02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

Twitter, Emre Erciş’in hesabını neden askıya aldı?

Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolar okul dışına taştı. Türkiye'yi karıştırmak için fırsat kollayan provokatörler de bu eylemleri fırsat bilerek sahaya indi. Dün, eylemlerin başrolünde Gezi Parkı olaylarının finansörü olduğu söylenen Osman Kavala'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra'nın olduğu açıklayan gazeteci Emre Erciş’in hesabını Twitter hesabı askıya aldı. Gazeteci Emre Erciş, Twitter hesabından şu açıklamalarda bulunmuştu: Eylemlerin örgütleyecileri arasında en önemli isimlerden birisi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Yüksek Lisans Programı Öğretim Üyesi ve Osman Kavala'nın eşi olan Prof. Dr. Ayşe Buğra. "Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP'nin olağan dışı destek vermesinin nedeni, İmamoğlu tarafından İBB Genel Sekreteri olarak atanan Yavuz Erkut ve Network'ü"

3 yıl önce

Gazeteci Emre Erciş: "Hesabım Boğaziçi gerçeklerini açıklamamam için kapatıldı"

Gazeteci Emre Erçiş’in iddiasına göre, Boğaziçi Üniversitesi’nde meydana gelen olayların perde arkasında, özellikle Almanya’da bulunan çeşitli vakıflar ile dernekler bulunuyor. Türkiye’de görev yapan bazı öğretim üyeleri ise bu vakıf ve derneklerle bağlantılı olarak öğrencileri örgütleyip yönlendiriyor. İşte Emre Erciş'in tespit ettiğini ileri sürdüğü o akademisyenler ve bağlık oldukları vakıf ve dernekler: - Prof. Dr. Fikret Adaman: Alman Mercator Derneği tarafından finanse edilen İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı.. 2017 yılına kadar Alman Heinrich Böll Stiftung’ta faaliyet yürütüyordu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. -Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu: Hendek Operasyonları sürecinde TSK’ya “Katil!”diyen,”Bu suça ortak olmayacağız.”adı altındaki “Sözde Barış Bildirisi”ne imza atan isimler arasında..  Alman Friedrich Friedrich Ebert Stiftung’a raporlar hazırlıyor.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. - Doç. Dr. Bülent Küçük: ”Bu suça ortak olmayacağız” ve ”Sözde Barış Bildirisi”ne imza attı.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. PKK’nın siyasi uzantısı HDP bileşenlerinde,”Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne düzenli söyleşiler veriyor. - Prof. Dr. Sumru Özsoy: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerini akademisyer ayağında başı çeken isimerden ilki. Devlete meydan okuyan bildiriyi okudu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. Gezi olayları hakkında görülen ve kamuoyunda “Gezi Davası” adı ile kamuoyu oluşturulan süreçte, “Ben de oradaydım” başlıklı imza kampanyasına destek verdi. - Dr. Can Candan: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde LGBTİ+ ayağını örgütlüyor. ”Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attı. Emre Erçiş, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencileri, Rektör Melih Bulu’nun atamasını bahane ederek, kışkırtan ya da eylemlere destek veren öğretim üyelerinin diğerlerinin ise şunlar olduğunu iddia etti: Koray Çalışkan -Yurt dışında Cem Ersoy Biray Kolluoğlu Zeynep Uysal Paolo Girardelli Ersan Demiralp Esra Mungan - İmzacı Zafer Yenal Burçay Erus Hande Sart  Murat Gülsoy Nuri Ersoy Cem Say Mine Eder Betül Tanbay Erol Köroğlu  Ayşe Mumcu Zeynep Gambetti Hale Saybaşılı Alp Eden Serra Müderresioğlu Bilge Ataca Lale Akarun Deniz Albayrak Kaymak Nuri Bülent Ersoy Nazan Üstündağ Dilek Çalgan Tolga Sütlü Ayberk Korugan

