29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Firari Erk Acarer’in PKK’lı Cemil Bayık’tan Deniz Yücel’e karanlık ilişki ağı

Uzun zamandır firari olarak Almanya’da yaşayan Acarer; Tageszeitung adlı gazete ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Derneği’nin aracılığıyla Alman Panter Vakfı’ndan burs alarak Nisan 2017’de Almanya’ya sığınmıştı. ABD yanlısı Sınır Tanımayan Gazeteciler Derneği, Türkiye’de PKK’nın sözcülüğünü yapan medya kuruluşlarına verdiği destekle biliniyor. Derneğin, Türkiye’yi her yıl basın özgürlüğü endeksinde son sıralara koyma sebebi de, Türkiye’nin FETÖ ve YPG-PKK terörü ile yürüttüğü mücadele. RSF, aynı zamanda firari ve hapisteki FETÖ’cü gazetecileri de basın özgürlüğü kapsamında değerlendiriyor. Erk Acarer’e burs veren Panter Vakfı’nın ise yönetim kurulunda ilginç isimler var. Bu isimlerin en önemlisi ise PKK’nın Kandil’deki terör üslerinde sıkça bulunan ve PKK elebaşlarından Cemil Bayık ile sıkı dostluğu bilinen Deniz Yücel! Alman Die Welt Gazetesi’nin Türkiye temsilciliğini de yapan Deniz Yücel, PKK propagandası yaptığı için tutuklanmıştı. Vakfın yönetimindeki Konny Gellenbeek, Michael Sontheimer, Hans Christian Ströbele ve Andrienne Goehler gibi isimlerin de PKK-YPG terör örgütü adına Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde lobi çalışması yaptıkları biliniyor. Türkiye’yi bölmeye ve karalamaya çalışan her eylemde öne çıkan Erk Acarer’in Alman vakıflarının maddi desteği ile sürdürdüğü faaliyetleri “gazetecilik” olarak tanımlayan CHP’li pek çok ismin de Alman vakıfları ile ilişkileri dile getirilmişti.

2 yıl önce

İYİ Partili Aytun Çıray, 2018'deki Kocaeli mitinginin fotoğrafını bugün Denizli mitingi diye paylaştı!

İYİ Parti'de rezaletin ardı arkası kesilmiyor. Lütfü Türkkan'ın şehit yakınına küfür etmesi gündemdeki yerini korurken, dün Durmuş Yılmaz ekonomiyi hedef alan asılsız iddialarla vatandaşı tedirgin etmeye çalıştı ve özür dilemek zorunda kaldı. Skandal sırasını bugün partinin önemli isimlerinden Aytun Çıray kaptı.  2018 KOCAELİ MİTİNGİNİ BUGÜN DENİZLİ MİTİNGİYMİŞ GİBİ PAYLAŞTI İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Danışmanı sıfatları taşıyan Aytun Çıray, Akşener'in bugün Denizli'de gerçekleştirdiği mitingle ilgili paylaşım yaparken 2018 Haziran'ında Kocaeli'de yapılan mitingte çekilmiş bir fotoğraf paylaştı ve "Siz meydanları artarak doldurun, Meral Akşener sandığı getirir. Teşekkürler Denizli." ifadelerini kullandı. Çıray'ın 2018 yılına ait fotoğraftaki kalabalığı bugün Denizli mitingiymiş gibi paylaşması siyasi sahtekarlık olarak yorumlandı.  İşte Aytun Çıray'ın vatandaşın aklıyla dalga geçen o paylaşımı:

