17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul'a ne yaptıysak biz yaptık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akçabaat'ta gençlerle bir araya gelip sohbet etti. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Ülkemizi 20 yılda nereden nereye getirdiğimizi, bugün bulunduğumuz yerin önemini göstermeye çalışıyoruz. 18 yıl veya 10 yıl önce acaba Trabzon neredeydi, İstanbul, Türkiye neredeydi, nereye geldi? Biz görevi devraldığımızda Karadeniz Sahil Yolu diye bir şey yoktu. Biz Armelit Dağı'nı deldik, orada tünel açtık. O tünelleri geçiyorsun, bütün o yemyeşil dağları tünellerden geçerken de görüyorsun. Nereden geldiğimizi bilemezsek nerede durduğumuzu fark edemeyiz, nereye gideceğimizi de kestiremeyiz. Eski Türkiye'yi anlatmasak bile eski Türkiye zihniyetinin mensupları sık sık ortaya çıkıp kendini hatırlatıyor. Eserlerimize ve hizmetlerimize karşı sergiledikleri çirkin yaklaşımlarla bunu yapıyorlar. "CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI KORUMAK BENİM GÖREVİM" Geçtiğimiz günlerde tam bir beşinci kol faaliyeti elemanı olarak çalışan gazeteci kılıklı biri çıktı, bize ve bizim şahsımızda milletimize ağır hakaretlerde bulundu. Asıl önemli olan bu hakaretin sergilendiği programı yöneten kişinin ve tek parti zihniyeti artığı kimi siyasetçilerin hala çıkıp ifade özgürlüğü kılıfıyla yapılan alçaklığı savunmasıdır. Tayyip Erdoğan'ın kendisine yapılan hakaret benim için önemli değil fakat bu kardeşiniz, ağabeyiniz bir makamı temsil ediyorum, cumhurbaşkanlığı makamı. Bu makamı korumak da görevimdir. Bu makama bırakın benim sahip çıkmamı, cumhur diye tabir ettiğimiz bu millet sahip çıkacaktır. "ÜLKEMİZE HAYIRLI BİR HİZMETLERİ YOK" Biz bunları 1960'ta ülkenin seçilmiş başbakanını idam sehpasına gönderenleri alkışlamasından biliriz. 1970'li yıllarda sapkın ideolojileri uğruna gençlerimizi birbirine kırdırdığı dönemden biliriz. Biz bunları geçtiğimiz 20 yıl boyunca her konuda ülkenin ve milletin aleyhine saf tutuşlarından biliriz. Ne devletimize yaptıkları husumet bizi şaşırtıyor, ne milletimizin inancına, tarihine, kültürüne, değerlerine olan azgınca düşmanlıkları bizi şaşırtıyor. Dikkat ederseniz bunlar sadece demokrasi başlığı altındaki konular, bir de kalkınma meselesi var ki bunların o hususta ülkemize ve milletimize en küçük bir hayırlı hizmetleri, kalıcı eserleri, yatırımları zaten yok. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, hangi alana bakarsanız bakın, gördüğünüz hemen her eser ve hizmetin altında bizim imzamız vardır. Hüseyin Avni Aker Stadı vardı, her tarafı dökülüyordu. Biz geldik, Şenol Güneş Spor Kompleksi'ni kurduk ve 42 bin kişilik stadyumu Trabzon'a kazandırdık. Buradaki üniversite oyunlarıyla ilgili bütün tesisleri süratle yaptık, bitirdik ve üniversite oyunlarına Trabzon'u hazırladık. KYK YURTLARINDA İNTERNET KOTALARI ARTTIRILIYOR Gençlerle Trabzonspor ve futbol üzerine de sohbet eden Erdoğan, şehre kazandırılan spor tesislerini anlattı. Buluşmada daha sonra gençlerin soru ve taleplerini alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin KYK Yurtları’ndaki internet kotalarının kendilerine yetmediğini söylemesi üzerine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasaploğlu’na seslenerek “Mehmet bey bu cevap sana yakışır” göndermesinde bulundu. Kasapoğlu, “Zaten Cumhurbaşkanımıza konuyu arz ettik. İnşallah önümüzdeki dönem itibariyle internet kotasıyla ilgili arttırım yapıyoruz” cevabını verdi. Erdoğan da “Evelallah, inşallah en güzel şekliyle internette öğrencilerimizi rahatlatacağız, bugüne kadar olduğu gibi” ifadelerini kullandı. "İSTANBUL'DA NE VARSA BİZ YAPTIK" Daha önce İstanbul’da yaşayan Rizeli bir öğrencinin İstanbul’daki son yaşanan karla mücadele çalışmalarına yönelik “Şuan İstanbul’da olan nedir?” sorusuna Erdoğan “Yani İstanbul’da bizden sonrakilere kalan bir şey olmadı ki ne yaptıysak biz