18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Sudan güvenlik güçleri kaçırılan iki Türk vatandaşını kurtarıp büyükelçiliğe teslim etti

Hartum Uluslararası Havalimanında, kurtarılan Firat Can Barak ve Ömer Cünedioğlu için düzenlenen basın toplantısına Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İrfan Neziroğlu, Hızlı Destek Kuvvetlerinin İstihbarat dairesi Başkanı El-Hayır Abdullah ve üst düzey yetkililer katıldı. Kurtarılan Mühendis Baran, burada yaptığı açıklamada, serbest kalması için emeği geçen herkese teşekkür etti. Organize bir şekilde hareket edip kendileri için gösterilen çabadan dolayı çok memnun olduğunu söyleyen Baran, "Türkiye'nin Büyükelçisi İrfan Bey da çok çaba sarf etti. Biraz önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla da görüştük. Onlara çabaları ve gayretlerinden dolayı çok teşekkür ederiz." diye konuştu. Ömer Cünedioğlu da kötü bir an yaşadıklarını ama isyan ve sitem etmediklerini ifade etti. Yaşadıkları olaylardan dolayı da Sudan halkına kırgın olmadıklarına işaret eden Cünedioğlu, bu tatsız olaylardan dolayı umutları tükenmediğini dile getirdi. Cünedioğlu, serbest kalmaları için emeği geçen Sudan hükümetine teşekkür ederek, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na ve Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İrfan Neziroğlu'na ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Allah onlardan razı olsun. İyi ki böyle bir liderliğimiz var." ifadelerini kullandı. "2 GÜN SONRA KURTARILMALARININ, KARDEŞLİĞİMİZİN GÜÇLÜ OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ" Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi Neziroğlu da 3 gün önce kaçırılan iki Türk vatandaşının havalimanında karşılamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kurtarılan vatandaşların Faşir'de Türk şirketine ait elektrik santralinde çalıştıklarını aktaran Neziroğlu, bu santralin, Faşir ve civarındaki köylerin elektrik ihtiyacını karşıladığını belirtti. Neziroğlu, olaylardan 2 gün sonra kurtarılmalarının, Türkiye ve Sudan dostluğunun ve kardeşliğinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini ifade etti. Olayın Türklere karşı yapılan bir eylem olmadığının altını çizen Neziroğlu, "Bölgede bir takım güvenlik sorunlar yaşanıyor, bundan kaynaklı bir olay olduğunu düşünüyoruz. Ümit ediyoruz ki Darfur'da olaylar kısa zamanda yatışır ve ordaki kardeşlerimiz barışa kavuşurlar." diye konuştu. Neziroğlu, yaşanan olayların iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini de vurguladı. "KÖKLÜ VE GÜÇLÜ İLİŞKİLER" Hızlı Destek Kuvvetleri, İstihbarat Dairesi Başkanı El-Hayır Abdullah da Türkiye ve Sudan arasındaki ilişkinin köklü ve güçlü olduğunu, Sudan halkının da Türk halkına saygı duyduğunu vurguladı. Hükümet ve halk olarak bu yaşananlardan üzüntülerini dile getiren Abdullah, "Sudan'a hizmet eden bu iki kardeşimize yaptığımız sıkı ve hassas operasyon neticesinde ulaşmamızdan dolayı çok mutluyuz." dedi. Operasyonun Sudan Ordusu, Hızlı Kuvvetleri, Emniyet Güçleri ve İstihbarat Teşkilatı'nın iş birliğinde yapıldığını söyleyen Abdullah, kaçıranların bir kısmının kaçtığını, diğerlerinin de gözaltına alındığını bildirdi. Kuzey Darfur eyaletine bağlı Faşir kentindeki Türk elektrik santralinde çalışan 2 Türk vatandaşı ve Sudanlı şoför, 7 Aralık akşamı işten eve dönerlerken kimliği belirsiz kişilerce içinde bulundukları araçla bilinmeyen bir yere götürülmüştü. Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin Hartum Büyükelçiliği, kaçırılan Türk vatandaşlarının kurtarılması için Sudan makamları nezdinde yoğun girişimlerde bulunmuştu.

