19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Terörün kaçacağı yer kalmamıştır”

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, milletimizin bekası, ülkemizin bağımsız geleceği için dünden daha önemli bir görevle karşı karşıyadır. Bu görev tarihidir, tehiri ve tevzisi düşünülemeyecektir. Maruz kaldığımız stratejik tehditler küresel senaryoların bölgemizde gösterime sokulan bugünkü sahnesinden başka bir şey değildir. Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi, milli çıkarlarımızı, milli varlığımızı, milli gelecek projelerimizi sömürge hesaplarına, lord planlarına, egemen güçlerin inisiyatifine teslim etmek isteyenler faal haldedir. Dünya’nın enerji ve su kaynaklarını kontrol etmek isteyen yeni emperyalizm, bunlara sahip milletler üzerinde hunhar oyunlar peşindedir. Maalesef büyük çoğunluğu din kardeşimiz ve soydaşımız olan geniş coğrafyalarda kin, nefret, zulüm devamlı körüklenmektedir. Anlaşılan buralarda petrol bitmedikçe, gaz bitmedikçe, su bitmedikçe, paylaşacak toprak bitmedikçe savaşlar da bitmeyecektir. Görünen odur ki, bu kaynaklar tükenmedikçe gözyaşları da sona ermeyecektir. Afrika’nın bir ucundan, Asya’nın bir ucuna kadar milyarlarca insan bir lokma ekmek, bir parça hürriyet, bir nebze olsun haysiyet mücadelesi için canını dişine takmaktadır. Kaybedenler, nehir gibi kanı dökülenler tarihin her devrinde olduğu gibi yine mazlumlardır. Bugün milyarlarca insan kendi emeğiyle ayakta durmak, ürettiğini satmak, huzur içinde yaşamak, sahip oldukları kaynakları refahı için kullanmak istemektedir. Kaldı ki bu istek haklıdır ve meşrudur. TERÖRİZM SINIRLARI DEĞİŞTİRMENİN BUGÜNKÜ BAHANESİDİR Bu masum talepleri sekteye uğratmak maksadıyla adına bazen terörizmi önlemek, bazen barış getirmek, bazen demokrasi kazandırmak denen küresel baskı ve dayatma mekanizması sürekli canlı tutulmaktadır. Terörizm, büyük ve bereketli toprakları sömürmenin, parçalamanın, sınırları değiştirmenin bugünkü bahanesidir. Bunun adı 19’uncu yüzyılda “Şark Meselesi” idi. Terörizm, aynı zamanda hedef ülke ya da ülkelerin içişlerine karışmanın, bunları zaman içinde fiilen ele geçirmenin de gerekçesi olarak değerlendirilmiştir. Dün bunun da adı “medeniyet götürmek”ti. Bugün emperyalizmin hedefi Afrika’nın Okyanus kıyısından, Doğu Türkistan havzasına kadar uzanan engin coğrafyalardır. Bu ülkeleri hizaya getirme, direnişlerini kırma, rejimlerini dönüştürme projeleri hız kazanmıştır. Bunun maskesi ise “yeni dünya düzeni”dir. Milletiyle birleşip bu küresel yağmaya direnen, bu vandallığı sorgulayan liderler ve hükümetler gönderilmek, indirilmek istenmektedir. Ancak bu karanlık dönemin perdesi kapanmaktadır. Milli egemenliğe dayanan demokratik yönetimlerin dış müdahalelerle tasfiyesi, terörizmin komplolarıyla, terör örgütlerinin kanlı suikastlarıyla köşeye sıkıştırılması artık ham bir hayaldir. Geldiğimiz bu aşamada bilhassa Türkiye geri dönülemez bir yoldadır. Fatih Sultan Mehmet’ten 3’üncü Selime kadar askerimizin dilinden düşmeyen “Kızılelmaya kadar varız” sözü bugün tekrar ete kemiğe bürünmüştür. Bir toprağın coğrafyadan vatana yükselişi kaç milyon faciaya, acıya, hatıraya mal olmuştur. Çocuğun doğarken kaç kere anasını öldürüp öldürüp dirilttiği gibi, coğrafya da vatan olurken üstündeki milleti öldürüp öldürüp diriltir.” TÜRK MİLLETİ SON SÖZÜNÜ MALAZGİRT'TE SÖYLEMİŞTİR Muhatap olduğumuz her müşkülat, katlandığımız her müessif olay daha huzurlu ve daha güvenli bir geleceğin kefaretidir. Türk milleti son sözünü Malazgirt’te söylemiş, ayak bastığı toprakların ruhuna vatan sedasını can pahasına üflemiştir. O günden bugüne vatan tektir, adı Türk’tür. Binlerce yıldır millet tektir, adı