05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Naif Analiz - Ali Naif Çakar | PKK’nın Sonu; ‘Kürt’lüğün Miladı, Kürtçenin İhyası  

Türk’ün kötü olduğu, devletin düşman olduğu, PKK’ya meyletmeyen Kürdün Kürt’ten sayılmadığı, Apo’cu Kürtlüğün esas olduğu, bölücülüğün baki, şiddetin makbul olduğu bir örgütsel iklime karşı artık hem Kürtlerin hem de gönlünde Kürtlere kocaman yer olanların başkaldırma zamanı

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Avrupa’nın Kürt Düşmanlığı ve Demirtaş Kararı

Yunanistan’dan Belçika’ya, Berlin’den, Fransa’ya değin AB ülkeleri farklı örgütlerden bir çok teröriste ev sahipliği yapmaktadır

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Akademik Oligarşi ve Boğaziçi Dükalığı

Bir Rektör atanır ve yer yerinden oynatılmaya çalışılır. Bağıranlar ve çağıranlar Türkiye’de gündem olmak için çırpınıp dururken bilmezler ki Türkiye’nin böyle bir öncelikli gündemi yoktur. Boğaziçi modernizmi gerçek anlamda geleneksel ve modern olana karşı bir meydan okumaya kalkıştı. Öğrenci maskesini piyon olarak seçen bu post-modernist kışkırtıcılık beyaz ve yabancı olandan aldığı elitist desteğin hakkını vermek için büyük bir çaba içerisinde. Kime ve neye karşı böyle bir eylemsellik ortaya çıktı, asıl sorgulanması gerekenin bu olması lazım. Önce Boğaziçi, sonra demokrasi diyenlerin Rektör atanmasına olan itirazları, sırtlarını döndükleri rektörlük binasından kamuoyuna mesaj verme çabalarının ne akademik nede demokratik bir ölçüsünün olmadığını zaten biliyoruz. Boğaziçine baktığınızda Türkiye’nin neden tam anlamıyla entelektüel akademisyen çıkaramadığını da kolaylıkla anlayabiliyoruz. Boğaziçi’nin içerisinde olduğu anafor, üniversite sınavlarında başarıyla bu üniversiteye giren gençlerin nerelere savrulduğunun ve beyin göçü denen hadisenin neden gerçekleştiğinin ahlaki boyutuyla tokat gibi yüzümüze çarpıyor. YÖK özelinde, Türkiye genelinde yükseköğretimimizin Boğaziçi diye büyük bir sorunu olduğunu anlamış bulunmaktayız. Devletiyle kavgalı, milletiyle mesafeli, yabancıya tutulmuş bir akademik iklimin bu topraklara katacağı tek şeyin LGBT olması hazin bir sistem eleştirisine de bizi zorluyor.

3 yıl önce

Naif Analiz - Ali Naif Çakar | Türkiye  “Boğaziçi Cemaati”nden Büyüktür!

“Boğaziçi cemaati” başta olmak üzere , LGBT’si, HDP’si , CHP’si, irili ufaklı küçük enişte bakiyesinden terör örgütleri, marjinal grupları, sosyal medyadaki provokasyon odakları hep bir ağızdan bu ülkenin üstüne gelmeye uğraştıkça, bu ülkenin evlatları olan bizler Türkiye’mizle meşgul olmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz… Türkiye Dükalık zihniyetiyle formlanmış “Boğaziçi cemaat”inden büyüktür.      

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | HDP’nin Kurtuluş Umudu; Cizre Bodrumları

Cizre’nin Bodrumlarının gün yüzüne çıkması, Sur’un yeniden inşası, Derik’in kalkınması ve nicesi PKK’ya ve HDP’ye çok büyük derttir. Çözüm süreci ve çukur-hendek olayları başta olmak üzere PKK ve HDP’nin Kürtlere attığı kazığın haddi ve hesabı yoktur. Cizre’nin Bodrumlarına o gençleri dizip sivil tek bir can zarar görmesin diye vicdanlarıyla operasyon yürüten onlarca kahramanımızı şehit vermemize neden olanlar er ya da geç gizledikleri derin gerçekler ortaya çıkar çıkmaz hesap vereceklerdir. PKK ve HDP çukurların altında kalan teröristlerin hesabını, strateji ve siyaset hatalarını kendi aralarında henüz görmediler, Kürtler bu gerçekle tam anlamıyla yüzleşip hesap sormaya koyulmadı ama içimiz rahat o günler yaklaşıyor. Boğaziçi Eylemlerinde LGBT’ye daha fazla sığınma ihtiyacı hisseden PKK’nın, HDP’nin çukur ve hendeklerden sonra Kürt gençlerine verebilecekleri tek seçenek LGBT vizyonudur. Bunların meşrebinde çukurdan kaçan LGBT’ye tutulur! Avrupa’ya , Amerika’ya yaranmak adına Kürt gençlerinin LGBT’lileşmesine rıza göstermeyiniz, karşı durunuz, Allah aşkına. Ey kardeşleri olduğum Kürtler! Evlatlarınızı, nesillerin sıhhati ve geleceği adına HDP’den muhafaza buyurunuz, HDP’den ve PKK’dan hesap sorunuz.  