yaptık. Olmayan bir şey vardı, Sarıyer Kahramanı’nda balık Yemek. Çünkü bizim öyle bir derdimiz yoktu. Bizim tek derdimiz İstanbul’un neresinde bir eksik var onları süratle gidermekti” diyerek kendisi ve sonrasında göreve gelen AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları’nın yaptığı hizmetleri anlattı. “BUNLARIN BÖYLE BİR AŞKI VE HEYECANI YOK” İstanbul’da metrobüs hizmetinin kendileri ile başladığını vurgulayan Erdoğan, “Şuandaki yönetim bir metrobüs dahi yapmış değil. Halbuki metrobüs olayı zor bir şey değil. Onun için ayrı bir hattı inşa ediyorsunuz, bu hatta da lastikli sistem getiriyorsunuz. Bu sistemde körük ve lastik var, bunlar var. Ya bunu bile yapmaktan bunlar aciz ve düşünün bizim yapmış olduğumuz tünelleri kapatıyor bunlar. Mesela Sancaktepe’de tünel açıldı, baktık bu gitmiş tünelleri kapatıyor. Halbuki bu tüneller, metro Üsküdar’dan ta oraya kadar insanları rahatlatacaktı. Buna bile fırsat vermediler. Bunların böyle bir aşkı ve heyecanı yok. Marmaray’ı bize zindan ettiler, bizi mahkemeler ile uğraştırdılar. Buna rağmen biz 5 yılda burayı bitirdik. Bir de otomobillerin geçişi ile ilgili bir de Avrasya’yı yapalım, bir de Avrasya tünelini yaptık. Bir de İstanbul’da iki altın bilezik biri şehitler köprüsü biri Fatih Sultan Mehmet. Bir de üçüncü Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık. Bu bile bu CHP’lileri rahatsız etti. ‘Adını niye Yavuz Sultan Selim koydunuz?’ (Karadeniz şivesi ile) Ula Fatih Sultan Mehmed’un adının olduğu yere Yavuz Sultan Selim yakışmaz mı?” diye konuştu. “İŞLETENLER ARTINCA TELEFON NUMARAMI DEĞİŞTİRİYORUM” Rizeli bir öğrencinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şuana kadar cep telefonu numarasını değiştirip değiştirmediği ile ilgili soru üzerine Erdoğan “İşletenlerin sayısı arttığı zaman numarayı mecburen değiştiriyoruz. Artık bakıyor ki bu iş aldı başını gidiyor, hemen özel kalemin ‘Başkanım bunları değiştirmemiz lazım’ diyor. Çünkü telefonlar elden ele dolaştığı gibi birde maalesef işletenlerin sayısı arttıkça bizde tabi değiştirmek durumunda kalıyoruz. Bunun dışında hamdolsun bütün telefon diplomasisini çok dikkatli çok hassas kullanmaya gayret ediyoruz” dedi. ERDOĞAN’IN ADAŞI İLE GÜLÜMSETEN DİYALOĞU Samsunlu olduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan isimli Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan diyaloğu gülümseten anlara neden oldu. Babasının da adının Ahmet olduğunu söylemesi üzerine Erdoğan, adaşına annesinin ismini sordu. Nebahat cevabını alması üzerine “Baba adı Ahmet. Uşağın adı Recep Tayyip soyadı Erdoğan. Annenin adı Nebahat orada ayrıldık” demesi gülüşmelere neden oldu. “HEP DOST KAZANMANIN GAYRETİ İÇERİSİNDE OLDUK” Adaşının “Biliyorsunuz şuanda dünyanın gündemi Rusya ve Ukrayna krizi ile alakalı. Böyle önemli bir meselede Türkiye gerçekten öncü bir devlet gibi her iki devlet arasındaki barış diyalogunu yürütüyor. Bunda önemli olanın lider diplomasınınız olduğunu düşünüyorum. Hatta sizin davetiniz ile birlikte Putin’de yakında ülkemize gelecek. Biz genç kardeşlerinizi sizin dış politika stratejinizi anlatır mısınız?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi: “Dış politika noktasında özellikle bizim hedefimiz daha çok düşman üretmek değil dost kazanmak. Bugüne kadar da biz gerek yakın komşular olarak Rusya ile gerek Ukrayna ile tabi diğer tarafta doğuda İran olsun bunun yanında özellikle Avrupa ülkeleri ile münasebetlerde olsun hep dost kazanmanın gayreti içerisinde olduk. Tabi Rusya ile münasebetler tarihinden bu yana bizim bu dönemimizdeki kadar hakikaten bir dostluk içerisinde yürümedi. Çok daha da önemlisi ticaret hacmi itibariyle de çok ciddi bir ticaret hacmine bu dönemde ulaştık. Bunların içerisinde stratejik ürünlerde bizim Rusya ile münasebetlerimiz iyi bir konuma geldi. Bunların en önemli doğalgaz konusunda şuanda doğalgazla olan ilişkimiz çok çok ileride derecede. Hele yeni attığımız bir adım biliyorsunuz Rusya ile nükleer enerji. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali yapılıyor. Bu da Allah nasip ederse önümüzdeki yıl içerisinde belki bu yıla da yetiştirebilirler. 2023’de bu nükleer enerji santralini inşallah yapıp oradan üretime geçilecek. Biz kendileri ile bu arada ikinci bir adımı daha attık. O görüşmeleri yaptık. O da ikinci bir santrale girer miyiz diye. Bunları sayın Putin ile konuştuk. Bu konuda da bunun üzerinde çalışalım belki ikinci bir nükleer enerji santralini yine Rusya ile yapma durumumuz da söz konusu. Bu bir defa bizi nükleer enerji bunun yanında doğalgaz bunlar birbirimize bağlama noktasında çok önemli. Dış siyasetin bana göre en önemli ayağı da bu.” “AMERİKA İLE BİZ TERS YÜZ OLMAK İSTEMİYORUZ ÇÜNKÜ BİRÇOK ALANDA KENDİLERİ İLE ATTIĞIMIZ ADIMLAR VAR” Açıklamalarının devamında S-400 konusuna da değinen Erdoğan, “Diğer taraftan bizim bu S-400 konusu Türkiye ve Rusya arasındaki çok önemli bir adım. S-400 çok önemli bir savunma sistemi. S-400’leri aldığımız andan itibaren zaten bunu biliyorsunuz uluslararası camia ciddi manada rahatsız oldu. Başta Amerika ‘işte almayın, biz size şöyle yaparız, böyle yaparız” dediler. Biz de kusura bakmayın bu karar bizim kararımızdır ve biz bu kararımızı verdik. Rusya ile anlaştık ve NATO noktasında da bu iş herhangi bir olumsuzluk meydana getirmiyor. Çünkü NATO ülkelerinin her biri silahlanmada silahlarını kendi kararını vermek suretiyle alır ve bizde bu kararımızı verdik. Bu şekilde aldık. Tabi Amerika olarak siz bize maalesef parasını verdiğimiz halde vermediğiniz ürünler var bunların içinde en önemlisi de F-35. F-35 ile ilgili biz Amerika’ya 1 milyar 450 milyon dolar ödeme yaptık. Ama bize vermeleri gereken F-35’leri vermediler. Hala oyalıyorlar. Şuanda kendileri Savunma Bakanlığımız bazı görüşmeler yapmak suretiyle bu problemi çözelim diyoruz. Çünkü Amerika ile biz ters yüz olmak istemiyoruz. Çünkü birçok alanda kendileri ile attığımız adımlar var. Bununla ilgili Savunma Bakanlığımız muhatabı ile bu çalışmayı sürdürüyor. Gerekli F-16’ların modernizasyonu veya yeni bazı F-16’lar bize vermek suretiyle bunu da çözmenin gayreti içerisinde olacağız. Tabi bu arada Şubat’ın 3 veya 4’ünde bir Ukrayna ziyaretim olacak. Ukrayna ile yüksek düzeyde stratejik konsey toplantısı için inşallah günübirlik bir Ukrayna’ya gideceğiz. Ardından da sayın Putin’in bize bir ziyareti olacak. Bizim tabi bütün derdimiz Ukrayna ile Rusya arasındaki bu sıkıntının giderilmesi. Bu konuda sürekli konuşulan savaş filan biz Rusya ve Ukrayna arasında böyle bir savaşın olmasını asla arzu etmiyoruz. Bu bölge için hayra alamet bir gelişme değildir. Bir NATO ülkesi olarak ta böyle bir şeyi istemiyoruz, kabullenmiyoruz. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg o da zaten açıklamaları ile bizimde önümüzü açmış oluyor. Temennim odur ki inşallah bunu da barış ile çözmüş oluruz” ifadelerini kullandı. Verdiği cevabın ardından Erdoğan, adaşı tarafından birlikte 2002 yılında çekildiği fotoğrafın kendisine gösterilmesi üzerine “4 yaşındaki iken babasının kucağından gelmiş benim kucağıma. Aferin hatıralara iyi sahip çıkıyorsun” diyerek gence teşekkür etti. İSTANBUL'DA YAŞANAN KAR ESARETİ Bir kız öğrencinin “Kar fırtınasının yaşandığı gün balıkçıya giden AK Partili bir belediye başkanı olsaydı tepkiniz ne olurdu?” sorusu üzerine Erdoğan “Şunu çok rahat gönül huzuru ile söyleyebilirim. Bizim bu görevlere getirdiğimiz arkadaşlar böyle bir zamanda kalkıp da bir balıkçı restoranda gidip orada kafayı bulmaz. Zaten biz arkadaşlarımızı seçerken, bu tür görevlere getirirken buralarda seçiciyiz. Onun derdi ne olacak sadece hizmet olacak. Çünkü her zaman konuşmalarımızda benim söylediğim bir şey var. Biz bu milleti efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik diyoruz. Bırakın sadece