01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye sıçrıyor muhalefetin hiçbirisi Türkiye'de ne olup bittiğinin farkında değil

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: "Organize sanayi bölgemiz de aynı azim, heyecan ve gayretle çalışan 1140 fabrikanın sahibi olan müteşebbislerimizi ve işçilerimizi ayrı ayrı kutluyorum. Sanayici, müteşebbis, iş insanlarımızın daha çok istihdam sağlamaları ve üretim için milletim adına tebrik, imkanlarımızla teşvik ediyoruz. Gaziantep Organize Sanayi bölgesinin 6. etabı faaliyete geçtiğinde fabrika sayımız 2 bini bulacaktır organize sanayi bölgesinde. Bu 'ey Türkiye uyan, biz Gaziantep olarak nasıl kurtuluş savaşında mücadele verdiysek, ekonomide de aynı mücadeleyi veriyoruz' demektir. Ne diyor birileri 'iş yok'... Nankör nankör bunlar. Yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar. Ercan ben 'Eleman arıyorum' bulamıyorum diyor. Eskişehir'de de aynı şeyi söylediler. İş arayana, aş arayana ekmek var. Ama yan gelip yatarak parayı istersen kusura bakma o yok. Türkiye yerinde duramıyor. Türkiye sıçrıyor. Muhalefetin hiçbirisi Türkiye'de ne olup bittiğinin farkında değiller. Sadece Gaziantep tek başına 12 milyar dolar ihracat yapar hale geldi. Çalışan, üreten, ihracatta damardan giren bir Türkiye var. Organize Sanayi Bölgesi Bakanımız Cengiz Bey'e de özellikle teşekkür ediyorum. Diğer yandan işçilerimizin de alın terinin hakkını verecek ücret politikasıyla destekliyoruz. Asgari ücreti yüzde 50 oranında arttırarak en düşük 4 bin 253 seviyesine çıkardık. Çalışanın evli ve çocuklu olmasına göre bu rakam daha da yükselmektedir. Birileri yaptıkları hesapla küçümsemeye kalkmıştı, şimdi kur düştü ama aynı kişilerin bu hesabı yaptıklarını, görmedik, duymadık, çünkü hesapları tutmadı. Benim Türk Liram varken ne işin var Dolar, Avro. Türk Lirası, Türk Lirası alışacaksınız buna. Bu işi rahmetli Özal da yapmıştı, Türk Lirası'nın onurunu kurtarmıştı, şimdi aynı şeyi biz de yapıyoruz. Bizim baktığımız tek yer milletimizin ne istediğidir. Emekçilerimizin hak, hukukunun korunmasıdır. Küresel enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan anormal artışları vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtmak için sessiz sedasız yükün önemli kısmını kamunun üstüne yansıttık. Asgari ücret zammıyla çalışanlarımızın alım gücünü yükselterek fiyat artışlarına karşı korumaya çalışıyoruz. Çalışanlarımızın tamamını asgari ücret kadar ki kazancını gelir ve damga vergilerinden muaf tutarak işverenlerimizi de rahatlattık. Bu duygularla bizleri bu güzel muhabbet sofrasında buluşan şehrimizin yöneticilerine Erdem Soft firmasının sahiplerine ve özellikle de siz işçi kardeşlerime teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanınız olarak doğrusu ben alın teriyle şu anda karşımda olan siz kardeşlerimi Allah için seviyorum. Rabbim bu sevginizi, muhabbetimizi daim kılsın. Bu bir muhabbet yoludur, Rabbim yolculuğumuzu daim kılsın."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bir muhalefet partisi genel başkanı, bir ABD Büyükelçisi’yle 1 ayda 4 sefer neyi görüşür?”