29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Büyükada'da tahliye gerilimi! TÜGVA yetkilileri kira sözleşmesinin İBB tarafından usulsüz olarak tek taraflı bozulduğunu belirtti

Büyükada’da bulunan Şehir Hatları Vapur İskelesi çevik kuvvet tarafından kapatıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) arasındaki dün sabahtan beri süregelen yerin tahliye edilmesi yüzünden çıkan gerginlik nedeniyle polis ekipleri güvenlik önlemlerini sıklaştırıldı. Çevik Kuvvet tarafından binaya giriş çıkışlar yasaklandı. Daha önce BELTUR’un işlettiği, Büyükada Şehir Hatları Vapur İskelesi üzerinde bulunan ve işletmesi 2018 yılında 10 yıllığına İBB tarafından TÜGVA’ya verilen kafeterya, İBB’nin açmış olduğu davayı kazandığı iddiası üzerine tahliye edilmek istendi. Polis ile İBB zabıta ekipleri ve bazı vatandaşlar arasında arbede yaşandı. TÜGVA'NIN AÇIKLAMASI TÜGVA’dan yapılan konuya ilişkin yapılan açıklamada ise "İstanbul Büyükşehir Belediyesi özel hukuka tabi sözleşmemizi haksız bir şekilde tek taraflı olarak feshettiğini beyan etmiş ve bu haksız feshin tarafımızca kabul edilmemesi akabinde kaymakamlıktan tahliyemizi talep etmiştir. Kira sözleşmemizin devam ettiğine ilişkin açtığımız tespit davası sürecinin devam etmesi ve konuya ilişkin verilmiş bir mahkeme kararı olmaması nedeniyle kaymakamlık ve valilik İBB’nin bu talebini reddetmiştir. İBB bu kararı tanımayarak, yetkisiz zabıta kuvvetlerinin kaba kuvvetini kullanarak eşyalarımızı, hangi eşyaları götürüldüğüne ilişkin herhangi bir kayıt dahi tutulmadan, zorla binamızdan gasp etmiş ve bina dışına çıkarmıştır. Zabıta görevlileri sabah saatlerinden itibaren ilçe binamızın içinde, binadan çıkmamız halinde kalan eşyalarınızı da götürmek amacıyla takriben 30-40 kişilik bir ekiple, vardiyalı bir şekilde nöbet tutmaya (saat 23.00 itibarıyla) devam etmektedir. Konuya ilişkin hukuki süreç başlatılmış ve halen devam etmektedir. Biz Türkiye Gençlik Vakfı olarak hukukun üstünlüğüne inancımız gereği, şeffaflık prensibi içinde, yasa ve usule uygun şekilde ülkemizin gençleri için çalışmaya devam edeceğiz" denildi. İBB'NİN AÇIKLAMASI İBB tarafından konuyla ilgili olarak yapılan yazılı açıklamada, "Büyükada iskelesi tahliye süreci başladı. Büyükada İskelesinin üst katının tahliyesine ilişkin hiçbir hukuki engel kalmadı. Mahkeme kararının uygulanması için tahliye süreci başladı. İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 28 Mayıs 2021 tarihli, 2021-158 numaralı kararı ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdare Dava Dairesinin 2021-765 itiraz Numaralı, 06.07.2021 tarihli kararları ile Büyükada İskelesinin kesin olarak tahliyesine karar verildi. Hukuki sürecin İBB lehine tamamlanmasının ardından tahliye işlemine başlandı." denildi.

2 yıl önce

İranlı üst düzey yetkili Irak Başbakanı Kazımi'ye saldırıyla ilgili ABD'yi suçladı

Şemhani, Kazımi’nin konutunun silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile saldırıya uğramasına ilişkin Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Saldırıyla ilgili isim vermeden ABD'yi suçlayan Şemhani, "Irak Başbakanı'na yönelik suikast girişimi yeni bir fitnedir. Bu olayın izleri yabancı düşünce odalarında aranmalıdır. Bu ülkeyi işgal etmiş ve yıllardır terörist grupları ortaya çıkartıp desteklemişlerdir. Bunların Irak halkına armağanları istikrarsızlık, güvensizlik ve ihtilaftan başka bir şey değildir." ifadelerini kullandı. Irak hükümetine bağlı Güvenlik Medya Ağından gece yapılan açıklamada, Başbakan Kazımi’nin, konutuna SİHA ile düzenlenen saldırıdan yara almadan kurtulduğu bildirilmişti.

