01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Narkotik’ten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ‘baron’ iddialarına cevap: “İftirayı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’ndan duyunca üzüldük”

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’dan yapılan açıklama şöyle; Vatandaşlarımızı özellikle de gençlerimizi korumak için gece gündüz demeden uyuşturucu ile mücadele ediyoruz. Bazen günlerce evini göremeyen arkadaşlarımız, her türlü sonucu göze alarak zehir tacirleriyle savaşıyor ve bundan sonra da savaşacak. Bu uğurda verdiğimiz Şehitlerimizin acısı ise hala yüreklerimizde. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarını ve buna bağlı olarak en büyük yakalamalarını gerçekleştirdik. Halen cezaevlerinde, uyuşturucuya bağlı suçlardan 100 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü olduğunu bilmeden, “baronlara” ve “uyuşturucu satıcılarına” operasyon yapılmadığını” ileri sürmek, teşkilatımıza hak etmediği bir iftirada bulunmaktır. Bu iftira daha önce organize suç örgütleri ve yurt dışı kaynaklı olarak defalarca ortaya atıldı ve biz onların hedefini biliyorduk. Ancak bu kez aynı iftirayı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’ndan duyunca üzüldük. Şehitlerimizi de muazzep eden bu haksızlığa itirazımızı dile getirmeyi mesleğimizin onuru ve şerefi için görev biliyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. https://twitter.com/narkotiksmdb/status/1503745341623001088?s=21

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu, Bahçeli’ye uyuşturucu baronlarını soruyordu! Meral Akşener’e yakın Ş.K. uyuşturucu madde ile yakalandı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye biraz fazla takılmış olabileceğini ifade ederek, "Allah rızası için, hiç mi soru sormuyorsun ya... Türkiye Cumhuriyeti Devleti hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Yoktur. Ama garibanlar oradalar” demişti. Yunus polislerine dur ihtarına uymayan ve kovalamaca sonucu yakalanan Meral Akşener’e yakınlığıyla bilinen İyi Partili Ş.K’ın üzerinden çeşitli uyuşturcu maddelerle yakalandı. https://twitter.com/genelgundem/status/1503996500128403462?s=21

2 yıl önce

L'ACTONE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat uyuşturucu baronu çıktı!

Eski Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanı ve L'ACTONE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat'ın da aralarında bulunduğu 6 şirket sahibinin, firmaları üzerinden yurtdışından uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ortaya çıktı. Kolombiya-Panama-ABD-Almanya ve son olarak Türkiye'ye gelecek olan, alıcı bölümünde Süleyman Y. yazılı kargo, Alman Federal Gümrük İrtibat Bürosu tarafından şüpheli olarak değerlendirildi. Havalimanında 20-26 Kasım 2021 tarihlerinde iki ayrı kargo üzerinde yapılan incelemelerde, paket içinde 62 ve 49 kilogram olmak üzere toplam 111 kilogram siyah kokain tespit edildi. Yapılan tespit üzerine durum Türk makamlarıyla paylaşıldı. FİLM GİBİ OPERASYON İstanbul Havalimanı Gümrük ve Muhafaza Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı incelemelerde söz konusu uyuşturucu maddelerin kime ait olduğunun belirlenmesi için kontrollü teslimat yapılmasına karar verildi. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kargo teslimatının yapılacağı adresleri mercek altına aldı. Jandarma ekipleri, el konulan uyuşturucu maddelerin yerine aynı renkte kum yerleştirdi. Ekipler kargo görevlisi kılığına girerek paketleri gerçek kargo yetkilileriyle birlikte alıcı adreslerine götürdü. İstanbul Levent'teki lüks bir plazadaki ofise yapılan teslimat sırasında operasyona eşzamanlı olarak start veren jandarma ekipleri, 6 farklı firma yetkilisini gözaltına aldı. 3 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI Uyuşturucu kaçakçılığı ile ilişiği olduğu belirlenen holding patronu Ali Osman Akat ile birlikte Ali K., Mustafa G., Sarra C., Süleyman Y. ve Tevfik Akan A., 13 Aralık'ta jandarma ekiplerince gözaltına alındı. İşadamı Akat, kozmetik ürünlerinin ihracatını yaptığını, olayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını iddia etti. Şüphelilerden Ali Osman Akat, Süleyman Y. ve Tevfik A., 17 Aralık'ta tutuklanarak cezaevine gönderildi.

