29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı paylaştı! Kadına Şiddette geçen yıla göre düşüş…

İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, 2021 yılının Ocak ayında hayatını kaybeden kadın sayısının 49 olduğu 2022’nin Ocak ayında ise bu sayının 36’ya düştüğü belirtildi. Bakanlık, hedefinin “0” şiddet “0” can kaybı olduğunu vurgulanarak KADES uygulamasını önerildi. https://twitter.com/tc_icisleri/status/1499018261530300423?s=21

2 yıl önce

Josep Borrell: AB Rusya ile savaşta değil

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, AB'nin tarihinde ilk kez savaştaki bir ülke için silah alımı ve teslimatını finanse edeceklerini söylemişti. AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Rusya saldırısı nedeniyle Ukrayna ordusuna gönderilecek silah, mühimmat ve yakıt gibi askeri yardımların yolda olduğu bilgisini paylaşmıştı. "RUSYA İLE SAVAŞMIYORUZ" AÇIKLAMASI Brüksel, Ukrayna'ya askeri destek hamlesinde bulunurken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'den dikkat çeken bir açıklama geldi. Madrid'den yayın yapan Cadena SER radyosuna konuşan Borrell, "Rusya ile savaşta değiliz ama saldırıya uğrayanlardan yanayız. Nükleer bir savaş hakkında konuşmak son derece sorumsuzca" dedi. 500 MİLYON EURO DEĞERİNDE SİLAH DESTEĞİ Rusya saldırılarıyla karşı karşıya kalan Ukrayna ordusuna AB'nin 500 milyon euro değerinde silah ve askeri ekipman yardımı yapacağı duyurulmuştu. "YAPTIRIMLAR GEREKLİ AMA..." Moskova yönetimine yaptırımlardan söz eden Borrell, "Yaptırımlar gerekli, ancak yaptırımlar kendi içlerinde politik değil, koşullara tepkidir. Çözümlere ihtiyacımız var ve bu çözümler diplomasi ile bağlantılı olmalı" diye konuştu. "BEDEL ÖDEMEYE HAZIR OLMALIYIZ" Borrell, "Yaptırımlar, yaptırım altındaki ülke ekonomisine zarar vermek için uygulanıyor ama karşılığında size de zarar veriyor, bu yüzden bedelini ödemeye hazır olmalıyız" ifadesini kullandı. "AVRUPA ORDUSU" AÇIKLAMASI Öte yandan Borrell, Avrupa ordusu oluşturma konusunun şu anda gündemlerinde olmadığını dile getirdi. Bununla birlikte aynı AB yetkilisi, birliğe üye ülkelerin "silahlı kuvvetleri arasındaki koordinasyonu geliştirmesi ve ortak savunma harcamalarını artırması" gerektiğine dikkat çekti.

2 yıl önce

Kiev’de yaşama savaşı! Siviller metro istasyonlarına sığındı

Rusya’nın, Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesi 7’nci gününde de devam ediyor… Başkent Kiev başta olmak üzere, birçok bölgeden patlama ve siren sesleri yükseliyor. Birçok Ukraynalı, güvenli bölgelere geçebilmek için evlerini terk etti. Polonya ve Romanya sınırından geçen birçok Ukraynalı, gözyaşları içerisinde ülkelerini terk etti. Diğer yandan ülkelerini terk etmeyenler sığınaklarda ve metro istasyonlarında kalmaya devam etti. DOROGOJİÇİ METRO İSTASYONU SIĞINAK OLDU Kiev'de Dorogojiçi metro istasyonu çok sayıda sivilin sığınağı oldu. Evsizler de dahil birçok Ukraynalı, kısıtlı imkanlar ile Rus saldırılarının biteceği günü beklemeye başladı. Aralarında çocukların ve yaşlıların da olduğu görülen istasyonlarda, halkın yerlere attıkları yataklarda yattıkları görüldü.

