29 Nisan Pazartesi 2024
3 yıl önce

CHP’nin kanalı Halk Tv sunucusu Ayşegül Arslan’ın ‘bunak kadın’ sorusuna İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’dan ‘kişiye göre hukuk’: Ha, o zaman suç olur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin Basın Danışmanı Yıldıray Çiçek, gazeteci Ayşenur Arslan hakkında, “teröristlerin anası” ve “bunak” gibi ifadeler kullandı. Gazeteci Ayşenur Arslan da kendisini hedef alan bu ifadeler için Bahçeli’ye seslenerek “Devlet Bey, çok tehlikeli şeyler yapıyor yanınız yöreniz. Siz gazetecileri hedef gösteriyorsunuz, birileri sizden cesaret bulup bunları yapıyor. Ne demek ‘teröristlerin anası?’ Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun” sözlerini dile getirdi

3 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum'dan HDP açıklaması: Anayasal koşullar oluşursa kapatma kararı verilir

HaberTürk TV'de Mehmet Akif Ersoy'un konuğu olan Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, HDP'nin kapatılması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Uçum son kararı Anayasa Mahkemesi'nin vereceğini söyledi. Uçum, gazeteci Veyis Ateş'in "HDP sizce kapatılmalı mı?" sorusuna "Anayasal koşullar oluşursa kapatma kararı verilir. Anayasa Mahkemesi kararı verecek. Tutum dikte edemem. Emin olun o karar herkesin kabul etmesi gereken bir karar olacaktır" diye yanıt verdi.  Uçum'un açıklamaları şöyle:  "Burada mesele bir siyasi aktörün ne dediği değil; siyasi aktörlerin tutumu sonuçlar üzerinden konuşma tutumudur. Burada mesele toplumsal birikim açısından siyasi birikim açısından gelinen nokta meselesidir. O dönemde eğer değişiklik geçseydi başka önlemler olacaktı. Belki biz parti kapatmayı değil o önlemleri konuşacaktık. O değişiklik yapılmadı parti kapatma bir önlem olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu konuşuluyor. Bugün kapatma meselesinin tartışılması bir demokratik siyasi partinin anti demokratik olur tartışması değildir. Bir partinin demokratik siyaset içerisinde kalması gerektiği halde o zorunluluk altında olduğu halde bir türlü terör vesayeti ile alakalı tutumunu net ortaya koyamaması tartışmasıdır. Böyle olduğu zamanda bu kapatma meselesi demokrasi alanının konusu olmaktan çıkar. Bu tamamen bir hukuk meselesine dönüşür. Türkiye terör vesayeti altında siyaset yapılmasına hele meclis çatısı altında yapılmasına artık daha fazla katlanamaz Bunun çözümü illa bir kapatma davası mıdır değil midir o ayrı bir konu. Terör vesayetinin sona erdirilmesi noktasında yüksek seviyeli bir mutabakat var. Bu mutabakatın hayata geçmesi noktasında çok farklı değerlendirmeler yapılabilir HDP radikal bir tutum değişikliğine giderse hakikaten terörle kendi arasına bir mesafe koyarsa kimse ona niye mesafe koydun diyebilir mi?" Gazeteci Veyis Ateş'in "HDP sizce kapatılmalı mı kapatılmamalı mı" sorusuna ise Uçum şöyle yanıt verdi:  "Anayasal koşullar oluşursa kapatma kararı verilir. Anayasa Mahkemesi kararı verecek. Tutum dikte edemem. Emin olun o karar herkesin kabul etmesi gereken bir karar olacaktır."

3 yıl önce

Tarihçilerden Joe Biden'a tepki: ABD'nin kullandığı 'soykırım' ifadesi hukuki değil, siyasi

