06 Mayıs Pazartesi 2024
3 yıl önce

Boğaziçi eylemlerinde “mesele boğaziçi değil sen hala anlamadın mı?” pankartı

İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak Prof. Melih Bulu'nun atanmasının ardından çıkan olayların etkisi devam ediyor. Dün akşam saatlerinde Kadıköy'de şiddetlenen olaylarda polise saldırma girişiminde olan ve tüm uyarılara rağmen dağılmayan pek çok eylemci gözaltına alındı. "MESELE BOĞAZİÇİ DEĞİL SEN HALA ANLAMADIN MI?" Zaman zaman gergin anların yaşandığı protestolarda skandal bir pankart görüntülendi. Eylemcilerin taşıdığı görülen pankartta "Mesele Boğaziçi değil sen hala anlamadın mı?" ifadesi büyük tepki çekti. Söz konusu ifadeyle eylemcilerin meselesinin rektör ataması olmadığı, amaçlarının ikinci bir Gezi eylemi çıkarmak olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Bu pankart, Gezi olaylarında Mehmet Ali Alabora'nın 'Mesele ağaç değil anlamadın mı?' sloganını hatırlattı. Alabora da asıl meselenin ne olduğunu bu şekilde anlatmaya çalışmıştı.

3 yıl önce

Her fırsatta liyakatten bahseden Ekrem İmamoğlu'nun Boğaziçililere destek verdiği tweetleri cevaplayan bir avukat, "İşten attığınız Boğaziçili çalışanı da konuşalım mı" dedi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından  yaptığı paylaşımda "Liyakatli, demokratik üniversite talebiyle şiddet içermeyen protestolar düzenleyen Boğaziçili gençlerle buluştuk." dedi. Öğrencilerin tek amacının "rektör atama yöntemine karşı bilimin ve üniversitenin onuruna sahip çıkmak" olduğunu belirten İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Gençlere şiddet son bulmalı ve yetkili makamlar onları dinlemeli. Boğaziçili gençlerin makul ve haklı talepleri şöyle; 1) Arkadaşlarımız serbest bırakılsın 2) Öğrencilere polis müdahalesi dursun 3) Medyada bize uygulanan, fiziksel ve duygusal karalama kampanyası son bulsun 4) Rektör istifa etsin, rektörlük seçimi üniversite bünyesinde olsun"  AVUKAT YANIK'TAN LİYAKAT HATIRLATMASI Bu paylaşımları alıntılayan avukat Derya Yanık, İmamoğlu'nun Boğaziçi şovunun kısa sürmesine neden oldu. Yanık, verdiği yanıtta bugün İmamoğlu'nun işten çıkardığı Boğaziçi mezunu bir çalışanın duruşmasına girdiğini belirterek 'liyakat' hatırlatmasında bulundu. NE OLMUŞTU? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması halinde kimsenin ekmeğiyle oynamayacağının sözünü veren İmamoğlu başkanlığında İBB iştiraklerinden İSTAÇ A.Ş.'den 200, İstanbul Güvenlik A.Ş.'den 750, Metro İstanbul A.Ş.'den 200, Boğaziçi Yönetim A.Ş.'den 200, Park ve Bahçelerden 185, İspark A.Ş.'den 246, Beltur A.Ş.'den 175, Medya A.Ş.'den 72, Kültür A.Ş.'den 17 ve Belbim A.Ş.'den de 5 işçinin işine son verilmişti. Çoğu yıllardır İSMEK'te çalışan 2 bin 652 kişi de iş sözleşmesi yenilenmediği için fiili olarak işten çıkarılmıştı.

3 yıl önce

Boğaziçi provokatörlerinin tutuklanması istendi

Boğaziçi provokasyonu sırasında gözaltına alınanlarla ilgili adli süreç devam ediyor. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı 30 kişi için tutuklama, 12 kişi için ev hapsi istedi.

3 yıl önce

Kadıköy’deki Boğaziçi eylemlerinde polis aracını taşlayan provokatörler yakalandı

İstanbul Valiliği'nden konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs girişinde 01Şubat 2021 Pazartesi günü yapılan yasa dışı gösterilerde güvenlik güçlerine mukavemet eden bazı şahısların gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla 02 Şubat 2021 Salı günü Kadıköy Rıhtım Meydanı'nda toplanan ve yasa dışı eylem yapan şahıslardan; Emniyet mensuplarının kullandığı araçları taşlayan, güvenlik güçlerine görev yapılmasını engellemek için saldırılarda bulunan, çöp konteynırlarını devirip yakan ve çevreye zarar veren (8) şüpheli şahsın yakalanmasına yönelik bugün İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizce gerçekleştirilen çalışmalarda; Cumhuriyet Başsavcılığı talimatları doğrultusunda (Y.A.K.), (N.E.), (M.C.D.), (Ö.Ş.), (A.K.) isimli (5) şüpheli şahıs yakalanmıştır. (3) şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

3 yıl önce

Belediye Başkanı Çerçi'den Meclis'teki Boğaziçi provokasyonuna tepki, "Ben milliyetçiyim, muhafazakarım, devlete millete sonuna kadar sahip çıkıyorum"

Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi, gündem dışı söz alarak Boğaziçi Üniversitesi olaylarındaki provokatörlere selam gönderen CHP Grup Başkanvekili Bülent Mersinli ile tartıştı. Başkan Çerçi, orada eylem yapanlardan sadece 15'inin öğrenci olduğunu, geri kalan kişilerin ise DHKP-C, MLKP ve PKK terör örgütleriyle ilgili önceden adli işlem yapıldığını söyledi ve ekledi, 'Bu bir ülke meselesi. Bu meclisin gündemi değil. Ben sizin gibi selam göndermiyorum, kınıyorum.' ifadelerini kullandı. Meclis gündemine dönmesi konusunda kendisini uyaran başkan Çerçi'nin üzerine yürüyen Mersinli salondan çıkartıldı.

