30 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

Oğuzhan Asiltürk’ten Saadet Partisi’ne 'Milli Görüş' uyarısı: Dikkat etmezsek yok oluruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeyle dikkat çeken, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu ve Milli Görüş Vakfı Başkanı Oğuzhan Asiltürk, daha önce "Erbakan hocamızdan sonra, partide görev yapan kardeşlerimiz, sadece iktidarı tenkit etmekle yetindiler" eleştirisinde bulunduğu Saadet Partisi'ne şimdi de Milli Görüş hatırlatması yaptı. ASİLTÜRK'TEN SAADET'E UYARI Millet İttifakı üyeleri CHP ve İYİ Parti ile birlikte hareket eden Saadet Partisi'ne yeniden Milli Görüş çizgisine yaklaşma çağrısı yapan Asiltürk, Millî Görüş inancına bağlı kalınmazsa Saadet'in diğer partilerden biri gibi olup, sonra da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Milli Gazete’de yayımlanan açıklamasında Asiltürk, şu hatırlatmaları ve uyarıları yaptı: "İTAAT EDİLECEĞİNE SÖZ VERİLDİ" Millî Görüş inancına göre, bir toplumun başındaki yönetici vefat ederse, yerine o görevi yüklenecek yeni bir yönetici seçilir. Millî Görüş Toplulumunun hizmetini yüklenme görevi, Erbakan Hoca’mızdan sonra bana, teklif edildiğinde, bu görevi bir şartla kabul edeceğimi söyledim: “Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize söz veriyor musunuz”, dedim. Bu talebime yanıt olarak, o toplantıya katılanların tamamı “evet, sen bizden zâten yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz” dediler. "MİLLİ GÖRÜŞ HİÇ OLUR" Genel Başkan olarak görevlendirilen kişi, dâvânın başında bulunan Erbakan Hoca’mızdan habersiz hiçbir şey yapmazdı. Kendi görüşüne göre hareket etmezdi. Eğer Millî Görüş’ün bu mükemmel düzeni bozulursa Millî Görüş önce diğer partilerden biri olur, sonra da hiç olur. Erbakan Hoca’mız bu uyarıyı sık sık yapardı. Rabbimizin bize yardım etmesi bizim, öncelikle ahlâki ve mânevi değerlere, yâni Allah’ın bizi dâvet ettiği yola, toplumu dâvet etmemize bağlıdır. Bunu ihmal edersek; siyasî çalışmalarımızda ağırlıklı olarak, insanların dünya hayatında ihtiyaçları olan şeylere yönelik konuşmalar yaparsak, inancımızın bize emrettiğini eksik yapmış oluruz. "DESTEĞİN DÜŞÜK OLMASININ SEBEBİ BU" Elbette toplumun maddî ihtiyaçlarını da dikkate alacağız. Ancak bunu yaparken, sâdece toplumun maddi ihtiyaçlarını önemsiyor gibi bir görüntü vermememiz gerekir. Buna dikkat etmezsek ahlakî ve mânevi değerleri savunduğumuz için bizi destekleyenler bizden uzaklaşırlar. Son kamuoyu araştırmalarında desteğimizin düşük çıkmasının sebebi budur. Saadet Partisi’ni, diğer partilerden ayıran en önemli vasfı, Millî Görüş inancına bağlı kalması, ahlâki ve mânevi değerlere bağlılığını ön planda tutmasıdır. Buna dikkat etmezsek, Erbakan Hoca’mızın ifâdesiyle önce diğer partilerden biri gibi olur, sonra da yok oluruz. Şunu unutmamalıyız: Bize oy verecek olanlar, maddî imkânlar elde etmek için bize yaklaşanlar değil, inancımıza saygılı olanlardır. Bir siyasi partinin başarılı olması, inandığı gerçeklere hizmet etmesiyle mümkün olur. Biz toplumun ahlaki ve manevi değerlere bağlılığı arttıkça huzur içinde yaşayacağına inanıyoruz. Bundan dolayı Saadet Partisi’nin öncelikli hedefi, toplumu ahlâki ve mânevi değerlere çağırmak olmalıdır.