Tarihçilere göre ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlamasının tarihsel ve hukuksal hiçbir karşılığı bulunmuyor. Biden'ın sözleri tamamen siyasi. 'Soykırım' iftirası Türkiye açısından yok hükmündedir. Galatasaray Üniversitesi’nden, tarihçi- akademisyen Doç. Dr. Ahmet Kuyaş tarihçilerin dahi mesele üzerinde bir karara varamadığını söyledi: “Dünya görüşleri, tarihe yaklaşımlarına göre ‘Soykırımdır’ diyenler de var ‘Değildir’ diyen tarihçilerde. Bu tamamen yorum meselesi. Çok tartışılan ve daha uzun yıllarca tartışılmaya devam edilecek bir konu bu. Tarihçiler kendi içlerinde ne derslerse desinler ama siyasi bir takım kişi ya da kurumların bu konuda bir söz hakkı yoktur. Ne bir devlet başkanı ne de bir ülkenin senatosu ya da meclisi tarihte ne olup olmadığına, o olaya hangi adın verilip verilmeyeceğine karar veremez! Taşlar değişir, 24 Nisan’da bir başka ABD Başkanı aynı ifadeyi kullanmazsa ne olacak? Bu tip çok tartışılan tarihsel olayların güncel siyasete alet edilmesi sakıncalıdır. Kaldı ki Biden’ın söyledikleri üzerinden tarih konuşamayız.” TARİHÇİLER ARAŞTIRSIN Tarihte birtakım sorulara, net cevaplar vermenin mümkün olmadığını, her devletin resmi tarihinin kendi bakış açısına göre şekillendiğini belirten Doç. Dr. Kuyaş şöyle devam ediyor: “1. Dünya Savaşı’nı ‘Almanlar çıkardı’ diyen de ‘Çıkarmadı’ diyen de var. Doğru ve net bir yanıt yok anlayacağınız. Türk Tarih Kurumu da 1980- 1990’lardaki tutumunu değiştirdi. Ermenilere de korkunçluklar yapıldığını bugün herkes kabul etti. Bu korkunçluklara ‘soykırım’ denilebilir mi? Tarihçiler konuşsun, tartışsın, araştırsın. Buraya kadar sorun yok. Sorun, siyaset eliyle duruma bir isim konulma çabasında. Tarihsel değil, politik bir mesele! Üzerinde bile durmamak gerekiyor. Önemsediğimizi göstermek bile bir zaaf.” BİZ HAKLIYIZ Ankara Hacı Bayram Üniversitesi’nden, tarihçi- yazar Prof. Dr. Hale Şıvgın ABD Başkanı Biden’ın seçim yatırımı olarak Ermeni lobisine ‘soykırım’ diyeceği sözünü verdiğini hatırlattı: “Karar siyasidir. Tarihi ve hukuki dayanağı yoktur. Hukuki dayanağı olabilmesi için Uluslararası Adalet Divanı kararı olması gerekiyor. Var mı? Yok. Hatta tam tersi kararlar var. Bu kararlar ortadayken bir parlamentonun ‘Soykırım vardır’ diyerek kendisini mahkeme yerine koyması kabul edilebilir değil. Açıklama yok hükmündedir.” HARBORD RAPORUNDA Prof. Dr. Şıvgın’ın Biden ve Amerikan senatosuna bir de önerisi var: “Genaral Harbord Raporu’nu okusunlar. ABD’nin 28. Başkanı Wilson, 1. Dünya savaşı sonrası Kafkasya ve Anadolu’da olan olayları incelemek üzere General Harbord ve 46 kişilik bir komisyon görevlendirdi. Bu komisyonun raporu der ki; ‘Türkler emperyalist amaçlarla değil kendi bağımsızlıkları için savaşıyorlar. Ermenilerin katledildikleri iddiası doğru değildir.’ Bu raporu bilmelerine rağmen ‘soykırım’ iddiasında olmaları konunun siyasi olduğunun en açık kanıtı. ‘Gelin arşivleri açalım, ortak tarih komisyonu kuralım’ dedik ama taleplerimiz kabul edilmedi. Çekinecek hiçbir durumumuz yok. Hem tarihi hem hukuki yönden haklıyız!” BATININ IRKÇI TEZLERİ Tarihçi- yazar Sinan Meydan’a göre madalyonun iki yüzü var. İlki emperyalist Batı yüz yıllardır kendi ‘ırkçı’ tarih tezlerini, arkeoloji ve antropolojiyi sömürgecilik ve siyaset silahı olarak kullanıyor. ‘Bugün gelinen nokta aslında sürecin bir devamı gibi’ diyen Meydan şöyle devam etti: “Emperyalist Batı bugüne kadar tüm bu yaptıklarını, kendi ırkçı tezleriyle destekleyerek, ‘insanlığa hizmet’ yalanıyla meşrulaştırmaya çalıştı. Batı’nın 18. yüzyıldan itibaren geliştirdiği bu ‘ırkçı’ tezlere göre Türkler barbar, ikinci sınıf, sarı ırka mensup, yağmacı, barbar bir halktı. Öyle ki Yunan işgalini dahi ‘Türklere uygarlık götürme’ yalanıyla meşru kılmaya çalıştılar. Bu ırkçı tarih tezlerine doğuda ilk başkaldıran lider Atatürk’tü. ‘SOYKIRIM’ İFTİRASI Atatürk, özellikle de Türk Tarih Kurumu’nun Batı’nın Türklere yönelik iftiralarına karşı tarih ve bilimsel çerçevede araştırmalar yapmasını ve bu araştırmaları uluslararası bilim ve siyaset çevrelerinde savunmasını istiyordu. Bu bağlamda cevap verilmesi gereken önemli konulardan biri de ‘Ermeni soykırımı’ iftirasıydı. Şimdi gelelim madalyonun öteki yüzüne! Biz ne yaptık? Bu süreçte ne TTK ne üniversitelerimiz ne siyasi partiler ‘soykırım’ iftirası konusunda uluslararası siyaset ve bilim çevrelerini etkileyecek boyutta çalışmalar yapamadı. Dışişleri’nin bu iftiraya karşı lobi çalışmaları da yetersiz kaldı.”

