05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Avrupa tutuştu! Almanya Başbakanı Scholz: Moskova'dan acilen gerilimi düşürme sinyallerini bekliyoruz

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 2 günlük Kiev ve Moskova ziyareti öncesinde sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Bölgede tansiyonun düşürülmesi çağrısı yapan Scholz, "Ukrayna yolunda. Bugün Kiev'de, yarın da Moskova'da. Ukrayna sınırında devam eden oldukça ciddi durumla ilgili görüşmelerimize devam edeceğim. Kiev'de, Ukrayna'ya devam eden dayanışmamızı ve desteğimizi ifade etmek benim adıma önemlidir. Moskova'dan acilen gerilimi düşürme sinyallerini bekliyoruz. Daha fazla askeri saldırganlığın Rusya için çok ciddi sonuçları olacaktır. Bu konuda müttefiklerimize kesinlikle katılıyorum. Avrupa'da barış için çok ama çok ciddi bir tehdide tanık oluyoruz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ: Milleti burada aldatmaya, kandırmaya gerek yok, Cumhur İttifakı karşısında 6 + 8 siyasi parti bir aradalar

Geçtiğimiz günlerde 6 siyasi parti genel başkanı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun davetiyle Ankara'da bir araya gelmişti. HDP'nin yer almadığı davet sonrası HDP'li isimlerden tepkiler geldi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, HDP'yi yok saymıyoruz' şeklinde bir açıklama yaptı. AK Parti Genel Başkanı Hamza Dağ, 6 siyasi parti genel başkanının bir araya geldiği toplantıyı ve sonrasında yaşananları değerlendirdi. "AÇIKLAMALARIN HEPSİ PLANLI PROGRAMLI YAPILAN İŞLER HDP'nin toplantıya katılmamasının farklı bir amacı olduğunu ifade eden Hamza Dağ,"HDP'nin bu toplantıya katılmaması sonrasında yaptığı açıklamalar, CHP Genel Başkanının yaptığı açıklamaların hepsi planlı programlı yapılan işler. Milleti burada aldatmaya, halkımızı kandırmaya gerek yok. Cumhur İttifakı karşısında 6 + 8 siyasi parti bir aradalar. Zaman zaman ortak görüntü vermemek üzere böyle toplantılar gerçekleştiriyor olsalar da HDP, bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor olsa da bunların hiç birinin kıymet-i harbiyesi yok. Ortada bir toplum mühendisliği devam ediyor. Bugüne kadar hep Recep Tayyip Erdoğan karşısında, AK Parti karşısında bir toplum mühendisliği yaptılar muvaffak olamadılar. 6 siyasi partinin terörle ilgili, ve HDP' nin terörle bağlantısıyla alakalı bir ifadesini olmadığını kaydetti. Dağ, "Siz bunların AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na, Recep Tayyip Erdoğan'a yapmış oldukları eleştirilerin 10'da birini, 100'de birini, çok ufakçasını HDP'ye karşı ve HDP ile beraber olan siyasi partilere karşı yaptıklarını gördünüz mü"" değerlendirmesinde bulundu. "HDP İLE YAN YANA GÖRÜNMEMEK İÇİN BÖYLE KAÇAK KÖÇEK BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYOR MUHALEFET PARTİLERİ" Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin seçimler öncesi ittifakı halkla paylaşmayı zorunlu kıldığını hatırlatan Dağ, "Cumhurbaşkanı Hükümet sisteminde, seçimden önce nasıl bir ittifak oluşturacağınızı halka göstermeniz gerekiyor. Burada HDP ile yan yana olmamak için veya HDP ile yan yana görünmemek için böyle kaçak köçek bir şeyler yapmaya çalışıyor muhalefet partileri. Biz hem 2023 seçimlerinde hem 2023 seçimlerinden sonra Cumhur İttifakı olarak bu ülkeye nasıl ve ne şekilde hizmet edeceğimizi, bu ülkenin her bölgesinde ve küresel noktada neler yapmamız gerektiğini iyi biliyor, buna göre yol alıyoruz" ifadelerini kullandı. Muhalefetin siyasi tutumunu eleştiren Dağ şunları söyledi; "14 siyasi partinin en basit konuda bile ittifak sağlayamadığı bir noktada bu aradaki farklılığı milletimizi takdirine bırakıyoruz. Masaya oturma düzeninde dahi anlaşamayanların ülkenin çok kolay çözülebilecek işleri noktasında bir sorun masaya geldiğinde buna nasıl çözüm bulacaklar. Bu milletimizin takdirindedir. Biz milletimizi biliyoruz vatandaşlarımızın ne istediğini, ne arzuladığını biliyoruz. Buna göre yol almaya devam edeceğiz. Tek hedefleri 'Recep Tayyip Erdoğan olmasın' şeklindeki 14 siyasi partinin bu ülkeye katabileceği hiçbir şey olmadığını biliyoruz. Milletimiz bunu görüyor. Biz de kendi gündemimizi oluşturarak milletimizin gündemi ile bu gündemi tamamen ortak noktada sürdürerek yolumuza devam edeceğiz"