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa’da muhtarlarla bir araya geldi. Soylu, Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu yakalama rekorunu egale ettiklerini ifade ederek, “2019 yılında 20 tondu, bu yıl toplam 22 tona çıkardık. Bunun 20,5 tonunu güvenlik güçler, 1,5 tonunu da gümrük muhafaza ekiplerimizin yakaladı” dedi. Soylu: “Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu yakalama rekorunu egale ettik” “Sizler farklı siyasi görüşlerde olabilirsiniz, bu da çok doğaldır. Her birinizi seçen insanlar da böyledir. Size oy verenler de farklı siyasi görüşleri, inançları, etnik kökenleri olabilir. Buradaki topluluk tüm çeşitlilikleri barındırdığı için Türkiye tablosudur” diyerek konuşmasına başlayan Soylu, “Her birinize oy verenler temel beklenti ile oy kullandı. Mahallemize güzel bakılsın, eksiklikler takip edilsin diye sizlere oy verdiler. Farklılıkları korumanın yanı sıra belli zeminlerde buluşmak ülke menfaatini ilgilendiren temel değerler üzerinde aklıselimin, ahlakın, anne-babalarımızın, öğretmenlerimizin, camideki imamların öğrettikleri temeller üzerinde buluşabilmeliyiz” dedi. 50 bin 340 muhtarımız idari olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu hatırlatan Soylu, “Bu muhtarlarımızın tamamı eğer bize taleplerini iletemezse, aramıza bizler filtreler, perdeler koyarsak, biz muhtar bilgi sistemini devreye alamazdık. Bugüne kadar sisteme işlenen 125 bin talebin 109 binini olumlu sonuçlandırıp 16 binini hala takip ediyor olabilir miydik? Bugün daha önce muhtarlıklarımız ilgili özlük, silah ruhsat harcı, SGK primi gibi adımlarımızın üzerine izin haklarından tutun pek çok adımı içeren yeni bir öneri üzerinde hep beraber çalışamazdık. Biz ne yaptıysak birlikte yapıyoruz. Bize oy verenlerin, bize seçenlerin, bize sorumluluk verenlerin o güvenlerini temin etmek için görevlerimizi sürdürüyoruz. Biz noktaya gelebildiysek, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla farklılıklarımızı kendimize bir filtre yapmadığımız için temel değerler üzerinde tartışmadığımız, birbirimizi dinleyebildiğimiz için yapabildik” diye konuştu. ''Adalet ve güvenlik meselesinde önemli adımlar atıyoruz'' Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ancak bugün muhtarlıklarda başarabildiğimiz bu hali, elbette ülkenin diğer meselelerine yaymak istediğimizde anlaşılmaz bir tutuculukla karşı karşıya kaldığımızı üzülerek paylaşmak isterim. Asayişin teminin de bile, terörle, uyuşturucu ile mücadelede bile buna gönlü yatmayan, aklı yatmayan siyasi hırsların cazibesinden sıyrılıp bu ülkenin değerleri ile buluşamayan, batıyı kendisine tapınak belirlemiş, batıdan gelen her şeyi baş üstüne koymuş, özgüvensiz anlayışlarla bu ülkede sizlerde bizler de dönem dönem karşı karşıya kalıyoruz. Bakın sizler muhtarsınız, hanginiz çarşı ve mahalle bekçilerinden rahatsız oldunuz? Tam tersi, Türkiye’de adım adım muhtarlar toplantıları yapıyoruz. İstanbul’dan Ankara’ya, Adana’dan Diyarbakır’a kadar. Biraz sonra burada güvenlik toplantısı yapacağız. Bizim buradaki içinde bulunduğumuz toplantı gibi olmayacak. Bazen 3 bazen 4 saat süren ve sürekli olan muhtar ve mahallelerin her meselesini masaya yatırdığımız, her bir arkadaşımızın notlarını aldığı, bürokratların takip ettiği toplantılardır. Bir araya gelip fotoğraf verdiğimiz aman ne güzelmiş, hayırlı olsun dediğimiz toplantılar değildir. Asayiş meselelerinden elektrik lambasının yanıp yanmamasına kadar, sağlık ocağındaki eksiklikten bir spor sahasındaki ihtiyaca kadar her şeyi bakanlarımızla telefon açıp konuştuğumuz ve çözüm aradığımız bir süreci ortaya koyuyoruz. Bana hiçbir muhtarımızın çarşı ve mahalle bekçimizden rahatsızız demedi. 