06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

Çok konuşulacak açıklama: Kemal Kılıçdaroğlu adaylıkta diretecek, Meral Akşener masayı devirecek

Başkan Sayan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisinin aday olması konusunda direneceğini fakat İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bu talebi olumsuz karşılayacağını belirtirken düşüncesinin detayına ilişkin bilgileri şu şekilde paylaştı: "Kılıçdaroğlu adaylık da diretecek. Meral Akşener kabul etmeyecek. Kemal Kılıçdaroğlu bu sefer Abdullah Gül kartını açacak. Meral Akşener'de, Mansur Yavaş kartını ileri sürecek Kılıçdaroğlu ve masanın diğer bileşenleri Abdullah Gül üzerinde uzlaşacaklar Meral Akşener ya kabul edecek ya da masayı devirecek"

1 yıl önce

CHP'li Ali Mahir Başarır'ı zora düşüren tutuklama! AK Partili Yılmaz: Bunlarda utanma yok

Mersin'de terör örgütü PKK/KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Bedrettin Gündeş, "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır daha önce Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde terör iltisaklı kimsenin çalışmadığını iddia ederek AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz hakkında skandal sözler sarf etmişti. AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın kendisine yönelttiği sözleri hatırlatarak sert tepki gösterdi. Yılmaz paylaşımında, "Ali Mahir Başarır bana, "Belediyede terör örgütü bağlantısı olan bir tek isim ver, vermezsen namertsin" demişti. Bunlarda utanma yok! Bu arada, söylediği her kötü kelimede kendisini anlatmış." dedi. https://twitter.com/avzeynepgul/status/1575542096617824256?s=46&t=dSTRnEqcXEvewMPHYLZDvA

1 yıl önce

FETÖ'nün kara propagandacısı Cevheri Güven’in nerede olduğu ortaya çıkmıştı: Almanya'dan iadesi istendi

Emniyet istihbarat ve MİT'in çalışmalarıyla FETÖ'cü Güven'in Almanya'da yaşadığını tespit edilmesi üzerine Adalet Bakanlığı geçtiğimiz ay Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin almış olduğu tutuklamaya yönelik yakalama kararını Almanya Adli Makamlara gönderdi. Talep yazısında Güven'in Türkiye'ye iade edilmesi istendi. 15 Temmuz hain darbe girişiminden iki gün önce "tankın eli kulağında" paylaşımı yapan, Deniz Baykal'a kaset kumpasının baş mimarlarından Fetullahçı Terör Örgütünün operasyon maşası sözde gazeteci Cevheri Güven, asılsız ve belgesiz iddialarla yasadışı kaçtığı Almanya'dan Türkiye'ye yönelik karalama kampanyasına devam ediyor. Güven, çektiği ilk kara propaganda videosunu 2019 yılında yayınladı. O günden bu yana tam 250'den fazla video çeken Güven'in videoları, firari FETÖ'cüler ve örgütün haber siteleri tarafından algı operasyonunda kullanıldı. Örgüt üyesi Cevheri Güven hakkında firar ettiği tarihten bu yana ne Kırmızı Bülten çıkartıldı, ne de Adalet Bakanlığı aracılığıyla iadesi istendi. Sosyal medya ve Youtube kanalı üzerinden devletin üst düzey bürokratları ve siyasetçilerine yönelik kara propaganda ve dezenformasyon içerikli videolarıyla tanınan FETÖ'nün Goebbels'i olarak bilinen ve örgütün propaganda imamı olan firari Cevheri Güven'in FETÖ'nün sık izlediği bir rotayı izleyerek yasadışı yollarla Yunanistan'ın Selanik kentine, oradan da Almanya'ya kaçtığı biliniyordu. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, Güven'in Hessen'in Babenhausen bölgesindeki bir adreste olduğunu belirlemesinin ardından kumpas merkezine dönüştürdüğü evin bulunduğu bölgeye gitti. Firari FETÖ'cü Güven, ailesiyle birlikte lüks içinde yaşadığı dubleks bir daireden çıktıktan sonra objektiflere yakalandı. ALMANYA ADLİ MAKAMLARDAN İADE İSTENDİ FETÖ'cü Cevheri Güven hakkında önemli bir gelişmeye daha ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı İstihbarat birimleri ile MİT'in ortak çalışmasından firari Güven hakkında Adalet Bakanlığına rapor gönderdi. Adalet Bakanlığına ulaşan rapor 'da firari Güven'in Almanya'da yaşadığını yer verilerek adresi tespiti yer aldı. Adalet Bakanlığı harekete geçerek Ankara 14. Ceza Mahkemesinin almış olduğu tutuklama kararı ile birlikte geçtiğimiz Ağustos ayında Almanya Yetkili Adli Makamlarından FETÖ'cü Cevheri Güven'in Türkiye'ye iadesini talep etti. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklamaya yönelik yakalama kararında Cevheri Güven ile ilgili önemli tespitler yer aldı. Firari Güven'in Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. Cevheri Güven'in FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının birbirleri ile haberleşmekte kullandıkları kriptolu haberleşme programı olan Bylock ve Tango programlarını kullandığı mahkeme kararında yer aldı. Güven'in örgüt yapılanması içerisinde "Bahadır" kod ismini kullandığı ortaya çıktı. BYLOCK'TA "BUZADAM" RUMUZUNU KULLANMIŞ Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının Cevheri Güven ile ilgili yaptığı çalışmalarda bütün gerçekler bir kez daha ortaya döküldü. Güven'in, Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'da bulunan banka hesabına 2013-2014 yılları arasında 54 bin 654 lira para yatırdığı ortaya çıktı. Örgütü yöneticilerinden Ziya Demirel ile 2013 yılında toplam 4 kez telefon irtibatında bulunduğu belirlendi. Cevheri Güven'in Bylock isimli haberleşme programını kullanması ile ilgili olarak yapılan analizlerde, kullanıcı adının "buzadam", son online tarihinin 2016 olduğu ve yazışma ile mail durumunun aktif olduğu tespiti yer aldı. KOD ADI "BAHADIR" Cevheri Güven'in Bylock programında kimi bylock kullanıcıları tarafından "bahad, aaabaho, baho, m-2-bahadir, bahabi, medya bahadir, t.bahadir, BAHA, BAHADIR DM, BAHADIR MEDYA, buzadam Bahadır, Bahadır Med, bsn.bhdr, Bahadır bey, baha medya" gibi isimlerle kaydedildiği ortaya çıktı.

