18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: ‘Tartışmayı manipüle edenlerin yüzde 69'u bot hesap’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: Hep idealistler kazanmışlardır, hiç bir zaman sadece kendini düşünenler kazanamamışlardır. Özellikle Batı dünyası bugün içinde bulunduğu vizyonsuzluğu ve yönsüzlüğü bana göre liderlik alanında çektiği kıtlığa borçludur. Ekonomileri gelişmiş, eğitim düzeyi yüksek böyle bir nüfus hatırı sayılır bir medeniyet birikimi var. Gelin görün ki AB hayali çatırdamış, kendi medeniyet değerleri ile çelişen, doğru dürüst bir uyuşturucu ile mücadele politikası bile ortaya koyamayan bir batı medeniyeti ile karşı karşıyayız. Liderlik kavramından ne anladığınız da önemlidir. Siyasi makam sahibi olmak, bir görevi ifa etmek ve liderlik aynı şey değildir. Lider, topluma yeni bir yol açan kimsedir. Otoyollar, şehir hastaneleri, hızlı trenler... Asıl mesele doğunun makus talihi değişmez cümlesine terk ettiğimiz doğu ve güneydoğuyu Anadolu'yu cazibe merkezi haline getirmek. Bugün İHA teknolojisinde küresel liderliğe oynamak... Buralarda büyüdük biz... 1989, 90 - 91... ABD'den Avrupa'dan bize parmak sallayıp dik yürümemize imkan sağlamayan bir iklimde büyüdük. Yüzde 8'lik gecelik faizin travmasıyla büyüdük. 35-40 şehidimizin ağıtıyla büyüdük. 100-200 kişiyi sallandıracaksın diyen ve büyüklerimizin inandığı sözlerle büyüdük. El bebek gül bebek bugünlere gelmedik. Uçağa binmenin zenginliğin ayrıcalığı olarak tanındığı bir ülkede büyüdük. İnsanların kıyafetlerinden sorgulandığı, inançlarından dolayı ötekileştirildiği bir tablo içinde büyüdük. özgüvenimizi aldılar. Belki bugün daha çok büyüme isteğimiz, haksızlıklara isyan etme düşüncemizin altında belki bu yaşadıklarımız vardır. Hür olsun diye, bir takım marjinalizmin etkisi altında çarçur olmasın diye... Meydan okumalarımızın sebebi, dünyaya söylediklerimizin sebebi, dünyanın en büyük havalimanlarından birini yapma sebebimiz belki budur. Bu topraklarda coğrafya ne kadar önemliyse medeniyet ve kültürümüz coğrafya kadar önemli. İstediğini bulamadıktan sonra bir günde ne olacağını hesap etmeden Afganistan'ı geride bırakan dünyaya bizim söyleyeceklerimiz var. Bizi sağdan sola çekiştirmelerine bakmayın, buna da itibar etmeyin. Bizden sonraki nesiller bu fırsatı çok daha ilerletecekler, bu ülkeyi medeniyet ve kültür havzasının en güçlü ülkesi haline getirecekler. Avrupa'ya pandemiden önce çok gittik, göç anlattık.. Gördüğüm ve kâbusuma dönen bir gerçeği anlatmak isterim… Ülkelerde marjinal fikirler olur. Marjinal fikirler merkeze yön vermez. Bugün Avrupa'nın temel hastalığı budur. bugünkü yönsüzlüklerinin temel nedenlerinden biri de bu savruluşlarıdır. İngiltere size bir ders verdi, henüz anlayabilmiş değilsiniz. Günümüzde küresel kapitalizm, medya eliyle toplumlar artık dışarıdan çok daha güçlü baskılara maruz kalıyorlar. güçlü ve hızlı karar alma mekanizmalarına duyulan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Bu sabah 3.5'ta bakanlıktan ayrıldım. Eskiden taşra bir şey isterdi. benim bir ihtiyacım var, ne olur yerine getirin derdi. merkez 'imkan yok, daha karar vermedik' derdi. taşradakiler Ankara2ya sitem eder, yoksullukları ile beraber kendi işlerini ayakta tutardı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ardından hızlı bir şekilde merkez taşrayı kontrol eden, vatandaşın memnuniyetinin artması için sahayı baskılayan eksiklikleri kendi tespit eden ve onunla beraber de politikalarını oluşturan bir anlayışa evrilmiştir. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, karar alma süreçlerini hızlandırmaktadır. Bizim icadımız mıdır? elbette hayır. Parlamenter sistem bir mucize midir? Hayır. Öyle olsaydı kullandığımız 95 sene boyunca darbeler üretmezdi ve bizi çok farklı yerlere taşırdı. Bizi bundan ötesine götürecek takatı yoktu ve yeni bir sisteme geçtik. 