıkan gerçekte, Demir'in HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun sözcülüğünü yaptığı 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile irtibatı tespit edilen ve KHK'lar kapsamında ihraç edilen kişilere Hak ve Adalet Platformu aracılığıyla banka üzerinden transfer işlemlerinin olduğu belirlendi. İddianamede Demir'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün KCK sistematiğine bağlı ekonomik alan merkezi yapılanması içerisinde terör örgütünün ideolojisi ve talimatları doğrultusunda gizliliğe riayet ederek faaliyet yürüttüğü anlatıldı. PKK/KCK silahlı terör örgütünün ekonomik alan yöneticisi olduğu aktarılan Demir'in sosyal medya paylaşımlarının ise terör örgütü propagandası yapmak suçunu oluşturduğu kaydedildi.

1 2 3