2 yıl önce

Biden hastaneye yatırıldı Yetkiler Kamala'da

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre ABD Başkanı Joe Biden Kolonoskopi operasyonu için hastaneye yatırıldı. Yetkileri geçici  olarak Kamala Harris'e devredildi. Beyaz Saray basın sekreteri, Biden'ın kolonoskopi operasyonunu yıllık fiziksel muayenenin bir parçası olarak Walter Reed Tıp Merkezi'nde yaptırdığını açıkladı. Beyaz Saray Basın Sekreteri Jen Psaki yaptığı açıklamada aynı durumun eski ABD Başkanı George Bush'un da yaşadığını bunun standart bir prosedür olduğunu bildirdi.  

2 yıl önce

El Cezire: Sedat Peker, BAE yetkilileri tarafından gözaltına alındı. Türkiye’ye iade edilebilir

El Cezire’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Katar’a yaptığı ziyaretin değerlendirildiği analizde, organize suç örgütü elebaşı Peker’in BAE yetkilileri tarafından gözaltına alındığına ilişkin bir bilgi yer aldı. Haberde, Peker’in Türkiye’ye iade edilebileceği belirtildi. Peker'in BAE yetkilileri tarafından gözaltına alındığına ilişkin bilgi şöyle aktarıldı:  "Abu Dhabi Veliaht Prensi  Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın geçen ay Ankara'da Erdoğan'la görüştüğünde milyarlarca dolarlık yatırım anlaşmalarının da aralarında bulunduğu birden fazla anlaşma imzalamalarıyla ufukta bir çözülme görüldü. İki ülke arasında ilişkilerin ısındığına ilişkin başka işaretler de var… Dubai'den paylaştığı, üst düzey Türk yetkililerle ilgili skandal suçlamaların yer aldığı sansasyonel videoları paylaşan mafya lideri Sedat Peker'in BAE yetkilileri tarafından gözaltına alındığı ve Türkiye'ye iade edilebileceği belirtiliyor"

2 yıl önce

Almanya’da Müslüman kadının vatandaşlık başvurusuna erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için ret

Avrupa genelinde artan İslam karşıtlığı ve Müslümanların yaşamlarını yönelik baskı her geçen gün artıyor. Bu duruma son örnek Almanya’da yaşandı. Baden-Vürtemberg eyaletine bağlı Rastatt kasabasında geçtiğimiz hafta meydana gelen olayda, Müslüman bir kadının vatandaşlık başvurusu erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için reddedildi. DİNİ İNANCI GEREĞİ 2019 yılında Alman vatandaşlığına başvuran, kabul belgelerini de teslim eden kadın, sıra mülakata geldiğinde dini inancı nedeniyle erkek kabul memuruyla tokalaşmak istemedi. Bu duruma anlayış göstermeyen Alman makamları, kadını vatandaşlığa kabul etmedi. "ALMANYA'YA UYMUYOR" Hazırladıkları gerekçe mektubunda da “Erkeklerle tokalaşmayı reddetmenin Alman yaşam koşullarına aykırı olduğu ve temel Alman değerleriyle bağdaşmadığı” belirttiler. KEYFİ KARARLAR OLASI Alman yargısına göre, “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” temelinde el sıkışmayı reddeden herkes “Alman yaşam koşullarında bir sınıflandırmayı” reddetmiş oluyor. Ancak “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” ifadesinin belirsiz sınırları keyfi kararları mümkün kılıyor.

