05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

CHP teröristlere sahip çıkmaya devam ediyor! Teröriste “gazeteci” demekle yetinmeyip, Selahattin Demirtaş’a destek oldular

Mersin‘in Mezitli ilçesinde PKK’lı teröristlerce düzenlenen alçak saldırıda bir polis memuru şehit oldu. Saldırı sonrası CHP’li Veli Ağbaba’nın 2013’teki Tutuklu Gazeteciler Raporu’na ilişkin açıklaması tekrar gündem oldu. CHP’nin ‘mağdur gazeteci’ olarak gösterdiği isimler arasında Mersin’deki saldırıda canlı bomba olan PKK’lı terörist Dilşah Ercan da bulunuyordu. Dün saat 22.40 sıralarında Mersin’in Mezitli ilçesinde polisevine bombalı ve silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda polis memuru Sedat Gezer şehit oldu, bir polis de yaralandı. Saldırının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın 2013’teki Tutuklu Gazeteciler Raporuna ilişkin açıklaması tekrar gündem oldu. Tutuklu gazeteciler arasında Mersin’deki saldırıda canlı bomba olan PKK’lı terörist Dilşah Ercan da bulunuyordu. “ELİ SİLAHLI TERÖRİST GÖREMEDİK, BULAMADIK” CHP’li Veli Ağbaba, o dönem cezaevindeki sözde gazetecileri, “Değerli arkadaşlar rapor sonunda ulaştığımız sonuç şudur; “Görüştüğümüz gazeteciler arasında ne hırsız, ne tecavüzcü ne çete mensubu ne de eli silahlı terörist göremedik bulamadık. Cezaevinde tutulan gazetecilik mesleğinin ta kendisidir.” sözleriyle savundu. ALPAY ÖZALAN’DAN ÖZGÜR ÖZEL’E TEPKİ Öte yandan AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, CHP’li Özgür Özel’in açıklamalarına Twitter hesabından yaptığı açıklamayla tepki gösterdi. Alpay Özalan paylaşımında, “Daha dün alçak Pkk’nın saldırısında şehit verdik. Üstelik o teröristlerden birine CHP raporunda “Mağdur gazeteci” denmiş. Altında Özgür Özel’in de imzası var. Özgür Özel, az önce açıklama yapıp Demirtaş’ı savundu ve Kılıçdaroğlu’nun şeref madalyası sözlerini destekledi.” ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Mersin'deki terör saldırısıyla ilgili provokatif paylaşımlara adli işlem

Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklama şöyle: Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir. Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, 26.09.2022 tarihinde Mersin/Mezitli’de Polisevine yönelik düzenlenen terör saldırısına ilişkin sosyal medya platformlarında halkın sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden ve provokatif içerikli paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 22 hesap yöneticisinin tespiti yapılmıştır. Bahse konu şahıslar hakkında adli işlemlere başlanılmıştır.

1 yıl önce

BBP Genel Başkanı Destici CHP'ye seslendi: Şehit polisimizin ailesinden özür dileyecekler mi?