2 yıl önce

Türkiye’de 2016'dan bu yana 70 doğal afet meydana geldi. 987 bin yapıda hasar tespit çalışmaları yapıldı.

Türkiye, son yıllarda başta deprem olmak üzere, sel, orman yangını, heyelan gibi çok sayıda afet yaşandı. Afetlerin hemen ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca başlatılan hasar tespit çalışmaları kapsamında hastaneler, okullar ve kamu kurumlarına öncelik veriliyor. Denetimler sonrası binalar, "hasarsız", "az hasarlı", "orta hasarlı", "ağır hasarlı" ve "acil yıkılacak" tespitiyle gruplandırılıyor. 70 afet olayı sonrası hasar tespit çalışması yürütüldü Yapı İşleri Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, 2016'dan itibaren 46 ilde deprem, sel, fırtına ve yangın olmak üzere gerçekleşen yıkıcılığı yüksek 70 afet olayı sonrasında, 987 bin 362 bin yapı içerisindeki 2 milyon 482 bin bağımsız bölümde hasar tespit çalışması yürütüldü. Tespitler sonrası "ağır hasarlı", "acil yıkılacak" konumunda bulunan binalardan 25 bin 471 bağımsız bölümün yıkım işlemi Bakanlık koordinasyonunda yapıldı. Bakanlıkça Türkiye'deki büyük afetler sonrası yapılan hasar tespit çalışmaları ve sonuçları şöyle: Elazığ'daki 6,8 büyüklüğünde deprem Bakanlıkça, 24 Ocak 2020'de başta Elazığ olmak üzere, Diyarbakır, Malatya, Tunceli , Adıyaman illerinde de etkisi hissedilen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından toplam 242 bin 429 bina, 735 bin 477 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespitleri, arama kurtarma çalışmalarını takip eden 14 gün içerisinde tamamlandı. İzmir'de 643 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapıldı Başta İzmir olmak üzere, Aydın ili Kuşadası ilçesinde de etkisi hissedilen 30 Ekim 2020'de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak Bakanlıkça toplamda 643 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapıldı. İzmir ve Aydın'da 220 bin 169 bina, 1 milyon 41 bin 619 bağımsız bölüm incelendi. Arama kurtarma çalışmalarını takip eden 11 gün içerisinde tamamlanan hasar tespit çalışmaları özellikle yıkımın yoğun olduğu 4 mahallede yoğunlaştırıldı. İran Hoy depremi Türkiye'ye 20 kilometre mesafede 14 Haziran 2020'de İran'da yaşanan 5,9 büyüklüğündeki depremden Van yoğun şekilde etkilendi. Bakanlıkça görevlendirilen 64 kişinin yer aldığı 32 ekiple hasar tespit çalışmaları yapıldı. 6 bin 987 binadaki 9 bin 525 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespit çalışmaları arama kurtarma çalışmalarını takip eden 10 gün içerisinde tamamlandı. Bingöl depremi Başta Bingöl olmak üzere, Erzincan ve Erzurum illerinde etkisi hissedilen 14 Haziran 2020'de meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremde, toplamda 102 ekiple hasar tespit çalışmaları yürütüldü. Depremden etkilenen illerde toplam 29 bin 27 binadaki 36 bin 476 bağımsız bölümde hasar tespit çalışması yapıldı. Çalışmalar 10 gün içerisinde bitirildi. Giresun sel felaketi Giresun'da 22 Ağustos 2020'de yaşanan ve özellikle Doğankent'le Dereli ilçelerinde yoğun tahribata sebep olan sel felaketi sonrası hasar tespit çalışmaları 33 ekiple yürütüldü. Çalışmalarda 1740 bina, 5 bin 272 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespit çalışmaları, arama kurtarma çalışmalarını takip eden 12 gün içerisinde tamamlandı. Kastamonu, Sinop, Bartın sel felaketi Kastamonu'nun Bozkurt, Sinop'un Ayancık ve Bartın'ın Ulus ilçelerinde yoğun tahribata sebep olan 11 Ağustos 2021'deki sel felaketinin ardından 50 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapılarak, 5 bin 684 bina, 24 bin 262 bağımsız bölüm incelendi. Çalışmalar 12 günde tamamlandı. Orman yangınları Antalya, Mersin, Muğla, Osmaniye ve Adana illerinde yoğun tahribata sebep olan 28 Temmuz- 10 Ağustos'taki orman yangınları sonrası 50 ekiple 10 gün içerisinde tamamlanan hasar tespit çalışmaları sırasında 6 bin 497 binadaki 12 bin 252 bağımsız bölümde hasar tespiti yapıldı. Dere yataklarında afet önleme tespit çalışmaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye'deki taşkınlar ve sel afetlerine karşı can ve mal güvenliğini sağlama amacıyla, yerleşim merkezlerindeki dere güzergahları üzerinde bulunan risk altındaki yapıların tespitine yönelik çalışmalarını da sürdürüyor. Dere yatağında ya da taşkın sahası içerindeki riskli yapıların tespiti için Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri İş birliği ile saha çalışmaları yürütülüyor. Bu kapsamda Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerindeki kentlerde dere güzergahlarında bulunan riskli yapıların tespiti yapılıyor. Buna göre, Karadeniz Bölgesi'nde 1 milyon 803 bin 930 metrekare oturum alanı ve 16 bin 503 bağımsız bölüm, Marmara Bölgesi'nde 1 milyon 403 bin 320 metrekare oturum alanı ve 8 bin 83 bağımsız bölüm, Ege Bölgesi'nde, 2 milyon 722 bin 314 metrekare oturum alanı ve 18 bin 300 bağımsız bölüm, Akdeniz Bölgesi'nde 24 bin 527 metrekare oturum alanı ve 3 bin 836 bağımsız bölüm ile Trakya'da 120 bin 751 metrekare ve 1793 bağımsız bölüm incelendi.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