40 yılda bu ülkede 31 hükümet kuruldu. Dünyada bu kadar karmaşıklıkların olduğu durumda biz parlamenter sistemde olsaydık Türkiye kaos çemberine dönmüştü. Meclis'ten karar çıkarana kadar atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmişti. Biz çocukluğumuzdan beri bu hükümet modeli ile yanıp tutuştuk. Olabileceğini düşünmedik ama sayın cumhurbaşkanımızın iradesi, milletimizin iradesi ve onayı ile gerçekleşti. İHA AÇIKLAMASI Nüfus müdürlüklerinde yaptığımız devrim, dijitalleşme, vatandaşa memnuniyeti, ortam iyileştirmesi, başka ülkelerin hayalinde görebileceği bir hal bile değildir. devletin şöyle bir tehdidi var şu anda, vatandaş memnuniyetine odaklı. Elinde bulunduğu bütün işleri en yüksek kalitede ortaya koymak zorunda. Bizim İHA'larımızda öyle bir yazılım var ki otomatik olarak insanı da silahı da tanıyor. Bizim öyle yazılımlarımız var ki dün bir siyasi cinayetler tartışması vardı. Tüm Türkiye'ye söylüyorum sosyal medyada manipule edenlerin yüzde 69'u bot hesaplardır. Bizim çocuklarımızın yazdığı yüz tanıma sistemi onları fersah fersah geçer. Yenilerken birbiriyle entegrasyonunu sağlıyoruz. Son 2 yılda kırsalda bir olay oldu, jandarmanın deposunda kalır, şehirde olay oldu polisin deposunda kalır. biz şu anda bunları konuşturduğumuz için son 2.5 yılda 200 bin olayı aydınlattık. Kriminalde öyle bir noktadayız ki, bunları para verip alıyor değiliz, bunları bizim çocuklarımız yaptı. Sürekli kendini yenileyen bir devlet yapısını da kurmak zorundayız. Türkiye çevrim içi endeksinde ülkeler arasında 22. sırada. Bizim Siber Güvenlik Operasyon Merkezi, 24 saat tüm saldırıları kendi bakanlığımızdan ölçmeye, takip etmeye çalıştık. 2 gün önce Parlamento'daki vekil arkadaşlarımız elektronik kelepçe konusunda ne noktaya geldiğimizi, 1000'i aşkın olay oldu, bir tek küçük bir darbın dışında herhangi bir şikayet edenle edileni karşı karşıya bulunduran bir olayla karşı karşıya kalmadık. Önümüzdeki ay Roma'da Türkiye bunun ödülünü alacak. Bakanlık olarak siber güvenlik dışında her alanda çok ciddi teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Türkiye'deki her binayı, içinde yaşayanları dijital ortamda sisteme kaydettik. Bir afette kimin nerede olduğunu, yıkılan binada kimler olduğunu... bu sistemin faydalarından biri. 'TÜRKİYE'NİN VERİLERİ AKTARILABİLİR DÜŞÜNCESİNDE OLABİLİRSİNİZ AMA BU DA ÇOK İMKANLI DEĞİL' Bakanlığa ilk gittim, şöyle bir efsane var. Bütün bilgilerimiz Rusya'ya gidiyor. 6 ay sonra öğrendim. Biyometrik verimizin sanallaştırma yazılımı bir Rus şirketten alınmış. İstismar etmek isterseniz Türkiye'nin verileri aktarılabilir düşüncesinde olabilirsiniz ama bu da çok imkanlı değil. Eski ve yeni verileri vermesini istedik, biz de uzun kavgalardan sonra bunu kendimiz üretelim dedik. Türkiye'nin ilk kez yerli ve milli biyometrik veri anlayışını kurduk. Yaklaşık 5.5 milyonun üzerindeki veriyi sayısallaştırdık. Ülkede tek bir numaraya geçtik, 112'ye. Sadece aramıyorsunuz, akıllı bir sistem var, o da ödül aldı. KADES uygulamamız var, elektronik kimlik uygulama sistemimiz var. Türkiye'de ne büyük dolandırıcılık kimlik dolandırıcılığı. Parmağınızı basacaksınız, elektronik kimliğinizi getireceksiniz, çipten geçireceksiniz. Yarın öbür gün hiçbir mahkemede bu sorgu konusu haline gelmeyecek. Ehliyetleri kimliğe yüklüyoruz, şimdi e-imzayı yüklüyoruz. Ateşli silahlı projelerimiz var. Özel güvenlikle ilgili hiçbir şeyde kağıda kalem ihtiyaç var. Dün akşam bir vekil, ''Ben silah başvurusu yaptım. Benim silah başvurumu kabul etmediler' diye yalan ortaya koydu. Hemen telefon açtım, sisteme baktılar 4 tane silahı var. Bundan 3 hafta önce Hakkari'de sokakta dolaşırken bir kız yanıma geldi, üniversiteyi kazandım dedi. Tıp fakültesini kazandığını söyledi. Yanımda Hakkari Valisi vardı, kaç kişi kazandı dedim. 2016'da, 2017'de, 2018'de, 2019'da kimse kazanmadı dedi. 2020'de 4 çocuğumuz kazandı dedi. Bu çocuklarımızı dağa götürüp annelerinden ayıranlara verilebilecek en büyük cevap budur. Moralimizi bozmaya çalışan yapay gündemlere takılmayın. Hedeflerinize sahip çıkın.