Gürcistan'ın Ankara Büyükelçisi George Janjgava, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'yi parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarette konuşan Destici, Türkiye ile Gürcistan'ın iki dost ülke olduğunu belirterek iki ülke ilişkilerinin olumlu ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin tüm komşularıyla iyi ilişkiler kurmak için gerekli adımları attığına işaret eden Destici, bölge istikrarı için Gürcistan'ın huzur ve güvenliğini önemsediklerini söyledi. Mersin'in Mezitli ilçesinde polisevine dün akşam PKK'lı 2 teröristin saldırı düzenlediğini anımsatan Destici, terör saldırısını lanetleyerek şehit olan polis memuru Sedat Gezer'e Allah'tan rahmet, ailesine, Türk Polis Teşkilatına ve Türk milletine başsağlığı diledi. Destici, bazı çevrelerce, "Türkiye'de terörle mücadele adı altında bazı gazetecilerin tutuklandığı"na ilişkin iddiaların ortaya atıldığını, buna karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'de gazetecilikten dolayı tutuklanan kimse olmadığına dair yaptığı açıklamayı hatırlattı. "HDP'YE SORMUYORUM ÇÜNKÜ ZATEN HDP TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PARTİSİ" Mustafa Destici, açıklamasına şöyle devam etti: "Dünkü saldırıda karşımıza çıkan 2 teröristten birinin, ismini zikretmek istemiyorum, CHP'nin ve HDP'nin 'Tutuklu ve Hükümlü Gazeteciler Tablosu'nda yer aldığını görüyoruz. HDP'ye sormuyorum çünkü zaten HDP terör örgütünün partisi. CHP'ye sormak istiyorum; acaba Türk milletinden, şehit polisimizin ailesinden özür dileyecekler mi? Türkiye'de tutuklu bulunan, gazeteci diye nitelendirilen kişiler, PKK ya da diğer terör örgütleriyle iltisakı sabit olduğu için tutuklanıyor. Bu terörist, bırakılıyor ya da cezasını çekip çıkıyor ve en son canlı bomba eylemi gerçekleştiriyor." Terör örgütünün partisi olamayacağını belirten Destici, terör örgütünün partisiyle seçimlerde iş birliği yapanların ya da yapmayı hesap edenlerin dünkü terör saldırısından ders çıkarmaları gerektiğini söyledi. HDP ile PKK arasındaki ilişkiye işaret eden Destici, "Anayasa Mahkemesinin de bütün bunları göz önüne alarak artık Anayasa'nın emrini yerine getirmesi gerekiyor." dedi. "SADECE KOMŞU DEĞİL STRATEJİK ORTAĞIZ" Janjgava ise Türkiye'nin kendileri için sadece komşu ülke olmadığını, aynı zamanda stratejik ortakları olduğunu ifade etti. Türkiye ile Gürcistan arasında geçen yıl 2 milyar doların üzerinde ticaret yapıldığına dikkati çeken Janjgava, iki ülkenin stratejik projelerde yer aldığını bildirdi. Görüşme daha sonra basına kapalı devam etti.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İki terörist kadını parlamentoda bulunan parti istismar ediyor bu ne vicdan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MYK ve İl Başkanları ile Toplantı" programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: İki terörist kadını parlamentoda bulunan parti istismar ediyor. Bu ne vicdan, bu nasıl bir anlayış, nasıl bir beyin yıkama yaptınız ki bu iki kadın kendilerini batıl davanız için feda etti. İşte burada ben kadın kollarımıza sesleniyorum. Bugüne kadar yüzlerce kadın bu batıl terör davası için kendilerini yok etti. Biz kadınlarımızla millete hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz. Dağ, taş, kar, kış demeden bunu yapıyoruz. Bunlar ise maalesef bu batıl dava için insanlarını yok ediyor. Kadınlarını yok ediyor. Öyle ki bugün yüksek öğrenimde çağ nüfusuna göre kızlarımızın okullaşma oranı yüzde 49 iken erkeklerde bu oran yüzde 40’da kalıyor. Ekonomiden sağlığa pek çok alanda istihdamda kadın oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Sadece bu tablo dahi yıllarca çeşitli bahanelerle okuldan eğitimden hayatın pek çok alanından uzak tutulmaya çalışılan kadınlarımızın fırsat eşitliği temelinde ulaştığı yeri göstermeye yeterlidir. Sadece başörtüleri sebebiyle kızlarımızın polis coplarıyla inletildiğini yok sayamayız. Bu ülkenin hiçbir kurumunda başörtü sebebiyle kadınlarımıza zulmedilemez. O dönem bitti, bunu biz başardık. Bu beşeri yanlışları inancımıza mal etmek yanlıştır. Türkiye’nin 85 milyon vatandaşının kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla her bireyinin emeğine ihtiyacı var. Milli Mücadele’de cepheye cephane taşıyan kadınımızdaki ruh neyse bugün evinde, iş yerinde hayatın farklı alanlarında kendisi ailesi için çalışan kadınlarımızın gayreti de aynıdır. İnşallah önümüzdeki dönemi, aile merkezli sosyal yapının güçlendirilmesi dönemi haline hep beraber getireceğiz. Sadece ülkemizde değil dünyada bir çok siyasi parti AK Parti’nin kadın teşkilatlanması modelini örnek alarak kendisine uyarlamaya çalışmıştır. Kadınlarımızın parti faaliyetlerindeki hayati gayretleri yanında Türkiye’nin son 20 yılında elde ettiği tüm kazanımlarda da çok önemli payları vardır. Yaptığımı her reformda hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmette, yürüttüğümüz her mücadelede kadınlarımızı yanımızda görmenin verdiği şevkle sürekli daha iyi ileri adımlar attık. Tüm kesimlerin gelirlerini yılbaşında ciddi şekilde tekrar yükselterek, enflasyonun yol açtığı refah kaybını aşama aşama gidermekte kararlıyız. Emin olun 2023'te biz ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz ama muhalefet cephesinde epeyce bir isim zorunlu emekliliğe ayrılacak.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Selahattin Demirtaş’a sert tepki: Aşağılıksın!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Mersin'deki polisevine saldırıyı kınamasına tepki gösterdi. Bakan Soylu, "Daha geçen hafta teröristbaşını öven, 6-8 Ekim'in faili, cezaevinden Mersin’deki 'silahlı saldırıyı'(!) kınamış... O kadar iğrenç ve aşağılıksın ki, birlikte fail olduğun PKK'yı burada bile temize çıkarıyorsun. Çünkü en güçlü ortaklık, suç ortaklığıdır..." dedi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1574757418239655936?s=46&t=H_LabHutT8ub1t2y5uctZQ

