Son Dakika:
Şüphelilerden Müjdat G'nin çeşitli suçlardan 4, Cevdet O'nun ise 7 ayrı suç kaydı olduğu tespit edildi. Alınan bilgiye göre, Kağıthane Devlet Hastanesi'nde 6 Aralık'ta tedavi olduktan sonra aracıyla evine dönen Olgun Ş, Kağıthane Emniyetevleri Mahallesi Yamaç Sokak'ta iki kişinin sözlü tacizde bulundukları kadını darbettiklerini görmesi üzerine duruma tepki gösterdi. Bunun üzerine aracının lastiklerini bıçakla patlattıkları Olgun Ş'yi bıçakla yaralayan zanlılar, daha sonra kaçarak olay yerinden uzaklaştı. İhbar üzerine olayla ilgili çalışma başlatan polis, olay yeri çevresinde ve zanlıların kaçış yaptığı güzergahtaki 58 güvenlik kamerası görüntüsünü incelemeye aldı. İncelemelerin ardından kimlikleri belirlenen şüpheliler Müjdat G. (18) ve Cevdet O. (20) gözaltına alındı. Şüphelilerden Müjdat G'nin çeşitli suçlardan 4, Cevdet O'nun ise 7 ayrı suç kaydı olduğu tespit edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki adaylık geriliminde bugün yeni bir gelişme yaşandı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu CHP Grup Toplantısı’na davet etti. İkili toplantı öncesi görüştü, salona birlikte girdi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun adaylığının önünü net şekilde kapatırken, kendi adaylığını ilan edercesine ifadeler kullandı. İmamoğlu’nun fonladığı medyada yer alan Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın, İmamoğlu’nun bu toplantıda konuşturulmamasına imalı bir tweet ile tepki gösterdi. “SAKSI OLSUN DİYE Mİ ÇAĞIRDIN?” Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından bir paylaşım yapan Gazeteci Soner Yalçın, “Kılıçdaroğlu, siyasi yasak getirmek istenen İmamoğlu’nu neden kürsüye davet etmedi? İstanbul’dan saksı olması için mi çağırdı?” dedi. İMAMOĞLU’NUN KONUŞMA METNİ ELİNDE KALDI Gazeteci Nevşin Mengü, İmamoğlu’nun bir konuşma metni hazırladığını, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun kürsüye davet etmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, mahkeme kararı sonrası adaylığı öne çıkan İmamoğlu’nu kürsüye davet etmedi, herhangi bir konuşma yaptırmadı.
Kadıköy'de toplanan bir grup HDP'li, cezaevindeki PKK'lılar için eylem yapmak istemiş, polis ve şahıslar arasında arbede yaşanmıştı. PKK’ya destek veren HDP’lilere müdehale eden polise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tepki geldi. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” Yaşananları "Demokrasinin olmadığını gösteren temel bir olay" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı İstanbul'da Kadıköy'de kendi ilçe binasına giremiyor. Talimat verilmiş. Altı milyon oy alan bir siyasi partinin genel başkanı kendi ilçe binasına giremiyor. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler beraber mücadele edeceğiz. Polis arkadaşları asla suçlamıyorum onlara talimat verenler sorumlusu. Talimat verenin kim olduğunu, gücünü saraydan aldığını da çok iyi biliyorum. O nedenle bizler taşkınlığa kapılmadan, sağ duyu ile hareket ederek sandığı bekleyeceğiz. Sandık gelecek, oyumuzu kullanacağız saray ve şürekasını yolcu edeceğiz." dedi.
Türkiye Barolar Birliği'nin Çanakkale'de düzenlenen 37'nci Olağan Genel Kurulu'nda, başörtülü divan üyesinin konuşmak yapmak üzere kürsüye çıktığı sırada bazı avukatlar salonu terk etti. Salonu terk eden avukatlara tepki gösteren divan üyesi, 'Sabahtan beri benim sizi büyük bir sabırla ve saygıyla dinlediğim gibi sizleri de beni dinlemeye davet ediyorum. Salonu terk eden meslektaşlarımın bu tutumundan dolayı da esef duyduğumu belirtmek istiyorum.' dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1605210625440972804?s=46&t=WDFFUerHjsO73XON9SqvWg
Fetullahçı Terör Örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle polislik mesleğinden atılan hainlerin sosyal medyada sözcülüğünü yapan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın polis hakları konusundaki iki yüzlülüğü bir kez daha tescillendi. Her fırsatta ‘Polislerin hakkını savunuyorum’ diyerek Türk Emniyet Teşkilatı’na iftira atan Murat Bakan, dün Kadıköy’de HDP’li Garo Paylan’ın bir polisi tehdit etmesine ses çıkaramadı. https://twitter.com/ak_suhandan/status/1604883515404959744?s=46&t=1KYUAnzPE48QOoyJgy3Ndg ‘Apo’ya özgürlük’ sloganları ile İstanbul Kadıköy’de yasa dışı gösteri yapmak isteyen terör örgütü yandaşlarına polisin yaptığı müdahaleyi ‘demokrasiye darbe’ olarak gören CHP’den pek çok isim, Türk polisini suçlayarak HDP ve PKK’lı eylemcileri savunmuştu. MURAT BAKAN NİYE SESSİZ? Firari FETÖ’cülerin Türk polisine iftira atmak için kurguladığı senaryoları sosyal medyada dile getiren sözde polis hakları savunucusu CHP’li Murat Bakan, Kadıköy’de polisi tehdit eden HDP’li Garo Paylan’a tek kelime edemedi.