Türk’tür. Bunun dışında her arayış, her yoklayış, her zorlayış maceradır, mutlak butlanla maluldür. Kurtuluş Savaşı’nın en çetin anları devam ederken 22 Ağustos 1921 tarihinde, Büyük Millet Meclisi’nin Kayseri’ye nakli tartışmaları sürdüğü bir esnada kürsüye çıkan Tunceli Mebusu Diyap Ağa’nın: “Efendiler! Buraya kaçmaya mı geldik, yoksa gerektiğinde kavga ederek ölmeye mi?” seslenişi bizim nazarımızda hala geçerliliğini koruyan bir azmin beyanıdır. Kendimize has fazilet ve meziyetimizle, şahsi haslet ve kabiliyetimizle, bıçkın cesaret ve hamiyetimizle hiçbir kuşatmaya eyvallah etmedik, hiçbir saldırıya boyun eğmedik. Hamd olsun bugün de eğmiyoruz, bilinsin ki, bundan sonra da yalnızca rükûda eğileceğiz. Dün müstevliler, manda ve himaye mübaşirleri, işbirlikçi müflisler, ihanet mültezimleri vardı, bugün ise emperyalizmin piyonları, küresel güçlerin kiralık katilleri olan terör örgütleri vardır. Dün işgalciler denize süpürülmüştü, bugün ise teröristler bulundukları, görüldükleri her yerde gömülmektedir. Türk’e kefen biçmeye cüret edenlerin sonu tarihin her döneminde hüsrandır, rüsvadır. Türk milleti terörün belini kıracaktır, teröristler döktükleri şehit kanlarında çırpına çırpına boğulacaklardır. Bu meselenin başka yolu, bir başka yordam ve seçeneği yoktur. Türkiye’ye silah çekenler, pusu kuranlar, sınır güvenliğimizi ihlal edenler, mücavir bölgelerde nifak üretenler, insanımıza ve topraklarımıza musallat olanlar doğduklarına bin pişman olacakları gibi, bedelini de çok acıklı, çok ağır şekilde ödeyeceklerdir. Milli Mücadele zaferle pekişerek vatan düşmandan temizlenmiş ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmişti. YURTİÇİNDE VE YURTDIŞINDA KAÇACAĞI YER KALMAMIŞTIR Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde bu defa da düşman imalatı olan terör belası, bölücülük illeti Türk milletinin makus talihi olmaktan kesinlikle çıkarılacak, bu kanlı döngüye son nokta koyulacaktır. Hem yurt içinde hem de yurt dışında terörün kaçacağı yer kalmamıştır. Pençe operasyonlarıyla teröristlerin ülkemize sızma ve intikal sahaları kapatılmış, bütünüyle kontrol altına alınmıştı. Operasyon yapılmayan tek bölge de Zap Bölgesi kalmıştı. İşte Pençe-Kilit Harekatıyla bu bölgede de hamd olsun bayram temizliği yapılmaktadır, canilerin defteri dürülmektedir. PKK/YPG için emniyetli hiçbir yer yoktur. Bölücü terör örgütü psikolojik yıkım içindedir. Kahramanlarımızın proaktif ve entegre mücadele stratejisiyle terör örgütleri kırsal alanlardan sökülüp atılmaktadır. TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HAYAT DAMARLARI KESİLDİ Terör nereden kaynaklanıyorsa, hainler nerede barınıp saklanıyorsa meşru hedef orasıdır ve and olsun hepsinin sonu gelmiştir. Irak’ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütüne düzenlenen hava harekatları, Pençe 1-2-3; Pençe-Kartal, Pençe-Kaplan, Pençe-Şimşek operasyonlarıyla terör örgütünün hayat damarları kesilmiş ve koparılmıştır. PKK/KCK’nın sözde yürütme konseyi üyelerinden olan terör elebaşları nokta operasyonlarla imha edilmiştir. Bölücü terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki bazı alanlarda varlığını halen sürdürmesi, buralarda mevzilenmesi ve geniş çaplı saldırı hazırlığı içinde olduğunun tespit edilmesi üzerine 17 Nisan 2022 tarihinde Pençe-Kilit Harekatı başlatılmıştır. Terör barınakları yerle bir edilmiş, sayıları 50’yi aşan terörist etkisiz hale getirilmiştir. Hainler başlarını mağara deliklerinden çıkaramaz hale gelmişlerdir. Başta Irak olmak üzere tüm komşu devletlerimizin sınırlarına, siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılı ve meşru müdafaa hakkı çerçevesinde terör