karı, karın dışında da meydanda yok. Deprem oluyor depremde neredeyiz arazideyiz. Bingöl depremi oldu gece yarısı arkadaşlarımla beraber Bingöl’deydik. Simav depremi oldu aynı şekilde. Van’da bütün oradaki yıkımlar bitene kadar ilgili arkadaşlarım bakanlarımızla beraber Van’daydık. Bunlar bakıyorsun afetler oldu, bunlar meydanda yok. İstanbul’u sel bastı beyefendi Bodrum’da. Bunlarda hayat böyle devam ediyor. Burada neyi anlatacaksın. Ama Genel Başkanın bunlara yönelik en ufak bir operasyonu yok. Bizim bir defa bu tür insanlarla yürümeyiz. Gereği neyse onu yaparız. Bunlarla ilgili konuşmak bile bize zül geliyor. Ama artık diyoruz ki ya sabır inşallah 2023, 2024’de benim milletim gereğini yapar diyoruz” cevabını verdi. ERDOĞAN “KESİŞME; İYİ Kİ VARSIN EREN” FİLMİNİN MÜZİĞİNİ SESLENDİREN LİSE ÖĞRENCİSİNİ CANLI DİNLEDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kesişme; İyi ki varsın Eren” filmi ile ilgili Akçaabat Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü öğrencisi Ceren Ece Öksüz’ün kendisine yönelttiği “Nasıl buldunuz?” sorusu üzerine “Şehadetin gerçekleştiği zaman evine geldik. Ziyarette bulunduk. Tabi gerek bütün kardeşleri gerek annesi onların o tablosunu izlediğimizde gerçekten o duyguyu yaşamamak mümkün değildi. Fakat bu filmde hakikaten arkadaşlar güzel hazırlamışlar. İyi bir emek. TRT ile bu işi yaptıkları özellikle de Ferhat Gedik teğmenle beraber Eren rolünü paylaşan yavrumuz bu eseri iyi canlandırdılar. Ferhat Gedik teğmen iyi bir seçim olmuş” ifadelerini kullandı. Soruyu soran lise öğrencisi Ceren Ece Öksüz, filmin müziğini kendisinin seslendirdiğini söylemesi üzerine Erdoğan, şarkıyı söylemesini istedi. Liseli öğrenci kız filmin müziği olan ve yöredeki kadınları imece usulü çalışırken seslendirdikleri “He Yamo” türküsünü seslendirdi. ERDOĞAN’DAN ÖĞRENCİLERE NAR VE PORTAKAL KARIŞIMI TAVSİYESİ Erdoğan, son olarak “Koliva” isimli müzik grubu üyeleri ile sohbet ederek şarkılarını dinledi. Erdoğan, söylenen şarkılarda geçen nar ile ilgili olarak ise öğrencilere “Ben size bir tavsiyede bulunayım. Şu mevsimde nar ile portakalı miks ederek içmenizde fayda var. Biliyorsunuz nar antioksidandır, portakal tamamen C vitaminidir” bilgisini paylaştı.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu hedef göstermişti: AK Parti'lileri katletmekle tehdit ettiler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından paylaştığı videoda, bazı vatandaşların isimlerini ifşa etti. Bahse konu kişilerin, AK Parti iktidarı tarafından kasıtlı olarak görevlendirildiğini ve kendisine küfür ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu'nun ardından CHP'li Eren Erdem de bazı sosyal medya kullanıcılarının fotoğraflarıyla birlikte kimliklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu ve Erdem'in açıkça kimlik bilgilerini paylaşmasının ardından isim benzerliği yaşayan bir kişi mağdur oldu. Nevzat Kanlı isimli vatandaş, "Kılıçdaroğlu'nun paylaşımı sonrası ailemin çocuklarımın, eşimin, torunlarımın resimlerini paylaşarak beni hedef haline getirmeye çalışıyorlar. Twitter kullanmasını bile bilmeyen bir insanım." serzenişinde bulunarak yasal yollara başvuracağını açıkladı. AK PARTİ'LİLERİ KATLETMEKLE TEHDİT ETTİLER Yaşananlar bunlarla da sınırlı kalmadı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları sonrası cesaretlenen bazı muhalif sosyal medya kullanıcıları, AK Parti'lileri 'katletmekle' tehdit eden videoları paylaşmaya başladı. Sosyal paylaşım platformu TikTok'ta 'ichbingazii' kullanıcı adlı Gazi Koç isimli şahıs, yayınladığı videoda, "2023 seçim gecesi sokakta AK Parti'li ararken benim yürüyüş şekli" diyerek 'katletmekle' tehdit etti. Görüntülerde elinde oldukça büyük bir kılıçla yürüyerek, çevredekilere korku saçan maskeli bir kişinin görüntüsü yer alıyor. HESABINI KAPATTI Gelişmenin gündem olmasının ardından şahıs, sosyal medya hesabını kapattı.