2 yıl önce

Yangın mağduru vatandaştan İYİ Partililere tepki: Evime girmeyin benim için yapacağınız bir şey yok

Osmaniye’nin Kazmaca köyü ve Kadirli ilçesine bağlı Karatepe köyünde çıkan orman yangını 3’üncü gününde devam ediyor. Kısmen kontrol altına alınan yangına havadan ve karadan müdahale sürüyor. Yangında bazı ev ve ahırlar ile ekili tarım arazileri de zarar gördü. VATANDAŞLARDAN İYİ PARTİLİ HEYETE TEPKİ Yaraların sarılması için çalışmalar devam ederken İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Arzu Önşen ve beraberindeki partili heyet yangın alanında incelemelerde bulundu. Yangın bölgesinde açıklamalarda bulunan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Arzu Önşen, daha sonra Karatepe köyü Sağlamerler Mahallesi'nde yangından dolayı zarar gören evleri ziyaret etti. "BENİM İÇİN YAPACAĞINIZ BİR ŞEY YOK" Ziyaret sırasında evi yanan Mahmut Torşahin isimli vatandaş, yanan evine girmeye çalışan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Arzu Önşen’e tepki göstererek evine almadı. "Benim haneme girmeyin" diyen Mahmut Torşahin Genel Başkan Yardımcısı Önşen’e "Bakar mısınız, çıkar mısınız evimden. Benim evime girmeyin lütfen, sizin benim için yapacağınız bir şey yok" diyerek tepki gösterdi. İYİ Partili heyet daha sonra bölgeden ayrıldı.

2 yıl önce

Mehmet Ali Erbil'den 'Help Turkey' operasyonuna tepki: Kimseye ihtiyacımız yok başımızda devletimiz var