1 yıl önce

Organize suç örgütlerine yönelik 20 ilde 'Müsilaj-2 Operasyonu' başlatıldı

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı koordinesinde organize suç örgütleriyle mücadeleye devam ediliyor. Bu kapsamda sahil şeridinde yaşayanların üzerinde baskı, cebir, tehdit ve şiddet yöntemlerini kullanarak kendilerini devlet erklerinden üstün göstermeye çalışan, ülke turizmini olumsuz etkileyen mafya tipi organize suç örgütleri ve bu örgütlere silah sağlayan suç gruplarına yönelik Cumhuriyet başsavcılıklarının talimatları doğrultusunda KOM Daire Başkanlığı koordinesinde harekete geçildi. Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, İzmir, Muğla, Mersin, Bursa, Çanakkale, Samsun, Hatay, İstanbul, Ordu, Tekirdağ, Giresun, Kastamonu, Bartın, Düzce, Rize ve Zonguldak olmak üzere 20 ilde "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgütün faaliyetleri kapsamında yağma, tefecilik, tehdit, kasten öldürme" suçlarını işleyen 12 organize suç örgütü tespit edildi. Ayrıca söz konusu örgütlere silah temin ederek 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçunu işleyen, kamu güvenliği ve barışına tehdit oluşturan 27 suç grubu belirlendi. Bunun üzerine Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından haklarında gözaltı kararı verilen 233 şüphelinin yakalanması için bu sabah eş zamanlı "Müsilaj-2 Operasyonu" düzenlendi.