2 yıl önce

Sorumsuzluk! Neyi kabul ettiğini dahi anlamadan ABD'li elçiye 'Tamam' diyen ve sonrasında da anlamsız bir cevap veren İmamoğlu, Amerikalı elçiyi güldürdü!

İBB Başkanı'nın İngilizce bilmeden ve tercüman olmadan ABD'li Büyükelçiyle gerçekleştirdiği anlamsız diyalog gözden kaçmadı.  ABD'Lİ BÜYÜKELÇİ: 'KRİTİK BİR ANDA KURULAN KRİTİK BİR İLİŞKİ' ABD'li Büyükelçi, görüşmede 'Türkiye, ABD için harcanamaz bir müttefik. Bu kritik bir anda kurulan önemli bir ilişki. O yüzden burada bulunduğum için çok şanslıyım.' ifadelerini kullanıp sözü şaşkınlıkla kendisini izleyen Ekrem İmamoğlu'na verdi.  AMERİKALI ELÇİYLE KONUŞURKEN NEYE TAMAM DEDİĞİNİ BİLMEDEN 'TAMAM' DEDİ! İmamoğlu, elçinin sözlerine cevap olarak 'Eee... Okey?' diyebildi. Kameralar önünde yaaşadığı çaresizlik ise Amerikalı elçiyi eğlendirmiş olmalı ki, karşılıklı gülüşüldü. İmamoğlu, kendisine 'nasıl olduğunu' sorduğunu (hatalı olarak)  tahmin ettiği elçiye -gülme faslından sonra- 'Ben iyiyim?' diyebildi. 

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beyrut Limanı'nı yenilemeye hazırız