örgütlerinin kafasına pençe darbeleri indirilmiş, sınırlarımız yılanlara çıyanlara karşı kilitlenmiştir. Allah nazarlardan saklasın, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz taktik ve operatif anlamda, önleyici strateji ustalığıyla destan yazmaktadır. Kanlı örgüt saldırı ve toplu eylem yapabilme kabiliyetini yitirmiş, can çekişmeye başlamıştır. İlki 2018 yılının Mart ayında devreye giren Pençe Harekâtlarının devamı ve tamamlayıcısı olan Pençe-Kilit hamlesiyle terör örgütü komaya sokulmuştur. Türkiye’nin kesintisiz mücadelesi yoluyla, Irak topraklarında sınırlarımıza paralel şekilde doğuda Hakurk bölgesinden batıda Sinat-Haftanin’e kadar 270 kilometre uzunluğunda, 20 kilometre derinliğindeki alan A’dan Z’ye güvenliğe kavuşturulacaktır. Eli ve vicdanı kanlı terörist Duran Kalkan, operasyonların devam etmesi halinde sözde savaşı şehirlere taşıyacaklarını korkakça iddia etmiştir. Geçtiğimiz hafta Bursa’da infaz koruma memurlarının içinde bulunduğu ve bir kardeşimizin şehit düştüğü terör saldırısıyla İstanbul’da TÜGVA’ya yapılan bombalı saldırı PKK’nın ve taşeron örgütlerin hain bir eylemi olarak tespit edilmiştir. İnanıyor ve kahramanlarımıza güveniyorum ki, başta bu terörist Kalkan olmak üzere, terör elebaşlarının cezalandırılacakları günler uzakta değildir. YA LEŞLERİ YERE SERİLECEK YA DA KAFALARINA ÇUVAL GEÇİRİP ADALETE TESLİM EDİLECEKLER Bir babayiğidimiz, bir aslan parçamız, bir yiğidimiz Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenen hainleri ümit ve temenni ediyorum ki ya leşini yere serecek ya da başlarına çuval geçirerek Türk adaletine teslim edecektir. Şehirlerimizde eylem hazırlığı içinde olan kim varsa tavsiyem kefenlerini de yanlarında taşımalarıdır. Şerefini kaybetmiş bir insan yaşayan ölüdür. Teröristler şeref ve namuslarını bedeli mukabilince satmış insanlık defolarıdır. Türk milleti bu canileri affetmeyecektir. Pençe-Kilit Harekatı’nda etkisiz hale getirilen teröristlerden bazılarının hüviyet ve ülkelerine bakıldığında karşımızdaki dehşet verici küresel husumetin tüm yönleri açığa çıkacaktır: Kahramanların yüksek iman ve iradesiyle yok edilen teröristlerden 8’nin Ermeni, 5’nin Fransız, 7’sinin ABD’li, 3’nün İngiliz, 2’sinin de Alman olduğu anlaşılmıştır. Bu çok uluslu tablo tesadüf değildir. Arka planında derinleşmiş Türk ve İslam husumeti yatmaktadır. PKK/YPG terörü, haçlı emellerine refakat eden, zalimlerin Türk milletiyle yarım kalan tarihi hesaplaşmasını mahallinde ikmal için uzaktan kumandası yapılan, kimin çıkarına uygunsa onun tarafından kullanılan, parayı verenin işini gören, silahı sağlayanın emrine giren kanlı ve kalleş bir örgüttür. Terörle mücadele, koynunda haç taşıyanlara karşı hilalin duruşudur. Terörle mücadele, haramı geçim kapısı yapanlara karşı helalin şuurudur. Terörle mücadele, batıla hizmet edenlere karşı hakkın teslim olmaz ruhudur. Terörle mücadele gazilerimizin, şehitlerimizin alacak davasıdır, karşı çıkanlar da şeytanın yanındadır. PKK ve taşeron örgütleri bir başka anlatımla Hınçak’tır, Taşnak’tır, Asala’dır, Eoka’dır, Megali İdea’dır, FETÖ’dür, DEAŞ’tır, DHKP-C’dir, MLKP-C’dir, TİKKO’dur, Türk ve Kürt kanından geçinen, emperyalizmin namına istiklalimize namlu çeviren zulüm ve zillet figüranlarıdır. Bunlara destek olan namertler de aynısıdır. Bunları koruyup kollayanlar da terörizmin alçak failleridir. Terörle mücadele esnasında, en son olarak Pençe-Kilit Harekatı’nda şehit olan vatan evlatlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Aileleri, silah arkadaşları, milletimiz başta olmak üzere hepimizin başı sağ olsun diyorum. Kahramanlar vurulunca değil, unutulunca ölürler. Kahraman toprağa düştü mü