2 yıl önce

TikTok yetkilileri Meclis'te milletvekillerini bilgilendirdi

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nda sunum yapan sosyal medya platformu TikTok Türkiye'den sorumlu Kamu Politikaları Müdürü Emir Gelen, "Çocukların verileri ile ilgili olarak bir dizi uyum çalışması gerçekleştirdik. Platformumuzu yalnızca 13 yaş ve üzeri kişilerin kullanmasına izin veriyoruz. 13 yaşından küçük kişiler tarafından kullanıldığı tespit edilen hesapların silinmesi ve askıya alınması için de çeşitli mekanizmaları geliştirdik" dedi. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı. Komisyonda TikTok'un Ortadoğu, Afrika, Pakistan ve Türkiye'den sorumlu Kamu Politikaları ve Kamu İlişkileri Müdürü Farah Tukan, TikTok Türkiye'den sorumlu Kamu Politikaları Müdürü Emir Gelen, TikTok Kamu Politikaları Danışmanı Naz Değirmenci dinlendi. Tukan, TikTok'un politikalarına uymayan içeriklere karşı sert tutum takındıklarını belirterek, "Güvenlik merkezimiz aynı zamanda Türkçe dilinde de mevcut. Düzenli aralıklarla şeffaflık raporu yayımlıyoruz. TikTok, Türkiye'deki kullanıcılarımızla alakalı onların iyiliği ve refahının sağlanması konusunda ortaya bir taahhüt koymuştur. Bu kapsamda da 2022 yılında bu çalışmalarımızı sürdürerek geliştirme yönünde taahhüdümüzü tekrar ifade etmek isteriz" dedi. Tukan, çocukların istismar edildiği, kötüye kullanıldığı, zarar gördüğü bütün içeriklerin kaldırıldığını söyleyerek şunları söyledi: "Topluluk kurallarımızı oluştururken mümkün mertebe bütüncül bir yaklaşım benimsemeye özen gösterdik. İçinde bulunduğumuz, işlerlik gösterdiğimiz ülkenin yerel ve oraya özgü kurallarına, geleneklerine, kültürel ve sosyal normlarına saygı göstererek, şiddeti teşvik eden ya da şiddet içeren her türlü içeriğe karşıyız. Aynı zamanda nefret söylemi ve nefret içeren davranışlara ve içeriklere de izin verilmiyor. İnsanların davranışlarını etkileyen yasa dışı faaliyetler, insanların istismar edilmesi gibi her türlü girişime de asla izin verilmiyor. Şok eden, şiddet içeren, insanların acı çektiğini gösteren her türlü içerik ve intihara teşvik eden, intiharı gösteren, intiharı emsal teşvik eden her türlü içeriğe de izin verilmiyor. Bunları normalleştiren hiçbir içeriği barındırmıyoruz platformumuzda. Çocukların istismar edildiği, kötüye kullanıldığı, zarar gördüğü bütün içerikleri kaldırıyoruz." '13 YAŞINDAN KÜÇÜKLERİN HESAPLARI SİLİNİYOR'
 Gelen ise, verilerin gizliliği ve korunmasının kendileri için önemli bir konu olduğunu belirterek, "2016 yılında yasalaşan 6698 sayısı Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na (KVKK) uyum kapsamında çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik. Örneğin, TikTok'un gizlilik politikasını KVKK kapsamında yeniden güncelledik. Türkiye'de veri işleme faaliyetlerine ilişkin kişisel veri saklama ve imha politikası ile kişisel veri envanterimizi yine ilgili kanun gereğinde güncelledik. Çocukların verileri ile ilgili olarak bir dizi uyum çalışması gerçekleştirdik. Platformumuzu yalnızca 13 yaş ve üzeri kişilerin kullanmasına izin veriyoruz. Yaş kapısı dediğimiz mekanizmayı hayata geçirdik. 13 yaşından küçük kişiler tarafından kullanıldığı tespit edilen hesapların silinmesi ve askıya alınması için de çeşitli mekanizmaları geliştirdik" ifadesini kullandı. MİLLETVEKİLLERİNİN SORULARINI CEVAPLADILAR
 TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nda TikTok temsilcileri sunumlarının ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Emir Gelen, kısıtlılık şartlarına ilişkin içeriklerde yaş kategorilerine yönelik soru üzerine, "Sizin için' dediğimiz bir sekmemiz mevcut. Uygulamamızın içerisindeki bu bir özet akış aslında. Her kullanıcıya özgü çeşitli tercihleri yansıtan bir akış. Burada sistem kişiselleştirilmiş bir akış oluşturuyor ve bunun için çeşitli verileri topluyor. Bu verileri belirli bir algoritmadan işleyerek, kullanıcılara özelleştirilmiş bir içerik deneyimi yaşatıyor. Kullanıcıların beğendiği ve paylaştığı videolar, takip ettiği hesaplar, yayımladığı yorumlar ve oluşturduğu içerikler gibi bütün kullanıcı etkileşimlerini aslında hesaba katan bir havuz gibi düşünün. Bu havuzda bir denklem işletilerek sizin için denilen akış biriminde bu algoritma üzerinden en ilgi çekici içerikler kullanıcılarla paylaşılıyor" dedi. Gelen, kullanıcı bilgilerinin paylaşılmasına ilişkin, "Mahkeme kararı ve 5651 sayılı kanun neyi hükmediyorsa bizde onu yerine getiriyoruz. Bize savcılıktan, mahkemeden herhangi bir resmi yasal bir talep geliyorsa biz de orada bizimle ne paylaşılıyorsa, önce tabii ki hukuk birimimize gönderiyoruz. Onlar bu konuyu değerlendirip bütün şeylere en doğru şekilde yanıt vermeye çalışıyorlar" diye konuştu. Gelen ayrıca, 2021 yılında 93 milyon TL dijital hizmet vergisi ödediklerini, Türk kullanıcılarının verilerinin ABD ve Singapur'da saklandığını belirtti. TikTok'un Ortadoğu, Afrika, Pakistan ve Türkiye'den sorumlu Kamu Politikaları ve Kamu İlişkileri Müdürü Farah Tukan da, şeffaflık raporunun bir taahhüt olup olmadığına ilişkin soruya, "Bizler sadece topluluk kurallarını ortaya koymakla ve 'bu yasak bu yasak değil, şunu yapabilirsiniz bunu yapamazsınız' söylemlerde bulunmakla kalmıyoruz. Bu şeffaflık raporlarını yayımlamamızın amacı; eyleme geçtiğimizi göstermek. Raporlarımızın dört tane kategorisi var" yanıtını verdi. Bunun üzerine CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, "Bunlar yanıt değil açıklama. Burası TBMM olduğu için burada mutlaka bunları açıklayan, detaylandıran, şeffaf hale getirebilecek, sizi toplumda şeffaf olarak algılatacak yazılı açıklamalar yapmanız lazım. Bunlar sorularımızın yanıtları değil. Mali yapılarda şeffaflık yok. Hukuki yapılarda şeffaflık yok. Toplumun karşısında bir yapı getiriyorlar ama yapının dörtte üçünü göremiyoruz burada" dedi. Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman da, "Tuncay Özkan Bey'in söylediği bu şeffaflık meselesini çok önemsiyoruz. Siz bir özel şirketsiniz, buna saygı duyuyoruz ama burada sorulan soruların açık net bir şekilde cevaplarını bekliyoruz" diye konuştu.