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Lübnan'la tarihi, kültürel beşeri bağlara sahibiz. Sayın Başbakan bu ziyareti Lübnan halkının beşeri, kültürel zenginliğini yaşatan çok geniş bir heyetle gerçekleştiriyor. Biz de Türkiye olarak, Lübnan'la işbirliğini dayanışmamızı güçlendirmek istiyoruz. Değerli dostumla Lübnan'a nasıl katkı sağlayabileceğimizi, hangi adımları atabileceğimizi istişare ettik. LÜBNAN İLE TURİZMDE İŞBİRLİĞİ MESAJI Geçen Ağustos ayında Akkar'da yaşanan patlamanın ardından Lübnan'lı kardeşlerin yanına koşan ilk ülke olduk. Sayın Başbakanla görüşmelerimizde dün olduğu gibi yarın da yanında olmayı sürdüreceğimizin altını çizdim. Kamu hizmetlerinin dijital dönüşümü noktasında hazır olduğumuzu belirttim. Ticaret hacmimiz 1.8 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu rakamı daha yukarılara taşımak amacıyla atacağımız adımları ele aldık. Ayrıca karma ekonomik toplantımızı da en kısa sürede düzenleme noktasında mutabık kaldık. Biz de Lübnan'dan ithal ettiğimiz ürünleri bu kapsamda çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. Beyrut Limanı'nın inşası dahil önemli projelerde yer alabileceğimizi ifade ettim. TİKA'nın yanı sıra Türk Kızılay, sivil toplum örgütlerimizle Lübnan'a insanı yardımlarımızı sürdürmekte kararlıyız. Turizm alanında daha fazla işbirliğine açığız. THY Lübnan'a daha fazla hizmet gelmesi amacıyla Beyrut varışlı tüm uçuşlarında indirim yaptı. Mayıs ayına kadar sürecek benzer bir kampanya için de THY çalışıyor. MIKATİ: HER ZAMAN LÜBNAN'IN YANINDA YER ALDINIZ Lübnan Başbakanı Necip Mikati, "Ekonomik, turizm ve kültürel alanlarda işbirliği kapsamında daha ileriye götürebilecek bir ufuk mevcuttur." diyerek konuşmasında şunları ifade etti: Lübnan'ı ne kadar önemsediğinizi ve ilişkileri ne kadar geliştirmek istediğinizi biliyorum. Her zaman Lübnan'ın içinden geçtiği krizlerde nasıl çağrıda bulunduğunuzu ve el uzattığınızı biliyoruz. Her zaman Lübnan'ın yanında yer aldınız. Sayın Cumhurbaşkanı her zaman Lübnan'a destek sundunuz ve aramızda her zaman ortak bir bağ mevcuttur. Siyasi, ekonomik turizm ve bütün alanlarda güçlü adımlar atacağız. Ticari işbirliğimiz artmaktadır. Görüşmelerimizde bir takım ortak çalışmalar, ikili işbirliği konusunu ele aldık ve bunların faaliyete geçirilmesi için. Türkiye'nin batı ile doğu arasında güçlü bir köprü olmasını sağladınız. Türkiye'nin onlarca yıl kalkınmasını sağladınız. Sizin öncülüğünüzde bunu görüyoruz. İlişkilerimiz hep devam edecektir

2 yıl önce

Önce yalan konuştu! Sonra Kendini yalanladı! Kılıçdaroğlu: Sen imza atmadın talimat verdin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 26 Ocak'ta Twitter hesabından paylaştığı videoda elindeki bir kağıdı kameraya göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ıslak imzasının bulunduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu'nun bu iddiası önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, daha sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yalanlandı. İhale belgesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bugunkü grup toplantısında videodaki sözleriyle çelişkiye düştü. Kılıçdaroğlu bu kez "Sen ihale komisyonunda değilsin ki. Sen talimat veren makamdasın" diyerek kendisini yalanladı. 'BEN İHALELERE İMZA ATMAM BAY KEMAL' Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon'da toplu açılış töreninde Kılıçdaroğlu'nun ihale yalanını ortaya çıkararak şunları söylemişti: ''Bir kadın vardı ya büyük yalan söyleyeceksin. Bunları dediler mi. Sonra ne oldu, şimdi yargı aldı tutukladı, şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar, CHP'ye. Bay Kemal de yalanı bunlardan öğrendi. Geçen akşam çıkmış benim TV programımın olduğu saatte o da açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan, ihale yapmışız ve müteahhit firmalara burayı 3 kat fazla rakamla verdiğimizi söylüyor. Bir kağıt gösteriyor, altında güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ulaştırma Bakanı'ma dedim ki dersini ver. Ertesi akşam Adil Bey çıktı buna güzel bir ders verdi."