Orman yangınlarıyla mücadele eden Türkiye, bir ajans manipülasyonuyla karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin yangınları söndürmekte “aciz olduğu” algısını yaymak için “Help Turkey” (Türkiye’ye yardım edin) başlığıyla sosyal medyada kampanya başlatıldı. Bir reklam ajansının sponsorluğunda Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça yüzbinlerce mesaj atıldı. AJANSLARDA TÜRKİYE KARŞITI OPERASYON Türkiye’ye uluslararası yardım çağrısının yer aldığı paylaşımlar, kısa sürede dünya genelinde trend listelerine girdi. Sanatçıların da katıldığı sözde yardım kampanyasıyla ilgili 2 milyonu aşkın tweet atıldı. "BAŞIMIZDA DEVLETİMİZ VAR" “Help Turkey” çağrısına destek çıkanlar kadar tepki gösteren sanatçılar da oldu. Onlardan biri sanatçı Mehmet Ali Erbil. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Erbil, "Kimseye ihtiyacımız yok, başımızda devletimiz var" dedi. TWEETLERİ ATIP ADLARINI DEĞİŞTİRDİLER Dijital medya uzmanı Marc Owen Jones, Türkiye aleyhine sosyal medya üzerinden başlatılan "Help Turkey" kampanyasının sahte hesaplar tarafından başlatıldığını, daha sonra bu hesapların tespit edilmemek için paylaşımlarını silip, isimlerini değiştirdiklerini açıkladı. Jones, atılan mesajların büyük bir bölümünün kopyala-yapıştır olduğunu vurgularken, gündemin gerçek dışı olduğunu ifade etti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz, kaçamak yapmak yok ve üzerine üzerine gidiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atv, Ahaber, Apara ve Anews ortak yayınında önemli açıklamalarda bulunuyor. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: ORMAN YANGINLARI
'ZARAR TESPİTLERİ İLE İLGİLİ TALİMATLARI VERDİK' Öncelikle son günlerde yaşadığımız bu orman yangınlarında ve sellerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Selin hemen ardından Rize'ye gittik. Oradaki vatandaşlarımızla bir araya geldik ve günübirlik de olsa Rize'den Arhavi'ye geçtik. Oradaki vatandaşlarımızla miting türü bir buluşmamız oldu. Gerek esnaf gerekse oradaki selin istila ettiği evlerin durumu çok manidardı, üzücüydü. Bir taraftan valilerimize zarar tespiti noktasında gerekli talimatları verdik ve bu zarar tespitleriyle beraber de süratle bu zarar tespitlerini yapalım ki hem ayni hem nakdi ne yapacağımızı bilelim. Bunun için kendilerinden birkaç gün içinde neticeyi almayı istedik. Valilerimizin çok daha seri hareket etmelerini istedik. Bir taraftan da ödemelere başlanması talimatını verdik. Anında konut yapım işine de başlayalım istedik. 1 yıl içerisinde de TOKİ olarak bu konutları bitirip Rize ve Artvin'de, Arhavi'de buradaki konutların sahiplerine konutlarını inşallah teslim edeceğiz.  'ŞUAN BÖLGEDE 16 UÇAK VAR' Yangın meselesine gelince, 8. gün ve bütün şiddetiyle devam ediyor. Otellerde kalanların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu. Denizden, karadan olsun boşaltma çalışmalarını gerçekleştirdik. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl orman yangınlarında büyük artış yaşandı ve burada siyasete yer olmamalı. Düşünün ki 8 gün içinde 187 yangın çıktı. Bu 187 yangından şu anda 15 yangın devam ediyor. Bunların bir kısmı kontrol altında. 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları da sürüyor. Örneğin burada şu anda ülkemizin önemli iş adamlarından birkaçının sahibi olduğu termik santral var ki bu termik santral adeta yanma tehdidiyle karşı karşıya. Gün boyu uçaklar, helikopterler söndürme çalışması yaptı. Şu anda 3 bakanımız oradalar. Bunu söndürebilmek için aşırı bir rüzgar durumu söz konusu olmasa söndürmek tabii ki kolay olacak. Bu mücadeleyi sürdürürken bir taraftan rüzgar tehdidiyle karşı karşıyasınız. Kozalaklarla beraber bu tehdidini genişleterek devam ettiriyor. Biz sadece bunlarla savaşmıyoruz, mücadele etmiyoruz. Bu ülkede muhalefet ayrı türlü bir sizinle mücadelenin içerisinde. 'Burada niye uçak, helikopter yok' gibi bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda burada 16 uçak var. Bugün gelenlerle 20'ye çıktı. 51 helikopter var. 9 İHA var. Bunlar devrede, çalışıyor. 850 arazöz var. 'YERLEŞİM YERLERİNDEKİ YANGINLAR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN SORUMLULUĞUNDA' Devlet olarak bizim görevimiz birinci derecede tarım, orman, hayvancılık, yani bütün bu ormanların bakımı, ıslahı ve yangınlar olduğu zaman bu yangınların söndürülmesi birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Ama yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu büyükşehir belediyelerinin. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya'da birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede onun sorumluluğundadır. İzmir, Aydın, Denizli aynı şekilde sorumluluğundadır. Onlar burada acaba ne tür bir imkan seferber ettiler, şu an ne yapıyorlar? Biz devlet olarak ormanda mücadelemizi sürdürüyoruz. 8 şehidimiz var, orman teşkilatımızda olan şehitlerimizdir. Arazöz diyoruz, arazöz noktasında devletin elindeki arazöz sayısı 637 adetti. 2021'de biz bu sayıyı 1078'e çıkardık. Su ikmal aracı 2002'de hiç yoktu. 2021'de 2081 adet su ikmal aracı var. İlk müdahale aracı 2002'de yok ama 2021'de 2270 adet var. 'DÜNYA YANGIN TEHDİDİ ALTINDA' 2002'de 14 adet 21 ton kapasiteli uçak var, 2021'de 682 adet bu çalışmayla birlikte iş makinası var. Bugün dünya adeta yangın tehdidi altında. Amerika'nın Kaliforniya'sı, Los Angeles'ı yanıyor, Rusya yanıyor, Kanada yanıyor. Kimse kalkıp da 'Rusya niye yanıyor' demiyor, diyemez. Rusya yanarken ben sayın Putin'le görüştüm, 3 tane uçak gönderdi bize OHAL'deyken, 4 tane de helikopter gönderdi. Onlar da bu çalışmada yer alıyor. Bu haritada dünyanın nereleri yanıyor, hepsi ortada. Afrika'nın yarısı yanıyor. İklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Kanada'da 4 bin 579 adet yangın çıkmış. Kanada'da 750 bin hektar alan yanmış. İspanya'da 448 orman yangını çıkmış ve 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş. İtalya'da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş. Bunların hepsini görüp Türk siyaseti ona göre değerlendirmesi lazım. Orada oturanlardan biri dedi ki 'Benim varım yoğum bir traktör. Bana onu verin, yeter. Benim ekmeğim o.' Hemen arkasından biri daha geldi, 'Benim varım yoğum o traktördü' dedi. Biri daha gelip 'Benim de 2 taneydi' dedi. Ben Sanayi Teknoloji Bakanımıza talimatı verdim ve 'Bu traktörleri kendilerine ulaştıracaksın' dedim. Çünkü o traktör onun hem ineği, hem danası, hem koyunu, her şey o. 'VATANDAŞLARIMIZI HİÇBİR ZAMAN KİMSESİZ BIRAKMADIK' Biz birçok deprem olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Bingöl depremi, Simav depremi, tüm buralarda o yıkılan yerleri adeta sıfırladık ve onların yerine yepyeni TOKİ ile binalar yapıp sahiplerine verdik. Vatandaşlarımızı hiçbir zaman kimsesiz bırakmadık. Son 19 yılda afetlerle mücadelede biz profesyonel bir yaklaşım sergiledik. 'Biz başkanımıza inanıyoruz' diyor, yalanlara inanmıyor. Depremden sele, yangından maden kazalarına kadar pek çok hadisede biz bu olanları tecrübe ettik. Bu tecrübelerin sonucu olarak afet bölgelerimizde çok yönlü şekilde hızlıca yürütebiliyoruz. Muhalefet konuşuyor da muhalefetin buralarda böyle bir derdi var mı? Ben hemen anında bu hafta içinde kalktım, gerekli talimatları verdim, evin içini bir defa donatacaksınız. Bu ayni de olur nakdi de olur. Vatandaş evinin içinin donandığını görünce bile 'Evim yandı gitti ama devlet yanımda yerini aldı ve bana hiç eskiyi aratmayacak ev donattı'. 50 bin liraya kadar her türlü desteği vereceğiz dedik. 'BU YERLER YANIYORSA BİZİM CİĞERİMİZ DE YANIYOR' Bizim bir talihsizliğimiz var; Türk siyaseti maalesef muhalefetsiz bir siyasettir. Türkiye'de muhalefetin terörü esiyor. Amerika'da, Kanada'da, Rusya'da bu kadar yer yanar, böyle bir şey olmaz. Tam aksine, bize de ne düşer diye iktidarın yanında yer alır. Bizde maalesef bu yok. Biz şu anda elimizden geleni ardına komadan yapmaya devam edeceğiz. Bugün YAŞ toplantımız vardı. YAŞ'ta üyemiz olan Dışişleri ve İçişleri bakanlarımıza 'siz gelmeyin' dedim. Yarın MGK var, 'Siz bölgede kalın, çalışmalara devam edin' dedim. Bu arkadaşlarım 8 gündür tamamen bölgedeler. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Öyleyse biz elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız. Bilim bizim kılavuzumuzdur. Bu konuda dünyada neler olup bittiğini yakından takip ediyoruz. Siyasetin içerisinde 40 yıl benim sadece tecrübelerim var. Hep birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Orman yangınları adeta Kovid-19 salgını gibi tüm dünyanın mücadele ettiği bir uluslararası tehdittir. Hatta bir terör tehdididir. Yalan terörü Türkiye'de var. Bu işi muhalefet yapıyor. Bir tespitin varsa bunu dürüst yap. Dürüst yap da adam sansınlar, biz de oradan bir şeyler kapalım. Yangın olur da ormanda canlılar yanmaz mı? Biz bütün tedbirlerimizi aldık. Bütün bu canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemelerini yapacağız. Büyükbaşsa büyükbaş, koyunsa koyun, hepsinin ödemelerini yapacağız.

