06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

Yeni Şafak yazarı LGBT örgütlerini hedef aldı: Siviller sesini yükseltirse, devlet de gerekeni yapacaktır

Dizi ve sinema sektörünün ‘Amerikan Kültür Emperyalizmi’nin kontrolünden ‘LGBT Emperyalizmi’nin eline geçtiğini yazan Çelik, “Yapımlardaki eşcinselleri dünyanın en iyi, en merhametli, en sevgi dolu ve en fedakâr karakterleri olarak yansıtmayan hiçbir dizi ve film artık sektörde yer alamıyor. Çünkü sektör tamamen LGBT propagandasının kontrolüne girmiş durumda. Dizi ve film yapımcıları kendi projelerini değil; Netflix, Amazon ve Disney gibi platformların dayattığı senaryoları çekmek zorundalar. Artık sadece başarılı yönetmen, yetenekli oyuncu olmak yetmiyor. LGBT yanlısı değilsen hiçsin, sıfırsın! Sektörde var olmak isteyen birçok insan, referans olarak o renkli bayrağı ya sallamak ya da sosyal medya hesabında paylaşmak zorunda. Tahmin ediyorum; bu baskı bir süre sonra futbol takımlarını da esir alacak. LGBT yanlısı olmayan futbolcular kendilerine yeşil sahalarda yer bulamayacaklar. Çünkü gidişat bu yönde” düşüncesini dile getirdi. LGBT etkinliklerine sivil tepkinin önemli olduğunu savunan Çelik, "Toplum bilimciler, doktorlar, psikologlar, sosyologlar, STK’lar bir an önce harekete geçmeli. LGBT lobisi, gücünü ürettiği argümanlardan alıyor. Sevgiyi ve aşkı ortaya atarak sapkınlığı olağanlaştırıyorlar. Savundukları ve dayattıkları tezleri güçlü içeriklerle çürütmemiz gerekiyor. Bilinçli ebeveynler, bilinçli öğretmenler hareketleri başlatılmalı. Son zamanlarda yüzlerce anneden mesajlar aldım. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. ‘Çocuğumu nasıl eşcinsel olmadan yetiştiririm’ diye çırpınan anneler var. Anneler özelinde, eğitici ve yönlendirici çalışmalar gerekiyor. Yapılacaklar listesi uzayıp gider. Ancak konuşmak ve yazmaktan ziyade bir şeyler yapmalıyız” diye yazdı. Sosyal medyada “Devlet, LGBT’ye karşı bir şeyler yapsın, önlemler alsın” çağrılarının yapıldığını  yazan Çelik, şöyle devam etti: Ben aksine sivillerin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum. LGBT örgütlerine karşı halk sesini yükseltirse, anneler-babalar ayağa kalkarsa, öğretmenler durumun vahametini raporlarlarsa devlet de gerekenleri yapacaktır. Devlet bir şeyler yapacaksa da gençlere ulaşacak bir dil inşa edilmeli. Yollar, köprüler, teknolojik yatırımlar, uzay çalışmaları, savunma sanayiinde atılan dev adımlar… Eyvallah. Alt ve üstyapıya yapılan yatırımlara bakınca, Türkiye’nin gelecek yüzyılı teknik olarak inşa edildi diyebiliriz. Peki ya nesillerin inşası? Bundan sonraki büyük yatırımlar gençlere, 20 yıl sonra doğacak çocukların zihin dünyalarına yapılmalı. LGBT lobisinin elindeki iletişim gücünü ezecek filmler, diziler mesela. Şu dönemde içerik üretmek ve yayınlayacak dijital platformlar oluşturmak, Marmara Denizi’nin dibine tüp geçit yapmak kadar önemli. Sizce de öyle değil mi?"

1 yıl önce

Tek partili dönem özlemi çeken Cumhuriyet yazarı: “Çok partili demokrasiye 25 erken geçmiştir”

Konuşmasından tarihi gerçekleri saptırdığı ve tek partili dönem özlemi çektiği belli olan Cumhuriyet yazarı İnce, ”Cumhuriyet çok partili demokrasiye 25 erken geçmiştir. Türkiye’nin büyük bir laiklik sorunu vardır.” yorumlarında bulundu.