30 bin bekçi geceleyin kendimizi emanet ettiğimiz, her çaldığı düdüklerinde bizim rahat ettiğimiz çarşı ve mahalle bekçilerinin itibarını zedelemek için siyaset yapanları gördükçe ben üzülüyorum. Demek ki toplumla aralarında bir mesafe oluşmuş. Bizim gittiğimiz toplantılarda çarşı ve mahalle bekçilerine daha ihtiyaç olduğu yönünde talepler bana iletiliyor” ''Biz sizlerle mesai arkadaşıyız'' 2017’den bu güne kadar evden hırsızlık olaylarının günlük ortalaması yüzde 47 oranında azaldığını kaydeden Soylu, “Bu sayı 284’ten 151’e düştü. Kötü mü oldu? Hep beraber faydasını gördük. Yüzde 30’lardan yüzde 60’lara olayların çözülme oranına çıktı. Olayları aydınlatma neredeyse 2 kat arttı. Peki bu kötü bir şey mi? Birlikte narkotik suçlarıyla uğraşıyoruz, metruk binalarla, annesine babasına kötü davranan uyuşturucu kullanıcısıyla, muhtarlarımızla beraber uğraşıyoruz. Mahallemizin şurasına aydınlatma lazım denince de kaymakamlığımıza, belediye başkanımıza, valimize, elektrik idaresine iletiyoruz ve sorunu ortaya koyuyoruz. Biz sizlerle mesai arkadaşıyız. Bizim de sizin de bir yönetim alanı var. Dünyanın en büyük krizi ile karşı karşıya kaldık. Pandemi krizinde bu iş bana yazılmış değil, ben bu işten sarfınazar ederim biraz kaçak yaparım mı dediniz yoksa tüm yöneticiler ve STK’larla taşın altına elinizi mi koydunuz? Şimdi bana büyükşehirler oldu, muhtarlara ne gerek varmış diyenler geriye 2-3 yıla baksınlar da anlasınlar” şeklinde konuştu. ''Büyük bir oyun, büyük bir tezgah'' Bütün bu mücadele hep birlikte sürdürülmektedir” diyerek sözlerini sürdüren Soylu, “Türkiye’de yaklaşık 2017 yılında uyuşturucuya bağlı ölümlerden, adli tıp rakamlarına göre 941’di. Biz 2020 yılını 314’le tamamladık. Bu yıl daha az rakamla bitireceğiz. Bu el birliği ile olmalıdır. Bir taraftan meselenin arza yönelik mücadelesi, bir yandan talebi düşürmeye yönelik mücadelesi ve rehabilitasyon süreci ile birlikte mücadelenin hep birlikte içindeyiz. 28 Avrupa Birliği ülkesinde yakalanan ‘extacy’ tabletinden 2 kat fazlasını yine bu ülkenin güvenlik birimleri yakalamaktadır. Bunu biz mi üretiyoruz, hayır. Bunlar hepsi yurtdışından geliyorlar. Amerika Afganistan’ı işgal ettiğinde 15 bin ile 20 bin dekardı oradaki üretim. 200 bin dekara çıktı. Buradan bir siyaset ürettiler. Oradaki insanların hayatını kabusa çevirip göç etmesini temin etmediler. Aynı zamanda dünyaya uyuşturucu ihraç ettiler. Bunu Amerika’nın kendisi yaptı. Bunu bir politika olarak ortaya koydu ve bundan endişe etmedi. Derdi bu bölgeleri istikrarsızlaştırmak, ufka ve vizyona değil ayaklarının ucuna bakacak duruma getirmeyi hedeflediler. Büyük meseleler elbette ki sizin mahallelerin yaşam standartlarını etkiliyor. DEAŞ coğrafyamız için bir tehditti. Bunu söylüyorum ve devam edeceğim. Suriye’nin Rakka’sında bir tek mantar tabancası patlatmadan, PYD/PKK terör örgütü Rakka’dan DEAŞ’ı tasviye etti. Bunu Amerika’nın gücü ile yaptı. Peki bu insanlar nereye gitti? Onların yönlendirmesi ile iki yere gittiler. Biri Sina Çölleri, birisi de Afganistan’la Çin arasındaki vadiye. Sonra ne oldu? Amerika Afganistan’ı terk etti. Peki terk edince ne oldu? Orada Amerika’nın güdümündeki bazı komutanlar Rakka’dan getirdikleri DEAŞ’ı içerisinde yöneticilik yapmaya başladılar. Şimdi dünya bunu görüyor. Büyük bir oyun, büyük bir tezgah. Bazen demokrasinin içine sızdırılmış bir tezgah. Bazen barış ve kardeşlik içerisine istismar eden bir senaryo, bazen de bir şeyle mücadele ediyormuş gibi gösterilen bir senaryo ile karşı karşıyayız” dedi. ''Aile yapımızı sarsmaya çalışıyorlar'' LGBT konusuna da değinen Bakan Soylu, “Ben muhtarlarımıza