şehit, terörist düştü mü leş olur. Kararlılıkla belirtiyorum ki ne kahramanlarımızı, ne de sorulacak hesaplarını unutacağız. Türkiye olağanüstü bir süreçten geçerken, terörle mücadele çok boyutlu ve inanmış bir halde sürdürülürken, zillet ittifakının herhangi bir partisinden en küçük destek mesajı paylaşanını gördünüz mü? Milli meselelerde duyarlı ve diğerkâm davranıp sorumlu ve ahlaklı tavır sergileyenini hiç duydunuz mu? Menfaatine düşkün olan milletine yabancıdır. Siyasi ikbali için Türkiye’nin istikbaline gölge düşürmeye azmetmiş zillet ittifakı iyice yoldan çıkmış, hepten yozlaşmış, istikametini şaşırmıştır. 24 Nisan 2022 tarihinde 6+1 formatında üçüncü kez toplanan partilerin ortak açıklamasının, hayatın ve siyasetin olağan akışıyla, Türkiye’nin yüksek mücadele anlayışıyla bağdaşan veya çakışan bir yanı var mıdır? Milli egemenlik haklarımıza, tarihsel emanetlerimize, devletimizin ve milletimizin hükmü şahsiyetine hürmet ve bağlılık zillet ittifakı açısından söz konusu mudur? BİLDİRİLERİNİ HAZIRLAYAN DIŞ GÜÇLERDİR Haydi bunlar kuldan utanmıyor, bari Allah’tan korksunlar. Zillet ittifakı Türk milletinin ekmeğini yese de gavurun kılıcını sallamaktan rahatsızlık duymuyor. Bu ittifak ortakları sadece “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” masalıyla avunuyorlar. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Sahte gülümsemelerle günü kurtardıklarını sanıyorlar. Nalıncı keseri gibi, her birisi kendine yontuyor, kalpleri çıfıt çarşısına dönmüş haberleri olmuyor. Birbirlerine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Her numara zillet ittifakında, ne ararsanız bu ittifakın yamalı bohçasında. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, Türkiye’ye övgü yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Kimin hesabına, kimlerin hizmetine siyaset yaptıklarını da bilmeyen yok. Zillet ittifakını Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dolduruşuna getirip yuvarlak masa bildirilerini hazırlayan dış güçlerdir, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mayası da, mimarı da, mihmandarı da büyük Türk milletidir. Bizim medarı iftiharımız, yegane mensubiyetimiz aziz milletimizdir, zillet ittifakının müşahidi ve membaı yabancı ülkelerin Türkiye’deki sefirleridir. Zillet ittifakı Türkiye’nin tarafında değildir, yol haritaları karışık ve bulanıktır. Nerede duruyorlar, hangi mihrakların esareti altındalar artık bilmeyen kalmamıştır. KILIÇDAROĞLU HANGİ PROVOKASYONU YAPACAĞINI ŞAŞIRMIŞTIR Biz de tarafız, hem hakkın, hem halkın, hem de hakikatin tarafındayız. Zillet ittifakının tarafı Türkiye’nin tahribidir. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne koyulmuş takozdur. Bu ittifakın çekicisi CHP Genel Başkanı ise ne yapacağını, ne söyleyeceğini, hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış vaziyettedir. Faturayı üç ay boyunca ödemeyen Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Bu çarpık zihniyet karanlıktan ülkemizin aydınlık ortamına gölge düşürmeye çalışmıştır. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım, faturayı ödemezse elektriğinin kesilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Hatta Kılıçdaroğlu’na insani ve vicdani destek olmak adına bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini talimatlandırmıştım. Nasıl olsa Kandil’e yabancılık çekmiyordu, nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı. Biz de onun anladığı ve bildiği Kandil’i değil de ışık saçan kandili adrese teslim göndermiştik. Huylu huyundan vazgeçmiyor, karanlık emelleri olanların tercihi yine karanlıktan mesaj vermektir. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır, kumpanyadır.