1 yıl önce

İYİ Parti’nin yayın organı Yeniçağ yazarından Demirtaş güzellemesi: 'Türkü söyleyen adamdan zarar gelmez'

CHP'lilerin her fırsatta güzellemeler dizdiği Demirtaş'a bir övgü de Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'dan geldi. "DEMİRTAŞ'TAN ZARAR GELMEZ" HDP Milletvekili Garo Paylan'ın da bulunduğu yayına katılan Demirağ, Demirtaş'tan övgüyle söz etti. Demirağ şu ifadeleri kullandı: "Bir kere bağlama çalan adamdan, türkü söyleyen adamdan zarar gelmez. Selahattin Demirtaş'in ben türkülerini dinledim, bağlamasını dinledim. HDP'nin Türkiye partisi olması yolunda çok ciddi adımlar attı. Ben Selahattin Demirtaş'ın son dönemlerdeki açıklamalarını tarihi buluyorum. 'Çanakkale şehitlerini ziyaret etmeliyiz, onlara dua etmeliyiz' bu çok güzel bir adım."

1 yıl önce

Sedat Peker, Yılmaz Özdil’i maaşa bağlamış! Atatürkçü yazar nasıl mafya reklamcısına dönüştü?

Türk milleti ve devleti aleyhine olan her oluşumun içine balıklama atlayan Yılmaz Özdil bu defa da mafya reklamcılığına soyundu. Atatürkçülük maskesinin ardına gizlenerek PKK ve FETÖ başta olmak üzere Türkiye aleyhine olan her konuda fikir beyan eden Özdil, Türk milletine ‘bidon kafalılar’ diyerek de hakaret etmişti. ‘ATATÜRK’ KİTABIYLA DOLANDIRICILIK Yılmaz Özdil’in yazdığı Mustafa Kemal isimli kitabın özel serisi 1881 adet basılarak 2 bin 500 liradan satışa sunulmuştu. Kırmızı Kedi Yayınevi’nin Twitter hesabından atılan tweetle reklamı yapılan kitabın fahiş fiyatı sosyal medyada her kesimden büyük tepkiyle karşılanmıştı. Sosyal medya kullanıcıları kitabı “Atatürk istismarı” olarak yorumlamış, Özdil’e tepki yağdırmıştı. KAÇAK VİLLASI YIKILINCA İNTİKAM PEŞİNE DÜŞTÜ CHP’li belediyelere kitap satarak yıllarca büyük paralar kazanan ve Bodrum Bitez’de kendisine kaçak villa yaptıran Özdil, villasının kaçak bölümlerinin yıkılması üzerine AK Parti düşmanlığında farklı bir boyuta geçmişti. Özdil’in kaçak villasının ticari alanda kalmasına rağmen ‘konut’ olarak inşa edildiği, 142 metrekare ruhsatı olan villanın kaçak inşaat faaliyeti ile 310 metrekareye çıkarıldığı belirlenmişti. Temiz toplum söylemleriyle okuyucularını dolandıran Özdil’in hem fahiş fiyattan CHP’li belediyelere kitap satması hem de Bodrum’da yaptığı kaçak villa aslında onun karakterini de gözler önüne seriyordu. YENİ İŞİ MAFYA REKLAMCILIĞI Son dönemlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında sert