2 yıl önce

Meral Akşener’in Denizli mitingine Denizli’den sadece 2 bin kişi katıldı…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, dün Denizli’de 12 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği miting, Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’den otobüsler kaldırılmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Denizli’de düzenlediği son mitingin katılım sayısının beşte biri kadar kaldı. OTOBÜSLERLE PARTİLİLER TAŞINDI Ege Bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinden İYİ Partililer otobüslerle Denizli’ye taşındı. Sadece İzmir’den CHP ve İYİ Parti teşkilatları tarafından 150 otobüsün kaldırıldığı iddia edildi. 10 bin kişinin il dışından katıldığı İYİ Parti’nin Denizli mitingine Denizli’den ve ilçelerinden sadece 2 bin kişi katıldı. TEŞKİLATLARDAN PAYLAŞIM YAPILMAMASI İSTENDİ İYİ Parti Genel Merkezi tarafından teşkilatlara gönderilen talimatta Denizli mitingine il dışından katılanların sosyal medyada fotoğraf paylaşmamaları istendi. Ancak buna rağmen pek çok İYİ Parti teşkilatı hem mitinge gittiklerini hem de miting alanında olduklarını sosyal medya hesaplarından paylaştı.

2 yıl önce

Yunanistan'dan Ege Denizi'nde insanlık dışı uygulama!

Milli Savunma Bakanlığınca (MSB), Yunan Sahil Güvenlik personelinin, silah doğrulttukları ve sopayla vurdukları göçmenleri, Türk kara sularına ittikleri görüntüler paylaşıldı. Farklı dönemlerde kaydedilen görüntülerde, Yunanistan'ın aralarında kadın ve çocukların da olduğu düzensiz göçmenleri acımasız şekilde geri ittiği görülüyor. Kamera kayıtlarıyla da defalarca kanıtlanan insanlık dışı uygulama ile Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları düzensiz göçmenlerin bulunduğu botları, Türk kara sularına çekerek getiriyor. Tehlikeli manevralarla Göçmen botunun ilerlemesine engel olan Yunan unsurları göçmenlere sopa ile vuruyor, silah doğrultuyor ve botu batırmak için teşebbüslerde bulunuyor. Görüntülerde, Yunan unsurlarının havaya ve botun çevresine ateş açtıkları anlar da yer alıyor. Türkiye tarafından yardım eli uzatılan göçmenlerin arasında Yunan personeli tarafından darbedilenler de bulunuyor.