2 yıl önce

CHP'li belediye milyonlar akıtmıştı: Açıldığı gibi kapandı

23 Nisan 2022 tarihinde düzenlenen törenle açılış yapılan Masal kahramanlarının heykellerinin yer aldığı Çorlu Masal Parkı önce açıldığı günün ertesinde gerekli tadilatların yapılması için kapatıldığı duyuruldu. Konuya ilişkin olarak Çorlu Belediyesi’nin resmi sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruda önce, “Bugün gerçekleştirilen masal parkın açılışında ziyarete gelen bazı vatandaşlarımızın parktaki objelere, bitkilere ve masal kahramanlarına zarar vermesinden kaynaklı tahribatın giderilmesi için çalışmalarımız süreceğinden 11.00 - 19.00 saatleri arasında hizmet verecektir” denildi. Yapılan ikinci açıklamada ise vatandaşları suçlayan ifadeler kullanmaktan vazgeçen Çorlu Belediyesi bu kez açıklamasında “Masal Park’ın yeşil alanlarında ve içerisine yer alan masal kahramanlarında yapılacak çalışma sebebiyle 2 gün süreyle parkımızı ziyarete kapatıyoruz. Tüm vatandaşlarımıza duyurulur ibarelerine yer verildi. Böylece 20 milyon liraya yakın maliyeti sebebiyle tartışmaları da beraberinde getiren Çorlu Belediyesi Masal Parkı açıldığı gibi kapanmış oldu.

2 yıl önce

“İBB ÇALışıyor!!” Ekrem İmamoğlu’nda yandaşlarına usulsüz reklam ihalesi: BVA Reklam ve Danışmanlık, Urban Media A.Ş., Panoffect Medya A.Ş…