CHP’nin Esad’a gönderdiği mektupta “İktidarımızda Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak. Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” dediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın muhtemel görüşmesi şavaş lobisi tarafından sabote edilmeye çalışıyor. Esad’a yakın birçok isim Şam’ın kurtuluşunun Türkiye ile normalleşmeden geçtiği görüşünde. Suriye Halk Meclisi milletvekillerinden Dr. Muhammed Cuma, Suriye’nin Türkiye her alanda işbirliğine gitmesi gerektiğini ifade etti. “Burada tek kazanan kesim içeride-dışarıda savaş baronları” diyen Dr. Muhammed Cuma şunları söyledi: “Esad’a Türkiye ile görüşme baskısını yapan ülkeler arasında ilk sırayı İran alıyor. Suriye derin devleti olarak bilinen Millî Komite ve Teşia Komitesi ile sivil, Suriye’nin en büyük askerî gücü olan 4. Tümen Komutanı Mahir Esad üzerinden askeri baskı kuran İran bu görüşmenin gerçekleşmemesi adına yoğun çaba sarf ediyor. Fransa eski sömürgesine özellikle Rıfat Esad, General Atlas ailesi ve diğer aktörler üzerinden baskı kuruyor. İngiltere, Almanya ve ABD’nin bir numaralı şantaj aracı ise Esad’a karşı işletilen yaptırım listesinin genişletilmesi tehdidi. ABD bununla birlikte Esad yönetimine, Mısır öncülüğünde kurdurduğu Akdeniz Forumu’na dâhil etme kartını kullanıyor. Amerika’nın bu hamlesi Şam yönetimine ‘Benim onayım dışında hiçbir çözüme razı olma’ mesajı olarak yorumlandı. Bu çıkış, siyasi boyutu ile birlikte Doğu Akdeniz’in enerji rezervinden Suriye’ye de pay verme, dolayısı ile ekonomik destek özelliği de taşıyor. Kahire’de 2020 yılında kurulan forum bünyesinde Kıbrıs, Mısır, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Fransa ve Filistin yer alıyor. ABD ise gözlemci ülke konumunda.” ‘GÖRÜŞMEME’ BASKISI Beşar Esad’a, ‘Erdoğan’la sakın görüşme’ ısrarında bulunan bir diğer kanat ise Millet İttifakı’nın (6’lı masa) paydaşları… Edindiğimiz bilgilere göre, muhalif partilerden son 5 ayda Esad’la 7 görüşme talebi geldiği bilgisine ulaştı. Bu siyasi yapılar, Demokrat Parti, CHP, Zafer Partisi, Vatan Partisi, İyi Parti ve Saadet Partisi olurken bazı partilerin ikinci randevu talebinde bulunduğu öğrenildi. TAZMİNAT TEMİNATI Konu ile ilgili bilgi aldığımız Suriye Dışişleri kaynakları, CHP’den Hasan Akgöl ve Mehmet Güzelmansur’un Baas Partisi aracılığı ile Esad’a bir mektup ilettiği bilgisini paylaştı. CHP’nin mektubunda “Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme seçimin geleceğini etkileyebilir. Bizim iktidarımızda Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak. İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” denildi. BİR TAKVİM BELİRLEDİLER Bu arada Şam, yapılan baskı ve taahhütleri de baz alarak devam eden İstihbarat birimleri arasındaki görüşmelere önce askeri bürokrasi ardından Savunma ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde devam edilmesi ardından iki ülke liderlerinin el sıkışmasını savunuyor. Esad yönetimi bu sürecin seçim dönemini sonlandıracak bir takvim dâhilinde devam etmesini planlıyor. Rusya’nın ısrarı ile yapılacak görüşmede ise Putin’in de yer alması ve üçlü zirve olarak gerçekleşmesini istiyorlar.