2 yıl önce

Türkiye'den Mısır'a sürpriz Doğu Akdeniz teklifi

Dış politikada son dönemde hareketli günler yaşanıyor. Özellikle ilişkilerin bir süredir olumsuz seyrettiği Körfez Bölgesi ülkeleri ile normalleşme süreci olumlu seyrediyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) arasındaki buzlar erirken, Ankara ve Kahire arasında da sıcak rüzgârlar esiyor. Türkiye'ye sıcak mesajlar gönderen Suudi Arabistan'la da benzer bir süreç yaşanıyor. İsrail de Türkiye ile normalleşmenin yollarını arıyor. SİNYAL ERDOĞAN'DAN GELDİ Ankara-Kahire hattında bir süredir istihbarat yetkilileri düzeyinde devam eden görüşmeler, yerini diplomatların siyasi istişarelerine bırakırken, iki ülke arasındaki diplomatik ilişki seviyesinin yükseltileceği sinyalini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Türkmenistan seyahati dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kararımızı verdiğimiz zaman tabii ki büyükelçileri belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız" ifadelerini kullandı. DİYALOG MEKANİZMASI KURULUYOR Erdoğan'ın açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı da Mısır'la normalleşmenin yol haritası üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Türk Dışişleri Heyetinin mart ayında Kahire'yi ziyaret etmesi ile başlayan, Mısır heyetinin ise eylül ayında Ankara'yı ziyaret etmesi ile ivme kazanan iki ülke arasındaki siyasi istişarelerin devam etmesi bekleniyor. Bu kapsamda, Ankara ve Kahire öncelikli olarak ikili siyasi ilişkiler meselesini ele alacak. 2013 yılından bu yana başkentlerde karşılıklı büyükelçiler bulunmazken, ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinden yeniden büyükelçilik seviyesine çıkarılması için çalışılacak. İki ülke arasında diyalog mekanizmasını kurulması ve Dışişleri Bakanları seviyesinde görüşmelerin yapılmasının yolları aranacak. Öncelik, anlaşmazlık konularına değil, iki ülke ve bölgeye fayda sağlayacak Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ve ticaret gibi iş birliği konularına verilecek. KAHİRE'YE DOĞU AKDENİZ TEKLİFİ Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Bir taraftan diplomatik olarak normalleşme sürecini yürütmek isteyen Ankara, diğer taraftan Kahire'ye Doğu Akdeniz'de kazan-kazan modelini sunacak. Mısır'a, Türkiye ve Libya'nın mutabık kalarak iki ülkeye de fayda sağlayan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması anlaşması hatırlatılacak. Ayrıca, Türkiye ve Mısır, 2013 yılından bu yana süresi dolan ikili ticaret anlaşmalarını henüz yenilenmezken, ilişkilerin normalleşmesi ile beraber iki ülkenin ekonomisi de katkı sağlayacak ticaret anlaşmalarının güncellenmesi bekleniyor. RİYAD'LA ESKİYE DÖNÜŞ YAŞANIYOR Suud gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından ilişkilerin gerilediği Riyad'la da son aylarda buzlar erirken, iki ülke arasındaki ilişkilerde eskiye dönüş yaşanıyor. Türkiye'ye yönelik agresif bir siyaset yürüten Riyad yönetimi, Ankara ile yakınlaşma politikası izleyeceğinin sinyallerini veriyor. Suudi Arabistan ile Türkiye arasında doğrudan görüşmeler sürerken, önümüzdeki günlerde karşılıklı resmî ziyaretlerin olabileceğine belirtiliyor. NORMALLEŞME İSRAİL'E BAĞLI BAE, Suudi Arabistan ve Mısır'ın yanı sıra İsrail'le de normalleşme süreci devam ediyor. İsrail tarafından ilişkilerin normalleşmesi için son dönemde güçlü sinyaller gelirken, Ankara'ya göre, normalleşme İsrail'e bağlı. Tel Aviv, Filistinlilere karşı illegal ve saldırgan tutumundan vazgeçerse ilişkilerin normalleşmesine sıcak bakılıyor. İsrail ile şu anda diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde devam ederken, diplomatik ilişki düzeyinin yeniden büyükelçi seviyesine çıkarılması iki ülkenin gündeminde yer alıyor. FİDAN VE ÇAVUŞOĞLU ABU DABİ YOLCUSU BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed en-Nahyan'ın Türkiye'yi ziyareti ile normalleşme sürecine giren ilişkiler, önümüzdeki süreçte de daha ileri bir boyuta taşınacak. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, şubat ayında Abu Dabi'ye iadeiziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan'ın gerçekleştireceği iadeiziyaretten önce ise bu ay, Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu ile MİT Başkanı Hakan Fidan BAE'ye gidecek. Erdoğan'ın seyahati öncesinde BAE'de ön hazırlık toplantısı yapacak olan Çavuşoğlu ve Fidan, karşılıklı atılması planlanan adımlar ele alınacak. Ayrıca görüşmede bölgesel ve ikili siyasi ilişkiler masaya yatırılacak.

2 yıl önce

Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyeliğine tekrar seçildi

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, IMO Konsey üyeliği seçiminin, Londra'da gerçekleştirilen IMO 32. Genel Kurul toplantısı çerçevesinde bugün yapıldığı, yeniden aday olan Türkiye'nin Konsey üyeliğine tekrar seçildiği duyuruldu. Açıklamada, Türkiye'nin ilk kez aday olduğu 1999'dan itibaren iki yılda bir yapılan bütün Konsey seçimlerinde üye olduğu aktarılarak şunlar kaydedildi: "Bugün gerçekleştirilen seçimlerde de olumlu bir sonuç alınması, Birleşmiş Milletlerin deniz emniyeti - güvenliği ve deniz çevresinin korunması gibi teknik denizcilik konularındaki uzmanlık kuruluşu olan IMO'nun yürütme organı olan Konseydeki güçlü konumumuzu pekiştirmiştir. Ülkemiz IMO Konsey üyeliği çerçevesinde, denizcilik alanında sahip olduğu imkân ve kabiliyetleri ile bilgi ve tecrübesi sayesinde IMO çalışmalarına ve bağlı olduğu IMO hedeflerinin ilerletilmesine yönelik somut katkılarda bulunmaya devam edecektir."