3 yıl önce

HES Kodu sahtekarlığı ölüm saçıyor

Türkiye'de koronavirüs vaka sayıları her geçen gün artıyor. Günlük vaka sayıları 50 bini geçiyor. Uzmanlarsa son zamanlarda vaka ve vefat sayılarındaki artışın nedeninin HES kodu sahtekarlığı olduğunu söylüyor. Özellikle AVM ve restoranlarda görevlilerin HES kodlarını dikkatsiz kontrol etmesi bu HES kodu sahtekarlığınının artışına neden oluyor. Koronavirüs testi pozitif çıkan ve karantinada olması gereken kişiler bu kodları ya negatif bir tanıdıklarından ya da sosyal medyada HES kodunu paylaşan birilerinden ekran görüntüsü alarak gerçekleştiriyor. Edindikleri bu ekran görüntüsü ile korona testi pozitif olmasına rağmen istediği yere rahatça girip çıkabiliyor.  "AVM GİRİŞLERİNDE ÇOK SIRA OLDUĞU İÇİN GÖREVLİLER KODLARA HIZLICA BAKIYOR" Pozitif ya da temaslı kişilerin başta AVM ve restoran olmak üzere birçok yere girdiğini söyleyen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Koronavirüs pandemisinin etkisiyle birlikte artık sosyal mesafe ve sosyal izolasyon kuralları giderek artmaya başladı. Bu süreçte Hayat Eve Sığar uygulaması içerisinde bulunan kodu kullanarak kişilerin risk durumu belirlenmiş oluyor. Ancak bu dönemde toplum sağlığını riske atan kişilerinde olduğunu söyleyebilmek mümkün. Son zamanlarda bazı pozitif ya da temaslı kişiler negatif bir kişinin HES kodu ya da HES kodunun ekran görüntüsü ile istediği yere girebiliyor. Mesela AVM girişlerinde genellikle çok sıra olduğu için güvenlik görevlileri bu HES kodlarına hızlıca bakıp o kişileri içeri alıyor. Bu noktada bu insanlar kendilerini riske attıkları gibi çevrelerini de riske atıyor" dedi. VAKA VE VEFAT SAYILARINDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİNDEN BİRİ HES KODU SAHTEKARLIĞI Pozitif ya da temaslı olan bir kişinin başkasının HES koduyla gezmesinin insanları ölüme sürüklemek olduğunu belirten Doç. Dr. Kırık, "Birisi bir restoran ya da AVM'ye başkasının HES koduyla girdiği zaman bulunduğu ortamdaki herkesi pozitif yapma ihtimali artıyor. Son zamanlarda vaka ve vefat sayılarındaki artışın sebeplerinden birinin de HES kodu dolandırıcılığı olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.  "HES KODU İLE BİRLİKTE KİMLİK KONTROLÜ OLMALI" Doç. Dr. Kırık, sözlerine şu şekilde devam etti: "AVM ve restoran çalışanları HES koduna baktıktan ve risksiz yazısını gördükten sonra vatandaşları içeri almalı. Aynı zamanda burada görevlinin yapması gereken şey HES kodu ile birlikte kişinin adını ve soyadını kontrol etmesi. Vatandaşlar ise bu kimlik kontrolün esnasında T.C. kimlik numaralarını elleriyle kapatarak gösterebilir"  HES KODU PAYLAŞIMI SOSYAL MEDYAYA DÜŞTÜ İnsanların beğeni uğruna sosyal medyada HES kodlarını paylaştığını söyleyen Doç. Dr. Kırık, "HES kodlarını gömlek ve tişörtlerinin üzerine bastıran bile var. Sosyal medyada HES kodunu paylaşmış bir kişinin HES kodunu alarak çok rahat bir şekilde AVM ve restoranlara girilebilir. HES kodları bizim kişisel verilerimiz kapsamında yer alıyor. Çünkü HES kodunuz size aittir ve biriciktir. Dolayısıyla bu kodların internet ortamında fütursuzca gelişigüzel bir şekilde paylaşılması kesinlikle yanlıştır" dedi.

3 yıl önce

Merve Boluğur'un HES kodu krizi: Beni tanımıyor musunuz?

Milliyet'in haberine göre, kapüşonu ve maskesiyle tanınmakta zorlanan 33 yaşındaki oyuncu, Nişantaşı'nda AVM'den HES kodu uygulaması olmayınca geri çevrildi. Merve Boluğur, AVM'nin güvenlik görevlilerine "Uygulama kullanmıyorum" diyerek karşılık verip kendisine ayrıcalık tanınmasını istedi. Oyuncunun "Beni tanımıyor musunuz?" çıkışı, görevlilerden karşılık bulmadı. Bunun üzerine Boluğur, alışveriş merkezinden çıkmak zorunda kaldı.