2 yıl önce

İngiliz gazetesi The Sun, Adnan Oktar suç örgütünün iç yüzünü yazdı

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik operasyon kapsamında örgütün elebaşı Oktar, "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "nitelikli cinsel istismar", "eziyet" gibi çeşitli suçlardan 1075 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İngiliz basını, söz konusu suç örgütünün kirli yüzünü yeniden gözler önüne seren bir habere imza attı. OKTAR ÖRGÜTÜNDE GERÇEKTE YAŞANANLAR Sun gazetesinde "Adnan Oktar'ın acımasız seks tarikatı" şeklinde aktarılan haberde, bir dönem örgütte yer alan kişilerin ifadelerine yer verildi. Örgütten kaçarak Kanada'da yeni bir hayata başlamasının 8 yıl aldığını belirten Seda Işıldar, arkadaşının onu Oktar ve grubuyla tanıştırdığında henüz ortaokul öğrencisi olduğunu söyledi. "ZEHİRLİ BİR İLİŞKİ" Işıldar, "Sana özel olduğunu söylüyorlar. Topluluğun geri kalanından farklı olduğunu belirtiliyorlar. 15 yaşındasın. Sen o grubun bir parçasısın ve seni izole ediyorlar. Zehirli bir ilişki gibi." dedi. Örgütün gerçek yüzünü anlatan Işıldar, Oktar'ın, kendisine cinsel tacizde bulunana kadar, "parçası olmaktan heyecan duyduğu modern bir İslam versiyonunu temsil ettiğine" inandığını kaydetti. "ADNAN OKTAR'LA EVLENMEYE ZORLANDIM" 50 yaşındaki Işıldar, Adnan Oktar'ın 30'lu yaşlarda olduğu dönemde onunla evlenmeye zorlandığını ifade etti. 20 yaşında genel anestezi olmadan burun estetiği yaptırmak zorunda kaldığını dile getiren Işıldar, yaşadığı acının duygusaldan fiziksele dönüştüğünü aktardı. "BURNUMA KAÇ KEZ VURDUKLARINI SAYIYORDUM" Yüzüne vurdukları çekici hala hatırladığını söyleyen Seda Işıldar, "Korkunçtu. Çekiç ve keskiyi burnuma kaç kez vurduklarını sayıyordum." diye konuştu. Ceylan Özgül de söz konusu örgüte katıldığında 24 yaşında olduğunu söyledi. Özgül, "Onun dünyasında kapana kısılmış olmak, yavaş ve kademeli bir evrim." ifadesini kullandı. "OKTAR'LA İLGİLİ AKILLARDA KALAN TEK GÖRÜNTÜ..." Oktar'ın insanların gözündeki imajını tanımlayan Özgül, "Adnan Oktar'la ilgili akıllarda kalan tek görüntü, bikinili ya da açık giyinen ve dans eden kızlardı." dedi.