soruyorum. Mahallede hangi anne baba size Türkiye’de LGBT’nin gelişmesi için başvuruda bulundu? Bir anne baba LGBT bu ülkede yayılsın, bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin diye bir kişi size başvurdu mu? Bu sevda nereden çıkıyor? Avrupa ve Amerika’dan çıkıyor. Çok basit, yurtdışında bu dernekler, vakıflar var. Büyükelçilikleri var. Biz nasıl ayakta duruyoruz? Uyuşturucu, terör, ekonomik olarak saldırıyorlar biz yine ayakta duruyoruz. Çünkü aile yapımız güçlü. Aile yapımızı sarsmaya, zemini oynak hale getirmek için her şeyi yapıyorlar. Ama başarılı olamıyorlar. Medeniyetimiz, müesseselerimiz, devletimiz güçlü ama en önemlisi milletimizin mayası güçlü. Yurtdışından bu derneklere yönelik ciddi bir fonlama var. Bunu dile getiriyoruz. Burada sorun olduğunu paylaşıyoruz ama bizi yine linç etmeye çalışıyorlar. Elin oğlu Türkiye’de bu meselelerin yaygınlaşması için neden para versin? Elin oğlu Amerika hala bir terör örgütü olan PYD/PKK neden desteklesin? Bana birisi bunu izah etsin. Bir Amerikalı vatandaş kendi ülkesinin bir terör örgütünü desteklemesini ister mi? Sadece para vermiyor. Silah, mühimmat, eğitim, destek, moral, strateji ve akıl veriyor. Sonra dünyaya çıkıp demokrasi ve hukuk üstünlüğü vaazı vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Bir muhalefet partisinin genel başkanının Amerika Büyükelçisi ile bir ayda 4 defa görüştüğüne de anlam veremediğini ifade eden Soylu, “Benim aklım ermiyor. Bir muhalefet genel başkanı Amerika Büyükelçisi ile 1 ayda 4 defa ne görüşür ve ne konuşur? Bana birisi bunu söylesin. Ben Türkiye vatandaşı olarak kendime izah edemiyorum. Görüştüğü zaman ‘Ya siz ayıp ediyorsunuz PYD/PKK destekliyorsunuz’ diyor mu? ‘Sizin ne işiniz var Türkiye’deki LGBT’cilerle’ diyor mu? ‘Siz Afganistan’dan uyuşturucu imalatı ile bütün coğrafyamızı uyuşturucu ile karşı karşıya bıraktı’ diyor mu dedi mi yani? Şapkayı öne alıp koymak lazım” diye konuştu. ''Şu an salgın ve göç sorunu çok önemli'' Dünyada bir küreselleşmenin olduğunu belirten Soylu, “Temel derdimiz, bu küreselleşme dünyada yepyeni bir çığır açtı. Hepimiz Avrupa’daki yollar açılacak, her yere pasaportsuz girilecek. Sınırlar açılacak, çiçek, böcek kardeşlik her şey güzel olacak. Ne zaman 20’inci yüzyılının sonuna kadar. Geldik 21’inci yüzyılın başına. Vekalet savaşlarından Afganistan’dan, Suriye’ye kadar iki terör örgütü DEAŞ ve PYD/PKK Irak ve Suriye’nin devlet otoritesini altüst etti, yok etti. Şu an dünyanın dört temel sorunu var. Salgın ve göç sorunu. Birçok ülke bizim yaşadıklarımızın yüzde 1’ini yaşadıkları halde, hepsi sinmişler korkmuşlar. Göç sorunun Türkiye ve Yunanistan arasına sıkıştırmışlar, cingözlük yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’de ile Suriye sınırı arasında sıkıştırmışlar, Türkiye ile İran sınırı arasına sıkıştırıp kendilerini oradan kurtarmaya çalışıyorlar. Aman biz ilgilenmeyelim diyorlar. Bir tane artist gönderirler Angelina Jolie bir fotoğraf verir. Onlar da otururlar, bu işlerle ne güzel ilgilendik derler. Ya kolları kopan çocuklar, annelerini babalarını kaybeden evlatlar, ya önümüzdeki 100 yıla tramva olarak yansıyacak nesiller, ya bu tramvaların yapacağı hal nasıl olacak?” dedi. ''Biz batı gibi Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömürenlerden değiliz'' Suriye’de yapılanları da anlatan Bakan Soylu, “Bize kızdılar. İdlip’te briket ev yapıyorsunuz diye. Keyfimizden yapıyoruz sanki. Bütün STK’larla birlikte 50 bin üzerinde