Ekrem İmamoğlu, Kültür A.Ş üzerinden seçimlerde kendisine sponsor olan aileler ile kolladığı Subaşı ailesine reklam panolarının ihalelerini mektupla davet yöntemiyle adrese teslim verdi. 1 milyar 19 milyonluk ihaleleri 2019 yılında seçimin hemen ardından kurulan şirketlere usulsüz vermekle yetinmeyen İmamoğlu, herhangi bir mücbir sebep olmaksızın ve gerekçesiz olarak şirketlerden belediye kasasına girecek paraya şirketin birinde yüzde 40, diğerinde de yüzde 20 indirim yaptı. Reklam panolarının ölçüleriyle de oynayan şirketlere verilen adrese teslim ihalelerle birlikte 293 milyonluk kamu zararı ortaya çıkarken bu yandaş şirketlere kıyak olarak yansıdı. Sabah’ın haberine göre; İBB'nin bunlarla da kalmayıp "Büyükşehir Çalışıyor" isimli twitter hesabından "İBB reklam alanlarını artık kendi işletecek! İBB'nin 2000 raket pano ile 400 megalight panonun 10 yıl işletilmesi ihalesini Kültür A.Ş. kazandı. İhale konusu reklam alanları bu şekilde İBB tarafından işletilmiş olacak, belediye reklam gelirinden azami oranda faydalanacak" denilerek vatandaşın da kandırıldığı ortaya çıktı. PES DEDİRTEN YOLSUZLUK İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mektupla yaptığı adrese teslim ihalelerdeki yolsuzluklar bu kadarına pes dedirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tasarrufundaki raylı sistem istasyonları, otoparklar, ana cadde ve meydanlarda bulunan reklam alanlarının mevzuata aykırı olarak, belediye iştiraki "Kültür A.Ş." aracı kılınarak belediye seçimlerinde Ekrem İmamoğlu'na sponsor olduğu iddia edilen iş adamı Hüseyin Köksal'ın amcasının oğluna ait "BVA Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş." ile Ekrem İmamoğlu'nun koruyup kolladığı Subaşı ailesine ait "Panoffect Medya A.Ş." ve Hüseyin Seçkin'e ait "Urban Media A.Ş." adlı şirketlere verildiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme de bu iddiaları doğruladı. DAVET USÜLÜ İHALE İBB, raylı sistem istasyonları, otoparklar, üst geçitler, ana cadde ve meydanlarda bulunan reklam alanlarının ihalesini 1 milyar 19 milyon ile Kültür A.Ş.'ye verdi. Söz konusu ihaleler 7 kısma bölünerek "mektupla davet usulü" ile ihaleye katılma yeterliği ve koşullarına sahip olmayan 3 özel şirkete dağıtıldı. YANDAŞLARA MİLYARLIK İHALE Seçimlerde Ekrem İmamoğlu'na sponsor olduğu iddia edilen iş adamı Hüseyin Köksal'ın amcasının oğlu Ahmet Köksal ve Murat Kapki tarafından 2019 yılı yerel seçimlerinden sonra kurulan "BVA Reklam A.Ş." adlı şirkete belediye iştiraki Kültür A.Ş. tarafından toplam 395 milyon 100 bin lira tutarında "reklam alanları" işletme ihalesi verildi. 2019 yerel seçimlerinden sonra Hüseyin Seçkin tarafından kurulan "Urban Media A.Ş." adlı şirkete de yine Kültür A.Ş. tarafından toplam 239 milyon 639 bin liraya "reklam alanları" işletme ihalesi verildi. Yine yerel seçimlerinden sonra Ekrem İmamoğlu'nun koruyup kolladığı Eyüp ve Gülşah Subaşı ailesinin oğlu Onur Buğra Subaşı tarafından kurulan "Panoffect Medya A.Ş." adlı şirkete de 384 milyon 857 bin lira tutarında "reklam alanları" işletme ihalesi verildi. İHALEYİ ALMA ŞARTI TAŞIMIYORLAR Belediyece yapılan ilk ihaleler ile Kültür A.Ş. tarafından yapılan alt ihalelerin, sözleşme ve konularının bire bir aynı olduğu ancak verilen şirketlerin yeterlik şartı olarak aranan şartları da taşımadığı belirlendi. Şirketlerde en az 3 yıldır faaliyette bulunma, en az 5 ila 40 milyon lira sermaye, son 5 yıl içerisinde toplam 40 ila 100 milyon lira üzerinde ciro ve 20 ila 40 milyon lira tutarında iş deneyim belgesine sahip olma şartlarının aranmadığı, piyasada yetkinliği bilinen şirketlerin ihalelere davet edilmediği ortaya çıktı. 293 MİLYONLUK ZARAR İBB'nin ihaleleri adrese teslim vermesinin yanı sıra, üst geçitler, ana cadde ve meydanlarda bulunan reklam alanları ihaleleri için ödenmesi gereken işletme bedeli ile reklam uygulamalarının adetlerinde yüzde 20 azaltma yaptı. Sözleşmeyle kesinleşmiş belediye alacağının tahsilinden ise "herhangi bir mücbir sebep olmaksızın" vazgeçilerek toplam 141 milyon 500 bin indirim yapıldı. Ana cadde ve meydanlarda bulunan reklam alanları ihale şartnamesi ve sözleşmesine gerekçesiz olarak Belediye aleyhine konulan; "ilk 5 yıl işletme bedelinin yüzde 60'ı üzerinden ödeme alınacaktır." hükmü uyarınca, ilk 5 yıllık sözleşme bedeli "herhangi bir mücbir sebep olmaksızın ve gerekçesiz" olarak yüzde 40 oranına indirildi. Bu şekilde de 122 milyon kamu zararına yol açıldı. Bunların yanında üst geçitlerdeki reklam panosu ebatlarının teknik şartnamesindeki azami boy ölçüsünden daha büyük imal edildiği, işletmeciye teknik şartnamesinde belirlenen azami alandan 2 bin 559 metrekare daha fazla ve değerli reklam alanı sağlandığı, bundan da 29 milyon 714 bin tutarında işletmeci şirkete haksız menfaat sağlanarak kamu zararına yol açıldığı belirlendi. Ulaşıma ve suya zam yapma gayretinde bulunan İBB'nin ihalelerden yaptığı indirim kıyağıyla toplam 293 milyon 214 bin lira kamu zararına sebep olduğu, işletmeci şirketlere de haksız menfaat sağlandığı tespit edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimindeki "Büyükşehir Çalışıyor" isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ise "İBB reklam alanlarını artık kendi işletecek! İBB'nin 2000 raket pano ile 400 megalight panonun 10 yıl işletilmesi ihalesini Kültür A.Ş. kazandı. İhale konusu reklam alanları bu şekilde İBB tarafından işletilmiş olacak, belediye reklam gelirinden azami oranda faydalanacak" denildi. Oysaki Kültür A.Ş.'nin ihaleyi kendisi almış gibi duyurmasına rağmen, ihalelerin yandaşlara dağıtıldığı ortaya çıktı.