2 yıl önce

Ege ve Akdeniz'de alevlerle mücadele... Bakan duyurdu: Yerleşim yerlerini tehdit eden yangın yok

Bakan Pakdemirli'nin orman yangınlarında son durumla ilgili bilgiler verirken, yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı olduğunu açıkladı. Pakdemirli şunları söyledi:  YUNANİSTAN'DAN UÇAK TALEBİ Filomuza dışarıdan gelen iki uçak, Yunanistan ve AB'deki yangınların ciddiyetinden dolayı ayrıldı. Yunanistan'ın uçak talebi var. Bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizdeki yangınların hafiflemesiyle beraber eğer sağlayabileceksek bunu da Yunanistan'a sağlıyor olacağız. Yatağan ilçesindeki orman yangını rüzgarın sert esmesiyle birlikte Çine ormanlarına sıçradı. Yangına 6 helikopter ve çeşitli personelle müdahale edildi. Muğla'da şu ana kadar 10 bin 400'e yakın sorti yapıldı, 180 bin ton su atıldı. Yangını kontrol altına alma çalışmaları sürüyor. Milas'taki yangın henüz kontrol atlında değil ama özellikle termik santralle ilgili riskler de azalıyor., Kavalıkdere, Köyceğiz yangınları devam ediyor ama hepsinde olumlu gidişat var. Dünyanın en güçlü ülkesi olabilirsiniz ama 15 ülkeyle savaşamazsınız. Biz aslında son günlerde bunu yaşadık ama son günlerde hızlı bir şekilde bu noktaya geldik. Bundan sonra inşallah tabii ki hiç yangın çıkmasın isteriz. Ama sezon bitimine kadar bu yangınlarla uğraşıyor olacağız. 102 MİLYON TL'LİK HASAR BEYANI VAR 19 yılda orman yangınlarıyla ilgili çok ciddi işler yapıldı. Yangınlarda 102 milyon liralık hasar beyanı var. En kısa zamanda yanan yerlerin yeşil bir örtüye kavuşmasını sağlıyor olacağız. TARSİM'le alakalı bir hafta içerisinde tüm ödemeleri gerçekleştireceğiz. Bugün Antalya'ya 9 milyon lira daha gönderdik. 2 işçi soğutma çalışmaları sırasında uçurumdan yuvarlandı. Helikopterle hastaneye kaldırıldılar. Hayati tehlikeleri yok. Sözlerimizle ve davranışlarımızla yangına körükle gitmemek lazım. Adı şükranla anılanlar bu ateşe benzin dökenler değil su taşıyanlar olacaktır. KURUM: YAPILAŞMAYA İZİN VERİLMEYECEK Bakan Kurum konuşmasında, yanan bölgelerde kesinlikle yapılaşmaya izin verilmeyeceğini belirtti. Kurum şunları söyledi: "Yangınlar sebebiyle Antalya'mızdaydık. Antalya'daki orman yangınlarının kontrol altına alınması ve dün başlayan yağışlarla birlikte soğutma işlemleri yürütülüyor. Muğla'da çıkan yangınlarda toplamda 303 mahalleden 37 mahallemiz afetten etkilenmiş durumda. 37 mahallenin hasar tespit çalışmaları yapıldı. 33 mahallede bu çalışmalar tamamlandı. Muğla'da 2 bin 923 bina incelendi,173 bina, 230 bağımsız birimin yangından etkilendiğini, ağır hasarlı ve yıkık olduğunu tespit ettik. Yangının bir kısmı özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanlarında gerçekleşti. Ne özel çevre koruma bölgesi ne doğal sit alanlarında yapılaşmaya izin verilmeyecektir. Özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanları için bilim kurulu oluşturduk. Termik santralimizin bulunduğu bölgeyi, üçü mobil, 10 adet izleme istasyonu ile izliyoruz. Yüksek risk arz eden tehlikeli bir seviye olmadığı tespit edilmiştir" KARAİSMAİLOĞLU: DALAMAN'DAKİ YANGIN ÇOK GÜÇLÜ BİR MÜDAHALE İLE SÖNDÜRÜLDÜ Bakan Karaismailoğu ise Dalaman Havalimanı yakınlardaki yangına müdahale edilerek söndürüldüğünü belirtti. Karaismailoğlu, "Ülkemizin bütün kurumları elbirliğiyle bu büyük afetin üstesinden geldik. Bütün gücümüzü Muğla bölgesine konuşlandırdık. Bugün öğleden sonra Dalaman Havalimanı yakınlarında bir yangın başlamıştı. Çok güçlü bir şeklide müdahale edilerek söndürüldü" dedi.