yaptığımız evler oradaki insanların asgari oturabilecekleri yer bulabilmeleri içindir. Yarın öbür gün çadırları bittiği zaman Türkiye’ye bir yolculuk başlatmamalarının temini için. Onları orda güvenli bir şekilde oturtabilmek için. Geçen pazar günü Çobanbey’de Suriye tarafındaydık. Bin 400’ün üzerinde sanayi sitesi yaptık. Kendi paramızla değil. Orayı önce huzura, güvene getirdik. Oranın meclisi ile ortak yer ayarlandı. Bir bölümü bitti, diğer bölümü haziranda bitecek tam 25 bin kişi çalışacak. Zaten orası Gaziantep ve Kilis’le iç içe. Buradan oraya insanlar gidecekler. Biz batı gibi Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömüren, ondan sonra posasını orada bırakıp bu insanlar ne yaparsa yapsınlar diyen bir millet değiliz. Biz gittik İdlip’te insanların sağlık, eğitim hizmetlerini alabilmeleri için ne gerekiyorsa yaptık. Bunu da gelecek nesillerimize gösterdik. Fırat Kalkanı bölgesinin yeniden ticaret merkezi haline gelmesini ve hayatın normalleşerek buradan oraya dönüşün sağlanması için adımlar attık. Bunların hangisini batı ülkeleri yaptı? Biz yaptık. Benimle dalga geçiyorlar. Şımarmadık diyorum, evet şımarmadık doğru. 3 bin dolardan 10 bin dolara geldik biz şımarmadık. Atamıza, anamıza sırtımızı dönmedik. Komşularımıza sırtımızı dönmedik. Camilerimize, İstiklal Marşımıza, Cumhuriyetimizi kuranlara kulaklarımızı tıkamadık” dedi. ''Mahallelerde dijitalleşmeyi sağlıyoruz'' Muhtarlar için Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) tamamladıklarını anlatan Soylu, “Ölü projeydi, inat ettik, ASELSAN’a ağa, baba dedik. Onlarda bu projeyi bitirdiler. Bizde borcumuzu onlara yavaş yavaş ödüyoruz. Ama işimizi yaptık. Bunları şimdi belediye ve muhtarlarımıza açıyoruz. Tüm kamu kuruluşlarına açıyoruz. Kurumların entegrasyonunu oraya getiriyoruz. Kişisel Veriler Kanunu’nun bize elverdiği ölçüler dahilinde muhtarlarımıza açacağız. Muhtarlarımız mahallelerinde göçmenlerin tamamını görecekler. Orada yaşayanları, taşıyanları görebilecekler. Gün geçtikçe sistem geliştikçe açmaya devam edeceğiz. Nüfus Matik dediğimiz bir memur kadar görevini yapacak mekanizma kurduk. Nüfus idaresine gelmeden yapılması gereken işlerden bir tanesi mahallede, yerinde halledilsin. Burada dijitalleşmenin bize sağladığı avantajları kullanacağız” şeklinde konuştu. Sosyal medyanın da dünyada önemli bir mesele haline geldiğini ifade eden Soylu, “Göçün sebebi biz olmadığımız gibi, facebook ve twitter’inde sahibi biz miyiz? Her türlü suç orada işlensin, her kişinin orada mahremiyetine girilsin, her türlü hakaret yapılsın. Dünya bununla ilgili ne yapıyor? Dünya salgınla ilgili bize çözüm üretti mi? Dünya Sağlık Örgütü bir çözüm üretmeyi bırak birbirlerinin maskelerini çaldılar. Birbirlerine aşı vermediler. Aşıyı stratejik güç olarak kullandılar. ‘18 Mart’ta Avrupa Birliği mutabakat imzaladı. Dedi ki, ‘Biz göçün kaynağında engellenmesi için adım atacağız’. Bir tek adım atmadı. Tamamı yalan üzerine oturmuş, vizyonsuz bir liderler manzumesinin yapamadıklarını gördüğümüz yıllar geçirdik, geçiriyoruz. İnsanları ölüme terk ettiler. Ege Deniz’inde botları batırdılar. İnsanları soydular. Bunlardan bir tanesini Türkiye yapmış olsaydı, bizi dünya mahkemelerinde yargılarlardı. Kendilerinin dokunulmazlıkları var. 21. yüzyıl onların dokunulmazlıklarını aldı” diye konuştu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan muhalefet liderlerine: HDP'li Güzel'in fotoğraflarını doğru bulmuyoruz bile diyemediniz