2 yıl önce

New York Times: Müslümanlar Fransa'yı sessizce terk ediyor

Amerikan NYT gazetesinde "Müslümanların Fransa'yı sessizce terk edişi" başlığıyla yayımlanan özel haberde, ülkede yaklaşan cumhurbaşkanı seçimi kampanyalarında ağırlıklı olarak göç tartışmaları ele alınırken Fransa'yı terk eden Müslümanların sayısının gün geçtikçe arttığı, bunun derin bir krize işaret ettiği vurgulandı. Haberde, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un en yakın 3 rakibinin seçim kampanyalarında daha çok "göç karşıtlığını" vurguladığına ancak Fransa'nın son yıllarda birçok Avrupa ülkesinden daha az göç aldığına dikkat çekildi. Fransa'nın dinamizm ve fırsat arayışında olan son derece kalifiye profesyonelleri kaybettiği belirtilen haberde, araştırmacılara göre bunlar arasında ayrımcılığı sebep olarak gösteren çok sayıda Müslüman Fransız'ın da bulunduğunun altı çizilerek, "Bu kişiler güvenliklerini, ait olmama duygusunu sürekli sorguluyor ve kendilerine yönelik önyargı engelinin varlığı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda hissediyor." ifadelerine yer verildi. Haberde, ülkedeki siyasetçilerin ve basının bu gidişi görmezden geldiği vurgulanarak bu durumun, Fransa'nın azınlıklarının en kalifiye mensuplarına bile sosyal basamak atlatmakta ve entegre örnekleri olarak sunmaktaki başarısızlığını gösterdiği belirtildi. Fransa'dan ayrılmış 900 Müslüman'la anket yapan, Lille Üniversitesinden Profesör Olivier Esteves'in "Bu kişiler Kanada, İngiltere gibi ülkelerin ekonomilerine katkı sağlayacak, Fransa kendi ayağına sıkıyor." değerlendirmesine yer verilen haberde, ülke nüfusunun yüzde 10'unu oluşturan Müslümanların, merkez sağın adayı Valerie Pecresse tarafından "Fransa olmayan bölgeler" gibi ifadeler aracılığıyla suç ve diğer sosyal sorunlarla ilişkilendirildiğine işaret edildi. 2015 SALDIRILARININ ARDINDAN AYRILDILAR Haberde, ABD'nin Philadelphia eyaletinde yaşayan Fransız vatandaşı Sabri Louatah'ın, Fransa'da 2015 yılında düzenlenen ve 130 kişinin öldüğü terör saldırıları sonrası bir gün sokakta üzerine tükürülmesi ve "pis Arap" olarak çağrılmasının ardından ülkeyi terk ettiğine dikkat çekildi. Louatah'ın "Ayrılmamın nedeni 2015 saldırılarıydı. ABD'nin doğu kıyısında büyük demokrat bir şehirde yaşıyorsan Paris'ten daha sakin bir hayatın var. Orada (Fransa) kaynayan bir kazandasın." ifadelerinin yer aldığı haberde, seçimleri dışardan izleyen Louatah gibi, Fransız Müslümanların seçimlerin gidişatı nedeniyle korkuya kapıldıkları vurgulandı. Haberde, Paris'in banliyölerinde, göçmen bir anne babanın çocuğu olarak dünya gelen ve büyüyen Amar Mekrous'un da 2015 saldırıları sonrası eşi ve 3 çocuğuyla İngiltere'nin Leicester kentine taşındığı örneği paylaşıldı. Mekrous'un yanı sıra Brexit'ten önce İngiltere'ye gelen Müslüman Fransızlar arasında genç ailelerin ve Fransa'da başörtüsü sorunu nedeniyle iş bulamayan bekar annelerin çoğunlukta olduğu tespitinin aktarıldığı haberde, Fransa, Belçika ve Hollanda'dan üniversiteler ile Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezinden araştırmacıların yürüttüğü çalışmalara da değinildi. Bu araştırmaların ülkeyi terk eden genç Müslüman Fransızların çoğunun "oyunu kurallarına göre oynadıkları, kendilerine söylenen her şeyi yaptıkları halde temenni ettikleri hayata ulaşamadıkları", bu nedenle hayal kırıklığına uğradıklarına vurgu yapıldı. Haberde, Avrupa hukuku ve proje yönetimi alanında öğrenim görmesine rağmen Fransa'da iş bulamayan 31 yaşındaki Myriam Grubo'nun örneği paylaşılarak, önce Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde Cenevre'de ardından Senegal'de Pasteur Enstitüsünde çalıştıktan sonra ülkesine dönen genç kadının yeniden yurt dışında iş aradığı bilgisi paylaşıldı. MÜSLÜMAN ESKİ BAKAN DA FRANSA'YI TERK ETTİ Eski Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy döneminde İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı olan Senegal asıllı Müslüman Rama Yade'nin de 2017'de cumhurbaşkanı aday kampanyasının başarısız olmasının ardından ülkeden ayrıldığına dikkat çekilen haberde, 45 yaşındaki Yade'nin partisi merkez sağ Cumhuriyetçileri de "Fransız kimliğinin hayali bir versiyonunu dışındaki her şeye düşmanca" tavır aldığı için terk ettiğinin altı çizildi. Öte yandan haberde, Fransa'da İnsan Hakları Ulusal Danışma Konseyine yapılan şikayetlere göre, 2020'de Müslüman karşıtı eylemlerin bir önceki yıla göre yüzde 52 arttığı bilgisi de yer aldı. Ülkede, 2017'de yapılan bir kamu araştırması Arap ya da siyahi Fransız erkeklerin polisler tarafından 20 kat daha fazla kimlik sorgusuna maruz kaldığını, Kasım 2021'de yayımlanan bir hükümet raporu da "Arap" adı taşıyan adayların iş mülakatlarına çağrılma ihtimalinin yüzde 31 daha düşük olduğunu ortaya koydu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan KDV indirimi sonrası zam yapan fırsatçılara sert tepki: Şiddetli cezalar uygulayacağız