eleştiriler yaptığı için CHP’li belediyelerden bahşişi kesilen Özdil, çareyi mafya reklamcılığı yapmakta buldu. Yıllardır uyuşturucu ticareti ve çete faaliyetlerinden para kazanan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in reklamcılığına başlayan Özdil, yıllardır savunduğu ilkeleri bir anda para uğruna satıverdi. ‘MAAŞA BAĞLANDI’ İDDİASI CHP’li belediyelerden Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla geliri kesilen Özdil’in Sedat Peker tarafından maaşa bağlandığı medya kulislerinde uzun süredir konuşuluyor. Geçtiğimiz yıl Uğur Dündar’ı Sezgin Baran Korkmaz’dan para aldığını açıklayan Yılmaz Özdil, Dündar tarafından sert sözlerle hedef alınmıştı. Medya kulislerinde Sedat Peker’in Yılmaz Özdil’i hatırı sayılır bir para karşılığı maaşa bağladığı ve yayınladığı mesajların CHP tabanına yayılması için kendisi ile anlaşma yaptığı herkesin dilinde. Peker’in Özdil ile birlikte en az 5 gazeteciye adamları vasıtasıyla aylık para gönderdiği de iddialar arasında.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Avukatı Uğur Kızılca’dan Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in “Türkiye Sigorta acenteliğini” iddialarına yalanlama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatı yaptığı yazılı açıklamada, bugün Sözcü Gazetesi yazarı Çiğdem Toker'in köşesinde müvekkili ile ilgili tamamen algı oluşturmaya yönelik ve müvekkilinin kişilik haklarını hedef alan ifadelerin yer aldığını öne sürdü.  Bu nedenle açıklama zorunluluğu doğduğunu belirten Kızılca, "Tüm hukuksal haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilimin herhangi bir ticari faaliyetinin ve şirket ortaklığının olmadığını kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız." ifadelerini kullandı. NE OLMUŞTU? Avukat Kızılca'nın açıklamasına konu olan 'Soylu'nun şirketi Türkiye Sigorta acentesi başlıklı yazıda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, sigorta şirketi ortaklığı olduğu ve bakanlık görevi sürerken şirket faaliyetlerini sürdürdüğü iddia edilmişti.  Haberde Soylu’nun ortağı olduğu belirtilen ‘Esigortan‘, hissesinin yüzde 81,1’i Varlık Fonu’nda olan Türkiye Sigorta’nın acenteliğini aldığı belirtilmişti. Süleyman Soylu'nun aile şirketi olan Engin Sigorta'daki hisselerini Ticaret Sicil gazetesinin 26 Mayıs 2022 tarihli nüshasında yayımlanan karara göre, oğlu Engin Levent Soylu ve kızı Fatma Nur Eslem Soylu'ya devretmişti.