2 yıl önce

Bakan Soylu’dan Cumhuriyet Gazetesi’ne sert tepki: “Türkiye eski Türkiye değil hesabını hukuk önünde vereceksiniz”

“Bir mafya pisliğinin hezeyanlarıyla terörle mücadele tarihimizin en Şanlı Komutanına çamur atan, ortakları HDPKK için intikam alan, Cumhuriyet gazetesi; Sizin tarihiniz, derin, kirli ve karanlık ilişkiler tarihidir. Türkiye eski Türkiye değil Hesabını hukuk önünde vereceksiniz.”

2 yıl önce

İnan Kıraç: Biz sorunu hukuki yoldan çözdük

SBK Holding’in sahibi firari Sezgin Baran Korkmaz’ın silindiğini iddia ettiği 45 milyon dolar alacağı olduğu iş insanı İnan Kıraç, Sözcü Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’e açıklamalarda bulundu. Alacağıyla ilgili, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu devreye sokmadığını söyleyen Kıraç, "Biz sorunumuzu hukuk yoluyla çözdük ve 6 milyon dolar karşılığında hisseleri devraldık. 40-54 milyon yazılıyor. 6 milyon dolar, Türk Lirası olarak o rakama denk geliyor" dedi.

2 yıl önce

Bakan Ersoy’dan Kılıçdaroğlu’na tepki: Yanan orman arazilerinin yapılaşmaya açılması hukuken mümkün değil

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Twitter hesabından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu'nun iddialarına tepki gösterdi. Bakan Ersoy, "Sayın Kılıçdaroğlu, hem anayasa hem kanunlar gereği yanan orman arazilerinin öncelikle ağaçlandırılması hukuki bir zorunluluk olup, görev yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığındadır. Bu arazilerin yangın sonrası turizm veya başka amaçla yapılaşmaya açılması da hukuken mümkün değildir." dedi. Ersoy, sözlerinin devamında da CHP liderini "Siz bunları zaten biliyorsunuz ama gerçek dışı iftiralarınıza ısrarla devam ediyorsunuz" diyerek hedef aldı.

2 yıl önce

Narkotik’ten Kolombiya açıklaması: Bir hukuk devletinde hukukun kuralları geçerlidir. Ceza hukuku dedikodu üzerine değil delille hareket eder

Açıklamada "Bir hukuk devletinde hukukun kuralları geçerlidir. Ceza hukuku dedikodu üzerine değil delille hareket eder. Ülkemizde adli soruşturmalar Cumhuriyet savcılarımız tarafından yürütülmektedi. Yürütülen adli soruşturmalardaki içerik ve iddiaların kamu davası açıklamdan yetkisiz kişilerle paylaşılması ve elde edilen bilgilerin açıklamasın "masumiyetin korunması" ve "soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmemesi" ilkelerine aykırıdır." ifadelerine yer verildi. "Bu gerçekliğe rağmen aksini ima etmek, uyuşturucu mücadelesinde hayatını çekinmeden feda etmeye hazır olan ve son yıllarda yaptığı operasyonlarla ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafaından takdirle karşılanan birimlerimize ve teşkilatlarımıza bühtandır, iftiradır."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan 10 büyükelçinin açıklamasına tepki

ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara büyükelçisi, Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarına bir tepki de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan geldi. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak egemenlik yetkilerini demokratik meşruiyete dayanan anayasal organları marifetiyle Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirmekte olduğu vurgulanan açıklamada, temel erkler arasında yer alan yargı yetkisi de bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanıldığının altı çizildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "DİPLOMATİK AYRICALIKLAR MÜDAHALE ARACI OLAMAZ" "Hatırlatmak isteriz ki, diplomatların bulundukları ülkenin yargısal süreçlerine ve yasalarına saygı gösterme zorunlulukları hem uluslararası hukukun bir gereği hem de dış misyonların uyması gereken tartışılmaz bir diplomatik kuraldır. Diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklar Türkiye'nin bağımsızlığına ve egemenlik haklarına karşı müdahalenin aracı olamaz". "DIŞ MÜDAHALE ÇABALARINI ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ" Açıklamanın son bölümünde; hangi saik ve sebeple olursa olsun Türkiye'de bağımsız ve tarafsız mahkemelerde görülmekte olan davalara dış müdahale çabalarının şiddetle reddedildiği vurgulandı.

1 2 3 4 5 6 7 8