2 yıl önce

Savcılık el koydu: Gelin bildiklerinizi anlatın

Ankara Başsavcılığı, “Siyasi cinayetler olabilir” iddialarıyla ilgili re’sen soruşturma başlattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu fitilini ateşlediği tartışmaya ittifak ortağı İYİ Parti de katılmıştı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın da “Siyasi suikastlar yapılacağı konusunda bizim de aldığımız duyumlar var” dedi. İSTİHBARAT’A TALİMAT YAZISI Toplumu da geren iddialar üzerine Ankara Başsavcılığı soruşturma düğmesine baştı. Soruşturmanın bizzat bir başsavcı vekili tarafından yürütülmesi kararlaştırıldı. Başsavcılık kaynaklarından alınan bilgiye göre, henüz bu iddiayı doğrulayan istihbari bir bilgi yok. Ancak konunun araştırılması için MİT ve Emniyet İstihbarat’a dün talimat yazısı gönderildi. Talimat yazısında, “Siyasi cinayet işlenebilir” iddialarına ilişkin kendilerine ulaşan herhangi bir istihbarat bulunup bulunmadığı soruldu. İFADELERİ ALINABİLİR İlgili istihbarat kurumlarından gelecek yanıtlar doğrultusunda soruşturmanın derinleştirileceği belirtildi. Bu kapsamda iddia sahipleri başta CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Partili Koray Aydın gibi isimlerin “bilgi sahibi” veya “ihbarcı” sıfatıyla beyanlarına başvurulabileceği, söz konusu iddialar konusunda ellerinde bir delil bulunup bulunmadığının sorulabileceği bildirildi. Ayrıca siyasilerin yanısıra bu tür iddiada bulunduğu tespit edilen diğer kişilerin de beyanlarının alınabileceği ifade edildi. DOĞRU ÇIKARSA NE OLACAK? MİT ve Emniyet İstihbarat’ın yapacağı araştırmalarda iddianın doğru çıkması durumunda, suikast hazırlığında olan kişiler tespit edilecek, bağlantıları araştırılacak.

