05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Geleceğin Mustafa Sarıgül’ü yetişiyor! CHP’nin şovmen milletvekili Ali Mahir Başarır’ın muhteşem performansı…

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, geçtiğimiz aylarda, kardeşini torpille Tarsus Belediyesi’nde işe aldırdığı ortaya çıkınca zor durumda kalmıştı. CHP içinde son dönemde TV programlarında ve sosyal medyada ateşli ve heyecanlı tavırlarıyla dikkat çeken Başarır, pek çok iddiası yetkili makamlar tarafından belgelerle yalanlandığı halde yalanı savunmadaki becerisi ile takdir topluyor.   MAFYANIN AVUKATLIĞINI YAPIYOR CHP’nin ağır toplarından eski Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Ali Mahir Başarır’ın “mafya avukatı” olduğunu iddia etmişti. Ali Mahir Başarır’ın hangi mafya babasına avukatlık yaptığı ise hala gizemini koruyor. Bir dönem CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın avukatlığını da yapan Başarır’ın 2018 yılında CHP Mersin il başkanlığı seçimleri sürecinde bazı CHP’lilere hakaret ve iftira içerikli paylaşımı gündeme bomba gibi düşmüştü. CHP’LİLERE “ZEHİR TACİRİ” DEDİ CHP Mersin il Başkanlığı seçimleri arifesinde CHP’li isimler için ‘’Zehir Tüccarı’’ ithamında bulunan Başarır’ın kendi deyimiyle ‘yokluk içerisinde’ kurduğu hukuk bürosuyla siyasi mecrada kısa sürede yükselişi Mersin’de hala en çok konuşulan siyasi dedikodular arasında. Macit Özcan döneminde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden yüksek miktarlarda avukatlık ücreti aldığı iddialarıyla konuşulan Başarır’ın, gündemde kalabilmek, prestij elde etmek için siyasi hayatında kişileri ve kurumları karalamayı, tahkir etmeyi kendisine yol edindiği Mersin yerel basınında sıkça gündem olmuştu. BABASI DEV-SOL HÜKÜMLÜSÜ Babası eski bir Dev-Sol hükümlüsü olan Ali Mahir Başarır’ın, bugün siyasi yelpazede önüne gelen herkese ağır ithamlarda bulunması, akıllara Fikri Sağlar ile girdiği tartışmayı getirdi. CHP içinde bile kendi adayını seçtirmek için kendi partililerini uyuşturucu kaçakçılığı ve ihale yolsuzluğu ile suçlayan Başarır’ın hangi mafyaya avukatlık yaptığı ise kendisine sorulmuş ve şu skandal cevabı vermişti. CHP’Lİ AVUKAT HERKESİ SAVUNUR “Ben avukatım. Mesleğim gereği herkesi savunabilirim. CHP bünyesindeki her avukat, herkesi savunabilir. Çünkü her bireyin savunma hakkı vardır.” PAZAR ŞOVU YAPTI CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin’deki CHP teşkilatlarından ayarlanan partililerle birlikte kurgu videolarına devam ediyor. https://twitter.com/alimahir/status/1493261227782549507?s=21

2 yıl önce

Rehin aldıkları gençlere kadın elbisesi giydiren çete tutuklandı

Bursa’da Yaşar Deniz Ç. ve iki arkadaşı aralarında kız arkadaş meselesi yüzünden husumet bulunan E.M. ve M.Ş. ile buluştu. Taraflar arasında tartışma çıkarken Yaşar Deniz Ç. ve arkadaşları, E.M.'nin ve M.Ş.’nin ellerini ve ayaklarını bağlayıp ağzını bantladı. MERMİYİ YUTTURDULAR KADIN ELBİSESİ GİYDİRDİLER Yaşar Deniz Ç. ve arkadaşları yere yatırdıkları E.M.'yi önce tekme ve yumruklarla dövdü. Daha sonra Yaşar Deniz Ç. belinden çıkardığı tabancayı E.M.'nin ve M.Ş.’nin ağzına sokup tehdit etti. Tehdit sonrası Yaşar Deniz Ç., tabancanın şarjöründen çıkardığı mermiyi de M.Ş.’ye yutturdu. Yaşananların ardından şüpheliler, kıyafetlerini çıkardıkları M.Ş.'ye kadın elbisesi giydirdi. Zanlılar, E.M.'ye ve M.Ş.’ye sabaha kadar yapılan işkence anlarını cep telefonu kamerasıyla da anbean kaydetti. 3 KİŞİ TUTUKLANDI Yaptıkları işkenceleri cep telefonuyla kayda alan gruba Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, görüntüleri izledikten 10 dakika sonra operasyon düzenleyerek Yaşar Deniz Ç.’yi ve yanındaki Ebubekir T. ile Gökhan Y.’yi gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen çete üyelerinden 3'ü ve kadın elbisesi giydirilen M.Ş. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Gamze Ü. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

2 yıl önce

Bülent Arınç ölen FETÖ sanığından helallik istedi!

FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz kumpaslarına destek oldn, FETÖ’den atılan KHK’lılara iş verdiğini söyleyip “KHK faciadır” diyen Bülent Arınç, FETÖ’ye finans sağlamak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Nusret Muğla’nın cezaevinde ölmesinin ardından taziye mesajı yayınladı. “Nusret Ağabeyin ardından” başlıklı mesaja “Nusret Ağabey ile lise yıllarımda tanışmıştım” diyerek mesajına başlayan Arınç, Nusret Muğla için “Kendisi gibi pırıl pırıl insanlarla kitap okur, sohbet yapardık. Sonra berberlikten ayrıldı ve küçük bir kavaf dükkanı açtı. Aynı hizmetine orada devam etti; artık Kavaf Nusret Ağabey olmuştu. Sonra ‘Hizmet Hareketi’ olarak bildiği yolda eğitim faaliyetlerine destek olmaya başladı. Kısıtlı imkânlarını bu yolda kullandı” dedi. Muğla’yı iki yıl önce cezaevinde ziyaret ettiğini belirten Arınç, ölen fetö sanığından helallik istedi.Arınç mesajının devamında 15 Temmuz’da eline silah almayan fetö sanıklarının hapise girmesini eleştirdi. ‘KHK FACİADIR’ DEMİŞTİ İki yıl önce Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi görevini yürüten Bülent Arınç, ‘KHK bir faciadır’ demişti. Arınç, ‘Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki. Ben onlara acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum’ ifadesini kullandı. ‘Af çıkmaması lazım. Çünkü işlenmiş bir suç yok’ diyen Arınç, ‘Yeni bir kanuni düzenlemeyle bunlara hakları iade edilebilir’ diye konuşmuştu. FETÖ KUMPASLARINI SAVUNDU Bugün PKK ve FETÖ iltisaklarlarından dolayı ihraç edilenleri savunan Arınç, geçmişte FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslarına destek çıkmış ve “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti. Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’in FETÖ üyeliğinden yargılanmış ve tartışmalı bir şekilde beraat etmişti. https://twitter.com/bulent_arinc/status/1493195623398526979?s=21

2 yıl önce

Türkiye-BAE arasında çeşitli alanlarda 12 anlaşma imzalandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın davetiyle resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) Türkiye-BAE arasında çeşitli alanlarda 12 anlaşma imzalandı. Türkiye ile BAE arasında, Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası, İklim Eylemi Alanında Mutabakat Zaptı, Sanayi ve İleri Teknolojiler Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Kültürel Alanda İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı, Tarımsal İşbirliği Üzerine Mutabakat Zaptı, Kara ve Deniz Taşımacılığı Alanlarında İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Gençlik Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı, “Afet ve Acil Durum Yönetimi” Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı, Meteoroloji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı, Medya ve İletişim Alanlarında İş Birliği Protokolü, Arşiv Alanında İşbirliği Protokolü ve Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması Müzakerelerinin Başlatılmasına İlişkin Ortak Bakanlar Bildirisi imzalandı. Öte yandan Türkiye ve BAE arasında Savunma Sanayii İşbirliği Toplantılarının Başlatılmasına İlişkin Niyet Mektubu’na imza atıldı.