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları şöyle: Türkiye ve BAE ilişkisi ilişkiler için gerekli adımları atmayı hedefliyoruz. Gerçekleştireceğimiz temaslarla bölgesel ve uluslararası ilişkileri de ayrıntılar ele alacağız. 8 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizle önce gelen ülkeler arasında yer alıyor. İlişkilerimizde yeni bir dönemi başlattık. Emine Erdoğan’ın sağlık durumu nasıl? Eşim bu zişyarette benimle beraber olamayacak. Henüz kendisi pozitif. Şu anda eşim tedavisine devam ediyor. Hamd olsun hafif bir şekilde geçiriyor. Umarım kısa sürede bu süreci atlatır. Marketlerin KDV indirimden sonra hafta sonu fiyat artışları olduğu iddiaları Bizim attığımız adımlara karşı ters adımlar atanlara şiddetli cezalar vereceğiz. Vatandaşlarımızı ezdirmeyeceğiz.

2 yıl önce

ABD eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges: Bölgenin anahtarı Türkiye'nin elinde

ABD eski Kara Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges CNN TÜRK'e açıklamalarda bulundu. Rusya'nın 2 hafta içerisinde Ukrayna'ya yönelik askeri harekat başlatacağını belirten Hodges, "Büyük çaplı bir saldırı olacağını sanmıyorum. Karadeniz ve Azak Denizi'ne çıkartma olacağını tahmin ediyorum" dedi. ABD'nin Türkiye ile daha yakın çalışması gerektiğini belirten Hodges, "Bölgenin anahtarı Türkiye. Karadeniz'deki gücü, Boğazlar üzerindeki gücü, bölgedeki herkesle ilişkisi ile bence Türkiye şu ana kadar çok yardımcı oldu" dedi. ABD'nin terör örgütü YPG'ye destek vermesinin hata olduğunu ifade eden Hodges, şu ifadeleri kullandı; "Stratejik düşünüp Türkiye'nin haritada nerede bulunduğunu göz önünde tutmuyoruz. Bence YPG'ye silah vermek yanlıştı. Bu taktiksel açıdan işimize geldi. Ancak stratejik bir ilişkiyi zedeledi." Türkiye'nin önümüzdeki aylarda kritik bir rol üstlenebileceğinin altını çizen Hodges, sözlerine şöyle devam etti: NATO'nun en ileri askeri komutanlığını Türk askerler yönetiyor. Bence birçok kişi bunun farkında değil. Türkiye kendi bilgi kampanyasını başlatmalı Türkiye'nin yaptığı işlere bakın kritik bir rol oynuyoruz demeli. Böylece birçok kişiyi bilgilendirebilir. Kongre delegasyonları Türkiye'ye davet edilmeli. İnsanlar Türkiye'nin önemini görmeli. Bence Türkiye önümüzdeki aylarda kritik bir rol oynayabilir.

