27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan "Barınamıyoruz" eylemleri açıklaması

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde Toplumsal Olayları Müzakere Kursu açılış programında konuştu. Soylu, “Barınamıyoruz” eylemleriyle ilgili, “(Yurt bahanesiyle) 24 ildeki eylemlere 2243 kişi katıldı, bunlardan 310'u öğrenci. Bu öğrencilerin tamamına yakınının yurt başvurusu bulunmuyor” dedi.

2 yıl önce

İhanet! Türkiye'nin yerli ve milli projelerini bakın ne karşılığında satmış?

Savunma Sanayi Başkanlığında proje müdürü olan Yusuf Hakan Özbilgin'in, Savunma Sanayii'ndeki ihale bilgilerini yabancı şirkete aktardığı belirlenmişti. Özbilgin'in, kritik projelerin bilgilerini ne karşılığında aktardığı da ortaya çıktı. Savunma Sanayii Başkanlığı'ndaki kritik projelerin ihale bilgilerini yabancı firmalara sızdıran ve hakkında 35 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan eski proje müdürü Yusuf Hakan Özbilgin'in, Mustafa Sırrı Akın ve Emre Özlük'ün istekleri doğrultusunda kendilerine bilgi verdiği değerlendirilmesi yapıldı. Tape kayıt tutanaklarının girdiği dosyada Özbilgin'in, Akın'ın şirketi lehine Savunma Sanayii Başkanlığı'ndaki işlere müdahil olduğundan ve işlerini takip ettiğinden dolayı karşılığında da maddi menfaat temin etmek için 'Uzak Doğu'ya gitmek istiyor deseydin" şeklinde konuşmalar yaptığı kaydedildi. Sabah'ın haberine göre, Akın'ın masraflarını karşılamak üzere kendisini gezi amaçlı yurtdışına göndermesini Emre Özlük'ten talep ettiği, kahvaltı, yemek ve alkol gibi isteklerde bulunarak Özbilgin'in kendisine maddi menfaat temin ettiği değerlendirilmesi yapıldı.

2 yıl önce

Bir rekor daha.. İçişleri Bakanlığı: 263 milyon 400 bin kaçak makaron ele geçirildi

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Adana Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce Seyhan ilçesi Sarıhamzalı Mahallesinde bulunan bir makaron fabrikası ve depolarında yapılan aramada; 263 milyon 400 bin kaçak makaron ele geçirildi.  Rekor Yakalama Ele geçirilen makaron miktarı; Adana Emniyeti tarafından  geçtiğimiz Ağustos ayında tek seferde en büyük yakalama olan 105 milyon 700 bin makaron sayısı ile 2020 yılında tüm Türkiye’de yakalanan 250 milyon makaron sayısını geçerek rekor kırdı.    Operasyonda 2 şüpheli gözaltına alınırken, adli tahkikat başlatıldı.