2 yıl önce

Terörist başının Kenya'da paketlenip Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçti

Teröristbaşı Öcalan, 12 Eylül 1980 darbesinden kısa süre önce Türkiye'den ayrılarak Suriye'ye yerleşti. Terör örgütü PKK'nın etki alanını Irak'ın kuzeyine taşımasının ardından yapılan ikinci sözde kongrede Öcalan'ın silahlı talimat eylem talimatının ardından PKK'nın kanlı eylemleri Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde başladı. Türkiye'de yaşayan ve özellikle kırsal kesimdeki Kürt vatandaşları silah ve baskılarla hedef alan terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan vatandaşların haklarını silahla engellemeye çalıştı. Öcalan'ın, "DEP'e (Demokrasi Partisi) oy vermeyenin tavuğunu bile öldürün." sözünün ardından 1987'de Türkiye, PKK'nın katliamlarıyla sarsıldı. Bölücü örgüt PKK mensuplarının masumlara yönelik saldırılarının ardından terör örgütünün elebaşı Öcalan "bebek katili" olarak anılmaya başlandı. Öcalan'ın emriyle düzenlenen kanlı katliamlar 90'lı yıllarda da devam etti. ÖCALAN'IN SIĞINACAK ÜLKE ARAYIŞLARI Öcalan, PKK'nın silahlı ve siyasi faaliyetlerini, 1998 sonbaharına kadar fiilen Suriye'den yürüttü. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Öcalan'ı topraklarında barındırmaması konusunda Şam'a baskı yaptı. Hafız Esed yönetimindeki Suriye'nin PKK'ya desteği ve Türkiye'ye yönelik söylemleri, iki ülke arasında uzun süredir devam eden krizin derinleşmesine neden oldu. İki ülke arasındaki kriz, Türkiye'den yapılan açıklamalarla yeni bir boyut kazandı ve teröristbaşının Türkiye'ye getirilmesi için düğmeye basıldı. Krizin derinleştiği 1998'de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, bazı komşularının Türkiye'nin iyi niyetini ve yakınlığını yanlış değerlendirdiklerini belirterek, "Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir." ifadeleriyle yeni dönemin ilk sinyallerini verdi. Suriye'nin tutumuna Türkiye'nin tepkisi sadece Orgeneral Ateş ile sınırlı kalmadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yaptığı bir konuşmadaki, "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum." sözlerinin ardından Hafız Esed'in kararıyla 9 Ekim 1998'de Öcalan sınır dışı edildi. Terörist Öcalan, önce Yunanistan'a gitti, Atina'nın iltica talebini kabul etmemesi üzerine Rusya'ya sığındı. Moskova ile temasa geçen Ankara, bölücü terör örgütü PKK'nın başındaki ismin teslim edilmesini istedi ama beklediği yanıtı alamadı. Öcalan, Rusya Parlamentosundan sığınma hakkı elde etti ancak diplomatik baskılara dayanamayan Rusya, Öcalan'ı İtalya'ya gönderdi. İtalyan makamları, Türkiye'ye iade edilmeyeceği garantisi vererek PKK elebaşının iltica işlemlerini başlattı ancak sahte pasaport taşımaktan dolayı onu tutukladı. İtalya'da o dönem Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan Franco Carleone, "İtalyan hükümeti, ölüm cezasıyla karşı karşıya olan birini iade edemez" açıklamasıyla Türkiye'nin tepkisini çekti. İtalya'da çıkarıldığı mahkemede, terörist eylemleri dolayısıyla pişmanlık duyduğunu söyleyen Öcalan'a, İtalyan hakimlerce, "Sağlık durumu ve kaçamayacağı yönündeki kanaatler" doğrultusunda ev hapsi verildi. Öcalan'ın burada bir villaya yerleştirilmesi ve iade edilmemesi üzerine Türkiye'de İtalya'ya karşı tepkiler arttı. Bir boykot kampanyasına dönüşen tepki dolayısıyla çok sayıda vatandaş, Ankara'daki büyükelçilik önüne gelerek İtalya'nın tutumunu protesto etti. İtalya'da da barınamayan Öcalan tekrar 16 Ocak 1999'da Rusya'ya gitti. Burada kendisine 10 gün süre tanınan teröristbaşı, 29 Ocak 1999'da özel uçakla tekrar Yunanistan'a geçti. Öcalan, 31 Ocak'ta Hollanda ve Belarus'a gitmek istese de bu ülkelerden iniş izni alamadı. Öcalan, 2 Şubat 1999'da Yunanistan'dan ayrılarak gittiği Kenya'da Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliği rezidansına götürüldü. MİT HAREKETE GEÇTİ Öcalan'ın, Kenya'dan Hollanda'ya gitmek istediğine ilişkin istihbaratın ardından MİT harekete geçti. Bu doğrultuda iş insanı Cavit Çağlar'ın uçağı kiralandı ancak Çağlar'a operasyona ilişkin bilgi