2 yıl önce

Ukrayna'daki iki kentte belediye başkanları, güvenlik güçlerine yağmacıları vurma yetkisi verdi

Başkent Kiev'in batısındaki Jitomir kentinin belediye başkanı Sergey Sukhomlin, pazar günü Facebook üzerinden yayımladığı bir videoda, kentteki bir mağazanın soygununa dair konuştu. Sukhomlin açıklamasında, "Herkesi uyarıyorum: Polise, Ulusal Muhafızlara ve bölge savunma birliklerine gördükleri yerde yağmacıları vurma emri verildi. Kentte yağmacılığa izin verilmeyecek" dedi. Pazartesi günüyse Harkov yakınındaki Okhtyrka kentinin belediye başkanı Pavel Kuzmenko benzer bir uyarıda bulundu. Kuzmenko, halktan yağma olaylarıyla ilgili yetkililere ihbarda bulunmasını isteyerek "Yağma durumunda sorumlu kişilere görüldükleri yerde ateş açılacak" dedi. Okhtyrka Belediye Başkanı ayrıca fiyat artıran işletme sahiplerinin de yağmacı sayılacağını söyledi. Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko da pazar günkü açıklamasında sokağa çıkma yasağının pazartesi sabahına kadar uzatıldığını belirtmiş, bu sürede izinsiz sokakta olan herkesin "Rusya için çalışan sabotajcılar" olarak görülüp vurulacağını söylemişti. STREÇ FİLMLE BAĞLADILAR Ukraynalılar Nikolayev kentinde yağmacı olduğu iddia edilen sivil giyimli bir Rusya vatandaşını streç filmle ağaca bağladı. Ayrıca geçen hafta sosyal medyada Rus askerlerinin banka ve süpermarketleri yağmaladığına dair videolar çıkmış fakat bu görüntüler doğrulanamamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta başlattığı askeri operasyonun 6. gününe girildi. Belarus'ta Kremlin-Kiev arasında dün yapılan ateşkes görüşmelerinden henüz net bir sonuç alınamazken, Ukrayna'nın farklı noktalarında çatışmalar sürüyor.