2 yıl önce

TÜBİTAK SAGE imzalı DATA ile milli denizaltılarda yeni dönem başladı: Test istasyonları da yerlileştiriliyor

Geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK SAGE'nin kamuoyuyla paylaştığı haber Türkiye'nin gemisavar füzeleri ve bilhassa milli denizaltı inşası sürecinde değerli bir kabiliyet kazandığını göstermesi açısından son derece önemliydi. DATA olarak adlandırılan Denizaltı Test Altyapısı ile envantere girecek güdümlü mermilerin denizaltından atışı test edilebilecek. Ayrıca sualtı test düzeneği ile Sub-Atmaca güdümlü gemisavar füzesi gibi mühimmatların denizaltına entegrasyonu öncesinde test ve fizibilitesi yapılacak. Milli denizaltı için oldukça zorlu bir çalışma süreci geçiren Ankara, testleri kendi yapacak seviyeye gelmesiyle DATA ile bilgilerin Türkiye dışına çıkmaması konusunda göz alıcı bir kabiliyete kavuşmuş olduğunu gözler önüne serdi. Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, DATA hakkında merak edilenleri TRT Haber'e anlattı. TÜRKİYE 'ANAHTAR TESLİM' BİR ÜRETİCİ OLUYOR Erkan, DATA'nın denizaltı tasarımı konusunda da avantaj sağlayacağını belirterek, "Ülkemiz artık sadece bir silah üreticisi değil aynı zamanda bu silahların kullanılacağı platformları da üreten 'anahtar teslim bir sistem üreticisi' oluyor." dedi. Türkiye'nin ürettiği her türlü silahı denemek ve eksik yönlerini iyileştirmek için söz konusu test sistemlerinin öneminin altını çizdi. SON DERECE STRATEJİK VE SATIŞLARI KISITLI ÜRÜNLER Erkan, Ankara'nın yeni hedefinin teknolojik test sistemlerinin de milli olarak geliştirilmesi olduğunu belirtti. Öte yandan torpidolara da değinen Erkan, çok yüksek teknoloji içerdiğinin altını çizerek, torpidoların da denizaltılarla birlikte 'stratejik silahlar' olduğunu söyledi. Deniz altından atılan füzelerin gizlilik içerisinde nerede, ne zaman ateşleneceği bilinmeyen oldukça tehlikeli ve önemli sistemler olduğunun altını çizen Erkan, "Dünyada pek çok ülkede bu gelişmiş stratejik sistemlerin satışında dahi kısıtlamalar uygulanıyor. Bu derece stratejik bir ürünü geliştirmeyi başaran ülkemiz, TÜBİTAK SAGE imzalı DATA altyapısı sayesinde ürünlerini çok daha ucuza ve en önemlisi güvenli olarak ölçme/test etme imkanına sahip oldu." ifadelerini kullandı. BİR ÜLKEDEN DAHA 'İZİN ALMA' DÖNEMİ SON ERDİ Geliştirilen sistem öncesi mevcut denizaltılarının mühimmatlarının eğitim versiyonlarının atılmasıyla testlerin yapıldığını söyleyen Erkan, yeni gelinen noktayla ilgili de "Özellikle denizaltı modernizasyon projemiz ile şimdi farklı bir süreç yaşanıyor. Kendi denizaltı savaş yönetim sistemi ve yerli atış sistemlerimiz sayesinde Almanlardan herhangi bir izin veya bilgi paylaşımı yapmadan bunu başarabiliyoruz" diye konuştu. AKYA VE GEZGİN'İN DENEME ATIŞLARINI DATA İLE YAPABİLİRİZ Erkan, "DATA sayesinde denizaltıyı yormadan farklı manevra derinlik ve açılarda denemelerimizi yapabileceğiz. Bu imkanı kazanmamız sayesinde yakında AKYA torpidolarımızın, denizaltından atılan ATMACA füzelerimizin ve yakın gelecekte GEZGİN füzelerimizin deneme atışlarını yapabileceğiz. Bunları denemek çok önemli. Ancak gözlerden kaçmaması gereken bir husus daha var. Her test kendi içerisinde bir dizi veri doğurur. Sizin ürettiğiniz füzenin teknik verileri, hangi durumda nasıl bir sonuç verdiği gibi çok farklı alanlarda elinizde veriler oluşur. Eğer siz bu testleri yurt dışında yaparsanız, bu teknolojik veriler haliyle o ülkenin de veri tabanına işlenir. TÜBİTAK SAGE'nin DATA'sı Türkiye'yi bu riskten de kurtaracak ve testler sırasında elde edilen veriler yine bizim ülkemizde kalacak. Bu son derece kritik..." MİLLİ DENİZALTI PROJESİ İÇİN KİLOMETRE TAŞI Erkan, DATA sisteminin sadece bir test alt yapısı olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Üzerine denizaltı konulmamış bir torpido odası olarak düşünün. Türkiye daha önce 'Section 50' adındaki denizaltının en zorlu kısmının inşasını başarmıştı. Şu anda o inşa edilen kısmın içinin donatılmasıyla ilgili çok önemli bir kısmı önce test istasyonu olarak görüyoruz. Bu sistemi şimdilik test için kullanacak olsak da gelecekte denizaltı atış sistemi olarak dahi kullanılabilir" şeklinde konuştu. ANKARA ÖRTÜLÜ AMBARGOLARDAN BİR BİR KURTULUYOR Bu gelişmelerin nihai olarak savunma sanayiindeki örtülü ambargolardan kurtulmak için de birer kilometre taşı olduğunu ifade eden Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor: "Son yıllarda bir kaç özel durum hariç bu tip engellemelerin genel olarak etkisi kritik olmaktan çıkmaya başladı. Test atışı için Türkiye kendi çözümünü buldu. Ambargo konusunda işler genelde şöyle ilerler; örneğin Almanlar size önce ambargo uygular. Daha sonra sizin o ürünü kendinizin üretmeye başladığını gördüklerinde 'Ambargoyu kaldırdık, isterseniz size eskisinden çok daha ucuza satabiliriz' der. Milli denizaltı projesinde bu süreci sıkça yaşayacağımıza inanıyorum. Özellikle denizaltı konusunda geliştireceğimiz yerli ve milli her çözüm bizim için alt sistem ambargolarının oluşma ihtimalini de sıfırlıyor. Şu anda bir denizaltıyı baştan kıça yapmaya başladık. Yakın gelecekte havadan bağımsız sevk sistemlerinde de belli bir yere varabilirsek gecikmelerin ya da engellemelerin bir anda biteceğini ve ürünlerin hemen uygun fiyatlarla teslim edileceğini görebilmemiz olasıdır."