3 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den muhalefete tepki: 128 milyar doları bırakın 104 amiralin hesabını verin

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar: İlk meclis tarih sahnesindeki yerini aldı. Seçimlerle belirlenmiş mebuslar Ankara'da toplandı. İşgale, istilaya, ihanete karşı ilk Meclis'in eşsiz iradesiyle direnilmiştir. Milli iradenin özlemlerinden kopmamıştır. Dünya üzerinde zillete ve zulme savaş açan ikinci bir millet o güne kadar görülmemiştir. İlk meclis zaferden zafere koşarak düşmanı söküp atmıştır. İlk meclis zalimlere karşı milletin aklıdır.  Mondros Ateşkes Anlaşması imparatorluğumuzun esaret ve teslim belgesiydi. Osmanlı İmparatorluğu, 1. Dünya Savaşı'ndan çıktığında 1 milyon metrekarelik toprağını kaybetmişti. Yalnızca toprak değil egemenlik de elden çıkmıştı. Şeytani emellerden rahmani sözler beklemek boşuna gayretti. İlk meclis bitkin Anadolu bozkırından bir güneş gibi parladı. Umutsuzluğun koyu sisini dağıtmak maksadıyla bir irade sivrildi. Ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar bir araya geldi. İlk meclisin mebusları 8 ay maaş alamamıştı. 1 yıl sonra da aldıkları maaşların yüzde 20'sini bütçe açığını kapatmak için devlete vermişlerdi.  23 Nisan 1920 tarihi elbette ki 3 yıl sonra varlığını tüm dünyaya ilan edecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlandığı bir gündür. TBMM'nin açılması aziz milletimizin bağımsızlığına yönelmiş olan gelişmeler karşısında neleri göze alacağının da emsalsiz örneğini teşkil etmiştir. Türkiye'nin yükselişi sorunlara yalnızca Ankara'dan bakan ayrışmayı değil, birleşmeyi hedefleyen kolektif şuurla mümkündür. Dün olduğu gibi bugün de kardeşliğimize musallat olan gelişmeler karşısında duracak güç siz muhterem milletvekillerinin iradesinde saklıdır.  "TBMM'DE EŞKIYANIN HÜKMÜ DEĞİL MİLLETİN HÜKMÜ GEÇERLİDİR" TBMM’de biriken fezlekelerin bir an önce görüşülerek karara bağlanması terörle mücadele teşvik edici ve kamçılayıcı bir işlev görecektir. Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun, Mehmetlerimize kast eden, vatan evlatlarına kurşun sıkan hiçbir hain örgüt uzantısının Gazi Meclis’te yeri olamaz, demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri dahi bulunamaz. TBMM'de eşkıyanın hükmü değil milletin hükmü geçerlidir. Bu tarihi ve milli kararlılığa herkesin riayeti samimi dileğimdir. Bu kutlu günün çocuklarımıza armağan edilmesinin en önemli nedeni budur. Milletimiz yeni nesillerle varlığını sürdürecektir. Bu vesileyle sevgili çocuklarımızın, bütün çocukların bayramını şimdiden kutluyorum, mutluluk diliyorum. YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI 1921 Teşkilat-i Esasiye kanunun üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da yeni anayasa çalışmaları hiç sonlanmamıştır. Türkiye'nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu görmek ve bunun da gereğini yapmak lazımdır. Teferruattan arındırılmış, yalın ve anlaşılır, hükümleri arasındaki çelişkilerden ayıklanmış, kısa, net, milli ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, bize özgü, bizi yansıtan, gelecek ile geçmişi temerküz etmiş, gerekçeleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümünü kucaklamamız kaçınılmaz milli bir görevdir. Yeni bir sivil anayasa yapabiliriz, başarabiliriz. Yeni anayasa hedefi aynı zamanda Türk milletinin hedefidir. Bu hedeften kaçanları tarih affetmeyecektir. İç ve dış işgal çetesine karşı diri ve uyanık olmalıyız. Siyasi partilerden mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından yeni anayasaya karşı çıkan henüz görülmemiştir. Herkes darbe anayasasının rahatsızlığını dile getirmektedir. O halde bazı siyasilerin sudan sebeplerle oyunbozanlık yapmaları tutarsızlık değil de nedir! "PARLAMENTER SİSTEM DENEMİŞ VE DİBİ BOYLAMIŞTIR" Parlamenter sistem denenmiş ve dibi boylamıştır. Müstesna bir reform yapılmış, ve bir sistem uygulanmaya başlanmıştır. Türk tipi başkanlık sistemine karşı çıkmak, karalama yarışına girmek eğer cehalet değilse işbirlikçiliktir. Yürürlülükteki yönetim sistemiyle çatışmayan ve çelişmeyen bir anayasa refah düzeyine katkı sağlayacaktır.  MHP yeni anayasa vizyonunu kavramış ve kararlılıkla çalışmaya koyulmuştur. Allah’ın izniyle yakın bir tarihte çalışmalarımız nihayete erecek, ortak akılla ve Cumhur İttifakı’nın ortak iradesiyle milletimizin şanına, şöhretine, vasfına, vakarına, varlığına müstahak bir anayasa hazırlık süreci inşallah tamamlanmış olacaktır. CHP'ye sesleniyorum gelin siz de bu sürece destek verin. El birliğiyle darbe anayasasından milleti kurtaralım. Gelin mağlubiyet yaşamayın. UKRAYNA-RUSYA GERİLİMİ Türkiye bugün dört bir taraftan sıkıştırılmak, çembere alınmak istenmektedir. ABD'nin Karadeniz'e savaş gemisi göndermekten vazgeçip İngiltere'nin devreye girmesi bölgenin her türlü ihtimale açık olduğu görülmektedir. Ukrayna ile Rusya arasında çıkacak olası savaş kuşkusuz felakettir. Akdeniz'de Yunanistan çirkin bir senaryo dahilinde tahrik kampanyasını yoğunlaştırmaktadır. DENDİAS-ÇAVUŞOĞLU ORTAK BASIN TOPLANTISI Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın sergilediği ifadeleri Türkiye'ye kriz çıkarmak üzere özel olarak gönderildiğini ortaya çıkarmaktır. Sayın Çavuşoğlu'nu yürekten tebrik ediyorum. Talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da saygılarımı sunuyorum. Yunan Bakan sert kayaya çarpmış, Türk pençesini yemiştir. Akdeniz'in güvenliğini tehdit eden yegane ülke Yunanistan'dır. "YUNANİSTAN TARİHTEN HİÇ DERS ALMAMIŞTIR" Lozan Anlaşması çiğnenmektedir. Soydaşlarımız asla yalnız, çaresiz değildir, asla sahipsiz değildir. Görüldüğü kadarıyla Yunanistan tarihten hiç ders almamıştır. Bu küçücük ülke sanıyorum hafızasından çıkarmıştır. Densiz Dendias ve destursuz Miçotakis'e birilerinin tek tek anlatması iyi olacaktır. Yunanistan aklını başına almazsa değil kulağından bu gidişle boynundan olacaktır. "TEK KELİMEYLE KANSIZLIKTIR" Türk milleti evinden barkından kopmuş masum yavruları vicdan örtüsüyle korumaya alırken Yunanistan'ın ateşe vermesi tek kelimeyle kansızlıktır. EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ Emekli amirallerin bildirisini anayasal hak gören cunta sevdalıları neyin ön hazırlığıyla hangi amaçların propagandalarıyla örgütlenmişlerdir. Şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski başkanı mı girmiştir. '128 MİLYAR DOLAR' TARTIŞMASI Bre utanmazlar 128 milyar doları bırakın da 104 emekli amiralin bildirisinin hesabını verin. Çünkü hepiniz işin içindesiniz. Aradığınız para devletin kasasında, peki siz neredesiniz?