2 yıl önce

Bitlis’te terör örgütüne yönelik operasyonda çok sayıda mühimmat ele geçirildi

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Eren-11 Operasyonları kapsamında; Bitlis Mutki ilçesi kırsalında, Bitlis İl Jandarma Komutanlığınca icra edilen operasyonda toprağa gömülü vaziyette;   * 10 kg fabrikasyon patlayıcı, * 3 kalıp C-4 patlayıcı (7,5 libre),  * 2 kalıp TNT patlayıcı,  * 22 adet savunma tipi el bombası, * 6 adet el bombası fünyesi ve 1 adet sis kutusu ele geçirilmiştir.   Terörle Mücadele Operasyonlarına bölge halkımızın da desteği ile inançlı ve kararlı bir şekilde devam edilmektedir.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öğrencilerin yurt sorununa ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: 'KRİZLER ZENGİN FAKİR DİNLEMEDEN HERKESİ ETKİLİYOR' Geçtiğimiz hafta BM 76. kurul toplantısına istişare etmek üzere New York'a gittik. Yaptığımız görüşmelerde, ülkemizin temel yaklaşımını tüm dünyaya paylaşma fırsatı bulduk. Uzunca bir süredir dünya 5'ten büyüktür itirazıyla küresel yönetim sistemindeki değişimli talebini daha iyi bir dünya büyüktür talebiyle bir adım daha öne taşıdık. Dünyanın adalet çağrısına verme niyeti olmayanların, sağlık ve iklim krizlerindeki yaklaşımları farklı göstermeleri elbette zordur. Bu krizler zengin fakir kriteri etki etmeden herkesi etkiliyor. Türkiye olarak bu fotoğraf içinde kendimizle birlikte tüm insanlığın ortak hissiyatını ifade eden bir duruş sergiliyoruz. Bölgemize ve dünyaya dair tespitlerimiz çok daha iyi anlaşılıyor. Dün küresel sistemdeki çarpıklara bizim itirazlarımızı kaygısız kalanlar, bugün aynı itirazı etmeye başladı. BM yapısal eksiklerine rağmen hala insanlığın ortak sorunlarını çözecek en önemli platform olarak görüyoruz. Bunun için BM'yi daha adil, daha kapsayıcı bir yapı oluşturmanın mücadelesini vermeyi sürdüreceğiz. Güvenliği ve refahı kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm kardeşlerimiz, tüm dünya için istemek bize medeniyetimizin ve tarihimizin emridir. Geleceğin dünyasında tüm insanlığın ortak çatısı haline gelmesi için gayret gösteriyoruz. Her platformda bunu anlatmayı sürdüreceğiz. Hepimiz için geç olmadan bu sürecin tamamlanmasını diliyoruz. 'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA TARİHİ BİR ADIM ATIYORUZ' Yeni Türkevimizin binasının açılışını da gerçekleştirdik. Temelini 4 yıl önce attığımız 36 kat yüksekliğe 20 bin metre kapalı alana sahip yeni Türkevi binamız Lale şekilli görkemli yapısıyla şimdiden şehrin sembollerinden biri haline geldi. BM Genel Kurulu'ndaki hitabımda ülkemiz için çok önemli olan bir müjdeyi de tüm dünya ile paylaştık . Yeşil kalkınma devriminin tabi sonucu olan İklim Konusunda yeni ve tarihi bir adım atıyoruz. Paris İklim Anlaşmasına mutabakat veren ülkeler arasında yer alıyor. Son dönemde yaşanan gelişmeler, ülkemize verilen taahhütler ile önümüzdeki ay bu anlaşmayı onaylama kararı aldık. BM'de duyurduğumuz bu kararın ülkemiz ve dünyaya hayırlı olmasını diliyorum. Kasım ayına kadar inşallah onay sürecini tamamlamış olacağız.  Esasen AB yeşil mutabakatına uyum için gereken eylem planını hazırlayarak bu konuda önemli bir adım atmıştık. Girdiğimiz bu yeni yol Cumhuriyet döneminde Türkiye'nin yaptığı en keskin tercihlerden birini ifade ediyor. Yapılan işi değersiz hale getirmeye, önemsizleştirmeye çalışsa da gerçekten tarihi bir karar aldık. Anlaşmalara taraf olduğu halde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler artık Türkiye'yi eleştiremeyecekler. Tam tersine artık biz onları her platformda yükümlülüklerini yerine getirmeye davet edeceğiz. Bu tercih bizim için lüks, kayıp değil tam tersine bugünden geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacaktır. Madem iklim değişikliği bir gerçektir elbette Türkiye böyle bir hayati meselede öncü rol üstlenecektir. Yaşadıkları yerler su altında kalacak milyonlarca insan her geçen yıl bu hakikatle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bizim böyle bir sürecin dışında kalmamız düşünülemez. İklim değişikliği konusunda da bizim safımız mazlumların yanı olacaktır. İlgili kurumlarımız şimdiden 2053 taahhüt olan net emisyon olan eylem planlarını hazırlamaya başlamıştır. Enerji, savunma, sanayi başta olmak üzere hayatımın her tarafını kuşatan bu eylem planları meclisimizin onayının ardından yürürlüğe koyacağız. Bu hususta emeği, katkısı olan bakanlıklarımıza, kurumlarımıza ve diğer herkese şahsım ve ülkem adına teşekkür ediyorum. 