2 yıl önce

Asırlardır yapılan ‘sade gözleme’yi yeni çıktı sandı! Kılıçdaroğlu’nun danışmanının ‘boş gözleme’ çuvallaması…

Ekonomik sıkıntıları bahane ederek halkı sokağa çekmek isteyen muhalefetin ve muhalefet partileri belediyelerince fonlanan trollerin halkı galeyana getirmek için kullandığı görsel ve videoların tamamına yakını uydurma çıkıyor. BOŞ GÖZLEME ÇUVALLAMASI Halktan kopuk olan ve Anadolu’nun adet ve kültüründen uzak olan CHP’li isimlerin de bugün sıkça paylaştığı ‘boş gözleme’ görseli çok ses getirdi. Anadolu’nun pek çok şehrinde asırlardır yapılan ve lezzetle yenen ‘sade gözleme‘den habersiz olan pek çok muhalif hesap “İnsanlar artık gözlemenin içine peynir koyamıyor” algısını oluşturmaya çalıştı. KILIÇDAROĞLU’NUN DANIŞMANI PAYLAŞTI CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir tarafından paylaşılan görsel kısa sürede sosyal medyada yayıldı. Pek çok muhalif haber sitesi de ‘boş gözleme’ haberi yaptı. VATANDAŞLAR TEPKİ GÖSTERDİ Yıllardır yedikleri bir yemeğin sosyal medyada bir yalana alet edilmesine pek çok sosyal medya kullanıcısı tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun danışmanına “Bu kafayla ülkeyi yönetmeye adaylar, milletten bu kadar kopuk olunmaz” gibi pek çok cevap verildi.

2 yıl önce

FETÖ’nün katalog ablalarından Alparslan Kuytul’un militanlarına! Taktik hiç değişmiyor, tek amaçları mağdur görünmek

Son aylarda sokak provokasyonlarında kadın militanlarını öne süren Furkan Vakfı yapılanması, FETÖ ile aynı taktikleri uygulamaya devam ediyor. Çarşaflı kadınları şehir meydanlarında toplayıp Türkiye Cumhuriyeti aleyhine sloganlar attıran Furkan Vakfı yapılanmasının tek maksadının, sosyal medyada algı yönetimi yapmak için malzeme toplamak olduğu ortaya çıktı. ÖNCE DUA, SONRA POLİSE KÜFÜR Otobüslerle şehir merkezlerindeki eylem yapılacak noktaya taşınan Furkan Vakfı yapılanmasının kadın militanları, izinsiz gösterilerine önce dua ederek başlıyor. Valilik ya da kaymakamlıktan izin alma gereği duymayan militanlar, polisi karşılarında bulduklarında ise kendilerini gözaltına aldırmak için her türlü girişimi yapıyor. Polislerin ailelerine ve devlet büyüklerine küfürler eden Furkan Vakfı yapılanmasının kadın militanları, gözaltı başladığı zaman ise cep telefonlarına sarılıyor. Alınan görüntüler hemen WhatsApp gruplarına atılarak FETÖ medyasına ulaştırılıyor. https://twitter.com/boldmedya/status/1492471750340358153?s=21 TEK DERTLERİ GÖRÜNTÜ VERMEK Polis müdahalesi esnasında polise direnerek kendilerini yere atan Furkan militanlarının başında toplanan kadın militanlar ise en iyi görüntüyü yakalamak için birbirleriyle yarışıyor. Hepsinin elinde cep telefonu bulunan ve çekim yapan kadın militanların, görüntü alırken “polis kendilerine şiddet uyguluyormuş gibi” çığlık atmaları da dikkatlerden kaçmadı. FETÖ İLE AYNI TAKTİK Türkiye’de güvenlik güçlerinin başörtülü kadınlara kötü muamele yaptığı algısını oluşturmak isteyen Furkan Vakfı yapılanmasının başarısız olan bu taktiğini FETÖ de uzun yıllardır uyguluyor. Tutuklanan FETÖ’cü teröristler ve kapatılan FETÖ medyası için yapılan korsan eylemlerde kadınlar hep ön saflarda olmuştu.

1 2 ... 1827 1828 1829 1830 1831 1832 1833 ... 2659 2660