BAKAN SOYLU'NUN AÇIKLAMALARINDA ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR Irak ve Suriye'nin devlet düzeni DEAŞ ve PKK tarafından yok edildi. Elimizde maske gibi şeylerle dünyadaki çoğu ülkeye koronavirüs döneminde destek olmaya çalıştık. Türkiye pandemi sürecini en az hasarla atlatıyor. Türkiye'ye içeriden gelen saldırıları biz kontrol edebiliriz. Ama dışarıdan gelen saldırılar kimi zaman bu ülkede kontrol edilemedi. 21. yüzyıl Türkiye için atılım dönemi oldu. HDP'li Güzel'in teröristle olan fotoğrafını görmezden gelemeyiz. HDP'li Güzel'in yanındaki öldürülen terörist Dicle Haber Ajansı'ndan örgüte katılmış Türkiye'de terörü sorun görüyorum diyenlerin oranı 1.3 (Muhalefete tepki) HDP'li Güzel'in fotoğraflarını doğru bulmuyoruz diyemediler. Genel Başkanları bir şey söyleyemedi. Dünyanın her yerinde Türkiye'nin mücadeesi konuşuluyor. AB ve ABD terörü meşrulaştırmaya çalışıyor. (Facebook Twitter Instagram) Sosyal medya üzerinden Türkiye'ye manipülasyon yapılıyor. Bir karar verdim. Hukuk okuyacağım. Terörle iltisak ve irtibat kamudan ihraç için yeterlidir. 45 bin 800 kişi FETÖ'den ihraç edildi. (İBB'ye terör teftişi) Bazı gazetecilere maaş vermek sizi haklı kılmaz. BAKAN SOYLU'NUN AÇIKLAMALARININ TAMAMI "Irak ve Suriye, dünyada iki terör örgütünün devlet otoritesini yok ettiği ülkeler. Bunlar DEAŞ ve PYD/PKK. Dünya bunun maliyetini ve bedelini ödüyor. Romanya İçişleri Bakanı ile görüşürken, 'Bizde hiç terör olayı olmuyor' dedi. Keşke biz de öyle diyebilsek. Bizim hemen güneyimizde Suriye'de bri terör koridoru oluşturulmaya çalışılıyor. Eğitim ve strateji açısından desteklenen, çok önemli mühimmatlarla beraber desteklenen bir terör örgütü var. Biz bu konuda septik değiliz. Her meseleyi teröre yoran bir anlayışımız yok. Kendilerini koruyamayan ülkeler 21. yüzyılda büyük bir yalnızlık içerisindeler. GÖÇMEN SORUNU Avrupa rahat, ABD'de rahat. Onlar bir tek şey istiyor. Türkiye; İran, Irak, Suriye sınırlarını korusun, bize göçmen gelmesin. Biz göçmen sorununu bir terörden kaynaklanan insanların yer değiştirme sorunu olarak görmeyelim, ekonomi, adalet sorunu olarak görmeyelim. Kendi üretimlerini, ekonomileri yükseltmek, diğer ülkelerin ekonomilerini aşağıya çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sömürü düzeninin bir başka versiyonunu ortaya koymaya çalışıyorlar. Türkiye pandemi sürecini en az hasarla atlatıyor. "PANDEMİ SÜRECİNİ EN AZ HASARLA ATLATIYORUZ" Türkiye pandemi sürecini en az hasarla atlatıyor. Türkiye, savunma sanayii ve şehir hastaneleri altyapısını yapmış. Türkiye bunlarla 21. asıra iyi giriş yapmış. Sayın Cumhurbaşkanımızı kim nasıl izliyor bilmiyorum. Türkiye'nin altyapı meselelerini, Türkiye'yi vesayetten kurtarma meselelerini çözdükten, çözmeye ramak bıraktıktan sonra bir atlayış daha gerçekleştirdi. Türkiye'nin dış politikasına baktı. Türkiye'ye içeriden saldırıları biz kontrol edebiliriz. Ama dışarıdan saldırıları kontrol edebilme kabiliyetinin Türkiye'nin dönem dönem olmadığını hepimiz gördük ve şahit olduk. Darbelerle, terörle, siyasal istikrarsızlıklarla, ekonomik saldırlarla şahit olduk. HDP'Lİ GÜZEL'İN TERÖRİSTLE FOTOĞRAFI Muhalefet gibi görmezden gelemeyiz, sırtımızı dönemeyiz. Muhalefet liderleri 'Bu fotoğraflar doğru değil' demedi. 2009 yılında terör örgütüne katılmış şu resmini verdiğiniz kişi. Dicle Haber Ajansı'ndan... Zaten bizi şu anda düşürmek istedikleri tuzak tam da bu. Bize 'Terörle mücadelede nasıl bu noktaya gelirsiniz, siz kişi başına gelir seviyesini nasıl yükseltirsiniz, bu kadar büyük badireler içerisinden nasıl çıkarsınız' diyorlar.