2 yıl önce

Fransız gazeteci Pascal-Moussellard'a göre Fransa'da demokrasi acı içinde kıvranıyor

Haftalık Fransız dergisi Telerama'nın editörü Pascal-Moussellard, dergi için kaleme aldığı makalede, Fransız halkının demokrasiye bağlı olduğunu dile getirdiğini ancak seçilmiş yetkililer ve kurumların getirdiği hayal kırıklıklarıyla bir kısmının daha otoriter bir rejimi kabul edebileceklerini belirttiğini yazdı. Cumhurbaşkanı seçimine 8 hafta kala, ülkede demokrasinin "nefes almakta zorlandığına" işaret eden Pascal-Moussellard, aralık sonunda yapılan bir ankette Fransızların yüzde 83'ünün demokrasiye bağlılıklarını dile getirdiğini ancak yüzde 46'sının da "iyi çalışan bir rejim olmadığı" görüşünü paylaştığını aktardı. Pascal-Moussellard, diğer yandan her 4 Fransız'dan 1'inin sağlık kriziyle mücadelede daha otoriter bir rejimin daha etkili olacağı" görüşünde olduğunu hatırlatarak, ülkedeki demokrasinin halkı ikna etme konusunda yeterli olmadığını vurguladı. ARZULANAN İLE YAŞANILAN DEMOKRASİ ARASINDA UÇURUM VAR Arzulanan demokrasi ile yaşanılan demokrasi arasında uzun bir mesafe olduğunun altını çizen Pascal-Moussellard, ülkede her geçen günün bu uçurumu açtığını kaydetti. Fransız gazeteci, "Her gün Cumhuriyet beşiğinde yaşadığı zannına kapılanlar ile seçtikleri insanlar ve kurumlar arasındaki mesafe büyüyor." değerlendirmesinde bulundu. Pascal-Moussellard, "Fransa, demokrasisiyle savaşıyor." diyerek, halkın politik olarak bir depresyonda olduğunu ve bunun yeni bir durum olmadığını ifade etti. SİYASİLERİN SÖYLEMLERİ TOPLUMDAKİ KOPUŞU TETİKLİYOR Olivier Pascal-Moussellard, politikacılar ve yöneticilerin Fransa'da demokrasi sistemini gerçek bağlamından evirerek başka bir noktaya sürüklediklerine, Orta Çağ'daki piskoposlar gibi tepeden inme bir anlayışla demokrasi naraları atmalarından yakınarak siyasetçilerin kampanyalarında özellikle banliyöleri hedef alan ayrımcı vaatlerinin halkı birbirinden kopardığına dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un aşı karşıtlarının canına okuyacağı açıklamaları ile Nicolas Sarkozy'nin "Banliyöleri karcher ile yıkayacağız" sözünden ilhamla banliyöleri sorunların merkezi gösteren sağcı cumhurbaşkanı adayı Valerie Pecresse'in söylemlerini örnek gösteren Pascal-Moussellard, bunların Fransa'da var olan asıl toplumsal sorunlar ile siyasi tükenişin temel nedenlerini gizleme çabasının bir yansıması olduğu görüşünü paylaştı. Pascal-Moussellard, Berkeley Üniversitesinden siyaset bilimi profesörü Wendy Brown'un, "Demokrasi bugün tarihte eşi görülmemiş bir popülerliğe sahip ancak kavramsal olarak da hiçbir zaman bu kadar belirsiz ve önemli ölçüde içi boşalmamıştı." sözüne atıfta bulunarak asıl sorulması gerekenin herkesin dem vurduğu demokrasiden geriye neyin kaldığı sorusu olması gerektiğinin altını çizdi. Fransa Ulusal Araştırma Merkezinden (CNRS) araştırmacı Camillle Bedock'un "iktidara gelen cumhurbaşkanlarının sisteme dair reformun önemi vurgulandığında hemen anarşi naraları atarak, 4. Cumhuriyetin koruyuculuğunu üstlenmeye çalıştığı" değerlendirmesini paylaşan Pascal-Moussellard, "Demokrasiler bu şekilde mi batağa saplanıyor?" sorusunu sordu.

2 yıl önce

CHP'li Maltepe belediyesine bağlı zabıta ekiplerinden bir kadın memur, vatandaşa 'al sana hatıra' diyerek el hareketi yaptı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'de yaptığı skandal el hareketi, CHP'li yönetimlerin sorumluluğu altında olan bölgelerde "örnek davranış" olarak algılandı. CHP'Lİ ZABITA MEMURUNDAN SKANDAL HAREKET CHP'li Maltepe Belediyesi'nin zabıta ekibindeki bir kadın zabıta vatandaşa el hareketi çekti. "AL SANA HATIRA FOTOĞRAFI!" Ulus Haber'in haberine göre; Maltepe'deki bir yıkımı görüntüleyen vatandaşla diyaloğa giren kadın zabıta memuru, "Neden çekiyorsun?" diye sordu. Vatandaş da, "hatıra fotoğrafı" yanıtı verince zabıta "al sana hatıra fotoğrafı" diyerek el hareketi çekti. https://twitter.com/genelgundem/status/1467887812032831493?s=21 CHP'DE BU GÖRÜNTÜ İLK DEĞİL Hatırlanacağı üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te konuşurken el hareketi yapmış bu görüntü büyük tepki toplamıştı.