verilmedi. Yunanistan'ın Öcalan için ayarladığı uçağa benzemesi için boyanarak kuyruk işareti konulan uçak, hazırlıkların ardından Türkiye'den ayrıldı. Pilotlara Mısır'a gideceği yönünde bilgi verilen uçakta 2 pilot haricinde MİT personeli bulunuyordu. Türkmenistan uçağı şeklinde işlemleri yapılan uçaktaki yolcu bilgilerinde ise "muz tüccarları" ifadesi kullanıldı. Aynı tip ve aynı renk uçağın Hollanda'dan Kenya'ya gidecek olması sebebiyle kiralanan uçak için Mısır ve Uganda'ya gideceği şeklinde rota çizildi. Uçak, muz tüccarı gibi davranan yolcularıyla 10 gün Uganda'da bekledi. "LAZAROS MAVROS"UN TÜRKİYE'DE BİTEN YOLCULUĞU "Lazaros Mavros" adına düzenlenmiş Kıbrıs Rum Kesimi pasaportu taşıyan Öcalan'ın yakalanması için 15 Şubat 1999'da harekete geçildi. Hollanda'dan Öcalan'ı almak için gelen uçak henüz havadayken operasyona giden Türk uçağı, Nairobi Havalimanı'na indi. Bir süredir Yunanistan'ın Nairobi Büyükelçiliğinde kalan Öcalan, Hollanda'ya gidecek uçağa binmek üzere korumalarıyla buradan ayrıldı. Havalimanına giden yol güzergahında görev yapan Kenya polisi, Öcalan'ın bulunduğu aracın geçmesinin ardından yolu kesti. Öcalan'ın konvoyundaki diğer araçların başka yola yönlendirilmesi, operasyon ekibine zaman kazandırdı. Nairobi Havalimanı'na geldiğinde bineceği uçağın, Hollanda'dan kendisi için gönderildiğini zanneden Öcalan'ın Türkiye'ye getirilme yolculuğu uçağa adım atmasıyla başladı. Öcalan'ı getiren konvoy ise havalimanına ancak uçak kalktıktan sonra giriş yapabildi. Teröristbaşı Öcalan, uçağa alınmasının ardından kelepçelendi ve gözleri bağlandı. Uçağın havalanmasının ardından gözleri açılan Öcalan'ın ilk duyduğu söz, "Abdullah Öcalan, memlekete hoş geldin." oldu. Türkiye'ye yönelen uçağın hedefinde Bandırma'daki askeri üs vardı. Sis nedeniyle iniş yapamayan uçak sisin dağılması için beklerken yakıt ikmali gerekliliği doğdu. Bu nedenle uçak, Atatürk Havalimanı'na inerek burada kapılarını açmadan yakıt ikmali yaptı ve daha sonra sis dağılınca tekrar Bandırma'daki üsse doğru hareket etti. Öcalan'ın Suriye'den sınır dışı edilmesiyle başlayan kaçış yolculuğu, 16 Şubat 1999'da sabah 03.00 sularında Bandırma'da sona erdi. ÖCALAN TÜRKİYE'DE Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, başarılı operasyonun ardından sabah saatlerinde Başbakanlık Resmi Konutu'nda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı ve Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile bir araya geldi. Basına da Ecevit'in saat 11.00'de basın toplantısı düzenleyeceği duyurusu yapıldı. Ecevit, beraberindeki MİT Müsteşarı Atasagun ile Başbakanlık Merkez Binası'na geldi. Bakanlar Kurulu salonunda "Değerli gazeteci arkadaşlarım, sizlere ve aziz yurttaşlarıma bir haberim var." ifadeleriyle açıklamasına başlayan Ecevit, "Bu sabaha karşı saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Türkiye'dedir." dedi. Operasyona ilişkin bazı bilgileri de paylaşan Ecevit, operasyonu sadece 10 yetkilinin bildiğini, hiçbir sızma olmadığını söyledi. Operasyonun Genelkurmay ile MİT'in tam bir uyum içinde çalışması sayesinde başarıldığını belirten Ecevit, tebriklerini iletti. TERÖRİST ELEBAŞI ÖCALAN'IN YARGILANMASI Öcalan'ın yargılanmasına 31 Mayıs 1999'da İmralı Adası'nda kurulan özel mahkemede başlandı, dava dokuz duruşmada tamamlandı. Davayı, Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi yürüttü. Türk Ceza Kanunu'nun "vatana ihanet" suçunu düzenleyen 125. Maddesine göre Öcalan hakkında idam cezası verildi. Dönemin DSP-ANAP-MHP hükümetinin kararıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyum yasaları gereği idam cezasının kaldırması üzerine Öcalan hakkındaki idam hükmü, "ağırlaştırılmış müebbet" hapse çevrildi. Mahkemenin gerekçeli kararında, "Öcalan'ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ve içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadınların da bulunduğu binlerce insanın öldürülmüş olması ve ülke genelinde ciddi tehlike oluşturması nedeniyle cezai sorumluluğu azaltan maddelerden yararlanmasının uygun görülmediği" açıklandı.