1 yıl önce

Sözcü yazarı Çiğdem Toker, tutuklanan ihale mafyası İrfan Güneş’ten rüşvet mi aldı? Toker’in Günfalt İnşaat sevgisi…

Yalan haberleri yüzünden defalarca hakkında mahkumiyet kararı verilen Çiğdem Toker’in geçtiğimiz günlerde tutuklanan ihale şantajcısı İrfan Güneş’in firması Günfalt İnşaat için yazdığı yazılar başına büyük işler açacak gibi duruyor. İrfan Güneş ile birlikte hareket edip tehdide boyun eğmeyen firmalarla ilgili asılsız haberler yapan medya tetikçileri ile ilgili savcılık soruşturması devam ederken Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in Güneş’in firmasının en büyük savunucularından olduğu ortaya çıktı.   İHALE ŞANTAJCILARI İÇİN YAZI YAZDI Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in yalan haberlerinin arasına serpiştirdiği “ücretli” ihale takip yazıları geçtiğimiz aylarda Medyaradar’da ifşa edilmişti. Geçtiğimiz aylarda tutuklanan ihale şantajcısı İrfan Güneş’in şirketi Günfalt İnşaat’ı yere göğe sığdıramayan yazılar kaleme alan Toker hakkındaki iddialar ise yenilir yutulur cinsten değil. ‘İHALE ÇANTACILIĞI YAPIYOR’ Medyaradar’da Günfalt İnşaat ile olan kirli ilişkisine dikkat çekilen Toker için şu yazı kaleme alınmıştı: Sözcü gazetesinin ekonomi yazarı Çiğdem Toker bu aralar ‘Bursa’ diyor başka bir şey demiyor. Radarında tam adıyla, ‘Bursa Emek Şehir Hastanesi Hafif Raylı Sistemi Hattı İnşaat ve Elektromekanik Sistemler Temin, Montaj ve İşletmeye Alma Yapım İşi’ ihalesi var. Evet bu ihale Bursa halkı için gerçekten çok ama çok önemli. Çünkü bu proje Emek’ten Geçit-Balat güzergahıyla Bursaray’ı Şehir Hastanesine uzatacak. Peki Ankaralı Çiğdem Toker’i proje neden bu kadar ilgilendiriyordu? Toker, köşesinde şöyle yazıyordu: ‘30 Ekim 2020’de 21/b usulü, yani acil durumlarda başvurulan pazarlıkla yapılan ilk ihalede, yaklaşık maliyet: 1.787.026.747,90 TL’ydi. Davetli dört katılan arasında Söğüt-Taşyapı ortaklığının verdiği 1.607.824.000,00 TL teklif kabul gördü. Ulaştırma Bakanlığı bu ortaklık ile sözleşme imzaladı. Danıştay ihaleyi iptal etti. 7 Mayıs 2021’de yeniden ihale edildi. Aradan 6 ay geçmişti. Teklifin yükselmemesi mümkün değildi. İkinci ihalenin maliyeti 2.350.180,369,64 oldu. İhaleyi yine Söğüt-Taşyapı ortaklığı kazandı. Fiyat ise 1.950.628.508,85 TL.’ Toker sözde devletin parasını korumaya çalıştığını anlatmaya çalışıyordu. Toker yazısında mahkemeye giderek ihaleyi iptal ettiren Günfalt İnşaat’a dikkat çekiyordu. Nerdeyse kahraman gibi gösteriyordu. Peki Çiğdem Toker bu yazılarıyla kime hizmet ediyordu. Bunu yazarak kime fayda sağladın? Sen Ankara’yı iyi bilen bir gazetecisin. Bu ihale işlerinde tecrübelisin. Biraz araştırsan bu Günfalt İnşaat’ın hiç iş bitirmesi olmadığını görebilirdin. Ama nedense gerek duymamışsın. Üstüne de bu ‘ihale çantacılarına’ destek olmaya devam ettin. Tüm Ankara biliyor bunların bu işlerden nasıl paralar götürdüğünü. Çiğdem Toker bu yazılarınla devletin parasını çalan ihale çantacılarına nasıl destek olduğunu anlatayım sana; -İhale çantacıları işlerini görünce 19.11.2021 günü Danıştay’a başvurarak davalarından feragat ettiler. Sence neden? …. -Yazılarınla destek verdiğin İrfan Güneş’in sahibi olduğu Güneş-Yol ve Günfalt İnşaat hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla bir soruşturma olduğunu biliyor musun? Google’da bir tarasan sayfa sayfa bu şirketler hakkında ki haberleri görebilirdin. Sen araştırmacı gazetecisin niye bakmadın? Neden bu firmaların silahşörlüğünü yaptın? -İhale çantacıları bu hareketleriyle ihaleyi durdurup bakanlığa 343 milyon daha külfet yüklemiştir. Milletin parasını kim çalmıştır bu durumda sevgili Çiğdem? –Bursa halkının yıllardır beklediği proje gecikti. Geçen 7 aylık sürede artan maliyetlerle devletin sırtına bir 500 milyon daha bindirildi. -Bu kadar harç ve avukat parası varken sence ihale çantacıları neden davadan feragat etti? Nedenini sana ses kayıtlarını dinleterek anlatabilirim istersen.  