2 yıl önce

CHP'den istifa eden avukat Mustafa Çiçek Kılıçdaroğlu'na milyonlarca liranın hesabını sordu: Sorumsuzca harcanan 650 milyon nerede?

CHP tüzel kişiliğinin ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatlığını yapan Mustafa Kemal Çiçek, parti üyeliği ve görevlerinden istifa etti. Çiçek, istifa mektubunda CHP'ye medyaya ödenen 650 milyon liranın hesabını sordu. Akşam'ın haberine göre milyonlarca liranın sadece 3 yılda harcandığını ifade eden Çiçek, şunları söyledi: "Sayın Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı kampanyasında, yurttaşlarımızın kısıtlı bütçelerinden bağışları ile toplanan ve kampanyanın neticelenmesi sonrasında, YSK'ya tüm harcamaların, kuruşu kuruşuna hesabının verilmesine rağmen, ahlaksızca ve mesnetsizce servis edilmek sureti ile menfaat sağladığı yönünde el altından fısıltılar çıkarılırken, son 3 yılda sorumsuzca harcanan 650 milyonun önemli bir kısmının kimlere, hangi yayın organlarına, anket-araştırma şirketlerine verildiğini soramamak siyasi ahlaksızlığın ve vicdansızlığın tam da kendisidir. İmtiyazlı birilerinin yüksek maaşlar ile danışmanlıklara getirilmesi; yüksek maaşlı personel transferi yapılması; sadece sosyal medya belediyeciliği yapanlardan fayda gelmesi mümkün değildir." CHP'Lİ GAYE USLUER DE İSTİFA ETTİ CHP'nin eski milletvekili ve parti meclisi üyesi olan Prof. Dr. Gaye Usluer istifa etti. Usluer'in Muharrem İnce'nin Memleket Hareketi'ne katılacağı belirtiliyor.