2 yıl önce

CHP’liler bir öyle bir böyle! İzmir Barosu kaçak Afganların sınır dışı edilmesine karşı çıktı

Güvenlik güçlerince İzmir’de yakalanan 100 Afgan düzensiz göçmenin sınır dışı edilme kararına CHP’ye yakınlığı ile bilinen İzmir Barosu karşı çıktı. İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada geri gönderme kararının uluslararası hukuka aykırı olduğu iddia edildi ve kaçak Afgan göçmenlerin serbest bırakılmaları istendi. ‘İŞLEMLERE DERHAL SON VERİLMELİ’ İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada, “İzmir Geri Gönderme Merkezi yetkililerince yürütülen bu işlemlere derhal son verilmesini talep ediyoruz” denildi. Baro ayrıca, geri gönderilmek istenen mültecilere talep etmeleri halinde avukat desteği sunmaya hazır olduğunu bildirdi. Söz konusu açıklama şöyle: “17.04.2022 tarihinde İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde, sayıları net olmamakla birlikte 100 kadar Afganistanlı göçmen ve mültecinin işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak “gönüllü geri dönüş belgeleri” imzalamaya zorlandıkları ve zorla parmak basmalarının temin edildiği ihbar edilmiştir. Bunun üzerine 18.04.2022 tarihinde Yönetim Kurulu üyemiz Av. Ayşe Kaymak, Geri Gönderme Merkezi’ndeki bazı yabancılar ile görüşmüştür. Görüşme yapılan kişilerce, 14.04.2022 tarihinde Afganistan Konsolosluk görevlileri tarafından Geri Gönderme Merkezi’nin ziyaret edildiği ve bu ziyaretle birlikte pasaportu olmayan yabancıları Afganistan’a sınır dışı etmek için düzenlenmesi gereken belgeleri imzalamalarının istendiği bildirilmiştir. ‘TALİBAN’A TESLİM EDİLEMEZLER’ Etnik kökenleri nedeniyle zaten yıllardır kötü muameleye uğrayan Hazara kökenli aileler; Afganistan’ın Taliban kontrolüne geçmesinden sonra zorla askere alınmaya çalışılan genç erkekler; zorla evlendirilmeye çalışılan ve eğitim hakları ellerinden alınan kız çocukları ve kadınlar; çeşitli sivil toplum örgütlerinde, insani yardım kuruluşlarında çalıştıkları için hain ilan edilen doktorlar, tercümanlar; devletin farklı kademelerinde görev yapan yetkililer, ülkelerinden kaçmak zorunda kalmışlardır. Bu kişilerin Taliban kontrolündeki konsolosluk görevlileriyle yüzleştirilmeleri dahi insan haklarına aykırıdır. Aydınlatılmış onamları alınmadan, kişilerin her biri için geri gönderilebilecek kişilerden olup olmadıkları yönünde araştırmalar yapılmadan yürütülen sınır dışı işlemleri, kanunlarımıza ve taraf olduğumuz sözleşmelere aykırıdır. Bu hukuksuz uygulama nedeniyle geri gönderilecek insanların göreceği en ufacık zararın, akacak her damla kanın sorumlusunun, görevini yapmayanlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

1 yıl önce

Avukatlarla İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu arasında istifa tartışması

Silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden avukat Servet Bakırtaş için İstanbul Bakırköy Adliyesi önünde toplanan bir grup avukat, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu'nu istifaya çağırdı. Durakoğlu'nun karşılık vermesiyle avukatlarla baro başkanı arasında tartışma yaşandı. Yuhalanan Durakoğlu, geçmişte DHKP-C'li terörist Ebru Timtik için çağrı yapmıştı.