Senin bu işte masum olduğuna inanmıyorum. Sen bu silahşörlüğünle devletin, yetimin 800 milyon lirasını ihale çantacılarına çaldırdın. Araştırmacı gazeteci Çiğdem, senin asıl görevin bu parayı korumak mı yoksa devleti soyan çetelere destek vermek mi? Evet Ankara’yı iyi bilen Çiğdem Toker, yukarıda sorduğum soruları cevaplamanı bekliyorum. Valla zor sorular değil sen akıllı bir gazetecisin hemen cevaplarını bulursun. Tabi ki işine gelirse. Bunu okuduktan sonra bir sonraki yazını heyecanla bekleyeceğim. İhale çantacıları size de bir mesajım var. Ben de bir sonraki yazımda sizin de feragat etme karşılığında ne kadar rüşvet aldığınızı yazacağım. Günfalt, Güneş Yol, Ege Gökmen İnşaat. Çiğdem Toker’in tüm yazılarını okumalarını okuyucularımdan rica ediyorum. Sizler de göreceksiniz bu ihale çantası 3 şirketi nasıl koruduğunu. Toker bu 3 şirketleri neden bu kadar on plana çıkarttığını anlayacaklar . Savcılığa bu 3 şirket hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘ kamuyu zarara uğratma’ iddialarıyla suç duyurusunda bulunuldu.  Hepsini şok olacağınız bir ses kaydıyla açıklayacağım. Devleti soyan bu akbabaların kirli yüzlerini tüm Türkiye şok olarak dinleyecek.   TOKER’İN İHALE TAKİPÇİLİĞİ YAPTIĞI İRFAN GÜNEŞ TUTUKLANDI Bitirdiği bir tek proje olmayan üstelik adı tehdit şantajla iş insanlarından maddi çıkar sağladığına ilişkin soruşturmalarla gündemden düşmeyen isim Günfalt İnşaat sahibi İrfan Güneş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği’nin başarılı operasyonuyla gözaltına alındı. Polisteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen şüpheli Güneş tutuklanarak cezaevine gönderildi. https://www.youtube.com/watch?v=JbPfuQX8ZUw&feature=youtu.be Hakkında yürütülen soruşturma bilgilerine göre şüpheli Güneş yine ihale alan bir iş insanına kabus oldu. Önce yargıdaki irtibatlarıyla ihaleyi şikayet etti konu danıştay aşamasına geldiğinde ise bilindik şantaj yöntemi olarak ‘ihalesini iptal ettirmemek’ karşılığında para istedi. Israrlı şantajlarına rağmen iş insanından ‘Hayır’ cevabını aldı bu defa bir suç örgütüyle işbirliği yaparak iş yerini kurşunlattı. İfadelerinde kendilerini İrfan Güneş’in azmettirdiğini itiraf ettiler. Hakkında ‘tehdit şantaj ve konut dokunulmazlığının ihlali’ suçlarından işlem yapılan şüpheli Güneş tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüpheli Güneş, Söğüt ve Taş Yapı gibi yüzlerce firmayı şantaj amaçlı şikayet etti onlarcasından para aldıktan sonra feragat etti. Şimdilerde bu şantajcı iş adamın medya ayağı merak ediliyor. HTS KAYITLARIYLA DEŞİFRE OLACAK Yargıda olduğu gibi medya dünyasından da İrfan Güneş ile birlikte hareket edip tehdide boyun eğmeyen firmalarla ilgili asılsız haberler yapan kalemi kiralık kirli basın mensupları da hem başsavcılıktaki ses kaydı hem de HTS kayıtlarıyla deşifre olacak. İptal ettirdiği ve sonra maliyet artışıyla daha yüksek paraya yaptırılan işler yüzünden devlete milyarlarca dolar zarar veren, firmalara yaptığı şantajı silahlı saldırıya dönüştüren İrfan Güneş ve kirli ilişkiler ağındaki işbirlikçilerini daha da zor günler bekliyor.