1 yıl önce

Kendi imzası var! Özgür Özel’den CHP’nin “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda savunduğu terörist Dilşah Ercan için akla ziyan savunma: “PKK'lı olacağını nereden bilecektik”

Mersin'de polisevine saldıran teröristlerden Dilşah Ercan'ın CHP'nin 'Türkiye'nin en büyük açık cezaevi' olarak itham edildiği Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda 'mağdur gazeteci' olarak tanıtıldığı belirlendi. Skandalın ortaya çıkmasının ardından 23 Temmuz 2013 tarihinde 'tutuklu gazeteciler' raporunu kamuoyuyla paylaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın, cezaevinde bulunan gazeteciler arasında suç teşkil eden kimsenin olmadığını söylediği açıklaması gündem oldu. Bununla da yetinmeyen CHP'den bir isim daha akla ziyan açıklamalarda bulundu. TERÖRİSTE 'HAYATINI KAYBETTİ' DEDİ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel düzenlediği bir basın toplantısında terörist için 'hayatını kaybetti' ifadelerini şu sözlerle dile getiriyor: "Sosyal medyada saldırıda hayatını kaybeden Dilşah Ercan'ın raporda isminin yazması üzerine diyorlar ki; Cumhuriyet Halk Partisi bu kişi gazeteci dedi." 'BİZ GÖRÜŞMEDİK BAŞTACI ETMEDİK' Sosyal medyada algı operasyonu yapıldığını söyleyen Özel şunları söyledi: "Siz 188 gazeteciyi yazmış CHP’den 11 yıl önceki raporda geçen bir ismin hesabını soracaksınız, öyle mi? Terbiyesizliğin, hadsizliğin lüzumu yok. 11 yıl önceki kişinin bugün terörist olacağını bileceksin de onunla temas edeceksin falan… Rezalete bak. Biz gidip görüşmedik, baştacı etmedik" 'DEMİRTAŞ DEVLET NİŞANI HAK EDİYOR' Ayrıca Özel, terör soruşturması kapsamında cezaevinde tutulan HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı savunarak, "Biz Demirtaş'a yapılanın bir hak ihlali olduğunu savunuyoruz. Yattığı her günün bir nişan olduğunu söyledik söylemeye de devam ediyoruz" dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin'deki terör saldırısı ile ilgili konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin genel merkezinde AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından önemli satırbaşları:

Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapan Akdeniz’in bugün gerilimle enerji rekabetiyle son dönemde de göçmen ölümleriyle anılmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Suriye’deki iç savaş ve katliamlardan kaçan çoğu çocuk ve kadın binlerce mazlum son nefesini Akdeniz’in azgın sularında verdi. atılı ülkeler tam 11 yıldır bu ölümlerin önüne geçmek yerine yaşanan trajediler karşısında 3 maymunu oynamayı tercih etti. Bölgesel krizleri engelleyecek, çatışmaları sonlandıracak, insanları göçe zorlayan sebepleri ortadan kaldıracak hiçbir adım atılmadı. Dahası mültecilere kapanan kapılar, insanımızı katleden PKK’lı teröristler ile FETÖ'cü alçaklara sonuna kadar açıldı. Lavrion Kampı başta olmak üzere Avrupa’nın hemen her ülkesinde vatandaşımızın kanını dökmüş caniler himaye görüyor. Ellerini kollarını sallayarak özgürce gezebiliyor Suriye ve Irak'ın kuzeyinde terör yuvaları başlarına yıkıldıkça terör örgütü mensupları kimi ülkelerde alenen kendilerine kamplar kuruyor. Bize komşuluk hakkından bahsedenlerin her şeyden önce bu insanlık ve demokrasi düşmanlarına göz yummaması gerekir.  TERÖRİSTLER ANINDA HAK ETTİKLERİ KARŞILIĞI BULDULAR Dün gece Mersin'de PKK'lı alçaklar bir polisimiz şehit etti, bir polisimizi yaraladı. Teröristler anında hak ettikleri karşılığı buldular. Bu teröristlerin hangisinin izini takip ederseniz edin ucu ya HDP’ye ya CHP’nin gazeteci, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi diyerek sahip çıktığı kesimlere ya da Batı ülkelerine çıkar.  HDP'Yİ ALLAYIP PULLAYARAK MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN ELLERİNDE DÖKÜLEN HER KANIN İZİ VARDIR HDP’yi allayıp pullayarak meşrulaştırma ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde yapılan her saldırısında dökülen kanların izi vardır, olacaktır. Aynı durum Batılı ülkeler için de geçerlidir.  Kandil’i, Suriye’yi başlarına yıktığımız teröristlerin batı ülkelerinden giderek daha fazla himaye görmesi her şeyden önce bu devletlerin kendi huzurlarına ve güvenliklerine yönelik bir tehdittir. Unutmayın yılan eninde sonunda kendisine uzanan eli de sokar. Teröristin yeri sokaklar değil döktükleri kanın hesabını verecekleri mahkemeler ve hapishanelerdir. Komşularımızdan başlayarak tüm ülkelerde hiçbir ayrım yapmadan terör örgütlerine karşı gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz. Türkiye olarak Ege ve Akdeniz’in ne insan kanıyla, ne gözyaşıyla, ne de husumetlerle kirletilmesini asla tasvip etmiyoruz. Tüm kalbimizle barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Kendi vatanımızla birlikte bölgemizde istikrar ve güven istiyoruz. Anlaşmazlıklarımızı uluslararası hukuk temelinde hakkaniyete uygun bir biçimde diyalogla çözmek istiyoruz. Şimdiye kadar hep şunu savunduk; biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Milletimizin ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin mavi vatandaki çıkarlarını sonuna kadar savunmaktan asla çekinmeyiz.  Bu anlayışla bir taraftan diplomasiyi öne çıkarırken bir taraftan da 'denizlere hakim olan cihana hakim olur' diyen Barbaros Hayrettin Paşa’nın izinden giderek, savunma sanayimizi güçlendiriyoruz. Denizcilik, savunma sanayinde en çok projeye sahip olduğumuz ve mesafe kat ettiğimiz alanların başında geliyor.Ülkemiz halihazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülkeden biridir. Geçtiğimiz günlerde havadan incelediğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimizin inşası süratle devam ediyor.Milli savaş gemilerimizi, sismik araştırma gemilerimizi, istihbarat gemilerimizi, sahil güvenlik gemilerimizi, botlarımızı biz kendimiz üretebiliyoruz. Hamdolsun bu projelerde yüzde 70'e varan yerlilik oranına ulaştık. Birileri İzmir’in Yunan’dan kurtuluş gününü Osmanlıya hakaret günü haline getirirken biz ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Birileri Sultan Abdülhamid Han’a aleni düşmanlıkla siyasi prim peşinde koşarken biz atalarımızın tamamına hürmet gösteriyor, hepsini bağrımıza basıyoruz. Birileri Batı'ya öykünüp kendi ecdadına küfrederken biz hiçbir komplekse kapılmadan tüm değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bundan sonra aynı hassasiyetle de yolumuza devam edeceğiz. Zulmü alkışlamayacak, zalimi sevmeyecek, gelenin keyfi için geçmişimize sövenlerden olmayacağız. Hele hele üç buçuk soysuzun ardında asla zağarlık yapmayacağız; zağarlık, köpeklik yapmayacağız YUNANİSTAN'I KIŞKIRTARAK ÜZERİMİZE SALANLARIN NİYETİNİ GAYET İYİ BİLİYORUZ Yunanistan'ı kışkırtarak üzerimize salanların niyetini gayet iyi biliyoruz. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken hedeflerimizden sapmayacak, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Karası, denizi ve havasıyla ülkemiz savunmasından taviz vermeyecek; ama vaktimizi, enerjimizi, dikkatimizi dağıtmaya yönelik kirli senaryolara da pabuç bırakmayacağız. Bir yandan hadsizlere haddini bildirirken hedeflerimizden kesinlikle sapmayacak, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Batı Trakya ve Adalar'a yığılan silahlar bizim için bir anlam ifade etmez. Çünkü bizim gücümüz ve imkanlarımız bunların çok ötesindedir ama bu durumun söz konusu ülke için gizli bir işgal anlamına geldiğini de hatırlatmak isteriz. Netice itibarıyla o topraklarda yüzlerce yıllık emeğimiz ve halen yaşayan çok sayıda soydaşımız, dindaşımız var. Bunlar adına yaşanan gelişmelerden üzüntü duymakta vazifemizdir. Batı Trakya’da herhangi bir derneğin ya da okulun adında 'Türk' ifadesinin geçmesinden rahatsızlık duyan Yunanistan’a, Başbakanına, Cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz; kendinize gelin.Amerika'dan, Avrupa'dan gelen destekler zannediyor musunuz sizi kurtarır? Kurtarmaz. Sadece patinaj yaparsınız, başka bir işe yaramaz. PEK ÇOK ÜLKE 40- 50 YILIN EN YÜKSEK ENFLASYONUYLA MÜCADELE EDİYOR Dünya terörden çatışmalara, gıdadan kuraklığa, yükselen İslam ve yabancı düşmanlığından iklim değişikliğine kadar çok ciddi krizlerle boğuşuyor.Nereye baksak, yüzümüzü nereye çevirsek adeta bir ateş çemberiyle karşılaşıyoruz. Salgının sağlıkla ilgili boyutu geride kalırken, küresel ekonomide yol açtığı tahribat giderek daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Daha salgının ekonomik bilançosu tam ortaya çıkmadan Rusya-Ukrayna kriziyle her şey daha girift bir hal almıştır. Nitekim Amerika'dan Avrupa'ya pek çok ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu ülkelerde yaşayan herkes yüzde 8, yüzde 9 oranında açıklanan rakamlarla gerçek enflasyon oranları arasındaki devasa farkı gayet iyi biliyor. Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, gıdadan enerjiye kadar farklı alanlarda hissedilmeye başlandı. Kimileri artık rafları boşaltıyor, kimileri personelini çıkartıyor ve bu süreç böyle devam ediyor.
 Kış yaklaştıkça Batı dünyasını korku sardı. Hatta birileri de 'Eğer Turizm olarak bir yere gidecekseniz Antalya'ya gidin' diye tavsiyelerde bulunuyor. Batılı liderler hemen her gün yaptıkları açıklamalarla halklarını oldukça zor geçeceği anlaşılan kış şartlarına hazırlamaya çalışıyor. Tüm bu can yakıcı hakikatlere rağmen jeopolitik hesaplar nedeniyle barışa giden yol maalesef bir türlü açılmıyor. Türkiye, savaşı sona erdirmek için samimiyetle çalışan, bu uğurda çaba harcayan yegane ülke durumundadır. Gerek savaşan ülkelerin görüşme masasında bir araya getirilmesi gerek tahıl koridorunun açılması gerekse esir takasında sergilediğimiz diplomatik başarı bunun en açık örneğidir. Kimsenin dolduruşuna gelmeden kendi önceliklerimiz ve milletimizin çıkarları çerçevesinde adımlarımızı belirliyoruz. Savaşın ilk günlerinde bu politikamız sebebiyle bizi hata yapmakla suçlayanlar kendi haklılığımızı teyit ediyor. Dışarıdan aldığı talimatlarla bizim dengeli tavrımızı eleştirenler şimdi bizi takdir etmek mecburiyetinde kalıyor. BU SIKINTILI SÜREÇTE DE VATANDAŞIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEMEKTE KARARLIYIZ Türkiye, küresel ekonomik krizin menfi yansımalarını da başarıyla yönetmektedir. Diğer ülkeler enflasyonun yanında durgunluk, işsizlik tehdidiyle cebelleşirken bizim istihdam oranlarımız artıyor. Yılbaşından sonra ekonomideki rakamları, istikrarı, ekonomideki güçlenerek yürümeyi hep birlikte göreceğiz. Sanayi üretiminde, tarımda, turizmde salgın öncesi dönemleri yakaladık, hatta kimi alanlarda geçtik. Sosyal yardım şemsiyemizi genişleterek, tüm kesimlere destek olarak, gençlerimize sağladığımız imkanları arttırarak milletimize sahip çıkıyoruz. Bu sıkıntılı süreçte de vatandaşımızı enflasyona ezdirmemekte kararlıyız.  