05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

CHP'li Milletvekili Çetin Arık "Terörü lanetliyorum" dedi, FETÖ medyasını kullandı

22 Haziran tarihinde TBMM’de gerçekleştirilen Milli Savunma Komisyonu’ndaki konuşma tutanaklarına geçen "FETÖ" olsun ister ismi "PKK" olsun isterse başka bir şey olsun, terör örgütlerini lanetliyorum; lanetlemeye de devam ediyorum’ diyen CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın sosyal medya hesabından Fetö’nün yayını Bold Medya’yı kullanması dikkatlerden kaçmadı. ‘Lanetliyorum’ dediği Fetö’nün yayın organı Bold Medya’nın haberlerini sosyal medya hesabından yayarak kendini ele veren CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın daha sonra gelen tepkiler üzerine tweeti sildi. Kendisi hakkında daha önce de Bünyan Cezaevinde tutuklu KHK’lı öğretmen Arzu Nur Özkan’ı ziyaret etmesi kamuoyunda dikkat çekmiş ve tepkilere neden olmuştu. Geçtiğimiz yıl CHP İl Yönetim Kurulu’nda ilginç gelişmeler yaşanmış ve Çetin Arık’ın CHP’yi adeta bir aile şirketine dönüştürmek istediği yönündeki olaylar basında haber olmuş ve kamuoyunda da ciddi rahatsızlık yaratmıştı. Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın abisi Turan Arık’ın CHP kontenjanından Kişisel Verileri Koruma Üst Kurulu Üyeliği’ne getirilmesi ve görev süresi dolunca da yenilenmeden her ay ortalama 11-12 bin TL emekli maaşı alması uzun süre konuşulmuştu. Fakat olaylar bununla da kalmayıp Çetin Arık’ın yeğeni ve Turan Arık’ın da oğlu olan Alperen Arık’ın da İl Yönetim Kurulu Üyesi ve CHP’li Sarız Belediyesi’nin sözleşmeli avukatı olması yüzünden ‘CHP’de neler oluyor? Yoksa CHP Kayseri İl Yönetimi bir aile şirketine mi dönüşecek?’ tartışmalarına neden olmuştu.

1 yıl önce

“Daha ne kadar sapıtabilirler” derken CHP’li Ali Öztunç herkesi gölgede bıraktı

CHP’liler Marmaris‘teki yangın bölgesinde uçak ve helikopterlerin kullanılmadığına dair yalanları tutmayınca, yangında kullanılan hava araçlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan için devreye alındığı iftirasına başvurdu. Muğla’nın Marmaris ilçesindeki orman yangını devam ediyor. CHP Genel Başkanı Ali Öztunç, yangın bölgesinde bugün yaptığı açıklamada, alevlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Okluk’ta bulunan yazlık sarayına yaklaştığını ve yangına müdahalenin bu nedenle artırıldığını öne sürdü. “YANGIN CUMHURBAŞKANLIĞI’NA DAYANDIĞI İÇİN UÇAKLAR VAR” Öztunç, Değirmenyanı mevkiinde yaptığı açıklamada, yangının 41. saatine ulaştığını belirterek şunları söyledi: “Bugün var helikopterler, uçaklar. Niye biliyor musunuz? Yangın Cumhurbaşkanlığı’na dayandı da ondan. Arkamızda gördüğünüz yer, Cumhurbaşkanlığı sarayının hemen dibi. ‘Gece görüşlü yangın helikopteri yok’ dedik, ‘var’ dediler. Nerede bu helikopter? Gece oldu gelmedi helikopter. Hayırdır, çeyizlerine mi saklıyorlar bu helikopteri? Gece görüşlü helikopterin yangın söndürmeye gelmesi için Genel Başkan’ımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun buraya gelmesi mi gerekiyordu?” HAVADA HELİKOPTER UÇARKEN, HELİKOPTER YOK DEDİLER CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleri, yangında hava araçları yoğun şekilde kullanılmasına rağmen uçak ve helikopterlerin olmadığını iddia etmişlerdi.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: "Gözaltına alınan şüpheli suçunu itiraf etti”

Muğla'nın Marmaris ilçesinde ormanlık alanda başlayan yangına müdahale devam ederken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan bir açıklama geldi. Yangınla ilgili gözaltına alınan S.A.'yla ilgili Bakan Soylu, "Marmaris yangınıyla ilgili gözaltına alınan şüpheli ormanı yaktığını itiraf etti" ifadelerini kullandı. GEÇMİŞTEN GELEN TİCARİ ANLAŞMAZLIK OLDUĞUNU İTİRAF ETTİ Bölgedeki gazeteciler, gelişmeyi şöyle aktardı: 32 yaşındaki S.A isimli şüpheli yakalandı ve Marmaris'i ateşe verdiğini kabul eti. Yakalandığında da yanında iki benzin bidonu vardı. İfadesinde Küfre Koyu mevkiinde bir taşınmazla ilgili ailesiyle geçmişten gelen ticari anlaşmazlığı olduğunu söyledi.