2 yıl önce

Zafer Partisi’nden tehlikeli provokasyon

İstanbul’da Maltepe, Fatih, Eyüpsultan, Esenyurt gibi ilçelerde sokaklara gamalı haç eşliğinde yazılan ırkçı sloganlar mahalle sakinleri ve bazı STK’lar tarafından silindi. “Mülteci defol”, “Arap defol”, “Afgan evine” gibi yazıların yerine “Kahrolsun ırkçılık, yaşasın kardeşlik” yazıldı. Irkçı yazılardan rahatsız olan Maltepe Gülsuyu Mahallesi sakinleri “Çok vardı temizledik. Biz siliyoruz onlar yazıyor” dedi. Mahalleli, Suriyeli çocukların da kimliğini bilmedikleri kişilerce dövüldüğünü iddia etti. Son günlerde ‘Suriyelilere vatandaşlık’, ‘Yabancıya konut satışı’, ‘Sığınmacı kaynaklı adli olaylar’, ve ‘Suriye’ye bayramlaşma ziyaretleri’ gibi başlıklar altında yürütülen tartışmalar sokakta ırkçı provokasyona dönüştü. İstanbul’da özellikle yabancıların yoğun olarak tercih ettiği ilçe ve mahallelerde duvarlardaki “Arap defol”, “Suri defol”, “Mülteci defol” , “Afgan evine” gibi yazılar ve Faşizmin sembolü olan gamalı haç çizimleri arttı. https://twitter.com/genelgundem/status/1517930123244314626?s=21&t=QpilKD3TiEJ6QxaaQOiP-w YAŞASIN KARDEŞLİK Fatih, Maltepe, Esenyurt, Eyüpsultan gibi ilçelerde ırkçılar vatandaşları canından bezdirdi. Fatih’te apartman sahipleri ve sivil toplum kuruluşları ile ırkçılar adeta köşe kapmaca oynuyor. Irkçıların duvarlara yazdığı yazılar sivil toplum kuruluşları tarafından siliniyor ve yerine “Kahrolsun ırkçılık, yaşasın kardeşlik” sloganları yazılıyor. Mahalle sakinleri de defalarca silmelerine, boyamalarına rağmen ırkçıların ısrarla yazılar yazmaya devam ettiğini söylüyor. Mahalle sakinleri STK’ların da karşı mesajlarla duvarı kirletmemesini istiyor: “Duvarlarımıza kimse bir şey yazmasın…” Bölgede ikamet eden yabancılar ise olası bir ırkçı saldırının endişesini yaşadıklarını ifade ediyor. İstanbul Maltepe’ye bağlı Gülsuyu Mahallesi’nde de vatandaşlar ırkçı duvar yazılarına kızgın. Mahalleliler “Çok vardı temizledik. Biz siliyoruz onlar yazıyor” ifadelerini kullandı. Maltepe’de halk Suriyeli çocuk ve erkeklerin kimliğinin bilmedikleri bazı gençler tarafından dövüldüğünü iddia ediyor. ERMENİ OKULU’NA HAÇ Sadece Suriye ve Afganlar değil Türkiye’deki Ermeniler de aynı ırkçılığa maruz kaldı. Bomonti Mıhitaryan Ermeni Okulu’nun müştemilat kapısına kimlikliği belirsiz kişilerce gamalı haç çizildi. Ermenice yayınlanan Agos gazetesindeki yazılarda bu tür ırkçı olayların tedirginlik yarattığı aktarıldı. ZAFER PARTİSİ İZİ! Eyüpsultan’da ise tarihi mezarlığın her yanı ırkçı sloganlarla dolu. Gamalı haç ve “Etnik işgal”, “Afgan/Suriyeli defol” gibi yazıların yanı sıra aynı elden çıktığı belli olan “Türk Zafer Partisi” ifadesi de dikkat çekici. Zafer Partisi’nin genel başkanlığını sığınmacılara yönelik sergilediği ırkçılık ve provokasyon ile tanınan Ümit Özdağ yapıyor.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü: Hiç kimse cumhurbaşkanımızı tehdit edemez

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Çelik, "Buldukları her fırsatta milli iradeyi tehdit edenlerin bu ülkeye ödettiği bedeli düşman yapamazdı. Millet düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığı bu Yassıada zihniyetinin alfabesidir. Bu zihniyet, milletin demokrasi kararnamesiyle yürürlükten kaldırılmıştır" ifadelerini kullandı. "Hiç kimse Cumhurbaşkanımızı tehdit edemez" diyen Çelik, "Demokratik meşruiyete sahip Cumhurbaşkanını tehdit etmek, Türkiye’yi ve milli iradeyi tehdit etmektir. Milli iradeyi tehdit eden Yassıada zihniyeti ebediyyen mahkum olmuştur" dedi. https://twitter.com/omerrcelik/status/1518853988006957056?s=21&t=QpilKD3TiEJ6QxaaQOiP-w