2 yıl önce

Sakarya’da kediyi denize atan yabancı uyruklu gençlerin başı dertte! Savcılık serbest bıraktı, Göç idaresi affetmedi

Dün akşam saatlerinde sosyal medyada yayılan bir videoda, yabancı uyruklu birkaç gencin sahil kenarında otururken bir kediyi denize attığı görüntüler yer almıştı. Görüntüler üzerine harekete geçen Göç İdaresi Başkanlığı Sakarya İl Müdürlüğü ekipleri, kimliklerini tespit ettikleri yabancı uyruklu gençleri Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdi. Sakarya Emniyeti tarafından gözaltına alınan Irak uyruklu 16 yaşındaki O.M. ile 17 yaşındaki M.A., Sakarya Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğündeki sorgularının ardından “5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa Muhalefet” suçunu işlemeleri sebebiyle Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi.   SAVCILIK SERBEST BIRAKTI AMA… Savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakılan Irak uyruklu gençler, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından affedilmedi. Yabancı uyruklu şahısların suça karışma oranlarının düşük olmasında Göç İdaresi Başkanlığının tavizsiz tutumunun da etkili olduğu biliniyordu. Savcılığın serbest bıraktığı gençlerin, Sakarya İl Göç İdaresi yetkilileri tarafından Geri Gönderme Merkezi’ne sevkleri yapıldı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 23 24