'TİCARETTE KESİNTİ OLMAMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYI YAPTIK' Önceki hafta sonu MÜSİAD'ın genel kurulunda iş dünyamızla bir araya geldik. Polatlı'da Şişe Cam'ın yeni fabrikasının açılışını yaptık. Mersin'de Akkuyu Nükleer Santrali ziyaret edip toplu açılışlara katıldık. Önceki gün de havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te milli teknoloji ürünlerine, ve bunu daha ileriye taşıyacak olan gençlerimizin heyecanına tanıklık ettik. İş dünyamızın yatırım iştahı, istihdam kapasitesi hızla artıyor. Çoğu art niyetli olan kimi de iyi niyetli sığ bakış açısına rağmen ticarette kesintiye uğramaması için her türlü çalışmayı yaptık. Salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte başladığımız şehir ziyaretlerin hepsinde altyapı ve üst yapı yatırımlarının resmi açılışlarını gerçekleştirdik. Ülkemizin yıllık ihracatı tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşarak 210 milyar lirayı geride bıraktı.  AZİZ SANCAR DOKTORA PROGRAMI BAŞLIYOR Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız da STAR bursu olan TÜBİTAK stajyer araştırma uygulamasını başlattı. STAR Burs programını, 1500 öğrenci için yeniden açıyoruz. Yine TÜBİTAK tarafından Aziz Sancar adına Ocak sonunda doktora programı başlatıyoruz. Ekonomideki gelişmeleri anlattı. Bu programında Aziz hocamız bizzat seçecek ve laboravutarlarda çalışmalara başlayacaklar. Türkiye'nin ekonomideki gerçek potansiyelini yansıtmayan haberlere kimsenin itimat etmediğini zaten biliyoruz. Ülkenin ve milletin felaketinden kendine siyasi ikbal değiştirme içinde olanları iftira bataklığına davet ediyoruz. Biz güçlü ve büyük Türkiye için usanmadan bıkmadan çalışmaya devam ediyoruz. Gelişen ve büyüyen Türkiye gerçekliğini görmek için etrafa bakmak, dünyada olan bitenleri görmek dahi yeterlidir.  YÜZ YÜZE EĞİTİMDE KARARLILIK VURGUSU Eğitim, hükümetlerimiz döneminde en büyük yatırım yaptığım alandır. Salgın sürecinden uzaktan yürütülen eğitim öğretim faaliyetlerinin yüz yüze eğitiminin yerini alamadığını gördük. Onun için bu sene Yüz Yüze Eğitim için kararlı bir tutum ortaya koyduk. 6 Eylül'de başlayan eğitim faaliyetleri alınan tedbirlerle başarı ile yürütülüyor. 1,5 yıllık aranın ardından elbette ufak tefek aksaklıklar olmuştur. Ama bunlarda ilgili kurumlarımız tarafından süratle giderilmiştir. 722 milyonluk ödeneği yerlerine ulaştırdık. Öğretmenlerimizin aşılama oranları artarken velilerimizi ve aşı sırası gelen öğrencileri de aşı olmaya davet ediyoruz. YURT ELEŞTİRİLERİNE SERT YANIT Pek çok üniversitemiz eğitim öğretim faaliyetlerini başlattı. Önümüzdeki haftada Külliye'de ortak akademik yıl açılışı gerçekleştireceğiz. Öğrencilerimizi barınmaları açısından da 2 yılın ardından bir açık ortaya çıktı. Bunu altını çizerek vurgulamak istiyorum. Bazı park bahçe, buralardaki bankların üzerinde yatanlar şunu açık ve net söylüyorum. Bunların bir kısmının öğrencilikle alakası yok. Bunlar kendilerine göre sözde öğrenci. Bunlar aynen Gezi parkı olayı neyse başkasını sergiliyor. Yurtlardaki 182 bin olan yatak kapasitesini 719 bine biz çıkardık. Almanya'da 290 bin Hollanda'da 113 bin İspanya'da 91 bin seviyesindedir. Ülkemiz 1 milyonu aşkın yurt kapasitesiyle açık ara birincidir. Yurt binalarımız öğrencilerimizin hizmetindedir. Bu yıl yurt başvuruları 623 bine yükselmiştir. Başvuruların yaklaşık 430 bini yurtlarına yerleştirilmiştir. Ailelerin yanlarında kalmakta olan burs ve kredi olarak 1,5 milyon öğrencimize veriyoruz. Bay Kemal bunlardan haberin var mı? Ev veya pansiyon türü yerlerde kalmayı tercih eden öğrenciler bulunmakta. Zaten kaydı olanlarla birlikte yurt kapasitelerin tamamına yakını öğrencilerin hizmetine sunulmuştur. Yurt kapasitelerini artırmaya yönelik çalışmaları da sürdürüyoruz. Eskiden işte CHP'nin dönemlerinde 30-40 kişilik koğuş tipi yerlerden oluşan, ranza tipi yataklarda yatan, Biz de oralardan geçtik. Şimdi ise otel tarzı yurtlardaki odaları dönüştürdük.