2 yıl önce

T24 yazarı, muhalefetin politikaları nedeniyle paniğe kapıldı!

2023 seçimlerine, "Başkanlık sistemini kaldırarak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme" vaadiyle gitmeye hazırlanan 6 muhalefet partisi, bu konudaki çalışmalarını tamamladı. CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti liderlerinin kısa süre içinde bir araya gelerek, ortak metni kamuoyuna açıklamaları bekleniyor. Ancak aylardır süren bu çalışma muhalefet medyasında bazı endişelere de neden oldu. T24 Yazarı Mehmet Y. Yılmaz, muhalafet partilerinin seçim vaadi olarak aylardır "güçlendirilmiş parlamenter sistem" modeli üzerinde çalışmalarını, "meleklerin cinsiyetini tartışmaya" benzetti! Sistem düzenlemesi vaadi ile seçimin kazanılamayacağını belirten Yılmaz, Millet İttifakı'nın ekonomik gelişmelere yoğunlaşması gerektiğini ifade ederek; "Bugünkü araştırmalar, Cumhurbaşkanı seçiminin sonucunun çantada keklik olmadığını ortaya koyuyor." diye yazdı. T24 yazarı bu noktada muhalefetin hazırlıksız olduğunu savunarak "İktidar bir de sizin aklınıza uyar ve erken seçim kararı alırsa iyot gibi açıkta kalırsınız; kızacağınızı biliyorum ama söylemiş olayım." ifadelerini kullandı. Yılmaz şunları kaydetti; "Muhalefetin, gelecek seçimlere bir Anayasa değişikliği önerisi ile gitme kararlılığında olduğu anlaşılıyor. Bugünkü biçimiyle Başkanlık sistemi, Türkiye'nin en önemli sorunu elbette; çünkü bütün sorunların anası o. Ancak bu tartışma, bugün için bana, Bizans batarken sürdürülen meleklerin cinsiyeti tartışmasını çağrıştırıyor. Muhalefet elbette böyle bir hazırlık da yapmalıydı ancak bununla seçim filan kazanılmaz, bunu söylemiş olayım. Muhalefet partilerinin, yeryüzüne intikal etmelerinde fayda görüyorum. Bugünkü araştırmalar, Cumhurbaşkanı seçiminin sonucunun çantada keklik olmadığını ortaya koyuyor. Araştırmalarda AKP'den uzaklaşmış gibi görünen kitle, muhalefet partilerinden hiçbirine yönelmiyor. Bu uzaklaşmayı, muhalefeti tercih kararına yönlendirecek şey ise yeni Anayasa vaatlerinden çok, ekonomiyle ilgili olmalı. Çünkü uzaklaşmanın temel nedeni ekonomik. Öte yandan TBMM seçiminde de muhalefetin Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşabilme olasılığı neredeyse mümkün değil. Bir mucize olur hem cumhurbaşkanı seçimini hem de TBMM'de Anayasa değiştirecek çoğunluğu muhalefet elde edebilirse, bugün yapılan hazırlığın bir anlamı olabilir. Bunların dışındaki seçim sonuçlarında bu hazırlık, arşiv süsler. Muhalefetin şu anda yapması gereken şey, hayali bir Anayasa değişikliği için enerji harcamak olmamalıdır."

"ERDOĞAN BAŞBAKAN OLARAK GELİR!" Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanması halinde bir koalisyon Cumhurbaşkanı olarak icranın başında olacağını belirten Yılmaz bu konudaki endişelerini ise şöyle paylaştı;  "Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa ulaşılsa bile neresinden baksanız bir seneye yakın bir süre o Cumhurbaşkanı bir icraat yapmak zorunda. Yapamadığı takdirde, Erdoğan bir yıl sonra yeniden seçilir, bu kez Başbakan olarak yeniden iktidara gelir."