2 yıl önce

Mardin’de Eren Kış-29 Operasyonu başlatıldı

PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla, Mardin İlinde “ EREN KIŞ-29 (MARDİN- BAGOK) ŞEHİT J.UZM.ONB. HAKAN ÖCALAN” Operasyonu başlatıldı. Operasyonda Mardin İl Jandarma Komutanlığı sevk ve idaresinde; Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 571 personel (38) operasyonel tim görev alıyor. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarı ile devam ediyor.

2 yıl önce

FETÖ destekçisi Alparslan Kuytul’dan "Soylu GörevdenAlınsın" etiketi! Bakan Soylu’yu hedef aldılar..

https://twitter.com/genelgundem/status/1498713396132388865?s=21 15 Temmuz'u bir proje olarak tarif edip, darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü hainleri de 'kandırılmış saf Müslümanlar' olarak tanımlamasıyla bilinen Alparslan Kuytul ve ekibi, Türkiye’nin çeşitli illerinde provokasyon girişiminde bulunmalarına izin vermeyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ve Emniyet teşkilatını sosyal medyadan “Soylu GörevdenAlınsın” etiketiyle hedef aldı. https://twitter.com/alparslankuytul/status/1498709370019930113?s=21 PROVOKASYON GİRİŞİMLERİNE FETÖ DESTEĞİ Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul’un gönüllüleri, FETÖ medyasının da destek verdiği provokasyonlada polislerin ailelerine ve devlet büyüklerine küfürler ediyor, gözaltı başladığı zaman ise cep telefonlarına sarılıyor. Alınan görüntüler hemen WhatsApp gruplarına atılarak FETÖ medyasına ulaştırılıyorlar. https://twitter.com/boldmedya/status/1492471750340358153?s=21

2 yıl önce

Mahmutbey gişelerinin taşınması talebi yargıda: 'Otoban vasfını yitirdi'