2 yıl önce

CHP'li Engin Altay: Parti içinde PKK'lıların olması HDP'yi terörist parti yapmaz

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engil Altay, TBMM'de yaptığı konuşmada HDP'yi savunarak şok ifadelere imza attı. Altay'ın "HDP içinde terör bağlantılı insanlar olabilir, bu durum partiyi terörist yapmaz" ifadelerine büyük tepki geldi. "HDP'NİN İÇİNDE PKK İLE İLİŞKİLİ İNSANLAR OLABİLİR" Açıklamalarıyla meclisin tepkisini çeken Altay ayrıca "Partinin kurumsal olarak terörize edilmesi doğru değil. Orta yerde hain bir terör örgütü var. Devletin ve Meclis'in uğraşması gereken orasıdır." ifadelerini kullandı. DEMİRTAŞ VE KAVALA'NIN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEMİŞTİ Altay, geçtiğimiz günlerde,"Biz HDP'yi terör örgütü görmüyoruz. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın cezaevinde tutulmasını doğru bulmuyoruz. Bu konularda açık ve cesuruz." ifadeleri ile de gündeme gelmişti.

2 yıl önce

Mahkemeden Osman Kavala kararı

Osman Kavala'nın tutukluluğuna itiraz, üst mahkeme olan 14. Ağır Ceza Heyeti tarafından reddedildi. Birleştirilen Gezi ve Çarşı davasının ikinci duruşmasında Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmiş ve dava 17 Ocak'a ertelenmişti.

2 yıl önce

Rusya'dan 'kışkırtılıyoruz' vurgusu: Batı ile ilişkiler kritik noktaya geldi

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Rusya ile ABD ve Batı ülkeleri arasındaki ilişkiler değerlendirildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 7 Aralık'ta video konferans yoluyla görüşme yaptığı hatırlatılan açıklamada, ABD ile güvenlik diyaloğunun önemi vurgulandı. "DİYALOĞA ACİLEN İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR" Açıklamada, "Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkilerin bozulmaya devam ettiği ve kritik noktaya geldiği zamanda, böyle bir diyaloğa acilen ihtiyaç duyulmaktadır." ifadesi kullanıldı. RUSYA: NATO'YU BÖLGEYE ÇEKMEK ADINA KIŞKIRTILIYORUZ Rusya'ya karşı artan meydan okumanın kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, NATO üyesi ülkelere ait uçakların Karadeniz'de Rus sınırlarının yakınlarında "kışkırtıcı" uçuşlar yaptığı belirtildi. Ukrayna'nın NATO'ya "çekme" yönünde adımlar atıldığı kaydedilen açıklamada, "Bu tür sorumsuz davranış, güvenliğimiz için kabul edilemez tehditler oluşturmakta, ilgili taraflar için Avrupa'da büyük sorun yaratacak ciddi askeri riskleri kışkırtıyor." ifadesine yer verildi. "UZUN VADELİ GARANTİLER ÜZERİNDE ISRARCIYIZ" NATO'nun son yıllarda doğuya doğru ilerlediğine dikkati çekilen açıklamada, Rusya'nın bu konudaki endişelerinin kayda alınmadığı vurgulandı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu bağlamda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de belirttiği gibi belirli bir süre içinde eşit ve bölünmez güvenlik ilkesi temelinde NATO'nun doğuya doğru ilerlemesi ve Rusya'nın batı sınırlarında tehdit oluşturan silah sistemlerinin konuşlandırılmasını engelleyen ciddi uzun vadeli yasal garantiler üzerinde çalışılması konusunda ısrar ediyoruz." Rusya ile ABD ve NATO savunma kurumları arasında düzenli diyaloğun yeniden sağlanması gerektiğine işaret eden açıklamada, ABD'ye Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) kapsamında olmayan silahları Avrupa'ya yerleştirmeme çağrısında bulunuldu.

2 yıl önce

İlber Ortaylı’dan Nevşin Mengü’ye ‘Çerkes’ ayarı! Kendi kanalında böyle rezil etti

Çerkeslerin, dünyada 40’tan çok ülkede yaşadığı belirtilen haberde, “Dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye’dedir ve maalesef en büyük asimilasyon da Türkiye’dedir.” ifadelerine yer verildi. Bu algı amaçlı haber, büyük tepkiye neden oldu. İLBER ORTAYLI TEPKİ GÖSTERDİ Kanalın Türkiye yayınlarının ekran yüzü olan Nevşin Mengü, konuyu Nevşin Mengü Soruyor programında tarihçi yazar İlber Ortaylı ile masaya yatırdı. Ortaylı, yapılan algıya tepki göstererek ikinci dünya savaşı sırasında Almanya’da Naziler tarafından yapılan katliamları hatırlattı. Ortaylı ile kanalın haberini savunan Nevşin Mengü arasında tartışma yaşandı. “30’LARIN ALMANYA’SINI HATIRLATMAK İSTEMİYORUM” Ortaylı, “Sizin Almanya’daki organda ara sıra yapıyorlar böyle şeyleri. Ama 30’ların Almanya’sını hatırlatmak istemiyorum. Çok kötü şeyler oldu efendim sırf Yahudileri değil zavallı çingeneleri bile toplayıp.. ” sözlerini kesen Mengü, “Ama mesele her zaman 30’lar Almanya’sının hatırlanıp bunun bir daha tekrarlanmamasını sağlamak aslında.” cevabını verdi. “LÜTFEN KENDİ PROBLEMİNİZİ ÖNCE ÇÖZÜN” Ortaylı ise, “O onların sorunu. Burada öyle bir şey olmaz. Ben hiçbir kavmin hem Yahudileri hem Çingeneleri hem Slavların bir bölümünü fırınlara yollayacak kadar zıvanadan çıktığını zannetmiyorum. Bu büyük bir olaydır. bunu tabi bir şekilde unutmak değil üstününe gitmek lazım. Öğrenmeleri lazım ve böyle basit mukayeselerle suçu yaymalarla suçu örtemezsiniz. Lütfen kendi probleminizi önce çözün. Çünkü bu suçu yayarak hafifletmek demektir. Bununla toplumsal vicdan rahatlamaz. Yapma tarihle eritemezsiniz. ” dedi. İşte o anlar:

2 yıl önce

Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyeliğine tekrar seçildi

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, IMO Konsey üyeliği seçiminin, Londra'da gerçekleştirilen IMO 32. Genel Kurul toplantısı çerçevesinde bugün yapıldığı, yeniden aday olan Türkiye'nin Konsey üyeliğine tekrar seçildiği duyuruldu. Açıklamada, Türkiye'nin ilk kez aday olduğu 1999'dan itibaren iki yılda bir yapılan bütün Konsey seçimlerinde üye olduğu aktarılarak şunlar kaydedildi: "Bugün gerçekleştirilen seçimlerde de olumlu bir sonuç alınması, Birleşmiş Milletlerin deniz emniyeti - güvenliği ve deniz çevresinin korunması gibi teknik denizcilik konularındaki uzmanlık kuruluşu olan IMO'nun yürütme organı olan Konseydeki güçlü konumumuzu pekiştirmiştir. Ülkemiz IMO Konsey üyeliği çerçevesinde, denizcilik alanında sahip olduğu imkân ve kabiliyetleri ile bilgi ve tecrübesi sayesinde IMO çalışmalarına ve bağlı olduğu IMO hedeflerinin ilerletilmesine yönelik somut katkılarda bulunmaya devam edecektir."

2 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na: Terörizmin ambargo koyduğu şahıs