1 yıl önce

Thodex vurgununda kritik gelişme: Adalet Bakanlığı'ndan yeni adım

365 milyon liralık vurgunla Türkiye'nin en büyük dolandırıcılığına imza atıp firar ettiği Arnavutluk'ta yakalanıp tutuklanan Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in iadesi için Adalet Bakanlığı resmi başvuruda bulundu. Başvurunun ardından Bakanlıktan kritik bir hamle daha geldi. Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Bürosu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı gönderdi. Yazıda, "Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma" suçlarından İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin yakalama kararına istinaden Faruk Fatih Özer'in kırmızı bültenle uluslararası seviyede arandığı bilgisi verildi, Faruk Fatih Özer'in Arnavutluk'tan iadesinin talep edildiği kaydedildi. ELBASAN BAŞSAVCISIYLA KRİTİK TEMAS Sabah'ın haberine göre, Faruk Fatih Özer'in ülkeye iadesi hakkında Elbasan ili Başsavcısı Kreshnik Ajas'la temas edildiği bilgisi verilen yazıda, Özer'in yakalandığı esnada üzerinde bulunan ve delil teşkil eden laptop ve cep telefonu gibi kişisel eşyalarını da Türkiye'ye iade etmeye hazır olduklarını ancak söz konusu eşyanın iadesi için bir talepname düzenlenmesi gerektiğini ifade ettiği kaydedildi. "EŞYA, DAVAYLA BAĞLANTILI ALIKOYULABİLİR" Bu konuda Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 20. maddesini hatırlatan Bakanlık, söz konusu maddede 'Eşyanın teslimi' noktasında bir düzenlemenin bulunduğunu belirtti. İlgili maddede, "Talep edilen taraf, mevzuatının izin verdiği ölçüde ve talep eden tarafın talebi üzerine, eşyaya el koyar ve bunu teslim eder: Delil olarak gerekebilecek eşya, veya suç neticesinde elde edilmiş ve tutuklama sırasında istenen kişinin mülkiyetinde bulunan veya ardından ortaya çıkan eşya. Bu maddenin 1. fıkrasında belirtilen eşya, istenen kişinin ölümü veya kaçması nedeniyle mutabık kalınan iade gerçekleşmese dahi teslim edilir. Söz konusu eşyanın talep edilen taraf ülkesinde el koymaya veya müsadereye tabi olması halinde, talep edilen taraf, derdest bir ceza davasıyla bağlantılı olarak, bunu geçici olarak alıkoyabilir veya geri verilmesi şartıyla teslim edebilir. Talep edilen tarafın veya üçüncü tarafların söz konusu eşya üzerinde kazanmış olabilecekleri haklar saklıdır. Bu hakların mevcudiyeti halinde, eşya davadan sonra en kısa zamanda talep edilen tarafa ücretsiz olarak geri gönderilir" hükmü aktarıldı. "DELİL TEŞKİL EDEBİLİR" DİYEREK EL KOYULABİLİR Özer'in laptop, cep telefonu gibi kişisel eşyasının iade talebine konu suça yönelik olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesinin uygun olacağının düşünüldüğünü belirten Bakanlık, bu evrakın ivedi bir şekilde mahkemesine iletilmesini istedi. Mahkemece takdir yapılıp talep edilmesi durumunda ise bahsi geçen eşya hakkında delil teşkil etme niteliği belirtilerek el koyma kararı verilmesi ve kararın, eşyanın Türkiye'ye teslimine ilişkin bir talep yazısına ek yapılarak Bakanlığa iletilmesi rica edildi. Başsavcılığa gelen yazı Thodex dolandırıcılığına ilişkin yargılamanın sürdüğü İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Şimdi mahkemenin kararı bekleniyor.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu'nun Mersin'deki teröristle ilgili 'DNA raporu' iftirasını çürüttü

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1575578533547503616?s=46&t=m6I4-4bT-S5vmfqE27lTAQ CHP'nin 'tutuklu gazeteciler raporu'nda, PKK'lı terörist Dilşah Ercan'ın 'gazeteci' olarak nitelenmesi skandalı yankısını sürdürürken, Kemal Kılıçdaroğlu hızını alamadı. Kılıçdaroğlu bu kez de PKK'nın açıklamasına sığınarak, terörist Dilşah Ercan ile ilgili 'DNA raporu' iftirası attı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu'nun iftira ve kara propagandasını 5 maddede çürüttü. Bakan Soylu sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı: "DERDİNİZ ORTAĞINIZ PKK'YI KURTARMAK' Kılıçdaroğlu; İki gün PKK'nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın. Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak... 'PKK'NIN AÇIKLAMASINA SIĞINACAK ZAVALLISIN' Saldırıyı PKK yaptığı belli olup, devletin yargının tespitlerine rağmen teröristleri gazeteci kılığına sokup Türkiye'ye "en büyükgazeteci cezaevi" iftirasıyla teröristleri aklaman ortaya çıkınca PKK açıklamasına sığınacak zavallısın. İFTİRALARA 5 MADDELİ CEVAP 1-Teröristi taşıyan taksici teşhisini yaptı 2- Yıllarca terör örgütünde birlikte olduğu örgüt mensubu sözde ölümsüzler taburunda sabotajcı eğitimi alıp Türkiye'de eylem yapmak üzere görevlendirildiğini belirtip hemen teşhisini yaptı. 3- Hoşuna gitmeyecek ama parmak izleri ile yapılan çalışmada bir tanesinde eşleşme çıktı 4- Kurtarıcın PKK'nın açıklamasındaki teröristlerle ilgili tüm detaylara da çalışılıyor. 5-PKK'nın açıklamasını referans alıp kabul ettiği teröristlerle ilgili henüz sonucu çıkmamış raporların üzerinden terör örgütünü ve utanılacak parti raporunu korumaya alıyorsun. Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip, "Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır." demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun. 6'lı masada sıkıştın. PKK'ya sığındın. Yazıklar olsun... Şimdi ana fikriniz ne? Ne demiş oldunuz... PKK'nın gazetecilerini savunmak yetmedi, bir de PKK'nın basın sözcülüğüne mi soyundunuz? "Görevinin başında" dedikleri, görev ne? Madem PKK adına konuşuyorsunuz, bunu da siz açıklamalısınız... https://twitter.com/suleymansoylu/status/1575586405752877056?s=46&t=i7A7nR08vdBciwisOvLQPA