KAMPANYAMIZ REKOR BAŞVURU SAYISI İLE ÇOK BÜYÜK TEVECCÜH GÖRDÜ Benden dinledikleriniz sizde kalmasın. Bunu gittiğiniz her yerde anlatmalısınız. Anlatacağız. Hayat nasıl boşluk kabul etmezse siyasette de ihmale, gevşemeye, rehavete yer yoktur. Bizim bıraktığımız her boşluğun karşımızdakiler tarafından yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, hezeyanla doldurulması mukadderdir. Bunun için atalarımız ‘Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşır’ demişlerdir. Siyaset arenasında iş yapanların eser ve hizmet üretenlerin, kalbi ülkesi ve milleti için çarpanların herkesten daha cesur, daha gayretli olması gerekiyor. 2023’e yaklaştıkça tek sermayeleri yalan ve iftira olan muhalefet kanadının farklı yollara tevessül olacağı anlaşılıyor. Bizimle hizmette, eserde, projede yarışamayanlar çareyi projelerimize kara çalmakta arıyorlar. Bunun son örneğini sosyal konut projesinde gördük. Biz artan kira ve konut fiyatlarını dengelemek, milletimizin konut ihtiyacını gidermek için tarihi nitelikte bir adım attık. İlk Evim İş Yerim projemizle milletimizin karşısına çıktık. Muhalefet bizim 1 milyon 170 bin konutumuzu görmemezlikten gelerek inşa edeceğimiz bu yeni konutlara çamur atıyor. Biz inşa etmişiz. Gençlerimize, emeklilerimize, engellilere, şehit ve gazi yakınlarına özel kontenjanlar ayırdığımız bu kampanyamız rekor başvuru sayısı ile çok büyük teveccüh gördü. Daha düne kadar konut kıtlığından, kiraların yüksekliğinden dem vuranlar siz ne yaptınız? Ne yaptığınızı bir söyleyin. 14 tane büyükşehir belediyeniz var, ne yaptınız? Ben de belediye başkanlığı yaptım. İstanbul’da KİPTAŞ’ı kurarak önce KİPTAŞ’la süratle konutlar inşa etmek süratiyle vatandaşlarımızı konut sahibi yaptım. Siz ne yaptınız? Yapamazsınız. Yapacağınız bir şey de yok. Sadece iftira, yalan, dolan. Başka bir şey yok. Önüne arkasına bakmadan kampanyayı kötüleme yarışına girdiler. Türlü bahanelerle projeye çamur atmaya kalktılar.Basiretsizliklerini, çapsızlıklarını, millete ve memlekete dair hiçbir dertleri olmadığını ikrar eden pek çok skandal beyana imza attılar. CHP ve şürekası ne hizmet ederler ne de hizmet edene izin verirler. Erdoğan'ın "2023'te müjdeyi vereyim rekor bir oyla Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Allah'ın izniyle göğüsleyeceğiz" sözleri salonda uzun süre ayakta alkışlandı 2023'TE REKOR BİR OYLA CUMHURBAŞKANLIĞI VE MECLİS SEÇİMLERİNİ ALLAH'IN İZNİYLE GÖĞÜSLEYECEĞİZ Sadece son 2 haftada yaşananlar bizimle 6’lı masa arasındaki vizyon ve ufuk farkını göstermeye yeterli. Bu dönemde Türkiye'nin en büyük şansı AK Parti ve Cumhur İttifakı varken en büyük talihsizliği de bu takoz muhalefetidir. İnşallah 2023 seçimleri ülkemizdeki pek çok dönüm noktasıyla birlikte takoz siyasetinin de çöp sepetine atıldığı bir milat olacaktır. Milletime sesleniyorum; bunun için bize ve AK Parti’nin illerdeki sancak beyleri olan il başkanlarımıza önemli görevler düşüyor. Şu 3 şeyi yapmaktan asla bıkmayacak, asla geri durmayacağız. Birincisi, geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıdır. İkincisi; gencinden yaşlısına her kesimden insanımızın hayatına dokunan eser ve hizmetlerimizdir. üçüncüsü; muhalefet sadece lafla vakit öldürürken 2023 vizyonuyla ülkemizin geleceğine dair hayali, programı, projesi olan tek siyasi hareket olduğumuzu anlatmamızdır. Bunları milletimize her fırsatta anlattığımızda ve onların gönül dünyalarına girdiğimizde 2023’te, müjdeyi vereyim; rekor bir oyla Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini Allah’ın izniyle göğüsleyebiliriz. Ben inanıyorum, inandığımıza göre bu işi Allah'ın izniyle başaracağız. Şayet bizde muhalefetin hep yapageldiği, bugün de tekrarladığı gibi oturduğumuz yerden ahkam keserek siyaset yapmaya kalkarsak onların akıbetine uğramaktan kurtulamayız. Bu kadro bu işi başarır. Ben size inanıyorum. Ve inandığımız bu yolda kararlı bir şekilde yola devam edeceğiz. Zira biz milletten kopuk değiliz. Ama unutmayın; milletten kopuk siyaset, milletten kopuk siyasetçi, milletten kopuk yönetici olmaz, olamaz.Hep söylediğim gibi; AK Parti'yi kuran da, iktidara getiren de 2023'te tekrar iktidar sorumluluğunu verecek olan da milletimizdir.