Esed rejimi ordusu birlikleri, Halep ilinin kuzey kırsalında PKK/YPG'li teröristlerin işgalinde bulunan Aynularab, Münbiç ve Tel Rıfat yakınlarındaki noktalarına 1 Aralık'tan itibaren sevkiyatlarını yoğunlaştırdı. Esed rejimi güçleri, söz konusu sevkiyatlarını Halep'teki Ramuse topçu okulu ile Kuveyris askeri havalimanı üzerinden gerçekleştiriyor. Aynularab, Münbiç ve Tel Rıfat hattına intikal eden rejimin askeri konvoylarında onlarca tank ve topçu silahı bulunurken rejimin askeri birliklerinden Kaplan Güçleri'ne mensup yüzlerce silahlı unsur da yer aldı. Rejim, bir yandan halihazırdaki askeri noktalarına takviye güç gönderirken bazı noktalarda ise yeni konuşlanma alanları kuruyor. KONUŞLANMALAR Türkiye sınırından yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Münbiç'e intikal eden rejimin askeri birlikleri, ilçenin güneydoğusundan güneybatısı hattında yer alan Kıbab Kebir, Kıbab Sağir, Suhni, Abid Muhammed, Auayb, Tel Asvad, Han el-Humr, Um Harze, Hute ve Ureyme köyleri yakınlarına konuşlandı. Türkiye sınırına 18 kilometre mesafede bulunan Tel Rıfat ilçesindeki konuşlanmalar ise ilçenin güneybatısı ile güneydoğusunda yer alan Nübbül, Zehra, Mayer, Rityan, Hirdatnin, Deyr Zeytun, Tel Susin, Tel Cubbin, Fafin yerleşimlerinin bulunduğu hatta yapıldı. Rejim, PKK/PYD işgalindeki Aynularab'ın güneyinde M4 kara yolu yakınlarda Rus askeri üssü olan Sırrin siloları olarak bilinen alana da takviye olarak ağır askeri silahlar ve yüzlerce askeri birlik gönderdi.
İsveç'in FETÖ'cü Bülent Keneş'in iade talebini reddetmesiyle ilgili konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bülent Keneş'in iadesi yönündeki talebimizin karşılanmaması çok olumsuz bir gelişme. Biz artık somut adımlar görmek istiyoruz. Beklentimizin karşılanması gerekiyor. PKK mensubu kişiler de var istenilenler arasında. Öyle bir kişiyi iade ettik, kapatalım diyorlarsa olmaz. Listede ne varsa onu yerine getirmekle yükümlüler." dedi. İSVEÇ DIŞİŞLERİ BAKANI TÜRKİYE'YE GELECEK Meseleyi kapatma beklentisinin gerçek olmadığını belirten Çavuşoğlu, "Bir kişiyi iade ettik. Ama bir kişiyi iade ettik meseleyi kapatalım gibi beklentileri varsa, bu gerçekçi değildir. İsveç Dışişleri Bakanı, Perşembe günü Ankara'ya geliyor. Kendisiyle görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz." ifadelerine yer verdi. İSVEÇ'İN SKANDAL KARARI Ülkedeki Yüksek Mahkeme, Türkiye’nin özellikle iadesini talep ettiği terör örgütü FETÖ üyesi Bülent Keneş’in iade edilemeyeceğini karara bağladı. Bu da NATO üyeliği konusunda Türkiye ile İsveç’in arasındaki uzlaşıyı zora sokabilecek bir gelişme olarak görülüyor. İsveç Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isim vererek gönderilmesini talep ettiği FETÖ üyesi Bülent Keneş’in iadesini durdurdu. Keneş’in iadesi, Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması için açıkladığı şartlar arasındaydı. Mahkemenin dün açıkladığı kararda, iadenin önünde birkaç engel olduğu kaydedilirken, FETÖ’cü Keneş’in siyasi konumu nedeniyle “zulüm görme” riski olduğu iddia edildi, iadenin gerçekleştirilemeyeceği bildirildi. Fransız haber ajansı AFP de, mahkemenin, Keneş’in iadesini “çeşitli handikaplar” nedeniyle durdurma kararı aldığını, bu noktada “Keneş’e yönelik suçlamaların siyasi olmasını” ve “Keneş’in İsveç’te mülteci statüsüne sahip olmasını” karara gerekçe gösterdiğini yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Kasım’da İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile düzenlediği ortak basın toplantısında, FETÖ üyesi terörist Keneş’in iadesinin “kendileri için büyük önem arz ettiğini” söylemişti.