1 yıl önce

Marmaris'teki orman yangına ilişkin bir gözaltı

Marmaris'teki orman yangınıyla ilgili, bir kişi gözaltına alındı. Şüphelinin sorgusu devam ediyor. Muğla'nın Marmaris ilçesinde ormanlık alanda 21 Haziran Salı akşamı çıkan yangına havadan ve karadan müdahale sürüyor. TRT Haber'in edindiği bilgiye göre, yangınla ilgili bir kişi gözaltına alındı. Gözaltındaki kişinin ifade işlemleri sürüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris'te orman yangını bölgesinde yaptığı açıklamada, "Yangının nasıl çıktığına dair bir tespitimiz ve kimliğimiz var. Arkadaşlarımız üzerinde çalışıyor. Yakın zamanda bunu paylaşacağız" demişti.

1 yıl önce

Eski Irak Başbakanı Maliki: PKK terör örgütüdür

Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Maliki ile Irak iç siyasetini ve Türkiye-Irak arasındaki ortak gündem konularını ele aldıklarını ifade etti. Güney, terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığına da değinildiğini belirttiği görüşmede Maliki'nin "PKK'nın bir terör örgütü olduğunu vurguladığını" ve bundan memnuniyet duyduklarını kaydetti. Maliki'nin başını çektiği Kanun Devleti Koalisyonu ekim ayında yapılan seçimlerde 34 milletvekili çıkarmıştı. Seçimin galibi Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'a bağlı 73 milletvekilinin istifa etmesinden sonra Maliki'nin Meclis'teki sandalye sayısının 45'i bulması bekleniyor. Sadr'ın vekillerinin yerine gelecek yeni kişiler bugün Meclis'te yemin ederek görevlerine başlayacak. Böylece hem Maliki hem de Haşdi Şabi'ye bağlı siyasi uzantılar ve bağımsız vekillerin Meclis'teki sayılarında artış bekleniyor.

1 yıl önce

Yalan @Haber merkezi

Pusholder, BPT Haber gibi son dönemde sosyal medyada türeyen yalan kaynaklarına bir yenisi daha eklendi. @Haber rumuzu ile doğru haber paylaştığını iddia eden yalan haber kaynağı baltayı yine taşa vurdu. https://twitter.com/haber/status/1539947245298225160?s=21&t=FPEDl9gNE_rWeS5GPDomlA @Haber adlı Twitter hesabı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “yangın bölgesinde 3 gündür toplam 3-4 saatlik uykuyla duruyoruz” açıklamasını çarpıtarak dün akşam Veliaht Prens Selman onuruna verilen davet katıldığı görüntüleri paylaştı. Sosyal medya gazeteciliği yaptığını iddia eden hesabın konunun arkasını önünü araştırmadan paylaşım yaptığı anlaşıldı. https://twitter.com/tcbestepe/status/1539572008308150272?s=21&t=FPEDl9gNE_rWeS5GPDomlA Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Muğla’nın Marmaris ilçesinde orman yangınından etkilenen bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Veliaht Prens Selman’ın programına katılmak üzere Ankara’ya gitti. Soylu’nun, Veliaht Prens Selman onuruna verilen davet katıldıktan hemen sonra Marmaris’e döndüğü görüldü. https://twitter.com/bugunguncel/status/1539958482186764294?s=21&t=FPEDl9gNE_rWeS5GPDomlA

1 yıl önce

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in yeğeni Sümeyye Gülen Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in yeğeni Sümeyye Gülen, Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı. Konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan açıklama yapıldı. Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Yasa dışı yollarla Yunanistan’a geçmeye çalışan 10 şahıs, hudut birliklerimiz tarafından yakalandı. Yapılan incelemede yakalanan şahıslardan 5’inin FETÖ terör örgütü üyesi olduğu, aralarından birinin de terörist başı Fetullah Gülen’in yeğeni Sümeyye Gülen olduğu belirlendi.” denildi. https://twitter.com/tcsavunma/status/1539847702594338816?s=21&t=PTAa4QVyIlBKxkEggaGi8w