2 yıl önce

WhatsApp gizlilik sözleşmesi: 15 Mayıs'tan sonra hesaplar silinmeyecek

Facebook'un bünyesinde bulunan mesajlaşma ve konuşma uygulaması WhatsApp tepkilere dayanamadı ve kararından vazgeçti. Bilindiği üzere WhatsApp kullanıcıların verilerini Facebook ile paylaşacağı bir gizlilik sözleşmesi çıkarmış ve çıkan tepkiler üzerine bu sözleşmeyi 15 Mayıs tarihine ertelemişti. 15 Mayıs tarihinden itibaren gizlilik sözleşmesini kabul etmeyenlerin hesaplarını sileceğini duyuran WhatsApp geri adım attı. HESAPLAR SİLİNMEYECEK Webtekno'nun Press Trust of India'dan aktardığı habere göre; WhatsApp, bir son dakika hamlesiyle kullanıcıları şaşırttı. Press Trust of India, Twitter'dan yaptığı bir açıklama ile şirketin yeni bir karar aldığını ve 15 Mayıs'ta hiçbir hesabın silinmeyeceğini, WhatsApp'ın bundan vazgeçtiğini iddia etti. WhatsApp tarafından yapılan açıklamalara göre şirket, kullanıcılara yeni bir gizlilik politikası sunacak ve bu politika değişikliğinin kullanıcılar tarafından kabul edilmesi gerekecekti. Bu gizlilik politikaları, kullanıcıların verilerinin Facebook ile paylaşılacak olması nedeniyle kullanıcıları rahatsız etmiş, politikanın uygulanmayacağı ülkelerde bile tepki gösterilmesine yol açmıştı. Tüm bu tepkileri hiçbir şekilde umursamayan WhatsApp ise yeni gizlilik politikalarının 15 Mayıs'a kadar kabul edilmesi gerektiğini söylemişti. Alınan son karar, bu kararın iptal edildiğini, WhatsApp'ın sıkı bir U dönüşü yaptığını gözler önüne seriyor. WHATSAPP YETKİLİSİ DOĞRULADI Kullanıcıları zor durumda bırakmak istemediklerini söyleyen bir WhatsApp yetkilisi, 15 Mayıs'ta hiçbir hiçbir hesabın silinmeyeceğini ve tüm kullanıcıların 14 Mayıs'ta olduğu gibi uygulamayı kullanmaya devam edebileceklerini duyurdu. Önümüzdeki süreçle ilgili de konuşan yetkili, kullanıcılara bildirim göndermeye devam edeceklerini söyledi. WhatsApp tarafından yapılan açıklamalarda kullanıcıların birçoğunun yeni koşulları kabul ettiği söyleniyor olsa da bunun ucunun çok açık olduğunu söylemek gerekiyor. Zira kullanıcılar, WhatsApp'a olan tepkilerini göstermek için Telegram ve Signal gibi alternatif uygulamalara adeta akın ettiler ve bu durum, resmi istatistiklere de doğrudan yansıdı. Şimdi alınan bu karar, bu gidişle WhatsApp'ın bu karardan tümüyle vazgeçebileceğini düşündürüyor. Ancak bu kez de WhatsApp ile Facebook arasındaki veri paylaşımı, kullanıcı izni olmadan devam edecek...

2 yıl önce

Bakan Soylu’dan Cumhuriyet Gazetesi’ne sert tepki: “Türkiye eski Türkiye değil hesabını hukuk önünde vereceksiniz”

“Bir mafya pisliğinin hezeyanlarıyla terörle mücadele tarihimizin en Şanlı Komutanına çamur atan, ortakları HDPKK için intikam alan, Cumhuriyet gazetesi; Sizin tarihiniz, derin, kirli ve karanlık ilişkiler tarihidir. Türkiye eski Türkiye değil Hesabını hukuk önünde vereceksiniz.”

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 24 25