2 yıl önce

Emniyet ve MİT'ten ortak 'casusluk' operasyonu

Alınan bilgiye göre, Van'da ikamet eden İranlı eski asker M.A'yı İran'a kaçırmak üzere gönderilen 2'si İran ajanı 8 kişi, MİT ve Van Emniyet Müdürlüğünün 24 Eylül 2021'deki operasyonuyla yakalandı. MİT tarafından, İranlı istihbarat görevlilerinin M.A'nın İran'a kaçırılması için 30 bin dolarlık bütçeyle Van'da şebeke oluşturmaya çalıştığı tespit edildi. KISKIVRAK YAKALANDILAR MİT ve Emniyetin takibe aldığı şebeke üyelerinin, İranlı istihbaratçıların talimatıyla, eski asker M.A'nın eşi M.E'ye kaçırma olayına yardım etmesi karşılığında 10 bin dolar teklif ettikleri, kabul etmemesi halinde İran'da yaşayan ailesine zarar verileceği tehdidinde bulundukları belirlendi. İran istihbaratının M.A'yı araçla İran'a kaçırmak üzere 2 kişiyi 24 Eylül'de Van'a gönderdiğinin tespiti üzerine MİT ve Van İl Emniyet Müdürlüğü tarafından şebeke üyelerine suçüstü yapıldı. 24 Eylül saat 21.00 sularında M.A'yı kaçırmak üzere ikametgaha girmeye çalışan İran vatandaşı S.S. ve Türk vatandaşı M.E.A gözaltına alındı. Devam eden operasyonda 6 Türk vatandaşından oluşan diğer şebeke üyeleri de yakalandı.

2 yıl önce

Muş'ta evlat nöbetindeki anne: Demirtaş'ın cezaevinden çıkmasını istemiyorum

Terör örgütü PKK tarafından çocuklarının kandırılarak dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, Muş'taki evlat nöbeti eylemi sürüyor. Her hafta çarşamba günleri HDP il binası önünde oturma eylemi yapan aileler, bugün de çocuklarına kavuşmanın hayaliyle nöbete devam etti. Bitlis'te 2015 yılında üniversitede okuyan kızı Sümeyye'nin PKK tarafından kandırılıp dağa kaçırıldığını belirterek evlat nöbetine katılan Süheyla Yenilmez, kızı gelene kadar eylemini sürdüreceğini söyledi. Son zamanlarda, Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkarılması yönündeki söylemlere tepki gösteren Yenilmez, "Benim çocuğumu Bitlis'te okuldan kandırarak, dağa çıkardılar. Kız çocuğuydu ve hastaydı. 7 yıldır ben gözyaşı döküyorum. Demirtaş'ın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Diğer anneler gibi ben de burada evlat nöbetimi sürdürüyorum. Çocuğum gelene kadar, ben buradayım" diye konuştu. Dağa kaçırılan oğlu Ersin'e 'teslim ol' çağrısında bulunan annesi Ayten Koçhan ise, "Yolunuz yol değil. Onlar sizi kandırıyorlar. Gelin devletimize sığının, polisimize sığının. Yavrum dön gel, bütün anneler burada ve hepimiz sizin yolunuzu gözlüyoruz" dedi. Naciye Yılmaz da oğlu Osman'a, "Seni kandırdılar, bu yol, yol değil. Orada temiz yatmıyorsun, yemiyorsun, içmiyorsun, gezmiyorsun. Gel devletimize teslim ol" çağrısında bulundu.

2 yıl önce

Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan 'döviz ve döviz bürosu' açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılana açıklamada, "Bugün bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında döviz bürolarına yönelik yetkili müesseseler tebliğine ilişkin gerçeği yansıtmayan ve gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bazı iddialara yer verildiği görülmüştür. 2018-32/45 Sayılı Tebliğ'de yapılan değişiklik ile bir alt sınır olmaksızın döviz alım satım işlemlerinde kimlik tespiti zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde bankalar ve sermaye piyasası aracı kuruluşları nezdinde gerçekleştirilen işlemlerde olduğu gibi yetkili müesseseler sektöründeki tüm işlemlerin de kayıt altına alınması ve ayrıca sektörün uluslararası uygulamalar ile uyumlu hale getirilmesi hedeflenmiştir. Söz konusu yeni uygulamanın sektördeki kayıt dışılığın azaltılması ve kurumsallaşma düzeyinin artırılması ile uluslararası düzenlemelere uyum dışında başka hiçbir amacı yoktur" denildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: Böyle bir istihbarat yok, bu bir FETÖ taktiğidir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (Siyasi cinayetler tartışması) : İçişleri Bakanıyım sordum; böyle bir siyasi cinayet istihbaratı var mı, yok. Bu bir FETÖ taktiğidir.