3 yıl önce

İzmir sular altındayken Tunç Soyer Boğaziçi eylemcilerine destek çıktı

Twitter hesabından paylaşımda bulunan Tunç Soyer, “Boğaziçi Üniversitesi, akademik kadrosu ve öğrencileri ülkemizin göz bebeği, tüm akademik kurumlarımız gibi geleceğimizi aydınlatacak en önemli bilim yuvalarından biridir. Türkiye’nin neresinde olursa olsun haklı taleplerini barışçıl yollarla gösteren öğrencilere yönelik baskı ve şiddet asla kabul edilemez” diyerek eylemcilere destek çıktı.

3 yıl önce

Gazeteci Emre Erciş: "Hesabım Boğaziçi gerçeklerini açıklamamam için kapatıldı"

Gazeteci Emre Erçiş’in iddiasına göre, Boğaziçi Üniversitesi’nde meydana gelen olayların perde arkasında, özellikle Almanya’da bulunan çeşitli vakıflar ile dernekler bulunuyor. Türkiye’de görev yapan bazı öğretim üyeleri ise bu vakıf ve derneklerle bağlantılı olarak öğrencileri örgütleyip yönlendiriyor. İşte Emre Erciş'in tespit ettiğini ileri sürdüğü o akademisyenler ve bağlık oldukları vakıf ve dernekler: - Prof. Dr. Fikret Adaman: Alman Mercator Derneği tarafından finanse edilen İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı.. 2017 yılına kadar Alman Heinrich Böll Stiftung’ta faaliyet yürütüyordu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. -Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu: Hendek Operasyonları sürecinde TSK’ya “Katil!”diyen,”Bu suça ortak olmayacağız.”adı altındaki “Sözde Barış Bildirisi”ne imza atan isimler arasında..  Alman Friedrich Friedrich Ebert Stiftung’a raporlar hazırlıyor.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. - Doç. Dr. Bülent Küçük: ”Bu suça ortak olmayacağız” ve ”Sözde Barış Bildirisi”ne imza attı.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. PKK’nın siyasi uzantısı HDP bileşenlerinde,”Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne düzenli söyleşiler veriyor. - Prof. Dr. Sumru Özsoy: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerini akademisyer ayağında başı çeken isimerden ilki. Devlete meydan okuyan bildiriyi okudu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. Gezi olayları hakkında görülen ve kamuoyunda “Gezi Davası” adı ile kamuoyu oluşturulan süreçte, “Ben de oradaydım” başlıklı imza kampanyasına destek verdi. - Dr. Can Candan: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde LGBTİ+ ayağını örgütlüyor. ”Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attı. Emre Erçiş, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencileri, Rektör Melih Bulu’nun atamasını bahane ederek, kışkırtan ya da eylemlere destek veren öğretim üyelerinin diğerlerinin ise şunlar olduğunu iddia etti: Koray Çalışkan -Yurt dışında Cem Ersoy Biray Kolluoğlu Zeynep Uysal Paolo Girardelli Ersan Demiralp Esra Mungan - İmzacı Zafer Yenal Burçay Erus Hande Sart  Murat Gülsoy Nuri Ersoy Cem Say Mine Eder Betül Tanbay Erol Köroğlu  Ayşe Mumcu Zeynep Gambetti Hale Saybaşılı Alp Eden Serra Müderresioğlu Bilge Ataca Lale Akarun Deniz Albayrak Kaymak Nuri Bülent Ersoy Nazan Üstündağ Dilek Çalgan Tolga Sütlü Ayberk Korugan

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Akademik Oligarşi ve Boğaziçi Dükalığı

Bir Rektör atanır ve yer yerinden oynatılmaya çalışılır. Bağıranlar ve çağıranlar Türkiye’de gündem olmak için çırpınıp dururken bilmezler ki Türkiye’nin böyle bir öncelikli gündemi yoktur. Boğaziçi modernizmi gerçek anlamda geleneksel ve modern olana karşı bir meydan okumaya kalkıştı. Öğrenci maskesini piyon olarak seçen bu post-modernist kışkırtıcılık beyaz ve yabancı olandan aldığı elitist desteğin hakkını vermek için büyük bir çaba içerisinde. Kime ve neye karşı böyle bir eylemsellik ortaya çıktı, asıl sorgulanması gerekenin bu olması lazım. Önce Boğaziçi, sonra demokrasi diyenlerin Rektör atanmasına olan itirazları, sırtlarını döndükleri rektörlük binasından kamuoyuna mesaj verme çabalarının ne akademik nede demokratik bir ölçüsünün olmadığını zaten biliyoruz. Boğaziçine baktığınızda Türkiye’nin neden tam anlamıyla entelektüel akademisyen çıkaramadığını da kolaylıkla anlayabiliyoruz. Boğaziçi’nin içerisinde olduğu anafor, üniversite sınavlarında başarıyla bu üniversiteye giren gençlerin nerelere savrulduğunun ve beyin göçü denen hadisenin neden gerçekleştiğinin ahlaki boyutuyla tokat gibi yüzümüze çarpıyor. YÖK özelinde, Türkiye genelinde yükseköğretimimizin Boğaziçi diye büyük bir sorunu olduğunu anlamış bulunmaktayız. Devletiyle kavgalı, milletiyle mesafeli, yabancıya tutulmuş bir akademik iklimin bu topraklara katacağı tek şeyin LGBT olması hazin bir sistem eleştirisine de bizi zorluyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12