2 yıl önce

İstanbul Boğazı'nın ortasında moloz yığını: Galatasaray Adası

Halk arasında "Su Ada" olarak bilinen Galatasaray Adası üzerindeki imara aykırı yapılaşma nedeniyle 2017'de yıkım sürecine girmişti. Başlayan çalışmalarda denizden adaya getirilen iş makineleri ada üzerinde bulunan ve yıllar önce yapılan yerlerin bir bölümünü yıkmıştı. Halk arasında "Su Ada" olarak bilinen Galatasaray Adası üzerindeki imara aykırı yapılaşma nedeniyle 2017'de yıkım sürecine girmişti. Başlayan çalışmalarda denizden adaya getirilen iş makineleri ada üzerinde bulunan ve yıllar önce yapılan yerlerin bir bölümünü yıkmıştı. 2018 yılında yapılan ikinci yıkımda ise adada bulunan yazlık restoran ve bazı ofislerin yıkım işlemleri tamamlanmıştı. Adanın yan taraflarının Boğaz'da kötü bir görüntü oluşmaması için kapatılmasına karar verilmiş ve moloz yığını olarak söküm işlemleri başlamıştı. Yıkımların tamamlanmasının ardından İstanbul Boğaz’ındaki tek ada olma özelliğini taşıyan Galatasaray Adası’nda bugüne kadar bir çalışma yapılmamıştı. GALATASARAY SPOR KULÜBÜ AÇIKLAMA YAPMIŞTI Adayla ilgili başlatılan yasal süreç içinde Galatasaray Spor kulübü, Mart 2021 yılında yaptığı açıklamada Galatasaray Adası işletmecisi aleyhine açtıkları tahliye davasını kazandıklarını açıklamıştı. Galatasaray resmi internet sitesinden yapılan açıklamada “Kulübümüz tarafından Galatasaray Adası işletmecisi aleyhine Yönetimimizce 17.11.2020 tarihinde açılan tahliye davasının 18.03.2021 tarihinde görülen duruşmasında işletmecinin Galatasaray Adası’ndan tahliyesine karar verilmiştir. Camiamıza hayırlı olsun.” denilmişti. GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR Yaşanan süreçlerin ardından Galatasaray Adası üzerindeki yıkık binaları ile İstanbul Boğazı'nda görüntü kirliliği yapmaya devam ediyor. Galatasaray adası üzerine bulunan yarı olimpik havuz, günümüzde içindeki suyun rengi yeşile dönmüş durumda. Ada üzerindeki molozların bir bölümü taşınmış olsa da, bir zamanlar eğlenceli partilerin verildiği ada üzerindeki yıkık binaları ile birlikte sessiz bir şekilde kaderini bekliyor. GALATASARAY ADASI Kuruçeşme semtinde, kıyıdan 165 metre açıkta birkaç büyük kayadan oluşan ada, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1872 yılında Saray Baş Mimarı Serkis Kalfa’ya hediye edilmişti. Ada Serkis Bey’in varisleri tarafından ‘ Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesi’ne kiraya verilmiş ve uzun yıllar kömür deposu olarak kullanılmıştı. Hazine, 2003 yılında adanın kamulaştırılması için dava açmış, Maliye hazinesi devredilen ada daha sonra Galatasaray Spor Kulübüne tahsis edilmiş. ve sosyal tesis ve yüzme havuzu olarak kullanılmıştı. Galatasaray adası 2006 yılından bu yana Mels Turizm otelcilik Restoran Eğlence Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited şirketi işletiyordu.