1 yıl önce

Bakan Bozdağ'dan 'Pınar Gültekin' açıklaması: Haksız tahrik konusu tartışmaya açılmalı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay’ın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi Ulusal İçtihat Forumu’nda konuştu. Bakan Bozdağ’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar: "Haksız tahrik konusunun tartışılmaya açılmasında fayda görüyorum" Son olarak bir tartışmaya daha değinmek isterim. Son günlerde her evde, her iş yerinde, sokakta, televizyonda tartışılan bir başka hukuk müessesemiz var. Haksız tahrik müessesesi gerçekten büyük boyutlarıyla tartışılmaktadır. Daha önce de yine kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri konusunda da haksız tahrikle ilgili, takdiri indirim nedenleri tartışılmış, şimdi de diğer 29. maddedeki indirim nedenleri geniş bir boyutta tartışılmaktadır. Bu tartışmaları elbette faydalı görüyoruz. Doğru neticelerin ortaya çıkması hem Türkiye Büyük Millet Meclis’imize hem de içtihat oluşturan Yüksek Yargıtay'ımıza ve karar verici mahkemelerimize yol göstermesi bakımından elbette faydalı görüyoruz. Ama yüksek heyetinizin huzurunda ifade etmek isterim ki, haksız tahrikin uygulaması konusunda yaşanan tartışmalar, son Pınar Gültekin mahkemesinin kararıyla değil başkaca kararlarla da Türkiye'nin gündeminde çok yoğun yer aldı. Çünkü sonuçta haksız tahrik müessesesi, yüzyıllardır olan ve bütün hukuk sistemlerinde varlığını koruyan bir müessesedir. Bu müesseseye hayatiyet kazandıracak, adalet duygusunu güçlendirecek, uygulamalara vesile kılacak, adaletsizliği önleyecek uygulamalara fren olacak bir içtihat ve bir değerlendirme elbette Yüksek Mahkemenin ve yargının da son derece üzerinde durması gereken bir konu olduğuna yürekten inandığımı burada ifade etmek isterim. Bunun sınırı, hududu nedir? Belli. Pek çok içtihat da var. Ama belli ki bu içtihatları bir kez daha gözden geçirmekte ve bu konularda daha kapsamlı değerlendirmelere Türkiye'mizin, Yüksek Yargıtay’ımızın rehberliğine bu konuda ciddi bir şekilde ihtiyacı var. Pek çok konuda olduğu gibi ben Yüksek Yargıtay’ımızın bu anlamda da yol açıcı, ön açıcı kararlara imza atacağına yürekten inanıyorum. Olaylardan ve kararlardan bağımsız olarak bunları ifade ediyorum. Öyle değerlendirilmesini de herkesten ifade etmek istiyorum. Haksız tahrik konusunun Türkiye'de tartışılmaya açılmasında son derece fayda gördüğümü buradan ifade etmek istiyorum. Bir soru sorarak da bu tartışmayı Yüksek Yargıtay'ımızın huzurunda Türkiye kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Sadece soru. Bir kanaatimi ifade etmeden. Tasarlayarak ya da canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde tahrik nasıl uygulanmalı? Ya da uygulanmamalı mı? Uygulanacaksa bunun diğer suç tipleriyle acaba tasarlayarak ya da canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun cezai yaptırımı uygulanırken hepsi eşit mi olacak? Aralarında bir skala, bir kademelendirme olacak mı, olmayacak mı? Bunları tartışmakta bunlarla ilgili değerlendirmeler yapmakta ben son derece fayda görüyorum. Ceza hukukçularımızı da hukukçularımızı da bu meselenin enine boyuna tartışılmasına davet ediyorum. Ve bu tartışmaların hem Türkiye Büyük Millet Meclis’imize hem de Yüksek Yargıtay'ımıza ve ilk derece mahkemelerimize büyük yararlar sağlayacağına yürekten inandığımı ifade etmek istiyorum. Haksız tahrik müessesesini doğru ve hakkı olan bir yere ve istikrarlı bir uygulamaya kavuşturmak, ne yaparsa yapsın Türkiye Büyük Millet Meclisi hangi maddeyi düzenlerse düzenlesin eninde sonunda Yüksek Yargıtay’ımızın çok saygın üyelerinin vereceği ya da verdiği istikrarlı içtihatlarla mümkün olacaktır. Yolu siz açacak, istikameti siz gösterecek, rehberliği siz yapacak, ilk derecede ve istinafta görev yapan herkesi sizin verdiğiniz kararlar elbette aydınlatacak, aydınlatıcı olacaktır. "Biz kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kadından yana tarafız" Türkiye’de kadın hakları ve kadına karşı şiddet konusunda son derece önemli adımlar attık. Gerçekten hem Türk Ceza Kanunu'muzda hem de diğer mevzuatlarımızda önemli değerlendirmeler, önemli değişiklikler yapıldı. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun kadınlara karşı işlenen bazı suçları siz daha çok iyi bileceksiniz. Kamuoyu bakımından ifade etmek istiyorum. Âdâbı umumiye ve nizâm-ı aile aleyhinde cürümler başlığı altında 8. babda düzenlendiğini görüyoruz. Cinsel saldırı suçu dahil pek çok cinsel nitelikli suçların kadına karşı değil de âdâb-ı umumiye ve nizâm-ı aile aleyhine işlenen cürümler olarak nitelendirildiğini hep beraber gördük. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bütün suçlar bakımından kadını birey kabul eden her suçun bu cinsel içerikli suçlar dahil âdâb-ı umumiye değil nizâm-ı aile aleyhine cürüm değil bizzat doğrudan kadın aleyhine işlenen suç olarak kabul eden ciddi bir felsefe değişikliğini beraberinde getirdi. Kasten adam öldürme suçunun üst soy ya da alt soydan birine karşı işlenmesi halinde bildiğiniz gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyordu. Yapılan son düzenlemelerle 5237’nin ilk hali ve devam eden yıllarda yapılan değişikliklerle eş ve boşanmış eş, kardeşe karşı işlenmesi halinde de nitelikli hal kabul edildi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yaptırımına bağlandı. Son yaptığımız düzenlemeyle de biliyorsunuz kadına karşı kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde failin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacağı çok açık ve net bir şekilde yasaya kondu. Bu, kadınlarımızı kasten öldürme suçuna karşı korumak için cezaların önleyici fonksiyonunun ceza yasamıza ve uygulamamıza yerleşmesi son derece önemli olduğunu buradan ifade etmek isterim. Öte yandan kasten yaralama suçunun da yine aynı şekilde üst soya alt soya karşı işlenmesi nitelikli halde bunun içerisine eşe karşı, boşanmış eşe karşı işlenmesi nedenini yine nitelikli haller arasına koyduk ve aile içi şiddeti resen takip edilen suçlar arasına aldık. Takibi, şikayete bağlı olan suçların dışarısına çıkardık. Biz kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kadından yana tarafız. Bu noktada netiz ve her zaman ifade ettik. Sonuna kadar da bu taraflılığımızı ifade edeceğiz. Onun için de Anayasa’mızın 10. maddesine, kadınla ilgili konuları pozitif ayrımcılık olarak düzenledik ve kadınlar lehine yapılan düzenlemelerin Anayasa’mızın eşitlik ilkesine aykırı değerlendirilemeyeceğini net bir şekilde ifade ettik. Bundan sonra da Türkiye'mizde kadınlar lehine düzenlemeleri yapmaya, adımları atmaya, eşitliği sağlamak için gerekirse pozitif ayrımcılığı yapmaya tereddütsüz devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim. "Eleştiriler yol gösterici olduğu takdirde yapıcı olur" Yargının kararları elbette eleştirilebilir. Bunda hiçbir şey yok. Eleştiriler yol gösterici olur, yapıcı olduğu takdirde. Ama şunu unutmamak lazımdır ki, ilk derece mahkemesi bir karar verdiğinde bu nihai bir karar değildir. Sonuçta adı üstünde ilk derece mahkemesi kararıdır. Bunun üzerinde istinaf yolu vardır. Onun üzerinde temiz yolu vardır, temyiz mahkemesinin verdiği karar nihai karardır. Kesin karardır. Ortaya çıkan kararla bir dava bitmiş, neticelenmiş, kesinleşmiş olmaz. O nedenle de yargılama süreçlerinin sonuna kadar her konuda, her kararda takip edilmesinde Yüksek Mahkememizin nihai kararıyla nokta konuluncaya kadar sürecin yürüdüğünün bilinmesinde fayda vardır. Elbette hepimizi rahatsız eden kararlar olabilir. Ama bu kararlar eğer doğruysa istinaf ve Yargıtay teyit edecektir. Yok eksiği varsa istinaf ve Yargıtay düzeltecektir. Yok yanlışsa istinaf ve Yargıtay o yanlışa Anayasa ve yasalar çerçevesinde müdahale edecek ve o kararların doğru zemine oturtulmasına elbette katkı sağlayacaktır. O yüzden de bu konuda süreçlerin sağlıklı takip edilmesi, tartışmaların ve eleştirilerin hukukun somutluklarının gözetilerek hukuk içinde ve hukuka uygun biçimde yapılmasında son derece fayda olduğunu buradan ifade etmek isterim. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Son tartışılan konuda benim de pek çok kimsenin de vicdanı sızladı" Son tartışılan konuda elbette insan olarak benim de eminim ki pek çok kimsenin de vicdanı sızlamıştır. Ama hukuk, hukuk uygulamaları, vicdanların Anayasa, kanun, hukuk ve dosya ile bağlı olduğunu da Anayasa’mızın 138. maddesi amirdir. Bizim vicdanlarımız, elbette Anayasa’mıza, kanunlarımıza, hukukumuza ve dosyaya bağlı olarak hareket etmek ve bu çerçevede vicdani kanaatlerimizle hareket etmek her hukuk görevi yapanın ayrılmaz bir vazifesi olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek isterim.

1 2 ... 1525 1526 1527 1528 1529 1530 1531 ... 2659 2660