Son Dakika:
Zafer Partisi Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Meclis’teki makam odalarına yeni bilgisayarların tahsis edilmesine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Özdağ, “600 vekilin bilgisayarı değiştirilmiş. İnsanlar aç iken bu çok ayıp bir harcama. Halka porsiyon küçült derken bu yapılmaz” dedi. Duvar gazetesinde yer alan habere göre; Zafer Partili Özdağ’ın bu paylaşımının ardından TBMM Genel Sekreterliği yazılı açıklama yaptı. Milletvekillerin bilgisayarlarının talepleri doğrultusunda değiştirildiğini belirten TBMM Genel Sekreterliği, Özdağ’ın da yeni bilgisayar talep ettiğini, bu nedenle yeni bilgisayar verildiğini belirtti. Meclis tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kaydedildi: TBMM YALANLADI “Sayın milletvekillerimizin bilgisayarları, re’sen değil sadece ve sadece talepleri halinde değiştirilmektedir. Nitekim, Sayın Ümit Özdağ’ın bilgisayarı da, kendisinin 20/12/2021 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine değiştirilmiştir. Paylaşımda bahsi geçtiği şekilde bütün milletvekillerimizin bilgisayarlarının değiştirilmesi söz konusu değildir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşam kabine toplantısı sonrası verdiği mesajlar sonrası döviz kurunda sert düşüş yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bankada TL mevduatı olarak parası bulunan vatandaşların kur endişesini ortadan kaldıracak yeni araçların devreye alınacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu mesajı sonrası 18 liraya kadar çıkan dolar, yüzde 30'dan fazla değer kaybederek 11 liraya kadar geriledi. Döviz kurlarında yaşanan bu düşüş sonrası muhalefet cephesi rahatsız oldu. Bugün Polatlı Ticaret Odası Ekonomik İstişare Toplantısı'nda basın açıklaması yapan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan döviz kurlarında yaşanan düşüşü değerlendirdi. Yaşanan durumdan rahatsız olduğunu belirten Babacan, TL'yi korumak için açıklanan yeni paketin sağlıklı olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı; "DOLAR 12'YE DÜŞTÜ DİYE SEVİNİYORUZ" "Doların düşmesi vatandaşlarımızı sevindirdiyse de unutmayalım ki dolar kurunun düşmüş hali dahi eylül başındaki seviyeye göre çok yüksek. Eylül başında dolar 8,30'du. 12, 13'e düştü diye seviniyoruz. Düşmesi iyi mi, iyi. "KAMU BANKALARININ KUR SATTIĞI İDDİALARI VAR" Cumhurbaşkanı'nın açıklamasıyla eş zamanlı olarak kamu bankalarının yoğun şekilde kur sattığı iddiaları var. Erdoğan konuştu diye cayır cayır döviz satıldıysa bunun açıklanması gerekiyor. Alınan kararlar Hazine ve Merkez Bankası'nın yükümlerini olağanüstü artıracak. Kamu yükü ve Hazine'nin yükü artacak. Ortada tehlikeli bir oyun var. Bankalardaki toplam mevduatın yüzde 60'tan fazlası dövizdi. "BU BİR ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIRIMIDIR" Dün gece alınan kararlar Türk Lirası mevduatını da getirisinin dövizdeki artışa endekslenmesinin yolu açıldı. Bankada paran TL'yse bile biz sana döviz gibi kazandıracağız diyor. Bu uygulama dolarizasyon uygulamasıdır. Alınan bu karar örtülü bir faiz artırımıdır."
26 Ağustos'ta kurulan Zafer Partisi'den istifa haberi geldi. Partinin Kurucular Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Sultan Neslihan Seven, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda hem görevinden, hem de Zafer Partisi'nden istifa ettiğini duyurdu. Sultan Neslihan Seven'in istifa duyurusu şöyle: Kurucu üyesi olduğum Zafer Partisi'nden ve Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevimden istifa etmiş bulunmaktayım. İnandığım değerler uğruna her alanda mücadeleme yılmadan devam edeceğim. Kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim. Daha Önce de İsmail Koncuk partinden istifa etmişti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Millet İttifakı içerisinde misiniz?” soruları karşısında şu anda bir ittifakın içinde yer almadıklarını ve partilerle dirsek temaslarının olduğunu söylese de Millet İttifakı’nın bileşenleri İYİ Parti ve CHP’ye yönelik olumlu mesajlar vermeye devam ediyor. CHP LİDERİNİ ÖVDÜ Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Balbay’a konuşan Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu övdü. Saadet Partisi lideri, Kılıçdaroğlu için “Bir babayiğit” ifadesini kullandı ve “Partisini herkesle diyalog kurabilecek noktaya getirdi” dedi. “BİRLEŞEBİLİYORUZ” Parti tabanlarına ve CHP’ye karşı ayrı ayrı konuşmadıklarını savunan Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile ifade, düşünce ve inanç özgürlüğü konularında birleşebildiklerini söyledi.