2 yıl önce

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, HDP’nin terör örgütü gibi yansıtıldığı bu yüzden açıkça görüntü verilmediği imasında bulundu: “HDP’yi terör örgütünden kurtarmalıyız”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine; İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi genel başkanları, Ankara'da çalışma yemeğinde bir araya geldi. HDP YEMEKTE YOK Gizli ittifak ortağı HDP'nin yemekte yer almamasına, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, "Bizi yok sayanları yeri, zamanı geldiğinde biz de yok saymasını iyi biliriz" sözleriyle tepki göstermişti. Kılıçdaroğlu, HDP ile bir sorunlarının bulunmadığını ve görüşmeye açık olduklarını belirterek, "HDP’yi yok saymıyoruz. HDP’yle de görüşüyoruz. İhtiyaç olduğunda yine görüşeceğiz" derken, CHP'den bugün yeni bir açıklama daha geldi. SEBEBİ ERDOĞANMIŞ Karar TV yayınına katılan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, HDP'nin yemekte bulunmamasını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bağladı.

2 yıl önce

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Günde 40-50 bin araç geçecek diye ben niye para harcayayım” dediği, Dolmabahçe-Levazım Tüneli inşaat alanı, harabeye döndü

Önceki dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına başlanan Dolmabahçe-Levazım Tüneli’yle, Taksim, Kabataş ve Kağıthane yönünden gelen araçların; Zincirlikuyu, Levent, Etiler ve Ortaköy yönüne kesintisiz bir şekilde ulaşabilmesi ve 70 dakikalık yolun 5 dakikaya düşürülmesi amaçlanıyordu. İMAMOĞLU DURDURDU Ancak hızlı bir şekilde ilerleyen inşaat çalışmaları, İBB yönetiminin değişmesinin ardından durduruldu. Aradan geçen 3 yılda tünelde hiçbir çalışma yapılmadı. Ekrem İmamoğlu da projeyi durdurmasını, “Günde 40-50 bin araç geçecek diye ben niye para harcayayım?” sözleriyle savunmuştu. KADERİNE TERK EDİLDİ Tünelin inşaat alanı harabeye dönmüş halde. Hafriyat yığınları alanda öylece bırakılmış durumda. Sahadaki beton mikserleri de kullanılamaz vaziyette. İnşaat malzemeleri de yol ortasına bırakılmış. İBB'NİN RAPOR OYUNU Atıl şekilde bekletilen Dolmabahçe-Levazım Tüneli, İBB tarafından İstanbul’un Atılım Yılları (Faaliyet Raporu 2020) kitabında "Tamamlanmış Tünel Projesi" olarak gösterilmişti.

2 yıl önce

Artık yalan söylerken yüzü de kızarmıyor! Ekrem İmamoğlu “Bakırköy’ün sorunlarını çözdük” dedi, Bakırköylüler sert tepki gösterdi…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile birlikte ilçedeki STK’lar ile buluştu. Yaklaşık 21 yıldır CHP tarafından yönetilen Bakırköy için “Kısa sürede Bakırköy’ün yıllarca ihmal edilmiş sorunlarını çözdük. Altyapıyı baştan sona yeniledik” ifadelerini kullanan İmamoğlu’na, Bakırköylü vatandaşlar tepki gösterdi. HANGİ SORUN ÇÖZÜLDÜ? Ekrem İmamoğlu’nun “Bakırköy’ün uzun yıllar biriken sorunlarını çözdük” paylaşımına sert tepki gösteren Bakırköylüler, yolların çukur ve çamur içinde olduğunu, yürümekte ve araba kullanmakta zorlandıklarını, Bakırköy’ün pislik içinde olduğunu söyleyerek İmamoğlu’na tepki gösterdiler.

1 2 ... 1826 1827 1828 1829 1830 1831 1832 ... 2659 2660