1 yıl önce

Türkiye, PKK'nın Zaho oyununu bozdu ama Diyarbakır Barosu, TSK'yı çocukları bombalamakla suçladı

Irak’ın Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde bir dere kenarına gerçekleştirilen saldırıda, 8 kişi hayatını kaybetmiş, 23 kişi yaralanmıştı. Terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği saldırının ardından PKK destekçileri ve İran destekli gruplar, 'kanlı saldırıyı Türkiye'nin yaptığı' yalanı ile halkı Türkiye'ye karşı kışkırtmaya çalıştı. Güvenlik kaynakları ve Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamalarda PKK/KCK'nın kanlı Zaho oyunu deşifre edildi. Terör örgütü yandaşları sosyal medya ve yayın organlarıyla propagandayı yaymaya çalışırken, Diyarbakır Barosu'ndan skandal bir açıklama geldi. Baro, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni aralarında çocukların da olduğu sivilleri bombalamakla suçladı. Diyarbakır Barosu'nun yalan dolu paylaşımında, "Kürdistan Federal Bölgesinin Zaho ilçesinde TSK’nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski’de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan’a başsağlığı diliyoruz." ifadeleri yer aldı.

1 yıl önce

AK Parti'den HDP ve Diyarbakır Barosuna Dohuk tepkisi! 'Türkiye'yi suçlamaları manidar'

AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, HDP ve Diyarbakır Barosunun, Irak'ın Dohuk ilindeki saldırıyla ilgili, henüz gerçek ortaya çıkmadan terör örgütünün sözcüsü sosyal medya hesaplarıyla birlikte Türkiye'yi suçlamalarının manidar olduğunu belirtti. Tunç, yaptığı yazılı açıklamada, Dohuk'taki saldırıyı kınayarak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diledi. HDP ve Diyarbakır Barosuna tepki gösteren Tunç, "Henüz gerçek ortaya çıkmadan HDP ve Diyarbakır Barosunun, terör örgütünün sözcüsü sosyal medya hesapları ile birlikte Türkiye'yi suçlamaları manidar. Mehmetçik katliam yapmaz. Mehmetçik yaşam hakkını korumak için canı pahasına mücadele eder." ifadelerini kullandı. Mehmetçiğin hedefinde bebek katillerinin, masum kanı döken teröristlerin bulunduğunu vurgulayan Tunç, şunları kaydetti: "Dışişleri Bakanlığımız, katliamın gerçek faillerinin bulunması için gerekli iş birliğine hazır olunduğunu, Iraklı yetkililerin terör örgütünün propagandalarına itibar etmemeleri gerektiğini açıklamıştır. Diyarbakır, Hakkari, Van, Bingöl, Siirt, Şanlıurfa ve Batman barolarının, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Dışişleri Bakanlığımızın gereken açıklamaları yapmalarına rağmen tek bir kaynaktan çıktığı anlaşılan, ülkemizi suçlayan açıklamaları büyük bir garabettir. Türkiye Cumhuriyeti ve onun kahraman Mehmetçiğini suçlayarak terör örgütlerinin söylem ve etkisi altında yapılan açıklamalar terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunmaktır." ANKARA BAROSU'NDAN TEPKİ Ankara 2 No'lu Barosu yazılı yaptığı açıklamada Diyarbakır Barosu'nun yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Ankara Barosundan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Kamuoyunun malumu olan bir kısım baroların milli güvenliğimiz ile ilgili hassasiyet gösteren hemen hemen her konuda takınmış olduğu ve alışkanlık haline getirdikleri Devlet ve Millet karşıtı söylem ve davranışlarının uzantısı niteliğinde olan Diyarbakır Barosu'nun açıklamasına karşı açıklama yapma zaruriyeti doğmuştur. Diyarbakır Barosu'nun, Irak'ın Dohuk Vilayeti'nin Zaho ilçesinde gerçekleşen olay ile ilgili yapmış olduğu açıklama tamamen provokatif amaçlı ve terörün siyasi amaçlarına hizmet eder nitelikte ve Barolara kanunca verilmiş olan görevlerin suistimali niteliğindedir. Avukatlık Kanununda Baroların asli görevleri arasında yer alan "İnsan Haklarının SAvunulması ve Korunması" görevi, bahsi geçen Baro tarafından terör örgütü propagandası yapmak amacıyla kötüye kullanılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından bahsi geçen olayla, Devletimizin ve Silahlı Kuvvetlerimizin hiçbir bağlantısının bulunmadığı net ve açık şekilde belirtilmiş olmasına rağmen; Diyarbakır Barosu'nun hayali coğrafyalar üzerinden, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan gerçeğe aykırı beyanlar ile her fırsatta olduğu gibi bu kez de terör örgütü PKK'nın sözcülüğünü yaptığı son derece açıktır. Avukatlık Kanu'nun ilgili maddelerinde milli güvenliğin gerektirdiği hallerde Baroların faaliyetlerine yönelik düzenlemeler dikkate alınarak, bu düzenlemelerin muhatabı olan kurum ve kuruluşları kanundan doğan yetkilerini kullanmaya davet ediyor, terör örgütü propagandası yapan ve cezai sorumluluğu bulunan Diyarbakır Barosu Yöneticileri hakkında yasal sürecil başlatılması hususunun takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Barolar ve meslek üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği, yasal dayanaklarını Anayasa'dan alan kuruluşlar olup milli konularda net bir şekilde devletinin yanında olmaları gerekmektedir. Diyarbakır Barosu ve açıklamasına destek veren bir kısım baroların milli konularla ilgili sürekli yapmış oldukları provakatif beyan ve davranışlarının karşısında duran Ankara 2 Nolu Barosu, devletinin ve milletinin yanında olmaya devam edecektir.