Sayıştay, belediyelere ait 2020 yılı denetim raporlarını açıkladı. Tunceli Belediyesi’ne ilişkin raporda ‘Komünist Başkan’ olarak bilinen Mehmet Maçoğlu’nun 94 taksi plakasını mevzuat hükümlerine aykırı olarak encümen tarafından doğrudan ilgili kişiler adına tescil ettirdiği belirtildi. Tunceli’de taksi plakalarına 350 ile 400 bin lira arasında fiyat biçiliyor. Bu hesapla Mehmet Fatih Maçoğlu Tunceli Belediye'sini yaklaşık 33 milyon lira zarara uğrattı. Maçoğlu’nun plakaları kime ne karşılığında verdiği merak konusu oldu. İHALE YAPILMASI ZORUNLU Raporda taksi plakalarının nasıl dağıtılacağı ile ilgili mevzuat bilgilerine de yer verildi. Buna göre il trafik komisyonu tarafından verilebilen ticari plakların tahsisi öncesinde muhammen bedel, plaka kullanım süresi, ihale zamanı ve diğer hususların mahalli vasıta veya en az 2 gazete ile kamuoyuna duyurulması, kapalı teklif usulü ile ihale yapılması gerekiyor. İŞÇİLER İZİN KULLANAMIYOR İşçilerin yıllık ücretli izinlerinin iş kanununa uygun olarak kullandırılmadığının da yer aldığı raporda Belediyenin yıllık izin tablolarında işçilerin çoğunun geçmiş yıllardan devreden kullanılmayan yıllık izinleri olduğu vurgulandı. Raporda ayrıca otoparklardan kazanılan paraların mevzuat gereği otoparkların bakımı ve yeni otopark alanları için kullanılması gerekirken Maçoğlu’nun gelirlerin önemli bir bölümünü başka işler için harcadığı tespitine yer verildi.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Erürker, "Son güncel gelişmeler dahilinde temel değerlerde parti ile tutum ve siyaseten ayrışmamın derinleşmesi nedenleriyle DEVA Partisi üyeliği ve Aydın İl Başkanlığından istifa etmiş bulunmaktayım." ifadelerini kullandı. Erürker, süreçte yanında olan partisindeki arkadaşlarına ve hemşehrilerine teşekkür etti.
Genel merkeze istifa dilekçesi verdiğini söyleyen Koncuk, Genel Başkan Ümit Özdağ'dan cevap beklediğini belirtti. Ciddigazete.com'un konuyla ilgili sorularını cevaplandıran İsmail Koncuk, "İdeolojik bir tartışma söz konusu değil. Yönetim anlayışı bakımından farklılık olduğu ortaya çıktı" dedi. Zafer Partisi'nin Türk milliyetçiliği iddiasıyla kurulduğunu belirten Koncuk'un açıklamaları şöyle: Divanda olmamızın temel şartı, yönetim tarzında uyum olması. Parti, yönetim tarzını uyum sağlayacağı insanlarla devam ettirebilir. 'İsmail Koncuk doğru söylüyor' denirse, dolayısıyla yolumuza devam ederiz. İlla "Genel sekreter olacağım" diye bir iddiam yok. Zafer Partisi bu milletin umududur. Yola devam etmemiz için birbirimizi iyi anlamamız lazım. Takım oyunu oynamamız lazım. Ortak akılla hareket etmemiz lazım. Üç ay önce kurulmuş daha yeni bir partiyiz. İstiyorum ki bu siyasi partide, kurulduğu andan itibaren, diğer partilerdeki hatalar olmasın. İsmail Koncuk olarak hiç bir şeyi nefis davası yapmadım; bunu da yapmadım. Şu an Zafer Partisi milletvekiliyim. Yeni divan açıklanır da orada İsmail Koncuk olmazsa, Koncuk genel sekreterliği bırakmış demektir. Takım oyunu benim için önemli. İnşallah bunu yapar ve yolumuza devam ederiz. Türk milliyetçiliği anlayışımızda, genel başkanımızla ayrıştığımız bir şey yok. Aklıselim kazanır inşallah. Herkes egosunu yenmelidir. 'Ben' diyerek olmaz, 'Biz' dememiz lazım. Burada 'Biz' diyecek bir yönetim anlayışını inşallah hakim kılarak geleceğe daha sağlam adımlarla yürüyeceğiz." Öte yandan, İsmail Koncuk'un Başkanlık Divanı'ndan istifasıyla ilgili kararın, bugün veya yarın verileceği, yeni bir Başkanlık Divanı oluşturulması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Destici ziyareti sıradında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, randevu talebinin kabul edilmemesi üzerine gittiği Türkiye İstatistik Kurumu'nda (TÜİK) içeriye alınmaması ile ilgili soruya, "Randevu ne zaman istenmiş, ne zaman verilmemiş bunu bilmiyorum. Daha önceden randevu istendi de randevu verilmediyse bu farklı bir şey. Ama sabah arayıp 'ben 11.00'da geleceğim' dediyse bu farklı bir durumdur. Daha önce aranıp randevu verilmemişse, 'keşke verilseydi' derim. Ama Sayın Kılıçdaroğlu sabah arayıp 'ben 11.00'de gelmek istiyorum' diyorsa, bence bu doğru olmamıştır. Çünkü o zaman bu baskın gibi anlaşılır. 'Ben geliyorum' tavrı hakikaten bir baskın tavrıdır. Bunu hiçbir siyasetçiye yakıştırmam" cevabını verdi.