3 yıl önce

Analiz - Sultan Şenyazar | Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Melih Bulu’un rektör atanması bağlamında Türkiye’deki rektör atamalarının dünü ve bugünü

Kimse kusura bakmasın, ne seçimleri seçim, ne siyasi kimliksiz bu insanlar seçilirken kimsenin gıkı çıkmamış da bugün öğrenciler öne itilerek birşeyler yapılmaya çalışılıyorsa, bunun adına rektörlük protestosu denmez. Ya hocalar kendi hanedanlarını kaybetmek istemiyorlar, rektöre oy vererek rektörü vesayet altında tutan sistemi sürdürmek istiyorlar, ya da bu başka bir kurgudur, daha büyük bir planın parçasıdır ki işin içindeki LGBT, terör örgütlerinin verdiği destek, bize bu büyük fotoğrafı işaret etmektedir.

3 yıl önce

Analiz - Sultan Şenyazar | Üniversite olayları bizi hiçbir zaman demokrasiye götürmedi. Mesela darbeye karşı üniversite olayları olmadı

Bir soru sormak isterim. Bir üniversite öğrencisi, okul hayatı boyunca rektörü kaç kez görür? Veya bir rektörün yönetiminden, doğrudan nasıl etkilenir ki rektörün seçimiyle bu kadar ilgilenir. Türkiye’de binlerce lise var. Lisede öğrenciler, devletin atadığı müdürün yönetiminde eğitim alıyorlar, o müdürle temas ediyorlar, her gün görüyorlar ama bir yıl sonra üniversiteye başlıyorlar ve diyorlar ki hayır rektörümüzü biz seçeceğiz. Ve bunun için günlerdir eylemler yapılıyor. Yalnız burada bir incelik var, öğrenci eylemleri, rektörü öğrenciler seçsin iddiasiyla yapılmıyor aslında. Rektör üniversite içinden seçilsin diyorlar. Yani bu eylemi planlayanlar, aslında öğrencilere bir seçme hakkı talep ediyor değil. Öğretim görevlilerinin talebini dile getirmek için öğrencileri kalkan olarak kullanıyor.

3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Kürdün PKK ve HDP ile İmtihanı

Türkiye’de HDP kurgusuyla şekillenen Kürt siyaseti bitmiştir. Dünyadaki siyasi konjonktürde etnik-ayrılıkçılığa uygun bir zemin oluşturmuyor ve uzunca bir süre oluşturmayacak gibi duruyor. HDP Kürtlerin PKK ile anılmasının kurumsal organizasyonu olmanın ötesinde bir misyon taşımadı, taşımıyor ve taşıyamayacak. Türkiye’nin Kürtlerinin HDP ve PKK ile mutlak suretle mesafelenmesi ve ayrışması gerekiyor. Kürdün PKK ve HDP ile imtihanı artık sorgu düzeyinde başladı. HDP’nin çözüm sürecinde çözümle ilgilenmekten ziyade PKK terör örgütünü devletle eş tutma ve mevkidaş gösterme çabasının bedelini başta Kürtler olmak üzere Türkiye’nin tamamı acı bir şekilde tecrübe etti. Kürtlere ve Kürtlüğe ilişkin devlet politikasında karşılık bulan her kültürel ve demokratik gelişmeyi demokrasinin bir kazanımı olmaktan çıkarıp terör örgütünün bir kazanımına dönüştürmek için çok çabaladılar. Kürt kültürü PKK nedeniyle tarihi bir darbe aldı, son 20 yılın devrim niteliğindeki gelişmelerinden Kürtçenin kamusal alanda kullanımına ve Kürtlüğün saklanılacak utanılacak bir kimlik olmaktan çıkarılmasına değin büyük dönüşümlerden geçti Türkiye. Altını çizerek not düşmemiz gerekiyor bu kazanımların hiçbir tanesi PKK’nın silahlı mücadelesi ve HDP’nin Kürtlere silahsız müdahalesi neticesinde gerçekleşmemiştir. HDP’nin oy alma dışında tek bir demokratik ve genelinde insani başarısı yoktur. PKK Kürtlerin başına gelmiş en büyük felakettir, HDP ise Kürtlerin oylarıyla büyüttüğü büyük bir hayal kırıklığıdır. Kürt kimliği ve Kürtler kendilerine bir fanus içinde örgütçe dayatılan HDP’ye mahkum değildirler. Kürtleri bu toplumla ilişkilerini siyaset üzerinden belirleyebilecekleri yanılgısına PKK ve HDP birlikte ittiler. Bilinmeli ki; Kürtler tarafından PKK’nın ve HDP’nin reddi Kürtlüğünün şanıdır!  

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12