2 yıl önce

“AK Parti broşürü dağıtan kızlara saldırı’ videosu eksi çıktı

2015 yılında, Muğla'nın Menteşe ilçesinde AK Parti broşürü dağıtan 2 genç kıza Öğrenci Kolektifleri grubuna mensup kız tarafından uygulanan sözlü ve fiziki taciz hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Hakkında suç duyurusunda bulunulan, Öğrenci Kolektifleri içinde faaliyet gösteren 1 şahıs 25.10.2015 günü yakalanarak Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla hakkında Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi, Hakaret ve Tehdit suçlarından ifadesi alınarak salıverilmişti. O görüntüler sosyal medyada tekrar gündem oldu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencisi Şeyma S. (20) ve Çağdaş Türk Lehçeleri 1. Sınıf öğrencisi Büşra V. (18) Kötekli Mahallesinde AK Parti adına broşür dağıtımı yaparken yanına yaklaşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi ve Öğrenci Kollektifleri grubu üyesi Sibel K., “Burada broşür dağıtamazsınız. Burada hırsızların partilerinin bildirisine yer yok” diyerek broşürü alarak yırtmıştı. Ardından takibe devam eden Sibel K. bu defa fiziki tacizde bulunarak yine tehditler savurmuştu. Olayı cep telefonu ile görüntülen grup, görüntüleri sosyal medyadan da yayınlamışlardı. "İFADE HÜRRİYETİNE SALDIRI" Ak Parti adına broşür dağıtın üniversiteli kıza sözlü ve fiziki taciz sonrası Ak Parti İl Başkanı İhsan Küreci, Milletvekili adayları, kadın kolları, gençlik kolları ve partililer, tacizin gerçekleştiği Kötekli Mahallesinde kısa bir yürüyüşün ardından Yoğurtçu parkında açıklama yaptılar. İl Başkanı Küreci yaptığı açıklamada, “24 Ekim Cumartesi günü güzel Muğla'mızın güzel mahallesi Kötekli'de Muğla'da görmeye alışık olmadığımız, görmekte istemediğimiz bir olay olmuştur. Ak Parti Gençlik Kolları mensubu iki kız kardeşimize sırf broşür dağıttıkları için şiddet ve hakaret edilmiştir. Bu olay düpedüz ifade hürriyetine saldırı, hatta şiddetten beslenen bir yapının Muğla'da hortlamasıdır. Bu zihniyet yönetime gelecek olsa, sadece siyasal değil, sosyolojik ve sistematik şiddeti nereye vardırabileceğini Muğla'da bile göstermişlerdir. Bu olay sadece Ak Partili iki kızımıza Muğla'da seçim broşürü dağıttırılmaması olayı değildir. Bu olay sadece siyasal şiddet değil, aynı zamanda kadına yönelik bir şiddettir. Bu olayı gerçekleştirilenler bilmelidir ki; sırtlarını alfabenin hangi harflerinden müteşekkil, hangi terör örgütüne dayarlarsa dayasınlar, Muğla'mız başta olmak üzere, bu ülkede operasyona izin vermeyiz. Bunlar, barış derken savaşa, özgürlük derken esarete, kardeşlik derken düşmanlığa, zemin hazırladıkları anlaşılmıştır. Ak Parti olarak bu şiddete boyun eğmeyeceğiz. Bu vatan hepimizin. Siz kimin sokaklarından kimi kovuyorsunuz. Bu vesile ile buradan tüm kamuoyu önünde bu saldırıyı gerçekleştirenler hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu ifade etmek istiyoruz” demişti. Hakkında suç duyurusunda bulunulan, öğrenci kolektifleri içinde faaliyet gösteren 1 şahıs 25.10.2015 günü yakalanarak Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla hakkında Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi, Hakaret ve Tehdit suçlarından ifadesi alınarak salıverilmişti. O görüntüler sosyal medyada tekrar gündem oldu.

1 2 ... 1872 1873 1874 1875 1876 1877 1878 ... 2673 2674