2 yıl önce

Sınırda nefes kesen operasyon! Kaçak göçmenler dere yatağında yakalandı

Kaçak geçişlerin engellenmesi için Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinden Hakkari'nin Yüksekova ilçesine kadar uzanan ve geçen yıl ihalesi yapılan, Van sınırındaki 64 kilometrelik duvarın 40 kilometrelik bölümü tamamlandı. Kalan 24 kilometrelik bölümün ise bu yıl bitirilmesi hedefleniyor. Van-İran sınır hattındaki toplam 295 kilometrelik sınır hattının tamamına duvar örüleceği ve bu çalışmanın da 2023'e kadar bitirileceği belirtildi. Sınırda bir yandan duvar örme çalışmaları devam ederken, jandarma birlikleri de kaçak geçişlerin engellenmesine yönelik 7/24 görevinin başında faaliyetlerini sürdürüyor. SINIRDA KUŞ UÇURTULMUYOR Van'ın İran sınırında bulunan Özalp ilçesine bağlı Yukarıturgalı Mahallesi'ndeki sınır hattında devriye gezen İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kaçak göçmenlerin saklandığı dere yatakları ve mağaraları didik didik arıyor. Yurda yasa dışı yollarla giriş yapan ve 1 aydır yolda oldukları belirtilen kaçak göçmenler, ekipler tarafından işlemleri yapılmak üzere İl Göç İdaresi'ne bağlı Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildi.

2 yıl önce

Türkmen yetkili Maruf, Türkiye'nin PKK'ya yönelik operasyonunun "bölgede barış için yapıldığını" söyledi

Türkmen Bakan Maruf, video mesajında, Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya yönelik Pençe-Kilit Operasyonu'na ilişkin değerlendirmede bulundu. Maruf, mesajında, "Son günlerde Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sınır bölgesine PKK terör örgütüne karşı yapılan bu operasyon, haklı olarak, bölgede barış için, huzur için, birlikte yaşamak için yapılan bir operasyon olmuştur. Biz Iraklı Türkmenler olarak her zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin yanındayız." ifadelerine yer verdi. Türkmen Bakan, "Geçmişten bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti her zaman bölgede olan insanlara, vatandaşlara, bütün etnik gruplara, dini gruplara ayrım yapmadan büyük bir destek, büyük bir katkı sağlamıştır." diye konuştu. Maruf, mesajında, şehitlere yüce Allah'tan rahmet ve ailelerine de başsağlığı dileğinde bulundu.

2 yıl önce

Pençe-Kilit Operasyonu'nda Mehmetçik 50-60 kilometre derinliğe inmeye hazırlanıyor

Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya yönelik başlattığı Pençe-Kilit Operasyonu'nda bir hafta geride kalırken önemli detaylar da ortaya çıktı. MEHMETÇİK 50-60 KİLOMETRE DERİNLİĞE İNECEK Mehmetçiğin teröristleri temizlemek için 50-60 kilometre derinliğe ineceği, bütün geçiş yollarını tutarak örgütün nefes borusunu kesmeyi planladığı öğrenildi. Buna göre nihai hedef Kandil olacak. OPERASYON BÖLGESİNDE 3 BİN PKK'LI TERÖRİST BULUNUYOR Sabah'ın haberine göre; Operasyondan önce bölgedeki kamp, mağara, terörist sayısıyla ilgili tüm detaylar tek tek belirlendi. Kamplar, mağaralar tespit edildi. Operasyon yapılacak bölgede 3 bin civarında terörist olduğu hesaplandı. BARZANİ'NİN DESTEĞİ ALINDI Barzani ile görüşüldü, desteği alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Barzani ile yaptığı görüşmede de konu değerlendirildi. Şu anda alanda Barzani birlikleri, aşağı kaçan yani KDP bölgesine kaçan teröristlerin geçişlerini engelliyor. BİTENE KADAR ORADA Mehmetçik, bu hedeflerin yerine getirilmesi ve Kandil'in tamamen imha edilmesi için operasyondan sonra geri çekilmeyecek. Kuzey Irak'ta sınıra yakın bölgelerde geçici kontrol merkezleri kurulacak. Geçici üsler için PKK'nın geçiş yolları, vadi girişleri gibi alanlar tercih edilecek. Nihai sonuca ulaşana kadar Mehmetçik buralarda kalmaya devam edecek.

1 2 ... 1691 1692 1693 1694 1695 1696 1697 ... 2675 2676