Edinilen bilgiye göre; 2 Şubat’ta Kadıköy’de meydana gelen Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde, yolu kapatarak polis aracının önünü kesip polis memurlarına tekmeli, taşlı saldırıda bulunan ve 4 Şubat’ta gözaltına alınıp Cumhuriyet Başsavcılığınca beşinin tutuklama talebiyle birinin de adli kontrol şartı istemiyle adli mercilere sevk edildiği 6 kişiyle ilgili edinilen bilgiye göre; HDP’li vekiller Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm ve Dilşat Canbaz Kaya ile 30 kişilik avukat grubunun takip ettiği dava duruşması neticesinde söz konusu 6 kişiden dördü tutuklandı, ikisi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasını protesto bahanesiyle Kadıköy’de toplanan provokatörlerin darp ettiği iki genç, o anları anlattı. Sözde eylem için toplanan fakat amaçları vandallık olan grubun saldırısına uğrayan Turhan Berkan Güney ve Mehmet Can Akyil, eylemcilerin önce polise saldırdığını söyledi. 22 yaşlarındaki Güney ve Akyil, 2 Şubat akşamı alışveriş dönüşü tramvay yolunun karşısında taksi beklerken, provokatörlerin polisle itiş-kakışı esnasında yaşlı bir kadının kalabalığın arasında kaldığını görmüş. Gözü dönmüş grup, kadını oradan çıkarmak için kalabalığa yönelen gençleri linç etmeye kalkmış. Provokatörler polise saldırdığı esnada yaşlı kadının “Oğlum kavga etmeyin” dediğini, grup içinden birinin ise kadına vurduğunu anlatan Güney ve Akyil, yaşlı kadını oradan çıkarmış. Gruptakilerin “Koşun bunlar sivil polis” diye bağırdığını anlatan iki genç, kalabalığın kendilerine saldırdığını, ağır küfür ve hakaretler eşliğinde “Öldürün bunları” diyerek acımasızca darp ettiklerini söyledi. ALNINA 15 DİKİŞ ATILDI Saldırı esnasında alnından yaralanan Turhan Berkan Güney, “Bizi sivil polis zannedip 15-20 kişi saldırmaya başladı. ‘Bunlar polis, saldırın bunlara, öldürün bunları’ dediler. Bize çok ağır küfürler ettiler. Alkol şişeleriyle saldırdılar. Şişelerle kafamıza vurmaya çalıştılar. Alnım yarıldı. 15 dikiş atıldı. Zaten çoğu alkollüydü. Allah polisimizden razı olsun. Polis olmasa biz orada ölürdük. Bizi öldürürlerdi” dedi.
Şen, Rektör Melih Bulu’yu protesto bahanesiyle 1 aydır provokatif eylemlere sahne olan Boğaziçi Üniversitesinin iddia edildiği gibi demokratik ve özgürlükçü olmadığına dikkat çekerek, öğrencilik yıllarında Boğaziçi Üniversitesinde yaşadıklarını anlattı. Araştırma- yazar Mustafa Şen, “Oruç tutan öğrencileri fişlememi istediler. Kabul etmedim, kovuldum” dedi.
"Boğaziçi Üniversitesi’nin mevcut kampüslerinden taşınarak, farklı semtlerde bulunan mekânlarda yeni kampüslere yerleşeceği yönünde son günlerde yapılan yorumlar gerçeği yansıtmıyor." ifadesinin yer aldığı açıklama şöyle sürdürüldü: "Boğaziçi Üniversitesi altı kampüsü (Güney, Kuzey, Uçaksavar, Hisar, Kandilli, Kilyos) ve ek bina, tesis alanlarıyla (İznik, Tarsus, Arnavutköy) toplamda 1 milyon 816 bin 045 metrekare kampüs alanıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 1 milyon 095 bin 435 metrekare alana yayılan Kilyos Kampüsü’nün üniversitemize tahsisi Ekim 2020’de yenilenmiş ve arazi eğitim, araştırma ve rekreasyona yönelik faaliyetler için süresiz olarak Boğaziçi Üniversitesi’ne tahsis edildi. Aynı tahsis kapsamında Kilyos Kampüsü’nde 'Yenilenebilir Enerji' temalı 140 bin metrekarelik Teknopark alanı izni de verildi. Yeni kurulan iki fakültemiz dahil olmak üzere, mevcut kampüslerimizde yapılacak düzenleme ve inşaatlarla eğitim-öğretim-araştırma faaliyetlerimiz aksamadan yerine getirilecek."
Kimse kusura bakmasın, ne seçimleri seçim, ne siyasi kimliksiz bu insanlar seçilirken kimsenin gıkı çıkmamış da bugün öğrenciler öne itilerek birşeyler yapılmaya çalışılıyorsa, bunun adına rektörlük protestosu denmez. Ya hocalar kendi hanedanlarını kaybetmek istemiyorlar, rektöre oy vererek rektörü vesayet altında tutan sistemi sürdürmek istiyorlar, ya da bu başka bir kurgudur, daha büyük bir planın parçasıdır ki işin içindeki LGBT, terör örgütlerinin verdiği destek, bize bu büyük fotoğrafı işaret etmektedir.
“İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünce, bazı sosyal medya hesapları ve basın-yayın kuruluşlarında yer alan “Boğaziçi misafirhanemiz sizi bekliyor” ve “Polisten ‘Boğaziçi misafirhanemiz’ videosu” başlığıyla paylaşılan video görüntüleriyle ilgili olarak yapılan incelemelerde; Bahse konu görüntüleri çeken ve sosyal medya hesabında paylaştığı tespit edilen M.D. isimli şüpheli şahıs bugün Sultangazi ilçemizde yakalanmıştır. Şüpheli şahsın Ümraniye ilçemizdeki bir dizi film platosunda dezenfektan görevlisi ve figüran olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Şahsın alınan ifadesinde; “Bu görüntüleri bir (1) ay kadar önce çektiği ifade edilerek, Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili olaylar nedeniyle sosyal medya ve basında yer alan, güvenlik güçlerine hakaret içerikli paylaşımlara tepki olarak hazırladığı ve sosyal medya hesabında paylaştığını” beyan etmiştir. Ayrıca, görüntülerin çekildiği yerde yapılan incelemede İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli ve belirtilen isimli bir polis memuru bulunmadığı tespit edilmiştir. Konuyla ilgili olarak adli soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Söz konusu yasa tasarısı, üniversitelerde kampüs alanlarına polis kontrol noktası kurulmasını ve yüksek öğretime kabul sistemindeki değişiklikleri içeriyor. Öğrenciler ise tasarının demokratik olmadığını savunuyor. Eğitim Bakanı Niki Kerameus parlamentodaki oturumlar sırasında "Üniversitelerde on yıllardır süren kanunsuzluğu ve korku atmosferini bir kere de ve tamamen bitirmenin zamanı geldi" ifadelerini kullandı. Söz konusu yasa tasarısının bugün oylanması bekleniyor.
Öğrencilere samimi bir şekilde yaklaşarak 'canım' diye seslenen görevli kişiye öğrenciler: “Canım diyecek bir durum yok. Bizim aramızda bir kavga var şu anda. Bizim arkadaşlarımızı tutuklattınız bu onun çikolatası mı?” diye sordu.