2 yıl önce

Selin vurduğu Van Esenyamaç muhtarı: “Devleti kötülememi istiyorlar. Vali burada, kaymakam burada, büyükşehir burada. Ben nasıl 'Yok' derim. Allah bunun hesabını sorar”

Sel afetinin vurduğu Van-Başkale'ye bağlı Esenyamaç mahallesi ve Onikidere mezrasında meydana gelen sel felaketinin izleri siliniyor. Hasar gören evlerin yıkım çalışmaları sürerken, ihtiyaç sahiplerine yardımlar ulaştırılıyor. Bakanlık, valilik ve büyükşehir yetkilileri, afetzede vatandaşın yeniden evlerine kavuşması için hasar tespit çalışması yapıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, beraberindeki heyetle bölgeye giderek ziyarette bulundu. Daha sonra Köy Muhtarı Ayhan Korkmaz'dan detaylı bilgi aldı. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, basın açıklaması için kameralar karşısına geçen Muhtar Korkmaz, devleti işaret ederek "Sel yaşandığı günden bu yana bir saat olsun sahipsiz hissetmedik. İşte Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı var" ifadelerini kullandı. Bu sözlere tepki gösteren CHP'liler "CHP sayesinde" diyerek muhtarı susturdu. Basın açıklaması Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla sürdü. Muhtar Ayhan Korkmaz Kılıçdaroğlu'nun ziyaretini şöyle anlattı: "CHP'li bir kişi müdahale etti" Köyümüze ziyarete geldiler Allah razı olsun. Neler olduğunu anlattım. "Yaraların sarılması gereklidir" dedim. Arkadan bir arkadaş, CHP'li bir kişi, "Muhtar muhtar CHP'nin sayesinde" dedi. Tabi ben sözü daha fazla uzatmadım. Devlet bütün kurumlarıyla burada Şimdi siz benim yerimde olsanız. Devletin bütün kurumları burada. Van Büyükşehir'in tüm araçları DSİ'nin tüm araçları burada. Ben nasıl "Yok" diyeyim. Hepsi burada zaten kameralar görüyor. Şantiye şefleri müdürler hepsi buradayken nasıl "Yok" diyeyim.