1 yıl önce

Kılıçdaroğlu'nun kılavuzu yine PKK: Devlete değil onlara inanıp teröristin DNA raporunu istedi

Mersin’in Mezitli ilçesinde bulunan polisevine 26 Eylül'de saldırı gerçekleştiren iki terörist öldürüldü. Öldürülen teröristlerden birinin Zozan Tolan kod adlı Dilşah Ercan olduğu tespit edildi. Terör örgütü PKK, saldırıyı üstlenen bir açıklama yaptı. Örgütün açıklamasında öldürülen teröristler arasında Dilşah Ercan'ın bulunmadığı öne sürüldü. PKK'DAN SONRA AYNI AÇIKLAMA KILIÇDAROĞLU'NDAN PKK'nın bu açıklamasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir söylemde bulundu. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Kılıçdaroğlu, partisinin geçmişte hazırladığı 'tutuklu gazeteciler' raporunda 'mağdur gazeteci' olarak nitelendirdiği terörist Ercan'ın saldırıyı gerçekleştirmediği imasında bulundu. Devletin değil terör örgütünün açıklamasına itimat eden Kılıçdaroğlu, "Çıkın ve teröriste ait DNA raporunu açıklayın" dedi. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1575561198317490176?s=46&t=m6I4-4bT-S5vmfqE27lTAQ

1 yıl önce

Mersin'deki hain saldırıda yaralanan polis memuru konuştu: Keşke ben de şehit olabilsem

26 Eylül gecesi Tece Polisevine düzenlenen hain terör saldırısında bacağından ve karnından silahla vurularak yaralan polis memuru Abdulkadir Öztürk (49), tedavi gördüğü Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde gazetecilere saldırı gecesini anlattı. 5 çocuk babası Öztürk, saldırı sırasında bacağından ve karnından yaralandığını belirterek, şu anda sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi. Olay anını net bir şekilde hatırladığını ifade eden Öztürk, "Olay anında ben bizim polisin evinin arkasında nöbet kulübesinin oradaydım. Sesleri duyunca bizim orada zeytin ağaçları var. Onların arasından bizim ön taraftaki nizamiyeye doğru koştum. Ağaçların arasından çıkar çıkmaz zaten dizimden bir mermi yedim. Silah seslerini duydum. O arada arkadaşı da aradım, cevap vermeyince bir şey olduğunu anladım. Buradan direkt o tarafa doğru koştum. Oraya varır varmaz mermiyi yedim, sonra ben karşılık vermeye başladım" diye konuştu. Keşke ben de şehit olabilseydim" Teröristlerin polis evine ulaşmasını engellediklerini vurgulayan Öztürk, "O anda polisevinde yüze yakın insan vardı. Bir facia olabilirdi ve onu engelledik. Benim teröristlerle yaklaşık aramda 30 metre vardı. O an insan hayatının sonunun geldiğini, yani vatanına, milletine can feda edilebileceğini, yani ölüm hiç akla gelmedi. Yani ateşin içine giriyorsun ama o an ölüm hiç aklına gelmedi. Arkadaşım zaten yerde yattığını görünce hiç ölüm aklıma gelmedi. Yani bir candır devletime, milletime feda olsun. O şehit oldu, keşke ben de olabilseydim. Bize nasip olmadı" ifadelerini kullandı. "Teröristlerin kendilerini patlatma anlarına bizzat şahit oldum Teröristlerin kendilerini patlama anlarına bizzat şahit olduğunun altını çizen Öztürk, "Ben yerde yatıyordum o zaman. Vurulmuştum. O an kulübeye bir el bombası attılar. Birini biz vurduk ama biri de direkt kendini patlattı" şeklinde konuştu. Başta Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğüne, İl Emniyet Müdürüne ve hastane yetkililerine ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ettiğini belirten Öztürk, şöyle devam etti: "5 tane çocuğum var. Allah bağışlasın. Onlar tabi o an gözümün önüne geldi. Hayatın bir çizgisi var, mecburen o anda çocuklar gözünün önüne geldi. Yine de diyorsun ki vatanıma, milletime canım feda olsun. O an bir yere saklanayım filan diye düşünmüyorsun."

1 2 ... 1268 1269 1270 1271 1272 1273 1274 ... 2659 2660