2 yıl önce

Prof. Dr. Çağrı Erhan: Montrö açık kapı bırakmıyor, yetki tamamen Türkiye'ye ait

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri harekat sonrası en çok merak edilen konuların başında Montrö Anlaşması'nın hükümleri ve sürecin nasıl ilerleyeceği geliyor. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve Altınbaş Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Milliyet'e Montrö Sözleşmesi'ni değerlendirdi: Sözleşme açık kapı bırakmıyor. Montrö'ye göre savaş ve barış durumlarındaki uygulamalar farklı, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin durumu diğer ülkelerden farklı olarak net olarak belirtilmiş. Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin büyük savaş gemileri veya uçak gemilerini Karadeniz'e sokamayacakları güvence altına alınmıştır. BAĞLAMA YERİ KRİTER Savaş olarak tanımlanan durumda savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçemeyeceğini ancak savaşa katılmayan Karadeniz'e kıyıda ülkelerin ise barış zamanında olduğu gibi gemilerini geçirebileceğini dile getiren Prof. Dr. Erhan, "Ancak bağlama limanından ayrılan ve geçici görevle Suriye açıklarına giden savaş gemileri, tekrar limanlarına dönebilir. Ancak bağlama limanı Baltık Denizi olan bir gemi ise mevcut durumda Boğazlar'dan geçemez. BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıkması durumunda veya Türkiye'nin askeri yardım antlaşması varsa gemilerin geçmesine müsaade edebilirler" diye konuştu. 21 GÜNLÜK SÜRE "Montrö Anlaşması'na göre Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler savaş gemilerini Boğazlar'dan geçirmek için 15 gün önce Türkiye'ye başvurup izin almak zorunda" diyen Prof. Dr. Erhan, şu bilgileri paylaştı: "Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin ise 7 gün önceden geçiş izni almaları gerekir. ABD, İngiltere, Fransa gibi Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin Boğazlar'dan Karadeniz'e geçirebileceği savaş gemilerinin 8 bin ton ağırlığını geçmemesi gerekir. Montrö'ye göre Boğazlar'dan geçen savaş gemileri 21 günlük süre sonunda Karadeniz'den çıkması gerekir. Bunu yaparken sadece İstanbul Boğazı'ndan değil, Marmara ve Çanakkale Boğazı'nı da geçerek çıkış yapma zorunluluğu vardır. 21 günlük süreden sonra yeniden izin alarak giriş yapılabilir. ABD, İngiltere, Fransa gibi Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler insani amaçla bile olsa Boğazlar'dan uçak gemisi ve büyük destroyerlerini geçiremez. 'SAVAŞTA YETKİ BİZDE' Montrö Sözleşmesi'ne göre Türkiye'nin içinde bulunduğu bir savaş durumu veya yakın savaş tehdidinde Boğazlar'ın denetim yetkisi tamamen ülkemize ait. Türkiye, savaşa girmesi durumunda Boğazlar'ı istediği gibi geçişe açıp-kapama hakkına sahip. Böyle bir durumda istediğimiz ülkenin gemilerini geçirip, geçirmeme yetkimiz bulunuyor. Aynı şekilde bir ülkeye ültimatom verilmesi durumunda Boğazlar'dan geçiş ve yetki tamamen Türkiye'nin denetiminde olur. NATO üyesi ülkelerin Boğazlar'dan geçişiyle ilgili bir hüküm bulunmuyor. Ancak NATO'nun bir müdahelesi olur ve Türkiye'de bu müdahalenin içinde yer alırsa Boğazlar konusunda yetki meselesi Tükiye'nin lehinde gelişir." KARADENİZ'E KIYISI OLAN ÜLKELER - Türkiye, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan - Türkiye, Bulgaristan, Romanya ise hem Karadeniz'e kıyısı olan hem de NATO üyesi ülkeler '3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKMAZ AMA RUSYA DAĞILIR' Nükleer savaş ya da 3. Dünya Savaşı çıkmasına ihtimal vermediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Erhan, "3. Dünya Savaşı çıkmaz, bunun adı 'Dünya ile Rusya Savaş' olur. Rusya'nın, Belarus dışında müttefiki yok. Çin bile Rusya'nın arkasında durmaz. Putin'in daha akıllı hareket edeceğini ve tüm dünyayı karşısına almaya devam etmeyeceğini düşünüyorum. Putin mevcut politikasını sürdürürse, Rusya dağılır, dümdüz olur" değerlendirmesini yaptı.

1 2 3 4 5 6