2 yıl önce

Sosyal medyada yayılan 300 ceset iddiasına cevap geldi: “Gerçekliği yok”

Kastamonu Valiliği sel felaketi nedeniyle bölgede 250-300 cesedin bulunduğu iddialarına cevap verdi. Valiliğin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Maalesef bugün bazı şahıslarca, 250-300 ceset toplandığı ve kimliklerinin tespit edilemediği şeklinde, gerçek dışı açıklamalarda bulunulmuştur. İlimizde şu ana kadar hayatını kaybeden 32 vatandaşımız bulunmaktadır. Sel felaketi ile mücadelemizi zaafa uğratmaya dönük, bu açıklamayı kınıyoruz."

2 yıl önce

CHP’de değişen bir şey yok! 28 önce İSKİ skandalıyla çalkalanan İBB, bugün İETT skandalıyla gündemde

Ekrem İmamoğlu ile yakın arkadaş olan CHP’li vekil Özgür Karabat’ın otobüs bakım ve onarımı için İBB'den bugüne kadar 1 milyar 233 milyon 664 bin 941 TL'lik ihale aldığı ortaya çıktı. Skandalı ilk olarak CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’ın yasak aşk yaşadığı Aynur Doğan’a “İBB'den yakında büyük bir ihale alacağım o zaman sana araba alacağım, evini de değiştireceğim.” sözleriyle gündeme gelmişti. CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yakın siyasi arkadaşı CHP Milletvekili Özgür Karabat’ın, toplamda 1 milyar 233 milyon 664 bin 941 TL’lik ihaleyi birlikte sonuçlandırdığı ve otobüs bakım, onarım ve işletmesinin 14 ihalesi de Ulaşım İç ve Dış Ticaret A.Ş. adlı şirkete verdiğini verdiği ortaya çıktı. Karabat-İmamoğlu arasındaki yaklaşık 1.5 milyar TL’lik rant ilişkisi İETT üzerinden yürütülürken, CHP Millletvekili Özgür Karabat’ın ihaleyi alan şirketin servis yerinin açılış kurdelasını kestiği görüntüler de öne çıktı. CHP’li Karabat bir yandan kankası konumundaki İmamoğlu ile yakınlığını avantaja çevirirken diğer yandan da şirket üzerinden ciddi bir rant operasyonunu mutlu sona ulaştırırken, sevgilisine verdiği araba ve ev sözünü ise yerine getirmedi. İSKİ SKANDALI NEYDİ? Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) 1989 yılı yerel seçimlerinde birçok büyük kentin yanı sıra İstanbul'da da belediye seçimlerini kazanmıştı. Ancak Nurettin Sözen'in belediye başkanlığı, 1993'te İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nde (İSKİ) patlak veren skandalla sarsılmıştı. İSKİ Genel Müdürü Ergün Göknel, sekreteri Feray Karvar'la ilişki yaşamaya başlamış, 22 yıllık eşinden boşanmak için 1 milyon dolara yaklaşan bir tazminat ödemeyi kabul etmişti. Ancak Göknel, eşine 'Herhangi bir açıklama yapmadan sessiz sedasız boşanmak' şartını koşmuştu. Bu durumdan hoşnut olmayan Nurdan Erbuğ, eşi Ergun Göknel'in yaptığı yolsuzlukları ortaya çıkarmıştı. Göknel'in, paravan şirketler kurulmasını sağladığı ortaya çıkmış, bu şirketlerin de İSKİ'nin açtığı klor alımı ihalelerine girdiği belirlenmişti. Paravan şirketler üzerinden, değerinin kat ve kat fazlasına klor alımı gerçekleştirilmiş gibi gösterilerek büyük menfaat elde edilmişti. Skandalın patlak vermesinden sonra yargılanan Ergun Göknel, 5 yıl hapis yatmıştı. Skandalın siyasi faturasın ise SHP ödemişti. 1989'da kazandıkları belediyeyi 1994'te Refah Partili Recep Tayyip Erdoğan'a kaptırmışlardı. O tarihten bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni herhangi bir sol parti kazanamadı.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 48 49