Duruşmada dava ile ilgili gerekçelerini anlatan Dernek Başkanı Koçal ile davacılar, mahkeme sonrası açıklama yaptı. TÜKODER Başkanı Aziz Koçal, açıldığı tarih olan 1988 yılında şehir dışında görünen Mahmutbey gişelerinin, günümüzde şehir merkezinde kaldığını belirterek “Avcılar, Halkalı Bahçeşehir, Esenkent, İkitelli ile oradan itibaren yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar ya ücretli geçişe maruz kalıyor ya da trafiğin çok sıkışık olduğu yan yollarda mağdur oluyorlar. Dolayısıyla gişenin bir tarafında yerleşim yerinde oturan vatandaşlar ücret ödemeksizin evlerine gidebiliyor ama, diğer tarafta olanlar ücret ödemek zorunda kalıyor. Oysa ikisi de İstanbul’da şehir merkezinde oturuyor ama çifte standart oluyor" dedi. ULAŞIM HİZMETİ ŞEHİR MERKEZİNDE ÜCRETLİ OLAMAZ Yaşanan durumun hem Anayasa’nın eşiklik ilkesine aynı zamanda 172’nci maddede düzenlenen tüketicilerin korunması ile ilgili hükümlere aykırı olduğunu ifade eden Koçal “Ulaşım hizmetleri şehir merkezlerinde ücretli olamaz. Bu yol artık transit yol olmaktan çıkmıştır. Şehir merkezi içindeki ilçelere hizmet veren bir yol haline gelmiştir. Talebimiz buradan kaldırılması ve vatandaşlarımızın ücretsiz olarak evinden işine, işinden evine gidebilmesi. Bu doğrultuda açtığımız bir dava. Bugün duruşması yapıldı, davayla ilgili görüşlerimizi aktardık. Umut ediyoruz tüketici lehine bir düzenleme olacaktır" diye konuştu. “EVİME GİDERKEN VE DÖNERKEN BEDEL ÖDÜYORUM" Davanın mağdurlarından Aydan Kara, 20 yıldır Bahçeşehir’de oturduğunu, işe ya da farklı bir yere gitmek için gişe ücreti ödediğini belirterek “Ben evime giderken ve dönerken bedel ödüyorum. Ama İstanbul’un farklı ilçesindeki bir vatandaş bedel ödemeden gidiyor. Anayasa’nın 172’nci maddesi de tüketiciyi koruyor, eşitlik ilkesi de var. O halde ben neden bir bedel ödüyorum. Ayrıca otoban vasfını da yitirdiğini düşünüyorum. Bahçeşehir’den Mahmutbey gişelere gitmeniz 45 dakika. 10 dakikalık bir yolu 45 dakikada gittiğinizde, benzin, sinir stres de yaşıyorsunuz. Yani gişe paraları dışında da maliyeti var. Artık ne otoban ne mücavir alan olmayan gişelerin kaldırılmasını istiyorum" dedi. TEK BİR YOLUMUZ VAR O DA OTOBAN Gişelerin kaldırılması için dava açan vatandaşlardan Taner Göçmen ise, 25 senedir oturduğu Bahçeşehir’den işine gidip geldiğini, gişelere günlük ortalama 15 TL ücret ödediğini belirterek “Tek bir yolumuz var o da otoban. Bugün şehir içinde kalan gişeler tüm çabalarımıza rağmen taşınmadı. Aynı ilçede vatandaşların bir kısmı bedel ödüyor, bir kısmı ödemiyor. Ben Bahçeşehir’den Başakşehir’de kaymakamlıktaki işimi yapabilmek için otoban ücreti ödemek zorundayım. Bu da bizi çok etkiliyor. Yetkililerden daha duyarlı olmalarını eşitlik ilkelerini geçerli kılmalarını istiyorum" dedi.

1 2 ... 583 584 585 586 587 588 589 ... 949 950
Server Error
500
Server Error