1 yıl önce

Gazete Duvar'ın yazarı Osman Özarslan'dan 'Büyük Aile Yürüyüşü'ne katılanlara ahlaksızca 'pedofili' suçlaması

Fikirde Birlik Platformu öncülüğünde başlayan 150 toplum kuruluşunun da katılım gösterdiği LGBT dayatmasına karşı İstanbul Saraçhane Parkı'nda düzenlenen "Büyük Aile Yürüyüşü"nün yankıları sürüyor. LGBT lobisinin hazımsızlığı sürüyor LGBT lobisi de on binlerce ailenin çocuklarıyla katıldığı ve bu dayatmaya karşı duracaklarını yüksek sesle haykırdıkları yürüyüşü karalama kampanyasını yürütmeye devam ediyor. ABD ve Avrupa'dan fonlanan medyadan kara propaganda ABD, İsveç ve Norveç’ten yüzbinlerce dolar ödenek alan medya sitelerinin başında gelen ve LGBT lobisinin Türkiye'deki en büyük maşaları arasında yer aldığı bilinen ‘Gazete Duvar’ Büyük Aile Yürüyüşü'ne karşı karalama kampanyasını sürdürüyor. Eşcinselliği normalleştirmeye yönelik içerikleriyle ve PKK ile HDP destekçisi haberleriyle daha önce defalarca tepkilerin hedefi olan 'Gazete Duvar'dan LGBT dayatmasına karşı yapılan mitingi yönelik bir hamle daha geldi. LGBT lobisinin Türkiye'deki maşasından ahlâksız ithamlar Gazete duvar yazarı Osman Özarslan köşe yazısında 'Büyük Aile Yürüyüşü'nü hadsiz sözlerle hedef aldı. Özarslan, yürüyüşü düzenleyenler, destekleyenler, katılanlar ve konuşmacılara yönelik ahlak sınırlarını aşan benzetmeler yaptı. Yürüyüş katılımcılarının 'pedofiliyi caiz gördüklerini' öne sürerek ahlaksız ithamlarda bulunan Özarslan yazısında açıkça aile kavramını da hedef alıyor. Hedef aileyi yok etmek Aileyi 'imkansız' olarak niteleyen ve hedefin aileyi yok etmek olduğunu da adeta itiraf eden Osman Özarslan'ın skandal ifadeler barındıran yazısı şöyle: “En başa dönüp, Büyük Aile Mitingi’nin katılımcılarına, destek verenlerine, konuşmacılarına baktığımızda, gördüğümüz şey gerçekten büyük bir aile. 'Pedofiliyi sürdürülebilir hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar' Bu ailenin büyükleri pedofiliyi dinen caiz, hukuken yasal, ahlaken sürdürülebilir hale getirmek için ellerinden geleni yaptıkları için, kendi öz kızına göz koyan, onu herkesten önce talan edilecek bir meyve ağacı olarak gören baba işte bu ailenin ferdidir. 'Aile imkansızlık alanı' Aile dediğimiz imkânsızlık alanı aslında erkekler ailesinin fertlerinin bir başka imkânsızlık olan iktidarlarının muhayyel arazisinden başka bir şey değildir.”

1 yıl önce

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’ın fitne çabaları! Bu kez hedefi Bahçeli ve Soylu..

Dün CHP’in fonladığı Milli Gazete’nin “Soylu istifasını Erdoğan'a sundu” yalanıyla Mersin polisevine saldıran PKK’lı terörist Dilşah Ercan’ın isminin CHP’nin “tutuklu gazetecileri raporu”da olduğu gerçeğini örtebileceklerini zannedenler bugün de Cumhuriyet gazetesinden Barış Pehlivan eliyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun arasına fitne sokmaya çalışarak Cumhur İttifakını hedef aldı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1574727943598657537?s=46&t=2i2bpWHRtNU4yd6Ct_wjqg GERÇEKLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR Pehlivan bu iddia bulunurken; FETÖ, PKK, mafya ve Sol örgütlerin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya en çok saldırdığı dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Bakan Soylu’yu en çok savunan ismin MHP lideri Devlet Bahçeli olduğu gerçeğini görmezden geliyor. YALAN HABER YAPMAKTAKİ MEZİYETİYLE BİLİNİYOR Her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef alan yazılarıyla gündeme gelen ve yakın dönemde MİT mensuplarını ve ailelerini ifşa etmekten hüküm giyen Barış Pehlivan, iftira atmaktaki, yalan haber yapmaktaki meziyetiyle biliniyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11