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Her şehit gönüle düşen nar, toprağa düşen nurdur. Aziz şehitlerimiz vatanımızın semalarında dolaşan ebedi muhafızlarımızdır. Şehide öldü diyemeyiz, çünkü onlar ölmez, ölmemiştir. Yalnızca bizler göremeyiz. Biliriz ki, her şehit Allah’ın gufranıyla mükâfatlandırılmıştır. Gazilerimiz, şehitlerimiz beka serverimiz, birlik ve dirlik servetimizdir. Şehit helal ve haysiyetli mücadelelerin şeniyeti, gazilerimiz de şahididir. Türk milleti yerin üstünde yaşayanlar kadar yerin altında sere serpe uzanıp sıradağlar gibi duranların kutlu mecmudur. Dün şehitler kervanına dört kahramanımız daha eklendi. Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Yıldırım Operasyon Bölgesi’nde Uzman Çavuşlarımız Doğanay Çelik, Ali Sarı, İdris Aksöz ile İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Emre Ceylan şehit düştüler. Dilerim ki, şehadetleri mübarek olsun. Şehitlerimiz vatan ve millet uğrunda gözlerini daldan budaktan esirgeyemeyerek makamların en yücesine ulaştılar. Rabbim rahmetiyle muamele etsin. Geride bıraktıkları muhterem ailelerinin, silah arkadaşlarının, aziz milletimizin ve ezcümle hepimizin başı sağ olsun. Bayraklaşıp devleşen şehitlerimiz bugün dualar eşliğinde vatan topraklarına emanet edildiler. Al bayrağımız örtüleri, hatıraları övünçleri olarak aramızdan (fiziken) ayrıldılar. Ancak dökülen kanları yerde kalmayacak, sorulacak hesapları mahşere bırakılmayacaktır. İnanıyorum ki, terörün çürüyen kökü kazınacak, teröristlerin de gömülecek kuyuları kazılacaktır. Bundan taviz yoktur, geri adım yoktur, vazgeçme yoktur. Nerede bir hain varsa bir kahraman karşısına çıkacaktır. Hangi bataklıkta bir haşarat üremişse orası tertemiz yapılacaktır. Şehitlerimizin acısına maruz kaldığımız şu günlerde, TBMM Genel Kurulu’nda 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin görüşülmesi esnasında tezahür eden ağır provokasyonlar, şiddet ve derinlik kazanan tahrik provaları yürek yaramıza adeta tuz basmaktadır. İhanet her yerdedir. "NEFRET DİLİNE KAPILANMALARI ALENİ ZİLLETTİR" İçişleri Bakanlığımızın bütçesi görüşülürken, CHP’li ve HDP’li milletvekillerinin beka mücadelemizden intikam alır gibi, şehitlerimize hakaret edercesine, kahraman güvenlik görevlilerimize saldırırcasına öfke nöbetine kapılmaları, nefret diline kapılanmaları aleni zillettir. Terörle mücadelede tarihi başarılara imza atan bakanlıklarımızın bütçeleri müzakere edilirken mayası bozuk, meşrebi bulanık, mensubiyeti hasarlı isimlerin alçalmış üsluplarıyla Genel Kurulu terörize etmeleri hakikaten rezaletin daniskası, işbirlikçiliğin alametifarikasıdır. TBMM’de yaşanan karmaşa ve siyasi kundakçıların tacizleri asla tesadüfi değildir. Bölücü terör örgütü darbe üstüne darbe yedikçe Meclis’e yuvalanmış ittifak ve ikbal ortaklarının ateşi yükselmekte, sinir sistemleri, oto kontrol mekanizmaları altüst olmaktadır. KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER Artık CHP’yi HDP’den, Kılçdaroğlu’nu terörist Demirtaş veya terörist Karayılan’dan ayırt etmek, ayrı değerlendirmek neredeyse imkansızdır. Eline ve diline hakim olamayan, şuur ve ruhunu çaldıran Kılıçdaroğlu istikameti kaybolan, iradesine terörizmin ambargo koyduğu bir şahıstır. Bir HDP’li vekilin “Kürdistan’a özgürlük şiarıyla iktidara geleceğiz” açıklamasına sessiz kalıp bu bölücünün Genel Kurul çalışmalarına 3 birleşim katılmama cezasına itiraz eden Kandil’in yeni CHP’sidir. İçişleri Bakanımıza çakal demek de soysuzluk ve terör seviciliktir. Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle, dağda, şehirde, kırsalda, mezrada, sınır ötesinin her tehdit saçan noktasında başı ezilen, ayaklar altında sürünen terör örgütünün hunhar ve hain fermanını TBMM’de okumaya çalışan mülevves ve müptezel emellere müsaade edilmeyecektir. Meclis kürsüsünü lekeleyip demokrasiyi ve milli iradeyi hedef alarak,terörle mücadelede insanüstü mücadeleler sergileyen bakanlarımıza dil uzatan sefiller meydanın boş olduğunu sanmasınlar.Türk milleti her şeyin gözlemcisi,her gelişmenin takipçisi,her terör hayranının da hasmıdır. Yavruları yetim bırakan, gelinleri dul koyan, anaları, babaları acılar içinde kıvrandıran şerefsiz teröristlere ne sözle, ne de eylemle karşı gelemeyen, karşı çıkamayan kim varsa bizim nazarımızda akan kanda payları olan, doğrultulan kanlı silahlardan tutan vatansızlardır.

2 yıl önce

Diyarbakır’da evlat nöbeti: Diyarbakır annelerinin oturma eylemine bir aile daha katıldı…

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 830. gününde sürüyor. Ankara'da 2015'te 20 yaşındayken dağa götürülen oğlu Macit için gelen baba Seyfetullah Taşkın da oturma eylemine dahil oldu. Oğlunun matbaada çalışırken HDP'liler tarafından kandırıldığını ve evladından bir daha haber alamadığını belirten Taşkın, oğluna kavuşmak için eyleme katıldığını söyledi. Sonuna kadar oturma eyleminde yer alacağını aktaran Taşkın, "Çocuğumu kim kandırıp götürmüşse onlardan istiyorum. Buradan sesleniyorum gelip devletin adaletine sığınsın." dedi. AİLELERDEN, 10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ AÇIKLAMASI Oturma eylemini sürdüren aileler adına 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla açıklama yapan baba Celil Begdaş, oturma eylemini sürdüren anne ve babaların haklarının verilmediğini söyledi. Begdaş, şunları kaydetti: "9 yaşındaki çocuğu dağa götürmek insan hakkı mıdır? Çocuklarımızın hakları nerede? HDP sokağa çıkmış insan haklarından bahsediyor. Ey HDP sende vicdan merhamet olsaydı gelip burada açıklama yapardın. Bu anne ve babaların suçu nedir? Çocuklarımız dağlarda perişan, biz burada perişanız ama HDP insan haklarından bahsediyor. Yeter artık, bu anne ve babalar nereye kadar ağlayacak?"

1 2 ... 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 ... 2675 2676