1 yıl önce

Şehit yakınlarından Diyarbakır Barosu'na sert tepki: PKK katliamını örtbas etmek için Türkiye'ye iftira attılar

Terör örgütü PKK/KCK, Irak Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde sivillere bombalı saldırı düzenledi. Terör örgütü yayın organları ve yandaşları saldırıyı TSK'nın düzenlediğine dair kara propagandaya başladı. Güvenlik güçleri, saldırının teröristler tarafından gerçekleştirildiğini tespit etti. Sosyal medyada PKK propagandasına çanak tutan Diyarbakır Barosu, skandal bir paylaşıma imza attı. Barodan yapılan açıklamada, "Kürdistan Federal Bölgesinin Zaho ilçesinde TSK’nın bombardımanıyla, içlerinde çocukların da olduğu siviller hayatını kaybetmiştir. Roboski’de olduğu gibi söz konusu Kürtler olunca insancıl hukuk değersizleşiyor. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Kürdistan’a başsağlığı diliyoruz." denildi. 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, Diyarbakır Barosu'nun Irak'ta PKK tarafından katledilen 8 sivilin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından öldürüldüğünü iddia etmesine sert tepki gösterdi. Gündüz, bu çirkin açıklamayı yapan Diyarbakır Barosu'nun tüm idarecileri hakkında soruşturma açılması için savcıları göreve çağırdı. Abbas Gündüz, Türkiye'yi hedef alan bu kirli zihniyeti kınadığını belirterek, "Diyarbakır Barosu, bebek katili PKK terör örgütünün katliamını örtbas etmek için Türkiye'ye iftira attı. Irak’ta PKK tarafından katledilen 8 sivil için 'TSK öldürdü' açıklamasında bulundu. Daha önce de 'Ermeni Soykırımı var' diyerek yine Türkiye'ye iftira atmıştı. Bebek katili PKK terör örgütü ile aynı dili kullanıp Türkiye'ye saldıran bu kirli zihniyeti kınıyorum. Ülkenin bölünmez bütünlüğü için, vatan, millet, bayrak için Irak’ta ve Suriye’de yüzlerce şehit verdik, gazi verdik. Bugün PKK’nın sözcülüğünü yapan baro, neden söz konusu TSK olunca hiçbir mesaj yayınlamıyor. Bu kirli ve bölücü barodan şikayetçiyiz. Diyarbakır Barosu'nun tüm yöneticileri hakkında iftira ve milli güvenlik tehdidi gerekçesiyle soruşturma açılmalı" dedi.

1 2 3 4 5 6