1 yıl önce

6’lı masadan Sedat Peker’e! İşte CHP’nin fonladığı Milli Gazete’ye ‘Süleyman Soylu istifasını sundu’ dedirttiren süreç…

Son yıllarda CHP kontrolüne girdikten sonra yayın çizgisini değiştiren Milli Gazete, CHP, Fetö ve firari uyuşturucu mafyası Sedat Peker‘in basın bülteni haline dönüştü. Muhafazakâr ve demokrat bir çizgide yayın hayatına 197 yılında başlayan Milli Gazete, Necmettin Erbakan’ın vefatından sonra Temel Karamollaoğlu’nun Saadet Partisi’nin başına geçmesiyle birlikte Cumhuriyet gazetesinden farksız hale geldi. CHP TARAFINDAN FONLANIYOR Milli Gazete’nin İBB Kültür A.Ş.’den baskı işleri için tam 11 milyon 745 bin TL’lik bir ihale aldığı ortaya çıktı. İBB’nin, Saadet Partisi’ne yakın Milli Gazete’ye verdiği bu desteğin, CHP’ye yakın medya organlarına verdiği desteği geride bırakması ise dikkat çekti. Ekrem İmamoğlu daha önce gazeteyi ziyaret etmiş ve kendisine  ”Makamın yükseldikçe boynun bükülsün” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edilmişti. İHALE SONRASI TARİHİ YALAKALIK İBB’den aldığı ihale sonrası CHP’ye tapmaya başlayan Milli Gazete’nin Erbakan için atmadığı başlıkları Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu için atması ise dikkatlerden kaçmadı. SEDAT PEKER’DEN FON MU ALDI? Son aylarda ise firari uyuşturucu mafyası Sedat Peker’i yere göğe sığdıramayan Milli Gazete’nin uyuşturucu mafyasından fon alıp almadığı merak konusu oldu. Firari uyuşturucu mafyasının videolarıyla ve tweetleriyle hedef aldığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa ettiği yalanını servis eden Mili Gazete’nin peş peşe attığı Süleyman Soylu tweetleri de dikkatlerden kaçmadı.

1 2 ... 1275 1276 1277 1278 1279 1280 1281 ... 2659 2660