2 yıl önce

AK Parti'den muhalefetin çocuklar üzerinden propaganda yapmasına tepki! Çaresizlik ve acizliktir

Hamza Dağ Twitter hesabından yaptığı açıklamada şöyle dedi:  - Spontane gelişen bir olayla alakalı yine kirli bir kurgu başlatıldı. Bahsi geçen küçük çocuk, Sn. Cumhurbaşkanımızın yanına gelmek için uzunca bir süre ağlıyor. Bunu farkeden Cumhurbaşkanımız çocuğu sahneye aldırıyor ve derdini dinliyor. - Kendi ideolojik yaklaşım veya siyasal tercihleri olduğunda çocukları “Planlı ve stratejik” şekilde kullanarak istismar edenlerin, bir çocuğun “Plansız ve öğretilmeden” sarf ettiği sözler için manipülasyon düğmesine basması, çaresizlik ve acizliktir. - Milyonların önünde meclis kürsüsünden el hareketi çekenler, şehit yakınlarına küfredip hiçbir şey olmamış gibi siyasete devam edenler pedagojiden bahsedecek en son insanlardır. - Cumhurbaşkanımız ve bizler, çocuklarımızı ve gençlerimizi bu gibi kirli siyasi kampanyalara alet etmiyor; onların beklentilerine cevap vermekten ve onlara her zaman ahlâkı, iyiliği ve vatan sevgisini aşılamaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz.

2 yıl önce

Muhalefet Masası’nın fotoğrafı ortaya çıktı! Çember şeklinde oturmuşlar…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısı üzerine HDP dışında Millet İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi partinin liderleri bugün bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ankara Ahlatlıbel’deki Çankaya Belediyesi Tesisleri’nde buluştu. Parlamenter sistem ile ilgili çalışmanın değerlendirileceği toplantı öncesi liderler birlikte poz verdi. ÇEMBER ŞEKLİNDE OTURDULAR Masaya nasıl oturacakları konusunda uzun süren görüşmeler yapan muhalefet liderleri, çareyi yuvarlak masada oturmakta buldular.

2 yıl önce

Nedim Şener: Muhalefet partileri 28 Şubat tarihini helalleşme gibi belledilerse yanlış yaptılar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine bir araya gelen altı muhalefet partisi genel başkanı, 12 Şubat'ta 5 saati aşkın bir toplantı yaptı. Toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamada "Üzerinde uzlaşıya vardığımız yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna takdimi üzerine görüştük. 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık." dedi. "28 ŞUBAT'I SEÇMEK TARTIŞMALARI YENİDEN AÇMAKTIR" TVNET'te konuyla ilgili değerlendirmede bulunan gazeteci Nedim Şener, "28 Şubat'ta 'MGK kararlarını uygulayacağım' diye konuşan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener'di. Yani tutup da o güne dair böyle bir toplantıyı rast getirmek böyle bir tartışmayı yeniden açmak anlamına gelir." dedi. "HELALLEŞME GİBİ BELLEDİLERSE YANLIŞ YAPTILAR" CHP ile ilgili insanların kafasında başörtüsüyle ilgili hatıralar olduğunu belirten Şener, "Eğer o tarihi helalleşme gibi belledilerse yanlış yaptılar. 6 partinin de 28 Şubat tarihini duyunca 'Ya bugün değil de bir gün sonra, bir gün önce' dememesi şaşırtıcı. " ifadelerini kullandı. "ANCAK İHMALLE AÇIKLANIR" Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl bir masada oturacaklarını, hangi sıraya göre oturacaklarını veya fotoğrafta nasıl duracaklarına kadar imaja önem veren partilerin o tarihi düşünmemiş olması ancak ihmalle açıklanabilir."

2 yıl önce

Can Ataklı, altı muhalefet liderinin aldıkları kararları 28 Şubat'ta duyuracak olmasına tepki gösterdi: "Altı tane adam oturmuşlar. Bir adam etmemişler. Böyle bir mantık olur mu?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine; İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi genel başkanları, geçtiğimiz hafta Ankara'da çalışma yemeğinde bir araya geldi. Altı muhalefet partisi genel başkanının çalışma yemeği ardından yaptığı yazılı açıklamada, alınan kararların kamuoyuna 28 Şubat günü duyurulacağı belirtildi. 28 ŞUBAT TERCİHİNE TEPKİ Açıklama için 28 Şubat darbesinin yıldönümünün seçilmesi, tepkileri de beraberinde getirdi. Korkusuz gazetesi yazarı, CHP yandaşı Can Ataklı da eleştirenler arasında. YouTube hesabından paylaştığı videoda, “Altı tane adam oturmuşlar. Bir adam etmemişler” diyerek tepkisini dile getiren Ataklı, şunları söyledi: HANGİ AKIL YAPTI? Böyle bir mantık olur mu? 28 Şubat dediğiniz zaman en aptalı bile Türkiye'de “28 Şubat'ı hortlatmaya çalışıyorlar” diyecek. Hangi akıl yaptı, tahmin ediyorum. Babacan’la diğeri fişeklemiştir.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19