2 yıl önce

“Beyoğlu’nda gündüz vakti onlarca kişi uyuşturucu alabilmek için kuyruğa girdi” yalanı

Görüntülerdeki şahısların alkollü oldukları, bir binanın önünde idrarlarını yapmak için toplandıkları bilgisine ulaşıldı.

2 yıl önce

Diyarbakır Anneleri’nden Ayşegül Biçer: “PKK en çok Süleyman Soylu'dan korkuyor”

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi kararlılıkla devam ediyor. Evlat nöbetinde kararlılık gösteren Ayşegül Biçer, evladının terör örgütü PKK'dan kaçmasıyla zafere ulaşmıştı. 24 TV'nin sevilen programı Arafta Sorular'da Star yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan Biçer, terörün pençesinden kurtulan oğlu ve yaşadıkları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşte Biçer çiftinin açıklamalarından öne çıkan başlıklar: 'PKK EN ÇOK SÜLEYMAN SOYLU'DAN KORKUYOR' PKK en çok Süleyman Soylu' dan korkuyor. Oğlum, "Süleyman Soylu televizyona çıktığında PKK titriyor." dedi. Bizlere ne mutlu ki böyle bir bakanımız var. Sonuna kadar bizlerle olan bir bakanımız var. Bizlerde sonuna kadar sayın bakanımızı yanımızda görmek istiyoruz. Biz Süleyman Soylu' dan, varlığından büyük bir güç alıyoruz. Kendi simasını televizyonda görmemiz bile bizi güçlendiriyor, cesaretlendiriyor. İlk günden beri yanımızda ve bize destek oluyor. Sonuçta benim çocuğum dağa kaldırılmıştı ve terörist olmuştu ama o ona rağmen bizlerin yanında oldu. Sayın bakanım, Cumhurbaşkanım bizleri, çocuklarımızı öyle bırakmadı, bizleri sahiplendi ve çocuklarımızın terörist olmalarına engel oldular. Bizleri evlatlarımıza kavuşturdular. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: O duygu anlatılmaz yaşanır. Çocuğumu perişan bir hale sokmuşlar, bir deri bir kemik haldeydi. Çocuğumu o halde görünce PKK ve onların siyasi kolu HDP'nin çirkin yüzünü bir kez daha görmüş oldum. O buluşma anı anlatılmaz yaşanır. Yılların özlemi bir volkan gibi patladı. Çocuğumu perişan bir hale sokmuşlar, bir deri bir kemik haldeydi. Çocuğumu o halde görünce PKK ve onların siyasi kolu HDP'nin çirkin yüzünü bir kez daha görmüş oldum. Oğlumu eski haline getirebilmek için 4 kol ile sarıldım. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Bu mücadele henüz bitmedi, sonuna kadar orada olmaya devam edeceğiz. PKK ve HDP'nin gerçek yüzünü tüm dünya görecek. HDP, Kürtlerin savunucu olamaz. Bizi yıldırmaya çalışıyorlardı. Annelerden korktuklarını düşünüyorum. Biz haklıydık onlar suçluydu. Sayın bakanımızın söylediği bir cümle var elimizde silah yoktu yüreğimizle mücadele ettik ve kazandık. Bu mücadele henüz bitmedi, sonuna kadar orada olmaya devam edeceğiz. PKK ve HDP'nin gerçek yüzünü tüm dünya görecek. HDP, Kürtlerin savunucu olamaz. HDP, PKK'nın finansal kaynağıdır. Burada kurulan siyasi partiler PKK'yı orada ayakta tutmaya çalışıyor. Diyarbakır Babası Rauf Biçer: HDP'li Belediyeler PKK'nın finansal kaynağıydı. Belediyeler HDP'den alındıktan sonra dağa çıkışlar azaldı. Çünkü ellerinde bir güç vardı. Çocuklarımızı belediye binalarında toplayıp onları kandırıp dağa gönderebiliyorlardı. Oğlumu götürdükleri zaman dünyamız yıkıldı. 