2 yıl önce

Boğaziçi Rektörü Prof. Naci İnci: Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var

Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, öğrenci ve akademisyenlerin protestolarıyla ilgili olarak Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük'e açıklamalarda bulundu. Küçük, İnci'nin açıklamalarını şöyle aktardı: "Önce son yaşanan arabasının önünün kesilmesi meselesini sordum. 'Bu tamamen vandallık' dedi Naci Bey. 'Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var' diye de ekledi. 'Arabanın üzerine çıkılmasıyla daha büyük bir şey hedefleniyor' dedi. Benim anladığım aynen Gezi’de olduğu gibi olayları diğer üniversitelere yaymak istiyorlar. İki kişi tutuklandı ve bazı öğrencilerin DHKP-C terör örgütüyle iltisakı var. 'Peki yaptırımı yok mu, yani ceza veremiyor musunuz?' dedim. Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etmiş. Rektör disiplin cezası veremiyor, soruşturma açamıyor. Kim disiplin amiri? Dekanlar, yüksek kurul üyeleri, enstitü müdürleri... Dekana işlem yapılması için gönderilmiş ama dekanlar ceza vermiyor. Çünkü onlar da bir kısmı mahalle baskısından bir kısmı ideolojik sebeplerle disiplin suçlarına ceza vermemişler. 149 tane gönderilmiş ve 35 tanesi hakkında işlem yapılmış. Koskoca dekanlar görevlerini yapmıyorlar. Yazık günah değil mi? Hocamıza 'Kaç kişi bu eylemleri yapan?' dedim. 'Maksimum, en kalabalık anda 100 kişi' dedi. Ama arabanın üzerinde tepinmeden sonra sayı 25’e kadar düşmüş... Boğaziçi’nde 17 bin öğrenci var ama eylemleri yapan hepi topu 20-30 kişi. Diğer öğrenciler de bu durumdan hâliyle rahatsız. 30 kişi her şeyi kilitlemeye çalışıyor ama başaramıyor. Olaylarda 12 kişi gözaltına alınmış. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi’ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye. Naci İnci gibi kıymetli ve kariyerli bir hoca 30 yıllık Boğaziçili. Okuldaki herkes Naci Bey'i tanıyor. Çoğu arkadaşı. Ama hoca görev verirse almıyorlar. Sebep ne? Hoca, Melih Bulu döneminde görev almadı. Bahaneleri bu. Görev almak isteyen olursa da üniversitede diğer hocalar hemen mahalle baskısı kuruyorlar. Şu an bir rektör yardımcılığı boş ama görev alacak kimse yok. Gerçekten ayıp ediyorlar. Boğaziçi’nde ilginç bir durum daha var. Okulda emekli hocalar var. Derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerinde oturmaya devam ediyorlar. Ve üniversitede yönetim çalışmasın diye her şeyi yapıyorlar. Diğer hocaların üzerinde ciddi bir baskı kuruyorlar. Alenen korku yayıyorlar. Kendilerini üniversitenin sahibi sanıyorlar. Sanki babalarının malı okul."

2 yıl önce

“Formula 1’e şampanya izni” yalanı ortaya çıkan Ertuğrul Özkök’ten kıvrak figürler

Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında, geçen yıl gazoz patlatılan Formula 1'de bu yıl şampanya patlatılmasının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun özel izniyle olduğu iddiasının yalanlanmasının ardından konuyu tekrar araştırdığını söyledi. Özkök, "Yani Bakan’ın iznini almak gibi bir durum söz konusu olmamış” dedi.

1 2 ... 703 704 705 706 707 708 709 ... 956 957
Server Error
500
Server Error