40 yıldır PKK Kürtlere zulmediyor. Birilerinin buna dur demesi gerekiyordu. Biz anne ve baba olarak buna başkaldırdık. HDP PKK'nın siyasi koludur, finansal kaynağıdır. Belediyeler HDP'den alındıktan sonra dağa çıkışlar azaldı. Çünkü ellerinde bir güç vardı. Çocuklarımızı belediye binalarında toplayıp onları kandırıp dağa gönderebiliyorlardı. Belediyeler HDP'nin elinden alındığı günden beri 2021'de Türkiye'de 3 katılım olmuş. Çünkü belediye onlardayken ellerinde güç vardı. Diyarbakır Babası Rauf Biçer: HDP'ye destek veren partilere seslenmek istiyorum. HDP, Türkiye'yi bölmek istiyor, evlatlarımızı birbirine düşürüyor. Bunlara destek vermeyin. Bunlarla ittifak kurmayın. Bunlar bizim çocuklarımızı kaçırıyor. HDP'ye destek veren partilere seslenmek istiyorum. HDP, Türkiye'yi bölmek istiyor, evlatlarımızı birbirine düşürüyor. Bunlara destek vermeyin. Bunlarla ittifak kurmayın. Evlatlarımızı HDP götürüyor. Bunlar bizim çocuklarımızı kaçırıyor. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Kız çocuklarıma kabus yaşattılar. Okulda çocuklarımın önlerini kestiler. Büyük kız çocuğumu seni abine götüreceğiz diyerek kandırmaya çalışıp dağa götürmeye kalkıştılar, evimi kundakladılar. Çok zorlu bir süreç geçirdim. 17 Kasım 20218' de oğlum kandırılarak dağa götürüldü. 19 Kasım 2018'de PKK tarafından bana telefon geldi. Oğluma kod isim verilmişti. Yalvardım geri göndermeleri için ve bana kahkahalar ile cevap verdiler. Ben hiçbir zaman aslımı inkar etmedim. Bu Kürtlük ise ben bu yolda yokum. Kız çocuklarıma kabus yaşattılar. Okulda çocuklarımın önlerini kestiler. Büyük kız çocuğumu seni abine götüreceğiz diyerek kandırmaya çalışıp dağa götürmeye kalkıştılar, evimi kundakladılar. Çok zorlu bir süreç geçirdim. Ağabeyin orada, seni yanına götüreceğiz demişler. Bir gün sabah saatlerinde çocuklarımı okula götürürken bir kadın tarafından yolum kesildi. Son aşamalara geldiğimizde damarlarına basmışız ki biz uyurken evimi kundakladılar. Buradan diyorum ki HDP sözde Kürtlerin temsilcisi ama kendi halkını yakmaya kalktı. Kanımın son damlasına kadar, PKK bitinceye dek bu yoldan dönmeyeceğim. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Meral Akşener'in bir kadın olarak bizi anlamasını beklerdim, ilk gün yanımızda olmasını beklerdim, gelmedi. Bu güne kadar siyasi parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın partisi AKP ve MHP'den geldiler. Bazı kadın dernekleri geldi, birçok siyasi partiyi görmedik. Meral Akşener'in bir kadın olarak bizi anlamasını beklerdim, ilk gün yanımızda olmasını beklerdim, gelmedi. Kimler ile ittifak yaptıklarını biliyoruz. Kürt halkını onlar yordu. HDP, CHP ve İYİ Parti benim için PKK'ya eşittir. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Özellikle şehit ve gazi ailelerine çok teşekkür etmek istiyorum. Biz onlarla bir olduk. Eskiden olsa bize terörist ailesi diye hitap edeceklerdi. Sayın Cumhurbaşkanımız Kürtleri sahiplendi, Türkiye'ye birlik beraberlik getirdi. Bu sadece anne ve baba eylemi değil. Aslında bunun içeriğinde her ırktan insanlar var. Bize destek veren kadın derneklerine, sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyorum. Bizi ayakta tutan Neslihan Karslı Övünç ve Mehmet Yasin Arslan' a ve özellikle şehit ve gazi ailelerine çok teşekkür etmek istiyorum. Biz onlarla bir olduk. Eskiden olsa bize terörist ailesi diye hitap edeceklerdi. Sayın Cumhurbaşkanımız Kürtleri sahiplendi, Türkiye'ye birlik beraberlik getirdi. Türkiye'nin bekası, birliği ve sancağı için şehit ve gazi aileleri olarak birleştik. Kimse bizi yıldıramaz. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: PKK çöküyor, anneler PKK'yı bitirecek; tarihin en karanlık sayfalarına koyup gömecek. PKK çöküyor, anneler PKK'yı bitirecek; tarihin en karanlık sayfalarına koyup gömecek. Annelerin ben her zaman yanındayım. Ben evladımı kazandım onlarda kazanacak. Hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Eylemin ilk haftası, kapımızın önünde bize pusu kurdular. Kapımızın önünde kafamıza silah dayadılar, eğer eylemi bırakmazsanız sizi burada oğlunuzu dağda öldürürüz dediler. Bir sürü farklı girişimde bulundular. Geri adım atmadık. Eylemin ilk haftası, kapımızın önünde bize pusu kurdular. Kapımızın önünde kafamıza silah dayadılar, eğer eylemi bırakmazsanız sizi burada oğlunuzu dağda öldürürüz dediler. Bir sürü farklı girişimde bulundular. Geri adım atmadık. Nefret ile üstlerine gittim. Eğer cesaretleri olsa 755 gündür orada feryat eden anne babalara bir açıklama yaparlar. HDP mecliste Kürtlerin savunucusuyum diyor fakat Kürtleri en çok ezen siyasi partidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden memnunuz. CHP-HDP İTTİFAKI Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Birisi sözde Atatürk'ün partisi diğeri terörist partisi. Ve bunlar ittifak yapıyorlar. CHP, HDP'siz adım atmıyor. Aslında Birisi sözde Atatürk'ün partisi diğeri terörist partisi. Ve bunlar ittifak yapıyorlar. CHP, HDP'siz adım atmıyor. Sen sözde Atatürk partisisin. Hiçbir siyasi parti ayırmadan gelip anne ve babaların dertlerini dinlemelerini istedik. Allah devletimden razı olsun. Bize sahip çıkan Türkiye Cumhuriyeti'ydi. Diyarbakır Annesi Ayşegül Biçer: Yasin Börü'nün katili, Selahattin Demirtaş'tır. Selahattin Demirtaş hapisten çıksın diyorlar, bunu asla kabul etmiyoruz. Yasin Börü'nün katili, Selahattin Demirtaş'tır. Selahattin Demirtaş hapisten çıksın diyorlar, bunu asla kabul etmiyoruz. En büyük suçlu Selahattin Demirtaş'tır. HDP, PKK'nın siyasi koludur, finansal kaynağıdır. HDP'nin siyasi hayatının tamamen bitmesi gerekiyor. Diyarbakır Babası Rauf Biçer: Biz orada sadece evlatlarımız için beklemiyoruz. Ülkemizin bekası için birlik beraberliği için oradayız. Bunları artık CHP'nin görmesi lazım, HDP'ye artık destek vermemesi lazım. Biz orada sadece evlatlarımız için beklemiyoruz. Ülkemizin bekası için birlik beraberliği için oradayız. CHP'nin artık destek vermemesi lazım. Bunları artık CHP'nin görmesi lazım, HDP'ye artık destek vermemesi lazım. Kürt sorununu neden PKK ile çözüyorlar? Kırk yıldır PKK Doğu'da zulmediyor. Hep Kürtleri öldürdü. Bu zulme dur demek için Doğu halkının uyanması lazım.

1 2 ... 710 711 712 713 714 715 716 ... 948 949
Server Error
500
Server Error